• Sonuç bulunamadı

Hareketin Genel Amaçları

Erbakan’a göre içinde bulunulan şartlar itibarıyla yapılması gereken hamle, tıpkı Sultan Fatih’in İstanbul’un Fethi sırasında gösterdiği azim ve irade ile meselelerin üzerine yürümesine benzemelidir. Asıl bu ruh ve meşaleye ihtiyaç vardır. Bu ruh canlandırılmazsa, kâğıtlar üzerindeki planlarda özlenen ve beklenen netice alınamaz. Milletin tarihte layık olduğu mevkiye erişilemez. Çünkü o mevkiye ulaşmanın sırrı, kâğıt üzerindeki planlarda değil, bin yıldan beri özde yaşatılan ruhta gizlidir (Erbakan, 2014a:172).

Millî Görüş Hareketi 1977’deki seçim beyannamesinde kendisini aksiyoner ve sistem kurucu bir hareket olarak tanımlarken yönetime talip diğer siyasi aktörlerin “Yeniden Büyük Türkiye” ifadesini kullanamayacaklarını, kullandıklarında bile ancak “Büyük Türkiye” ifadesini kullanabileceklerini belirtmektedir. Harekete göre diğer siyasi aktörlerin düşündüğü “Büyük Türkiye” maddi olarak büyümüş ve sadece rakamsal olarak büyütülmüş bir Türkiye'yi tanımlamaktadır. Böylece tanımlanan bir Türkiye adeta “gübre ile sun’i olarak büyütülmüş tatsız ve kokusuz meyve ve sebzeler”

gibidir. Oysa Millî Görüş Hareketi selefleri gibi bir söylem ortaya koymamaktadır. “Yeniden Büyük Türkiye” demektedir, “Yeniden Büyük Türkiye” demeye hususi bir itina göstermektedir. Hareket’e göre bu şekilde davranılmasının bazı sebepleri bulunmaktadır. Şöyle ki; ilk defa “Büyük Türkiye” olunmayacaktır, yani Türkiye yüzyıllar boyu zaten büyük olarak varlığını sürdürmüş bir ülkedir. Dolayısıyla bu millet için büyük olmak tabii bir seyirdir. Bu itibarla ilk defa büyük olunacak değildir ve gelinen noktaya kadar nasıl büyük olundu ise yeniden nasıl büyük olunacağını kastetmek adına bu kelime kullanılmaktadır. Böylelikle bu kelime kullanılarak sahip olunan bütüncül bir tarihsel anlayış kastedilmektedir.

Bu yüzden “Yeniden Büyük Türkiye” ifadesinin içerisinde Malazgirt zaferinin, İstanbul'un Fethi’nin ve Çanakkale Zaferi’nin heyecanı vardır. “Yeniden Büyük Türkiye” kurulacaktır. Ayrıca “Büyük Türkiye” denildiğinde kavak gibi büyüme de anlaşılabilmektedir. Fakat Hareket’in büyümekten kastettiği sadece maddi bir büyüme değildir. Hareket hem manen kalkınmış, hem de maddeten kalkınmış bir Türkiye hedeflemektedir. Aynı zamanda kurulması amaçlanan “Yeniden Büyük Türkiye” de; sahip olunan bin yıllık tarihi hafızada yer aldığı gibi bireylerin kardeşlik duygusu içerisinde Diyarbakır’daki kardeşinin acısını Edirne'deki kardeşinin işittiği, komşusu açken kendisi tok yatamayan bir Türkiye’nin tesis edilmesi hedeflenmektedir (MSP Seçim Beyannamesi, 1977: 12-13).

Millî Görüş Hareketi’nin hedefi maneviyatçı bir Türkiye meydana getirmektir denilebilir. Bu hedefin yanı sıra her zaman Hakk’ı üstün tutan, Türkiye’nin içinde ve dışında barışı amaçlayan ve koruyan, milletiyle vatanıyla bir bütünlük içinde olmayı temin eden bir anlayış benimsenmiştir. Hareket milletinin tarihteki şerefli yerini almasını hedeflemekte, bağımsız bir Türkiye ise olmazsa olmazıdır. Hür, müreffeh ve öncü bir Türkiye’yi istemektedir (Erbakan, 2017a: 23-31). Bu çerçevede Hareketin kimyasını maneviyatçı olmak, hakkı üstün tutmak, nefis terbiyesini esas alma anlayışı oluşturmaktadır (Erbakan, 2017a: 32).

Mili Görüş Hareketi, milleti temsil ederek varlığını sürdürdüğü dönemde milletin ve tüm insanlığın ihtiyacı olan kurtuluş reçetelerini geliştirmiş, sunmuştur. Varlığıyla millet üzerinde oynanan ve Millî olmayan uygulamaları engellemiştir, en

azından sekteye uğramasını sağlamıştır. Siyonist emellerin hayata geçirilmesini engellemiştir. Türkiye’yi bir römorkör edasıyla aslına çekmiştir (Erbakan, 2016:122- 123).

Millî Görüş Hareketi’nin kurduğu partiler hükümet ortağı oldukları dönemlerde manevi değerlerin bir bütün olarak ele alınması gerektiğine inandıkları için, gerekli plan ve programların hükümetler eliyle gerçekleştirilmesi konusuna büyük bir önem vermişlerdir.

Millî Görüş Hareketi’nin tüm amacı; yeniden büyük Türkiye’nin kurulması, yaşanabilir bir Türkiye’nin kurulması ve böylece yeni bir dünyanın kurulması noktasındadır. Her ne kadar ayrı ayrı hedefler gibi görünse de esasen bu hedeflerin tamamı bütüncül hedefler olarak görülmelidir. Dolayısıyla yeni bir dünya düzeninin kurulması, yeniden büyük Türkiye’nin kurulmasına bağlıdır. Yeniden büyük Türkiye’nin kurulması ise yaşanabilir bir Türkiye’nin kurulmasına bağlıdır (Erbakan, 2005:14).

“Yeniden Büyük Türkiye” kavramı 70’li yıllarda kullanılmaya başlayan ve güncelliğini sürdüren bir kavramdır. Aynı şekilde “Önce Ahlak ve Maneviyat” kavramı da Hareketin her dem gündeminde olan bir kavramdır. Erbakan’ın özellikle seçim konuşmalarında sık sık vurguladığı “Türkiye ve bütün dünya insanlarının saadeti için çalışma” sözü de ilk günden itibaren hep var olagelen ve kökü derinlerde olan bir düşüncenin ete kemiğe bürünmüş halidir (Ertem, 2015:279).

Millî Görüş Hareketi’nin amaçları arasında;

“taklitçilik zihniyetinin yerine ‘Millî görüş’ün yerleştirilmesi, manevi

ve maddi tahribatın durdurulması, manevi ve maddi kalkınmanın sağlanması, modern sömürgecilik uygulamalarına son verilmesi, hâlihazırda uygulanmakta olan köle düzeninin yerine adil ekonomik düzenin kurulması, tabuların, inanç ve fikir hürriyeti önüne konulan engellerin kaldırılması, hâlihazırda uygulanmakta olan aldatma rejimi yerine adil devlet düzeninin kurulması, kuvveti üstün tutan küresel güçlere bağımlı bir vilayet olma yerine Müslüman ülkelerle işbirliği geliştirilmesi, bağımsız politikalar üretilebilmesi, hakkı üstün tutan adil düzene dayalı bir toplumun

inşası ve böylece dünyada lider bir ülke konumuna ulaşılması” yer

almaktadır (Erbakan, 2014b: (2)362).

Erbakan’a göre (2014b: (2)369) Hakkı değil, kuvveti üstü tutan Batı medeniyeti bütün insanlığı iki ayrı koldan ezmekte, zulmetmektedir. Bu kuvvetlerden birisi olan komünizm düzeni çökmüştür. Kapitalizm ise sun’i bir şekilde yaşatılmakta ve insanlığa zulmetmektedir. Papa dahi 1 Mayıs 1991 tarihli açıklamasında “kapitalizm

bir günah yumağıdır ama ne yazık ki biz Batılılar daha iyisini bulup yerine koyabilmiş değiliz” demiştir. Değişen dünyada bütün insanlık, insanlığa saadet getirecek yeni bir

düzen aranmaktadır. Aranan düzen Millî Görüş Hareketi’nin esaslarını ortaya koyduğu “Adil Düzen” anlayışıdır.