• Sonuç bulunamadı

2.2 Özel Düzenlemeler

2.2.1 Bankacılık Kanunu

2.2.1.3.2 Düzen Sağlayıcı Kurallar

Bankalar Kanunu’nda yer alan kamu menfaatinin sağlanmasına yönelik olan kuralları düzen kuralları olarak sınıflandırabilmek mümkündür. Bu düzen kurallarının amacı ekonomik açıdan bankalar aracılığıyla milli tasarrufların özendirilerek reel sektöre kaynak olarak aktarılması ve ulusal kalkınmanın sağlanmasıdır. Kanun koyucunun bu amacına ulaşabilmesi için düzenin oluşması, oluşan düzenin denetlenip gözetlenerek sürekliliğinin sağlanması gerekmektedir. Bu kapsamda bu kurallar bankanın türüne, yapısına, faaliyet alanlarına, örgütlenmesine ve denetlenmesine ilişkin esasları düzenlemektedir. Bankaların gerektiğinde faaliyetlerinin kısıtlanması, yetkilerinin azaltılması, kamu menfaatini korumak adına yönetimlerine el konulması gibi yetkiler de bu düzen kuralları kapsamındadır (Tekinalp, 2009: 4).

Bir düzenin sağlanması için ortak ifadelerin kullanılması ve yoruma açık olmayan sınırlamaların getirilmesi gereklidir. Bu nedenle, Kanun’un md.1-5 arasında bu konulara açıklık getirilmiş, kimlerin ve hangi faaliyetlerin ilgili Kanun kapsamında düzenleneceği hükme bağlanmıştır. Öncelikle bankaların tanımı ve kapsama alanı açısından faaliyetleri belirlenmiştir. Ayrıca,, bu faaliyetler BDDK’nın denetimi sonucuna göre alınacak tedbirlerle de ilişkilendirilmiştir26. Nitekim ilgili Kanun’un 70. ve 88. maddelerinde kamunun yararına gerektiği durumlarda banka faaliyetlerine müdahale etme yetkisi BDKK’ya verilmiştir.

Serbest piyasa ekonomisine sahip olan ülkemizde kanun koyucu bankacılık sektöründe piyasaya giriş ve çıkışları kontrol altına almıştır. Bunun en önemli nedeni, sağladığı ekonomik alandaki kamu düzenin bozulmasına neden olabilecek kişi ve kurumların piyasaya girmesini engellemektir. Bu nedenle, denetim ve kontrol bankaların piyasaya ilk girişinden piyasadan çıkışına kadar olan süreçlerde devam etmektedir. Piyasaya girmek isteyen kuruluşların ortaklık yapısı, yeterli mali gücü ve gerekli yönetim tecrübesi, organizasyon yapısının işlerliği gibi konular inceleme altına alınmaktadır. Bu konularda getirilen sınırlamalar ve kısıtlar md.6-md.15 arasında ifade edilmiştir.

Bankaların ortaklık yapısı, kuruluş izni ve faaliyet izinlerinin alınmasında önemli kriterler olduğu gibi; banka birleşmeleri, bölünme, hisse değişimi konuları da sektörün işleyişi

26 Bknz. B.02,0.KKG/101-1028/1481 sayılı 30.03.2005 tarihli Bankacılık Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları, TBMM (s.972), Yasama yılı:3, dönem:22 s.17

için düzenlenmesi gereken durumlardır. Bu durumlarda ise, ortaklık ve sermaye yapısı hatta yönetim yapısı değişeceğinden ve bu değişimin piyasa yapısı ve istikrarı üzerine olası etkisi dikkate alındığında izne tabi olması olağandır. Bu durumun diğer bir yönü, piyasayı kontrol edebilecek kadar ve olası bir olumsuzlukta piyasanın istikrarını bozacak kadar pazar payına sahip bankaların oluşmasını engellemektir. Bununla birlikte, kanun koyucu bankalar için istisnai bir durum belirlemiştir. Bu kapsamda bankaların birleşme, bölünme ve devir işlemlerinde 6762 sayılı TTK hükümleri ile 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 7’inci, 10’nuncu ve 11’inci maddelerinden muaf tutulmuştur27. Ayrıca, bankaların tasfiye kararları yani piyasadan çıkma kararları da izne tabi kılınmıştır.

Bankaların finansal yapılarına ilişkin düzen kuralları, ilgili Kanun’un md.43-59’de ifade edilmiştir. Bu kurallar finansal yapının sağlamlaştırılması, korunması ve sürdürülebilir olması ile yapının zayıflaması durumunda alınacak önemleri kapsamaktadır. Öncelikle bankanın finansal yapısının sağlamlığının belirlenebilmesi için mali yeterliliğinin ölçülebilir olması gerekmektedir. Bu kapsamda uluslararası otoritelerin de benimsediği mali performans ölçütlerine Kanun’da yer verilmiştir. Mali performans ölçütü olarak özkaynak, sermaye yeterliliği, likidite yeterliliği oranları için alt sınırlar belirlenmiştir. Mali gösterge ölçütlerinde alt ve üst sınırlandırılmanın getirilmesindeki amaç, tasarruf sahiplerinin mevduatlarının korunması ve rekabeti bozucu fiillerin engellenmesi yoluyla kamu düzenini sağlamaktır. Bu oranların belirlenen asgari oranın altına inmesinin engellenmesi için gerekli olan denetim ve alınacak önlemler BDDK’nın yetkileri kapsamına alınmıştır.

Düzenlenen diğer bir husus da kredilerdir. Kredilerin düzenlemesindeki amaç bankaların risk yaklaşımını düzenleyebilmektir. Bankaların risk yüklendiği birçok faaliyet kredi tanımının içine alınarak Kanun’un 48. Maddesinde geniş bir kredi tanımı yapılmıştır. Bu kapsamın geniş tutulmasındaki esas neden kredi verenlerin dolaylı yollarla benzeri işlemleri yapmasının engellenmesi ve risklerin yönetebilir seviyede olmasının sağlanmasıdır. Kanunda yer alan “kredi sayılır” ifadesi şu açıdan önemlidir: eğer bir işlem kredi sayılıyorsa bir risk unsuru içerir ve bu risk unsuruna karşı bankanın tedbir alması gereklidir. Ne ölçüde tedbir alınacağı ise sınıflandırılmış risk gruplarına göre belirlenmektedir28. Bu sayede risklerin izlenebilir ve kontrol edilebilir olmasını sağlamak amaçlanmaktadır. Ayrıca, kredilerin kullandırılması ile ilgili sınırlamalar Bankacılık Kanunu md.54 ve md.55’de ifade edilmiştir.

27 Bankalar Kanunu madde 19’da “….eğer devir veya birleşmeye konu bankaların toplam aktiflerinin sektör içindeki paylarının yüzde yirmiyi geçmemesi kaydıyla….” ifadesiyle RKHK kapsamı dışında olması şarta bağlanmıştır.

28 Bankacılık Kanunu’na ilişkin ikincil düzenlemeler kısmında yer alan yönetmeliklerde ayrıntılı olarak ele alınmıştır (bknz. bölüm 2.2.2).

Finansal yapıyla ilgili düzenlemelerin gerekliliğini yerine getiremeyen bankaların sistemi olumsuz etkilememesi için sırasıyla önleyici, düzeltici, iyileştirici ve kısıtlayıcı önlemler alınması gereklidir. İlgili Kanun’un 65. ve 72. maddeler arasında denetim ve bu tür önlemlerle ilgili hususlara yer verilmiştir.

Düzen kuralları kapsamında; bankaların kuruluş şekli, faaliyet alanları, kredi verme usul ve şekilleri, bilanço yönetimi ve iç denetimi ile ilgili hususlarda yapılan düzenlemelere yer verilmiştir. Bu düzenlemelerin işlevselliğini arttıran kuralları ise düzen kurallarına yardımcı kurallar olarak sınıflandırmak mümkündür.