• Sonuç bulunamadı

Haksız Rekabetin Amacı Bakımından Bankacılık Düzenlemeleri ile İlişkisi

2.3 Rekabeti Etkileyen Düzenlemeler

2.3.1 Haksız rekabeti Önlemeye Yönelik Genel Düzenlemeler

2.3.1.4 Haksız Rekabetin Amacı Bakımından Bankacılık Düzenlemeleri ile İlişkisi

sektörünü de yakından ilgilendirmektedir. Özellikle bankaların kamu güveni ilkesi kapsamında güvenilir oldukları genel olarak kabul edilmiş olması nedeniyle haksız fiil oluşturacak davranışlarda bulunması beklenmez ancak yoğun rekabet koşullarında kar sağlama önceliği olan bankalar bir takım yollarla rekabeti olumsuz etkileyebilmektedir. Bu hususta BDDK’nın yakından takibi ve denetleyici rolünün bankaların bu tür davranışlardan uzak kalmalarını sağlayacak düzeyde caydırıcı olması beklenmektedir. Ayrıca, TBB de etik kurallar çerçevesinde sektörde haksız rekabete karşı tedbirler alan diğer bir kuruluştur.

Bankacılık düzenlemelerinin haksız rekabet düzenlemeleri ile ilişkisini amacı ve kapsamı yönünde iki türlü incelemek mümkündür.

Bankacılık sektörü ile ilgili kanuni düzenlemeler; 5411 sayılı Bankacılık Kanunu ve bu Kanun’a ilişkili yönetmelikler ve tebliğlerdir. İlgili Kanun’un amacı;” Finansal piyasalarda güven ve istikrarın sağlanmasına, kredi sisteminin etkin bir şekilde çalışmasına, tasarruf sahiplerinin hak ve menfaatlerinin korunması” olarak ifade edilmiştir. Aynı maddenin gerekçesinde finansal piyasaların esas amacının fon talep eden ve fon arz edenlerin arasında aracılık faaliyeti yapmak olduğu vurgulanmıştır. Aracılık faaliyetinin güven ve

istikrarlı bir ortamda yapılması istenilen bir durumdur. Bu ortamın oluşması için kamuyu aydınlatıcı bilgilere, bu bilgilerin standartlara bağlanmasına, sistemin güvenirliliği ile ilgili güvence verilerek denetlenmesi gerekmektedir. Buna ek olarak kamu yararı ve toplum refahı gözetilerek tasarruf sahiplerinin fonlarının yatırımlara dönüşebilmesi için kredi ve mevduat sisteminin etkin şekilde dengelenmiş olması gerekmektedir. Faiz oranı açısından büyük farklar olmaması ve hızlı bir aktarım sağlanması sistemin etkinliğinin göstergesi olarak kabul edilmektedir (BDDK, 2006: 2).

Haksız rekabet kurallarının düzenlendiği Türk Ticaret Kanunu’nda ise düzen kurallarının amacının müşterilerin, rakiplerin ve mesleki kuruluşların menfaatlerin ve ulusal iktisadi hayatın korunmasını amaçlamaktadır. Haksız rekabetin düzenleme amaçları ile Bankacılık Kanunu’nun amaçları birlikte değerlendirildiğinde her iki düzenlemenin de ekonomide bütünsel bir istikrar ve düzen oluşturma hedefi olduğu görülmektedir.

2.3.1.5 Haksız Rekabetin Kapsamı Bakımından Bankacılık Düzenlemeleri ile İlişkisi Haksız rekabeti düzenleyen hukuk kuralları ile bankacılık düzenlemeleri arasında kapsam açısından ortak hususlar bulunmaktadır. 6102/TTK m. 55/1-b-3 bendinde ticari sırların korunması konulu haksız rekabet fiili ile ilgili unsurlar düzenlenmiştir. Tacir işletmeye ve işletmenin müşterilerine ait bilgileri iyi niyet ve dürüstlük kuralarına aykırı şekilde üçüncü kişilerle paylaşıyor olmak haksız rekabet halini oluşturmaktadır. Aynı korumacı yaklaşım 5411 sayılı Bankalar Kanunu’nun 7. kısmı olan "Kanuni Yükümlülükler" başlığı altında; sırların saklanması, bankaların itibarının korunması ve bankacılık etik ilkeleri ile ilgili hükümler yer almaktadır. Haksız rekabet halinin oluşması için kendisine ya da bir başkasına menfaat sağlamak ya da sağlamayı vadetmek koşulu aranırken, bankacılık düzenlemelerinde sırların saklanması herhangi bir menfaat durumu şartına bağlanmamıştır. Bankacılık Kanunu’nun m.73’de, “Bankalara ve bunların bağlı ortaklık, iştirak, birlikte kontrol edilen ortaklıkları ve müşterilerine ait sırları bu Kanuna ve özel kanunlarına göre yetkili olanlardan başkasına açıklayamaz ve kendilerinin veya başkalarının yararlarına kullanamaz” ifadesi ile kapsam genişletilmiştir. Aynı Kanun’un 74. maddesinde ise itibarın korunmasına yönelik tedbirlere yer verilmektedir31. Haksız rekabet düzenlemelerinde itibarın korunması kapsamında TTK m.55 hükmü gereğince gerçeğe aykırı bilgi vermek rakibi zor duruma düşürmek, mali ve ahlaki itibarını zedeleyici bilgileri yaymak haksız fiil olarak tanımlanır. Benzer bir yaklaşımla Bankacılık Kanunu’nda bankaların itibarlarının korunması

31 “5187 sayılı Basın Kanunu’nda belirtilen araçlarla ya da radyo, televizyon, video, internet, kablolu yayın veya elektronik bilgi iletişim araçları ve benzeri yayın araçlarından biri vasıtasıyla; bir bankanın itibarını kırabilecek veya şöhretine ya da servetine zarar verebilecek bir hususa kasten sebep olunamaz ya da bu yolla asılsız haber yayılamaz.”(TTK/ m.74).

ve güven ortamının sağlanması çok önemlidir. Hakkında asılsız, yanıltıcı haberler olan bankadan fon sahiplerinin fonlarını çekmek istemesi, bankanın fon oluşturma maliyetlerinin olumsuz haberler nedeniyle artması ya da fon bulmakta zorluk çekmeleri bankanın mali yapısını ve sektördeki büyüklüğüne göre de genel ekonomiye olumsuz etkileri olabilmektedir (Işıktaç, 2010: 55).

Etik ilkeler kapsamında ise Bankacılık Kanunu’nun 75.maddesinde benzer şekilde TTK’nun m.55’de vurgulanan dürüstlük ve iyi niyet kurallarına ve mesleğin gerektirdiği adil, dürüst ve sosyal sorumluluğu esas alan ilkelere tarafların uymakla yükümlüğü olduğu ifade edilmektedir. Bankacılık sektöründe uygulanacak olan etik kurallar TBB tarafından ilgili Kanun maddesi gerekçe gösterilerek belirlenmektedir. Aynı şekilde kendi alanlarıyla ilgili diğer meslek kuruluşları, odalar ve birlikler yetki verilmesi durumunda haksız rekabet ile ilgili mesleki etik kuralları uygulayabilmektedir. Bu husustaki amaç hem mesleğin itibarının zedelenmemesi hem de aynı meslek grubuna mensup kişiler arasında haksız rekabet ortamının oluşmasının engellenmesidir.

Bankacılık Kanunu kapsamında likidite, toplam karşılıklar, sermaye yeterliliği düzenlemeleri ve finansal raporlama standartlarının oluşturulması düzen sağlamanın yanı sıra eşit şartlarda rekabet ortamının oluşumuna katkı sağlamaktadır. Rekabet ortamının oluşabilmesi için serbest piyasa ekonomisinin hâkim olduğu sektörde yatırımcının ve mevduat sahibinin karar verebilmesini sağlayacak yeterli ve doğru bilgiye sahip olması gerekmektedir. Bu kapsamda finansal tabloların ve raporlamaların hazırlanmasına ilişkin standartlar içeren düzenlemeler, rakip bankalar arasında kıyaslanabilir tam ve doğru bilgilerinin oluşmasına olanak sağlamaktadır. Bankaların likiditesi ve özkaynak yeterliliği ile ilgili düzenlemelerde rekabet ortamında rakibe zarar verebilecek aşırı fiyat ve kredi arzındaki dalgalanmaların engellenerek sağlıklı bir piyasa ortamının oluşturulması amaçlanmaktadır. Nitekim kendilerini kârlı göstererek rakiplerin müşterini yanıltarak mevduat toplayan ve yeterli sermayesi bulunmayan bankalar piyasada haksız rekabetten dolayı kazanç sağlamış ve tasarruf sahiplerini zarara uğratmışlardır. Bu durumun en iyi göstergesi 2001 krizi sonrası TMSF’ye devredilen bankaların finansal durumları ve mali tablolarıdır. Bu süreç sonrasında yapılan likidite ve sermaye yeterliliği ile ilgili düzenlemelerin amaçlarına ulaşarak sağlıklı bir bankacılık sisteminin oluşturulduğu ifade edilebilir. Bu düzenlemelere ek olarak mevduat sigorta fonunun belli bir seviyede tutulması haksız rekabeti önleyici bir düzenlemedir. İyi ve kötü banka arasında hizmet kalitesine bakılmaksızın seçim yapılmasını engelleyen bu düzenleme bankaların rekabet gücünü olumlu etkilemiştir.

BDDK (2006), 4 yıllık stratejik planında haksız rekabeti önleyici tedbir olarak ”Finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri bakımından; haksız rekabeti engellemesi, finansal bütünleşmeyi sağlaması, sektörleri geliştirmesi, düzenlemelerde yeksanaklığın temin edilmesi” ifadesine yer vermiş ve bu konudaki hassasiyeti tekrar vurgulamıştır.

BDDK’nın konut teminatlı kredilerde teminat tutarının arttırılmasına yönelik yapmış olduğu “Bankaların Kredi İşlemlerine İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” 31 Aralık 2013 tarihli T.C. Resmi Gazete’de yayınlanmıştır. Düzenleme ile ilgili İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER) Başkanı Nazmi Durbakayım, BDDK’nın gayrimenkul sektörüne yönelik getirdiği düzenlemelerin sektördeki haksız rekabeti önlediğini belirterek, yeni düzenlemelerin sektördeki belirsizliği ortadan kaldıracağını vurgulamıştır32. Bu noktada, BDDK’nın piyasalardan gelen geri bildirimlere karşı hızlı hareket ederek düzen sağlayıcı tedbir aldığı açıkça ifade edilmektedir.

Düzenlemelerin olumlu etkilerinin yanı sıra bazı durumlarda piyasa oyuncuları düzenlemelerdeki boşluklardan yararlanarak haksız rekabet koşulları oluşturup pazar payını arttırmaya çalışmaktadır. Bu kapsamda kredi kartları ile bazı sektörlerde kredi kartı taksit sayılarının azaltılmasına ilişkin “Banka Kartları ve Kredi Kartları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” 22 Ekim 2014 tarihinde yürürlüğe girmiş ancak bazı işletmeler Pazar kaybı endişesiyle farklı yöntemlere başvurmuştur. Burak Yitginin 16.02.2014 tarihli yazısında; taksitli satışlarda vade kısaltılması en çok cep telefonu sektörünün satışlarını olumsuz etkilediği ancak cep telefonu operatörlerinin tarifelere ek olarak satışlarına devam ettiğini vurgulamıştır. Bu uygulama rakiplerin eşit koşullarına sahip olmaması nedeniyle uygulamanın haksız rekabete yol açtığını ifade etmiştir33.