• Sonuç bulunamadı

4. ARAŞTIRMA BULGULARI

4.3. Türkiye’de Zeytinyağı Üretimi, Tüketimi ve Dış Ticareti

4.3.3. Dış Ticaret

Türkiye’de zeytinyağı ithalatı, sadece bazı yıllarda (1992, 1998 ve 1999 yıllarında) yok denilecek kadar az miktarlarda (0.5-1.5 ton arası) yapılmaktadır (IOOC, 2011a). Bu nedenle zeytinyağı dış ticareti sadece ihracat ele alınarak incelenecektir.

Türkiye’nin zeytinyağı ihracatı 1990-1991 yıllarında ortalama 10 bin ton iken, düzenli bir artış göstererek 2004-2005 yıllarında 83 bin tonla en yüksek seviyesine ulaşmış, takip eden yıllarda ise şiddetli bir şekilde azalarak dönem sonunda (2008-2009) 27 bin ton olarak gerçekleşmiştir (Şekil 4.21).

Şekil 4.21. Türkiye’de Zeytinyağı İhracatının Gelişimi

30 27

Zeytinyağı ihracatının üretime oranı özellikle bazı yıllarda önemli dalgalanmalar göstermiştir. Bu oran, 1990-1991 yıllarında %15 iken 2004-2005 yıllarına kadar artarak %65’e yükselmiş, bu yıldan itibaren gerileyerek %19’a düşmüştür (Şekil 4.22). İhracatın üretime oranındaki bu azalışın başlıca sebebi ihracat miktarında meydana gelen azalmadır.

Şekil 4.22. Türkiye’de Zeytinyağı İhracatının Üretime Oranı

0

Türkiye’nin zeytinyağı ihracatında istikrarlı bir artış söz konusu olmayıp ihracat miktarı istenilen seviyenin altında gerçekleşmektedir. Bunun başlıca sebepleri; zeytinyağı maliyetlerinin rakip ülkelerin üzerinde olması, başta AB’de üreticilere verilen desteklerin Türkiye’de uygulanan desteklerin üzerinde seyretmesi, AB’nin zeytinyağı ithalatında Türkiye’ye uyguladığı yüksek gümrük vergileri ve AB’nin AB üyesi olmayan birçok ülkeye tanıdığı imtiyazlardır. Bununla beraber ihracatta son yıllarda (özellikle 2006 yılından sonra) görülen azalma ise, dünya piyasalarında oluşan fiyatların Türkiye’deki üreticilerin beklentilerinin altında olması, istenilen fiyatta yurt dışında pazar bulunamaması ve ağırlıklı olarak gelişmiş ülkelerde etkisini sürdüren küresel ekonomik kriz ile ilgilidir (EİB, 2011).

Türkiye, çok sayıda ülkeye zeytinyağı ihraç etmektedir. Son yıllar ortalamasına bakıldığında Türkiye’nin zeytinyağı ihracatı yaptığı başlıca ülkeler ABD (%24), İtalya (%16), Suudi Arabistan (%10) ve Japonya’dır (%9) (Ek Tablo 14). Türkiye’nin zeytinyağı ihracatının %59’u bu dört ülkeye yapılmaktadır. İhracat yapılan diğer önemli ülkeler ise sırasıyla İspanya, Birleşik Arap Emirlikleri, Kanada ve Avustralya’dır. Bu ülkelerin yanı sıra birçok ülkeye de düşük miktarlarda ihracat yapılmaktadır.

Dünyada zeytinyağına yönelik talebin artması Türkiye için yeni ihraç pazarlarının ortaya çıkmasını sağlamış ve son yıllarda zeytinyağı ihracatı yapılmaya başlanılan ülkeler Türkiye’ye yeni fırsatlar sunmuştur. İhracat yapılan ülkeler içerisinde İtalya ve İspanya hariç tutulduğunda, ihraç pazarlarımızın geleneksel olarak zeytinyağı tüketicisi olmayan, son yıllarda tüketim miktarları hızla artan ve gelecekte artma potansiyeli olan ülkeler olduğu söylenebilir. AB ülkeleri ise, Türkiye için hem büyük bir pazar oluşturmakta, hem de diğer pazarlarda en büyük rakip ülkeler olarak yer almaktadır. Bu ülkelerin üretimlerinin düşük gerçekleştiği yıllarda ihracat artmakta, ancak genellikle dökme formda ihracat yapıldığından dolayı ihraç edilen ürün daha sonra ambalajlanarak diğer pazarlarda İspanyol ve özellikle İtalyan markaları altında satılmaktadır (ISO, 2006). Nitekim, ihraç fiyatları karşılaştırıldığında bu durumun önemi daha net bir şekilde anlaşılabilmektedir. İtalya’ya ve İspanya’ya satılan zeytinyağı genellikle dökme formda olup, ihraç fiyatları sırasıyla 2.72 $/kg ve 2.56

$/kg civarındadır. Buna karşılık, ihraç fiyatları Japonya için 4.10 $/kg, Suudi Arabistan için 3.45 $/kg, ABD için ise 3.18 $/kg’dır.

Türkiye’nin zeytinyağı ihracatı ambalaj şekillerine göre dökme, varilli ve kutulu şekilde yapılmaktadır. Özellikle 2006 yılından sonra görülen toplam zeytinyağı ihracatındaki azalma, daha çok dökme ve varilli zeytinyağı ihracatındaki gerilemeden kaynaklanmıştır. 2001-2002 ile 2008-2009 yılları ortalamaları karşılaştırıldığında dökme ihracatta %78, varillide %60 azalış yaşanırken, kutulu ihracatta %59 artış gerçekleşmiştir (Ek Tablo 15). Ele alınan dönemde, ambalaj şekillerine göre zeytinyağı ihracatında, büyük bir oransal değişim söz konusudur. 2001 yılında ihracatın %49’u dökme, %24’ü varilli şekilde yapılırken sadece %27’si kutulu olarak pazara sunulmaktadır (Şekil 4.23). 2009 yılında ise dökme ihracatın payı %26’ya, varilli ihracatın payı %10’a düşerken, kutulu olarak ihracatın payı %64’e yükselmiştir. Bu durum, ihracatın fiyatı ve katma değeri düşük zeytinyağından, fiyatı ve katma değeri yüksek zeytinyağına kaydığını göstermektedir. Nitekim, 2009 yılı itibariyle zeytinyağı fiyatları dökme formda 2.75 $/kg, varilli olarak 3.20 $/kg iken kutulu olarak 3.84 $/kg olarak gerçekleşmiştir (EİB, 2011). Zeytinyağı ihracatında meydana gelen bu değişim hem yurtdışı pazarlarda Türk malı imajının yayılması ve benimsenmesi, hem de daha yüksek ihracat gelirlerinin elde edilmesi bakımından önemli bir gelişmedir.

Şekil 4.23. Türkiye’nin Ambalaj Şekillerine Göre Zeytinyağı İhracatı

49

2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009

O ra n (% )

Kutulu

Varilli Dökme

Kaynak: Ek Tablo 15.

Burada değinilmesi gereken bir başka konu ise AB’nin yerli üreticisini üçüncü ülkeler karşısında korumak amacıyla uyguladığı ithalat politikalarıdır. AB, Türkiye menşeli zeytinyağı ithalatında kalitesine göre değişmek kaydıyla 1,103.4-1,278.7 Euro/ton spesifik gümrük vergisi uygulanmaktadır.

Aynı zamanda, 1/98 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı (OKK) kapsamında AB tarafından Türkiye menşeli zeytinyağları için spesifik vergiler üzerinden, ham yağlarda %10, diğer yağlarda ise %5 oranında gümrük vergisi indirimi uygulanmaktadır (TBMM, 2008). AB, zeytinyağı ithalatını DİR kapsamında gerçekleştirdiğinden, Türkiye’den yaptığı ithalatta genellikle kutulu zeytinyağı yerine düşük fiyatlı dökme zeytinyağını tercih etmektedir.

Zeytinyağı kalite sınıflarına göre 5 gruba ayrılmakta olup, bunlar sızma, natürel birinci, natürel ikinci, rafine ve riviera şeklinde adlandırılmaktadır. Türkiye zeytinyağı ihracatını büyük bir oranda sızma (%31), riviera (%29) ve rafine (%28), az miktarda da natürel birinci (%10) ve natürel ikinci (%2) şeklinde yapmaktadır (Tablo 4.7). Natürel ikinci tipte zeytinyağı, 2010 yılında Zeytinyağı ve Pirina Yağı Tebliği’nde yapılan değişiklikle kalite sınıfları arasından çıkarılmıştır (RG, 2010). Son yıllarda sızma zeytinyağı ihracatında hem mutlak hem oransal olarak artış yaşanmıştır. Riviera tipi zeytinyağı ihracatında ise mutlak olarak azalma yaşansa da oransal olarak artış mevcuttur. Sızma ve riviera hariç, diğer kalite sınıflarındaki tüm yağlarda hem mutlak hem oransal olarak azalış söz konusudur.

Zeytinyağı ihracat miktarındaki değişmelere bağlı olarak ihracat değeri önce artış eğilimi göstermiş, sonrasında azalarak bugünkü seviyelerine gelmiştir. Zeytinyağı ihracat değeri 2001 yılında yaklaşık 46 milyon $ iken artarak 2004 yılında en yüksek seviyesine ulaşmış ve 297 milyon $ olarak

gerçekleşmiştir. Bu tarihten sonra azalma eğilimine girerek 2009 yılında yaklaşık 82 milyon $ olmuştur.

Tablo 4.7. Türkiye’nin Kalite Sınıflarına Göre Zeytinyağı İhracatı (%)

Kalite Sınıfları 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009

Türkiye’de zeytinyağı ihracat fiyatı 2009 yılında ortalama 3.49 $/kg olarak gerçekleşmiştir (Şekil 4.24). İhracat fiyatları, 2001-2005 yılları arasında genel bir artış eğiliminde olup, bu tarihten sonra dalgalanmalar yaşanmıştır. Bu dalgalanmaların sebebi, özellikle AB üyesi ülkeler başta olmak üzere, dünyada zeytin üretiminde meydana gelen değişime bağlı olarak, zeytinyağı arzında meydana gelen dalgalanmadır. Nitekim dünyada diğer önemli zeytinyağı ihracatçısı ülkelerin ihraç fiyatlarında da benzer şekilde dalgalanmalar olmuştur. Ayrıca, Türkiye’de kutulu zeytinyağı ihracatında meydana gelen artışın da ortalama ihracat fiyatlarının artışı üzerinde etkisinin olduğu söylenebilir.

Şekil 4.24. Türkiye’nin Zeytinyağı Ortalama İhracat Fiyatları ($/kg)

4.53

2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009

Fi ya t ( $/ kg ) .

Kaynak: EİB, 2011.

Zeytinyağı ihracatında olumlu sayılabilecek pek çok gelişme yaşanmıştır. Ancak, bu gelişmelere rağmen zeytinyağı sektörünün gerek üreticiden gerek işleme sanayinden kaynaklanan birtakım sorunları mevcuttur. Bu sorunların yol açtığı kalite kayıpları, uluslararası standartlarda zeytinyağı üretimini ve gıda güvenliği kriterlerine uyumu güçleştirmektedir. Bu nedenle ülkemiz koşulları dikkate alınarak hazırlanan Türk Gıda Kodeksi “Zeytinyağı ve Pirina Yağı Tebliği’ndeki mevcut bazı kriterler Avrupa Birliği direktiflerinin yanı sıra Kodeks Alimentarius ve Uluslararası Zeytinyağı Konseyi standartlarına uyumlu hale getirilmiştir. Bu durum, zeytinyağının dünya piyasalarında pazar payını büyütebilmesi adına oldukça önemli bir adım olarak düşünülmektedir (Tunalıoğlu, 2006).