• Sonuç bulunamadı

B. Hukuka Uygun Olmayan Tıbbi Müdahaleler

5. Hadım Etme ve Kısırlaştırma

Hadım etme (kastrasyon), kişinin cinsel salgı bezlerinin alınması veya ışınlama gibi diğer yöntemlerle cinsel faaliyette bulunma ve üreme yeteneğinin tamamen sona erdirilmesi amacını taşıyan bir müdahaledir.480

İnsanı hadımlaştırmak, Allah’ın vermiş olduğu bir hakkı ortadan kaldırmak ve kişiyi, kendi hakkında cari olan ilahî kanunun dışına itmektir. İnsanın hem vücudunda hem de ruh yapısında çeşitli dengesizliklerin meydana gelmesine sebep olduğu için ilmî yönden sakıncalı kabul edilmiş; dinî yönden de yasaklanmış ve haram kabul edilmiştir.481

Yüce Allah, bir ayette şöyle buyurmuştur: “(Şeytan) ‘Onları mutlaka saptıracağım, muhakkak onları boş kuruntulara boğacağım, kesinlikle onlara emredeceğim de hayvanların kulaklarını yaracaklar (putlar için nişanlayacaklar), şüphesiz onlara emredeceğim de Allah'ın yarattığını değiştirecekler’ (dedi). Kim Allah'ı bırakır da şeytanı dost edinirse elbette apaçık bir ziyana düşmüştür.”482 Bu ayette geçen “Allah'ın yarattığını değiştirecekler.” ifadesine, âlimler tarafından verilen manalardan biri de “Erkekleri hadımlaştıracaklar.” şeklindedir.483

Hz. Muhammed (s.a.v.) hadımlaştırmaya karşı çıkmıştır. Onun zamanında hadımlaştırma müdahaleleri yasaklanmış ve bu işi yapanlar cezalandırılmıştır.484 “Resulullah (s.a.v.)’a yardım talep etmek üzere bir adam gelip: ‘Ey Allah'ın Resulü!

479 14.11.1983/7395 nolu Rahim Tahliyesi ve Sterilizasyon Hizmetlerinin Yürütülmesi ve

Denetlenmesine İlişkin Tüzük.

480 Kocatürk, a.g.e., s. 112.

481 Buharî, Nikâh, 6, 8; Müslim, Nikâh, 38; Ayrıca bk. Ebu İyd, “İslam Hukukuna Göre

Kısırlaştırmayla ve Geçici Yollarla Doğum Kontrolü”, Marife Bilimsel Birikim, s. 136-139. Bu makalede hadımlaştırmanın zararları ve hadımlaştırmanın hükmüyle ilgili çeşitli zamanlarda İslam ülkelerinde verilmiş fetvalar yer almaktadır.

482 Nisâ, 4/119.

483 Beydâvî, Envaru't-Tenzîl ve Esrâru't-Te'vîl, I, 238; Nesefî, a.g.e., I, 252; Yazır, a.g.e., III, 88. 484 İbn Mâce, Diyât, 29.

Falana ait şu cariye var ya (Onun yüzünden efendim bana sıkıntı veriyor.)” dedi. Peygamberimiz (s.a.v.) “Vah! Neyin var?” deyince adam: “Bela hâsıl oldu. Ben efendinin cariyesine bakmıştım, efendim kıskançlıktan erkeklik uzvumu burdu (hadım etti.)’ dedi. Peygamberimiz (s.a.v.) ‘Adamı bana getir!’ buyurdu. Efendi çağırıldı; ama getirilemedi. Bunun üzerine Resulullah ‘Öyleyse git, sen hürsün!’ buyurdu. Adam: ‘Ey Allah'ın Resulü! (Efendimin kölesi olmamda direnmesi hâlinde) kim bana yardımcı olacak?’ dedi. Resulullah (s.a.v.) ‘Bütün Müslümanların sana yardımcı olması gerekir.’ cevabını verdi.”485 Peygamberimiz (s.a.v.)in böyle bir tutum takınması hadım etmeyi suç saydığı anlamına gelir.

Nisâ suresinin 119. ayetini değerlendiren fukaha, insanları hadımlaştırmayı caiz görmemişler ve haram olarak kabul etmişlerdir. Ancak bir menfaat ve maslahat için olursa insanlar dışındaki canlıların mesela atın ve öküzün hadım edilmesine cevaz vermişlerdir. Yine tavlanma (besili olma), başka hayvanları ısırmaktan menetme gibi sebeplerle hayvanların hadım edilebileceği kabul edilmektedir. Faydası olmadığı takdirde hayvanları hadımlaştırmak da caiz görülmemiştir.486 Hatta İslam hukukçuları ve Osmanlı şeyhülislamları, hadım fiilini teşvik edeceğinden dolayı başkaları tarafından hadım edilmiş insanların istihdamının dahi mekruh olduğunu ifade etmişlerdir.487 Diğer taraftan bir insanın başkasının kölesini hadım etmesi hâlinde kölenin tam kıymetini öder,488 kendi kölesini hadım etse köle hemen azat olur489 denilmek suretiyle hadım etme fiili suç sayılmıştır. Ancak tıbbi bir zaruret varsa veya kişinin sağlığını önemli ölçüde olumsuz etkileyecekse hadım etme hukuka uygun kabul edilmiştir.490

Hadım etmekle ilgili kanuni bir düzenleme yapan Alman hukuku hadım etmeyi ve amacını şöyle ifade etmektedir: “Anormal bir cinsel eğilimin etkilerine karşı düzenlenmiş tedaviyi ifade eder. Bu tedaviyle bir insanın cinsel salgı bezleri bile bile

485 Ebu Dâvud, Diyât, 7; İbn Mâce, Diyât, 29. Aynı konuda diğer rivayetler için bk. Tirmizî, Diyât,

18; Nesâî, Kasâme, 9.

486 Kâsânî, a.g.e., IV, 259; İbnu’l-Humâm, a.g.e., VIII, 131. 487 Dürrî-zâde, Netîcet’ül-Fetâvâ, s. 580-581.

488 İbn Hazm, a.g.e., VIII, 152. 489 İbn Hazm, a.g.e., IX, 210 490 Ebu İyd, a.g.m., s. 139.

ortadan kaldırılır veya devamlı olarak fonksiyonunu ifa edemez hâle getirilir. Böylece anormal cinsel eğilimlerine bağlı olarak ortaya çıkmış bulunan ağır hastalıklar, ruhsal bozukluklar veya sıkıntılar önlenmeye çalışılır.491 Bu tür müdahaleler ancak tüm neticeleri ilgiliye anlatıldıktan ve rızası alındıktan sonra tedavi amacı ile gerçekleştirilebilir.”492

Türk hukukunda bu konuyla ilgili özel bir düzenleme olmamasına rağmen 2827 Sayılı Nüfus Planlaması Hakkında Kanun’un 4. maddesinde sadece ameliyat sırasında ve tıbbi zorunluluk hâlinde tedavi amacıyla uygulanabileceğinden söz edilmiştir.

Kısırlaştırma (sterilizasyon), kişinin, cinsel arzu ve cinsel ilişkide bulunma yeteneği devam ettiği hâlde üreme yeteneğinin ortadan kaldırılmasıdır. Bu, erkeklerde sperm ve kadınlarda yumurtalık kanallarının kapatılması yoluyla üreme yeteneğinin ortadan kaldırılmasıyla gerçekleştirilir.493

Hadım etmeden farklı olarak sterilizasyon, cinsel arzuyu ve cinsel ilişkide bulunabilme yeteneğini sona erdirmemektedir. Amaç, cinsel ilişki sonucu üreme ihtimalini tamamıyla bertaraf etmektir. Ancak, hiç şüphesiz üreme yeteneğinin kaybı, aynı zamanda insan kişiliğinin belirli oranda eksilmesini de ifade eder. Bu nedenle, sterilizasyon, başlı başına alındığı zaman kişilik hakkına yönelik onu ihlal edici önemli bir cerrahi müdahale niteliği taşır. Dolayısıyla bu tür müdahalelerin meşruiyeti ancak tedavi söz konusu olduğu durumlarda tartışılabilir.494

Üreme ve çoğalma insanın fıtratının gereği ve mükemmelliğinin bir işaretidir. Devamlı kısırlık yapan yöntemler ise insanın bu özelliğini yok ederek ve onu noksanlaştırarak kusurlu hâle getirmektedir. Allah’ın mükemmel yarattığını, insanların kusurlu hâle getirmeye hakları yoktur. Ayrıca günün birinde değişen şartlar çocuk sahibi olmayı da gerektirebilir. Kısırlaştırmak ise bu ihtiyaca cevap

491 Ayan, a.g.e., s. 28. 492 Çakmut, a.g.e., s. 126. 493 Kocatürk, a.g.e., s. 741. 494 Ayan, a.g.e., s. 25.

verebilme imkânını da elinden almaktadır. Bu nedenle çocuk olmaması için kısırlaştırmaya yönelmek şart değildir.

Anne babaların aralarında anlaşarak belli sayıda çocuk yapma ve daha fazlasını engellemek üzere tedbir alma hakları vardır. Rahimde çocuğun oluşmaması (sperm ile yumurtanın aşılanmaması) için alınan tedbirleri İslam dini ilke olarak meşru kabul etmektedir. Bunlar arasında erkek veya kadının ilâç kullanması, prezervatif, çekilme (azil), hamilelik ihtimalinin takibi, meniyi rahime varmadan etkisiz hâle getirme gibi yöntemler sayılabilir. Diğer taraftan kısırlaştırma, ameliyatla döl veya yumurta kanallarını bağlatma gibi çocuk yapmayı devamlı ve dönüşsüz olarak engelleyen ilaç ve tedaviler caiz görülmemiştir.495 Her ne kadar mikrocerrahi yöntemlerle kanalların

tekrar açılabileceği söylense de böyle bir uygulamanın başarı oranının düşük olduğu belirtilmektedir.496

Kısırlaştırma sadece tıbbi zorunluluk hâlinde başvurulabilecek tedavi olursa hukuka uygunluğundan bahsedilebilir. Örneğin; yaşamı ve sağlığı tehdit eden, tehlikeye düşüren ya da düşürebilecek bir hastalıktan kişiyi kurtarmak, onu tedavi etmek; genetik sebeplerden kaynaklanan rahatsızlıkların önüne geçmek, bunları önlemek için yapılabilmektedir. Bu hâllerde müdahale, tedavi niteliği taşıyacak ve hukuka aykırı olmayacaktır.497

Türk Hukukunda Nüfus Planlaması Hakkında Kanun’un 4. maddesinde kısırlaştırma “…Bir erkek veya kadının çocuk yapma kabiliyetinin cinsi ihtiyaçlarını tatmine mani olmadan izalesi için yapılan müdahale...” şeklinde tanımlanarak kanuni bir düzenleme getirilmiştir. Bu kanunun uygulamasına yönelik yapılan yorumlarda kısırlaştırmanın kişinin serbest iradesine ve daha önce de kapsamlı bir şekilde aydınlatılmış olmasına bağlı olduğu belirtilmiştir. Ayrıca böyle bir müdahaleyi gerektirecek tıbbi bir zorunluluğun olması ve müdahalenin tıbbi bakımdan herhangi

495 Remli, a.g.e., VIII, 416; Zeydan, Abdülkerim, el-Mufassal fî Ahkâmi'l-Mer'e ve'l-Beytü'l-Müslim

fi'ş-Şeriati’l-İslâmiyye, VII, 260. Fıkıh Akademisinin kararı da bu yöndedir. bk. Mecelletü Mecmai’l-Fıkhi’l-İslamî, (Mecmeü’l-Fıkhi’l-İslamî’nin Kararı), Sayı: 5, C 1, s. 748.

496 Ebu İyd, a.g.m., s. 137; Taşçı, a.g.e., s. 335..

bir sakıncanın bulunmaması gereği vurgulanmıştır.498 Sterilizasyon yapılacak kişi evli ise aynı kanunun 6/2. maddesi gereğince müdahale için eşin de rızasının alınması şart koşulmuştur. Diğer taraftan kısırlaştırılacak olan kişinin evlenmemiş, çocuksuz veya genç olması gibi bireysel özelliklerinin de göz önünde bulundurulması tavsiyesinde bulunulmuştur.