• Sonuç bulunamadı

VI. EDASI İTİBARİYLE HACCIN ÇEŞİTLERİ

5. En Fazîletli Hac

Hangi hacc›n daha fazîletli olduğu konusunda farkl› rivayet-ler nedeniyle81mezhep imamlar› ihtilaf etmişlerdir. Şâfiî ve Ma-likî mezheplerine göre ifrad hacc›, Hanefî mezhebine göre k›ran hacc›, Hanbelî mezhebine göre temettu hacc› daha fazîletlidir.82 Hac ibadetinde gerçek fazileti hacc›n çeşidinden daha ziyade edas›nda gösterilen gayret, samimiyet, huzur, huşû ve ihlâsa gö-re değerlendirmek gegö-rekir.

81 Hattâbî, Meâlimü’s-Sünen, II, 377. (Sünen-i Ebî Dâvûd ile birlikte), Çağr›

Yay. İst. tarihsiz.

82 Hattâbî, II, 377.

BİRİNCİ BÖLÜM

I. HACCIN FARZLARI, VACİPLERİ VE SÜNNETLERİ 1. Farz, Şart, Rükün, Vacip Ve Sünnet Terimlerinin An-lamlar›

“Farz”, kesin ve bağlay›c› bir delil ile yap›lmas› istenen fiil ve amel demektir.

“Vacip”, kesin olmayan bir delil ile yap›lmas› istenen fiil ve amellere denir.

Farz olsun vacip olsun her iki görevin de yap›lmas› zorunlu-dur. Yerine getirilmesinin gerekliliği bak›mdan ikisi aras›nda bir fark bulunmad›ğ› için Hanefîler vacibe amelî farz demişlerdir.

Kesin olmayan bir delil ile sabit olduğu için vacibi inkar eden kâfir olmaz. Farz› inkar eden ise kâfir olur.83

Farzlar, şart ve rükün olmak üzere iki k›sma ayr›l›r:

“Şart”, hükmün varl›ğ› kendisine dayanan şeydir. Şart bulun-mazsa hüküm de bulunmaz, ancak şart›n bulunmas› hükmün bu-lunmas›n› gerektirmez. Meselâ abdest namaz›n şart›d›r, abdest bulunmazsa namaz olmaz, ancak abdestli olunca namaz k›l›nm›ş say›lmaz. Ayn› şekilde, ihram hacc›n şart›d›r. İhrama girilmeden hacc›n diğer farzlar› geçerli olmaz.

Rükün, ibâdetlerin ve akitlerin aslî unsurlar› demektir. Me-sela namaz ibadetinde, k›yam, k›raat, rüku ve secde rükündür.

Ayn› şekilde hac ibadetinde Arafat vakfesi ve ziyaret tavaf› rü-kündür.

Şartlar, rükünlerden önce yerine getiririlir. Şartlar yerine ge-tirilmeden rükünler geçerli olmaz.

83 bk. Ebû Zehra Muhammed İslam Hukuku Metodolojisi, s. 42-63. Çeviri Ab-dülkâdir Şener, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yay›nlar›, birinci bask›, Ankara, 1973.

Sünnet, bir f›k›h terimi olarak farz ve vacip olmayarak Pey-gamberimizin yapt›ğ› ve Müslümanlar›n da yapmas›n› istediği görevlerdir.

Farz olsun, vacip olsun sünnet olsun, her ibadetin kendi içinde farzlar›, vacipleri ve sünnetleri vard›r.

Bir ibadetin farz› (şart veya rüknü) olan bir görev terk edi-lirse o ibadet geçerli olmaz. Mesela namaz›n abdestli olarak k›-l›nmas› farzd›r. Abdestsiz k›l›nan namaz geçerli değildir, yeni-den k›l›nmas› gerekir. Ayn› şekilde hacda ihrama girmek farzd›r.

İhrama girmeden hac yap›lsa veya Arafat vakfesi ya da ziyaret tavaf› terk edilirse yap›lan hac geçerli olmaz, yeniden yap›lmas›

gerekir.

Vaciplerden biri terk edilirse yap›lan ibadet bât›l olmaz, va-cibin terki ile meydana gelen eksiklik keffaret veya ceza ile telâ-fi edilebilir. Mesela üç veya dört rekatl› bir namazda ilk iki kattan sonra oturmak vaciptir. Bir kimse oturmadan üçüncü re-kata kalk›verse namaz bat›l olmaz, namaz›n sonunda “sehiv sec-desi” ile bu eksiklik telafi edilir. Ayn› şekilde hacda Müzdelife vakfesi vaciptir. Bu görev terk edilse hac bat›l olmaz, bu eksik-lik dem ile (bir koyun veya keçi kurban etmekle) telafi edilebi-lir.

Hacda terk edilen bir vacip usulüne göre iade edilirse her hangi bir ceza gerekmeden telafi gerçekleşmiş olur.

Bir ibadetin sünneti terk edilirse o ibadet bat›l olmaz, sevab›

eksilir. Mesela namazda sübhâneke duas› okunmasa, hacda ku-düm tavaf› yap›lmasa k›l›nan namaz ve yap›lan hac geçerli olur, ancak sünnet sevab›ndan mahrum kal›n›r. 84

2. Hacc›n Farzlar› (Şartlar› Ve Rükünleri)

Hacc›n farzlar›n› iki grup alt›nda toplamak mümkündür: Hac-c›n müstakil farzlar› (şartlar› ve rükünleri), hacc› oluşturan me-nâsikin kendi içindeki farzlar› (şartlar› ve rükünleri).

84 Semerkandî, II, 381.

Önce hacc›n farz, vacip ve sünnetleri sadece maddeler halin-de say›lacak, daha sonra ilgili yerlerhalin-de halin-detayl› olarak anlat›lacak-t›r.

a) Hacc›n Müstakil Farzlar› (Şartlar› Ve Rükünleri) aa) Hanefî mezhebine göre hacc›n farzlar› bir şart ve iki rü-künden ibarettir. Bunlardan ihrama girmek hacc›n şart›, “Ara-fat’ta vakfe yapmak” ve “Kâ’be’yi tavaf etmek” ise hacc›n rü-künleridir.

bb) Şâfiî mezhebine göre hacc›n farzlar› şunlard›r:

1. İhrama girmek (niyet), 2. Arafat’ta vakfe yapmak, 3. Kâ’be’yi tavaf etmek, 4. Sa’y yapmak,

5. Saçlar› t›raş etmek veya k›saltmak,

6. Bu rükünlerin çoğu (en az dördü) aras›nda tertibe uymak.

Bu farzlar, hacc›n rükünleridir.85

cc) Mâlikî ve Hanbelî mezheplerine göre hacc›n farzlar›;

1. İhrama girmek,

2. Arafat’ta vakfe yapmak, 3. Kâ’be’yi tavaf etmek, 4. Sa’y yapmak.

Bu farzlar, hacc›n rükünleridir.

Rükünler, usulüne göre yap›lmad›kça, ceza ve kefâret öde-mekle hac sahih olmaz. Eksik kalan rüknün tamamlanmas› veya hacc›n kazâs› gerekir.

85 Şirbînî, II, 385. Nevevî Muhyiddin Yahya b. Şeref, Kitâbü’l-Îzâh fî Menâ-siki’l-Hacc› ve’l-Umre, s. 375. İkinci bask›, Beyrut, 1994.

b) Hac Menâsikinin Kendi İçindeki Farzlar› (Şartlar› Ve Rükünleri)

Bir de hacc›n her bir menasikine ait farzlar vard›r ki bunlar›n her biri ilgili bölümlerde aç›klanacakt›r.

3. HACCIN VACİPLERİ

Hacc›n vaciplerini iki grup alt›nda toplamak mümkündür:

Hacc›n müstakil vacipleri, hacc› oluşturan menâsikin kendi için-deki vacipleri.

a) Hac›n Müstakil Vacipleri

aa) Hanefî Mezhebine göre hacc›n müstakil vacipleri şunlar-d›r:

1. Sa’y yapmak

2. Müzdelife’de vakfe yapmak 3. Şeytan taşlamak

4. Saçlar› t›raş etmek veya k›saltmak 5. Veda tavaf› yapmak.

bb) Şâfiî ve Hanbelî mezheplerine göre hacc›n müstakil va-cipleri şunlard›r:

1. İhrama mîkattan girmek 2. Cemrelere taş atmak

3. Müzdelife’de vakfe yapmak

4. Bayram›n 1, 2 ve 3. günlerinde Mina’da gecelemek 5. Veda tavaf› yapmak86

cc) Malikî Mezhebine göre hacc›n müstakil vacipleri şunlar-d›r:

1. Telbiye

2. Müzdelife’de gecelemek

86 Şirbînî, II, 385.

3. T›raş olmak veya saçlar› k›saltmak 4. Eyyam-› teşrikde Mina’da gecelemek b) Hac Menâsikinin Kendi İçindeki Vacipleri

Bir de hacc›n her bir menasikine ait vacipleri vard›r ki bunla-r›n her biri ilgili bölümlerde aç›klanacakt›r.

Vaciplerden biri terk edilirse hac sahih olur ancak terkinden dolay› ceza gerekir, telafi edilirse ceza düşer.

4. HACCIN SÜNNETLERİ

Hacc›n sünnetlerini iki grup alt›nda toplamak mümkündür:

Hacc›n müstakil sünnetleri, hacc› oluşturan menâsikin kendi içindeki sünnetler.

a) Müstakil Sünnetler 1. Kudum tavaf›

2. Mekke, Arafat ve Mina’da hutbe okunmas›.

3. Arefe gecesi Mina’da gecelemek 4. Bayram gecesi Müzdelife’de gecelemek

5. Bayram günlerinde Mina’da kalmak. (Diğer mezheplere göre vaciptir)

b) Hac Menâsikinin Kendi İçindeki Sünnetleri

Hac menâsikinin kendi içindeki sünnetleri ilgili k›s›mlarda anlat›lacakt›r.

II. İ H R A M

Sözlükte hürmet edilmesi gereken bir yere ya da zamana gir-mek anlam›na gelen ihram, hac ibadetiyle ilgili bir terim ola-rak;87bir kimsenin, hac veya umre ya da hem hac hem umre

yap-87 İhram kelimesi mutlak olarak kullan›ld›ğ› zaman hac ihram› akla gelmekte ise de, namaz›n fazlar›ndan olan iftitah tekbiri için de kullan›l›r. Çünkü bu tekbir getirilmek sureti ile namaza girilmiş ve böylece namaz d›ş›nda caiz

mak niyeti ile, sair zamanlarda helal olan baz› davran›şlar› ken-disine haram k›lmas› demektir.88Haram k›l›nan şeylerin neler ol-duğu “İhram Yasaklar›” başl›ğ› alt›nda anlat›lacakt›r.

İhram, hacc›n geçerli olmas›n›n şart›d›r.

***

Şâfiî, Mâlikî ve Hanbelî mezheplerine göre ihram, hacc›n rüknüdür.89

1. İHRAMIN FARZLARI

Hanefi mezhebine göre ihram›n iki farz› vard›r: Niyet etmek ve telbiye getirmek.

a) Niyet

İhrama niyet etmek, yap›lmak istenen ibadetin umre veya hac, ya da hem umre hem hac olduğunun kalben belirlenmesi demektir. Bu belirlemenin dil ile ifade edilmesi müstehapt›r.

İhrama giren kimse eğer yaln›z hac yapmak istiyorsa,

“Allah’›m! Haccetmek istiyorum. Onu bana kolaylaşt›r ve ka-bul buyur;”

Eğer yaln›z umre yapmak istiyorsa,

“Allah’›m! Umre yapmak istiyorum. Onu bana kolaylaşt›r ve kabul buyur;”

olan gündelik hayata ait davran›şlar, namaz içinde haram k›l›nm›ş olmakta-d›r. İşte bu ay›r›ma işaret olmak üzere, ihram›n terim anlam› verilirken, “Bir f›k›h terimi olarak…”ifadesi yerine, “Hac ibadeti ile ilgili olarak” ifadesini kullan›lm›şt›r.

88 İbn Hümâm, I, 436. İbn Rüşd, I, 427 89 Semerkandî, II, 391. Başnefer, s. 167.

Hem hac, hem umre yapmak istiyorsa,

“Allah’›m! Hac ve umre yapmak istiyorum. Onlar› bana ko-laylaşt›r ve kabul buyur;”

Diye niyet eder ve aşağ›da anlat›ld›ğ› şekilde telbiye getirir.

b) Telbiye

Sözlükte emre icabet etmek anlam›na gelen “telbiye”, bir hac terimi olarak “Lebbeyk” diye başlayan şu cümleleri söylemek-tir:

“Buyur Allah’›m buyur! Buyur, senin hiçbir ortağ›n yoktur.

Buyur, şüphesiz her türlü övgü, nimet, mülk ve hükümranl›k sa-na mahsustur. Senin ortağ›n yoktur ” Peygamberimiz (a.s.) böy-le telbiye getirmiştir.90

Telbiye, Allah’› şan›na yak›ş›r şekilde öven ve yücelten kişi-nin, O’na teslimiyetini ifade eden sözlerden oluşmaktad›r. Telbi-ye dil ile söylenmelidir. Kalpten geçirilmesi Telbi-yeterli değildir.

“Ey Allah’›n Elçisi! Hac nedir?” Şeklinde yöneltilen bir so-ruya Peygamberimiz (a.s.),

 ﱡﺞﱠﺜﻟاَو ﱡﺞَﻌْﻟَا

 ﱡﺞَ ْﳊا ﺎَﻣ َو ِ ا َلﻮ ُﺳَر ﺎَﻳ

 َﺪـْﻤَ ْﳊا ﱠنِا َﻚـْﻴـﱠﺒـَﻟ َﻚـَﻟ َﻚـﻳ

' َ„ َﻻ َﻚـْﻴـﱠﺒـَﻟ َﻚـْﻴـﱠﺒـَﻟ ﱠﻢــُﻬ'ّﻠﻟَا َﻚـْﻴـﱠﺒـَﻟ

 َﻚَﻟ َﻚﻳ

' َ„ َﻻ َﻚْﻠُـ ْﳌاَو َﻚَﻟ َﺔَﻤْﻌِّﻨﻟاَو

ﻰّ ' ﻨِﻣ ﺎَﻤُﻬْﻠﱠﺒَﻘَﺗ َو

' ƒ ﺎَ ُ…ْﺮ ِّﺴَﻴَﻓ َةَﺮْﻤُﻌْﻟا َو ﱠﺞَ ْﳊا ُﺪﻳ ' رُا ﻰّ

' ﻧِا ﱠﻢُﻬ'ّﻠﻟَا

90 Ebû Dâvûd, Menâsik, 27; II, 404. Tirmizî, Hac, 13. III; 187.

“Hac telbiye getirmek ve kurban kesmektir” cevab›n› vermiş-tir.91

Telbiyenin yüksek sesle getirilmesi sünnettir. Peygamberimiz (a.s.)

“Cebrail bana geldi ve ashab›ma tehlil ve telbiyeyi yüksek sesle söylemelerini emretmemi bildirdi” buyurmuştur.92

Niyet ve telbiye getiren kimse ihrama girmiş ve ihram yasak-lar› başlam›ş olur.93

***

Telbiye; Şâfiî ve Hanbelî mezheplerine göre, ihram›n sün-neti; Mâlikî mezhebine göre vacibidir. Dolay›s›yla bir kimse hacca veya umreye niyet etse fakat telbiye getirmese ihrama gir-miş say›l›r.94

Niyette Belirsizlik

Bir kimse; hangi çeşit hac yapacağ›n› belirlemeden “Allah için ihrama girdim” gibi genel bir ifade kullansa yine ihrama gir-miş olur.

– Hangi çeşit hac yapacağ›n› belirlemeden tavafa başlarsa umre yapm›ş olur. Tavafa başlam›ş olmak için en az bir şavt›n tamamlanmas› gerekir. Henüz ilk şavt› tamamlamadan terk eder-se tavafa başlam›ş say›lmaz.

 ِل َ ﻼ ْﻫِ ْﻹﺎِﺑ ْﻢُ َاَﻮ ْﺻَا اﻮُﻌَﻓْﺮـَﻳ ْنَا ﻰ

' ﺑﺎ َ g ْﺻَا َﺮُﻣ'ا ْنَا ُﻞﻳ ' ْـ ِﺟ ﻰ

' ﻧﺎ َ ﺗَا

ِﺔـَﻴِﺒْﻠﱠﺘﻟاَو

91 İbn Mâce, Menasik, 6. II, 997.

92 Tirmizî, Hac, 15. III, 192.

93 Şirbînî, II, 233.

94 Başnefer, 83.

– İhrama girdikten sonra tavaf yapmadan doğrudan Arafa’ta gidip vakfe yaparsa ifrad hacc› yapm›ş olur.95

– Bir kimse; hangi çeşit hac yapacağ›n› belirlemeden “Allah için ihrama girdim” gibi genel bir ifade kullansa ihram› geçerli olur. Bu kimse tavafa başlamadan niyetini umre, ifrad veya k›-ran şeklinde belirleyebilir. Niyeti belirlemeden tavafa başlar ve en az bir şavt yaparsa niyeti art›k umre için geçerli olur. Niyeti-ni belirlemeden ve tavaf da yapmadan doğrudan Arafat’a ç›kar ve vakfe yaparsa hac için ihrama girmiş olur.96

Şâfiî mezhebine göre hac ve umre ile ilgili menâsikten her-hangi birine, meselâ tavafa başlamadan önce niyetteki belirsizli-ğin giderilmesi ve hangi maksatla ihrama girildibelirsizli-ğinin belirlen-mesi gerekir. Aksi halde hac veya umre yap›lm›ş say›lmaz. Çün-kü ibadetlerde niyet şartt›r.

2. İHRAMIN VACİPLERİ

İhram›n iki vacibi vard›r; biri Mîkat s›n›rlar›n› ihraml› olarak geçmek, diğeri de ihram yasaklar›na uymakt›r.

a) Mîkât S›n›rlar›n› İhraml› Olarak Geçmek

Sözlükte bir iş için belirlenen zaman ve yer anlam›na gelen

“mîkât”; bir hac terimi olarak ihrama girme yeri ve ihrama girme zaman› demektir.

aa) İhrama Girilecek Yerler

İhrama girilecek yerler, kişilerin oturduklar› yerlere göre farkl›l›k arz eder. Bu yerler, “Harem”, “H›ll” ve “Âfâk” olmak üzere üç bölgedir.

1. Harem Bölgesi

Mekke-i Mükerreme’yi çevreleyen Harem bölgesinin s›n›rla-r›n› ilk defa Cebrail’in rehberliğiyle Hz. İbrâhim belirlemiş,

s›-95 Kâsânî, II, 163.

96 Abdülganî el-Mekkî, s. 119.

n›rlar› gösteren işaretler daha sonra Hz. Peygamber taraf›ndan yenilenmiştir. Bu s›n›rlar›n Kâ’be’ye en yak›n›, Mekke’ye 8 km.

mesafede Medine istikametinde “Ten‘îm”; en uzak olanlar› ise Tâif yönünde “Ci‘râne” ve Cidde istikametinde Hudeybiye ya-k›nlar›nda “Aşâir”dir. Diğerleri; Irak yolu üzerinde “Seniyyetül-cebel”, Yemen yolu üzerinde “Edâtü Libn” ve Arafat s›n›r›nda

“Batn-› Nemîre”dir.

Harem bölgesi ve ihrama girilen yerler

Harem bölgesinde ikamet edenler (Mekkîler), hac için bulun-duklar› yerde; umre için “H›ll” bölgesine ç›karak mesela Ci’râ-ne ve Ten’îm gibi Harem bölgesi d›ş›ndaki bir yerde ihrama gi-rerler.

Bu bölgeye “harem” ad›n›n verilmesi; zararl›lar d›ş›ndaki hayvanlar›n›n öldürülmesinin ve bitkilerinin kopar›lmas›n›n ha-ram olmas› sebebiyledir.

Kur’ân-› Kerîm’de Kâ’be’ye “el-beytü’l-harâm”,97onu çevre-leyen mescide “el-mescidü’l-harâm”98 denildiği gibi, bu mesci-din içinde bulunduğu Mekke şehri de “harem”99yani “sayg›ya lâ-y›k” sözüyle vas›fland›r›lm›şt›r.

2. H›ll Bölgesi

“H›ll”; harem bölgesini çevreleyen, Zülhuleyfe, Cuhfe, Karn, Yelemlem ve Zât-› Irk ad›ndaki yerleşim yerlerini birleştiren iti-bâri daire ile harem s›n›rlar› aras›nda kalan bölgedir.

Bu bölgeye “h›ll” ad›; harem bölgesinde haram olan davra-n›şlar›n burada helal olmas› sebebiyle verilmiştir.

H›ll bölgesinde bulunanlar (H›llîler), umre ve hac için bulun-duklar› yerde ihrama girerler.

3. Âfâk Bölgesi

Afâk”, “ufuklar” anlam›na gelir. Ufuk, insan›n bulunduğu ye-re göye-re uzağ› temsil ettiği için Mekke’ye uzak ve h›ll d›ş›nda ka-lan bölgelere “âfâk” ismi verilmiştir. Bu bölgede yaşayanlara

“âfakî” denir.

Hangi maksatla olursa olsun harem bölgesine girecek olan âfâkîlerin Mîkat s›n›rlar›nda ihrama girmeleri gerekir.100

97 Mâide, 5/2.

98 İsrâ, 17/1.

99 Kasas 28/57. Ankebût, 29/67.

100 Şâfii mezhebine göre hac ve umre d›ş›nda başka bir maksatla Harem böl-gesine ihrams›z olarak girilebilirse de ihraml› olarak girilmesi daha fazi-letlidir.

Âfâkîler, h›ll bölgesini çevreleyen beş noktadan birinde veya onlar›n hizalar›nda ihrama girerler. Buralara ulaşmadan önce de ihrama girilebilir.101

İhrama girme yeri olarak belirlenmiş olan bu beş nokta şun-lard›r:

3a) ZÜLHULEYFE

Medinelilerin ve Medine üzerinden Mekke’ye gelenlerin mî-kât›d›r. Medine’nin 11 km güneyinde Âbâr-› Ali diye bilinen yerdir. Yaklaş›k 450 km.lik mesafesi ile Mekke’ye en uzak mî-kât buras›d›r. Hz. Peygamber (a.s.) Veda Hacc› için burada ihra-ma girmiştir

3b) CUHFE

Şaml›lar›n ve Mekke’ye Şam cihetinden gelen M›s›rl›lar ile Kuzey Afrikal›lar›n mîkat›d›r. Mekke’ye yaklaş›k 187 km. uzak-l›ktad›r. Zamanla Cuhfe terkedilmiş ve daha güneyde, K›z›ldeniz kenar›nda yer alan Râbiğ ad›ndaki yer, mîkat olarak kullan›l›r olmuştur. Günümüzde ise Cidde ve Medine, otoyollarla Mek-ke’ye bağland›ğ›n için Cuhfe gibi Râbiğ da önemini yitirmiştir.

3c) KARN

Necd ve Kuveyt bölgesinden gelenlerin mîkat›d›r. Mekke’ye yaklaş›k 96 kilometredir. Günümüzde bu Mîkat, “Seyl” diye an›lmaktad›r.

3d) YELEMLEM

Yemenlilerin mîkat›d›r. Mekke’nin güney-doğu yönünde yer al›r. Mekke’ye yaklaş›k 54 km.lik mesafesi ile Mekke’ye en ya-k›n mîkatt›r.

3e) ZÂT-Ü IRK

Mekke’ye Irak yönünden gelenlerin mîkat›d›r. Mekke’ye uzakl›ğ› yaklaş›k 94 kilometredir.

101 İbn Hümâm, II, 434.

Bu mîkat yerlerini Peygamberimiz (a.s.) bildirmiştir:

“İbn Abbâs (r.a)’›n şöyle dediği rivayet edilmiştir:

“Resülullah (a.s.) Medineliler için Zülhuleyfe’yi, Şaml›lar için Cuhfe’yi, Necidliler için Karnü’l-Menâzil’i ve Yemenliler için Yelemlem’i mîkat olarak belirledi. Bu say›lan yerler, bura-larda yaşayanlar ile buralar›n yerlisi olmay›p da hac veya umre yapmak için gelmiş olanlar›n mîkat›d›r. Bu noktalar ile Mekke aras›nda bulunanlar ise bulunduklar› yerde -hatta Mekkeliler Mekke’de- ihrama girerler.”102

“Hz.Aişe (r.a.) şöyle demiştir: Nebi (s.a.v) Irakl›lar için Zât-›

Irk’› mîkat olarak belirledi.”103

Bu yerlere uğramayanlar buralar›n hizalar›ndan ihrama girerler.

Deniz ve hava yolu ile yolculuk yapanlar, gemi ve uçaklara

 َتاَذ َقاَﺮِﻌْﻟا ِﻞْﻫَ ِﻻ َﺖﱠﻗَو ﱠﻰِﺒﱠﻨﻟا ﱠنَا ﺎَﻬْﻨَﻋ ُ ا َﻰ ِﺿَر َﺔ َﺸِﺋﺎَﻋ ْﻦَﻋ

 ٍق ْﺮِﻋ

 َﺖـﱠﻗَو َﻢـﱠﻠ َﺳ َو ِﻪــْﻴَﻠَﻋ ُ ا ﱠLـ َﺻ ِ ا َلﻮــ ُﺳَر ﱠنَا ٍسﺎـﱠﺒَﻋ ِﻦـْﺑا ِﻦــَﻋ

ٍﺪ ْﺠَﻧ ِﻞـْﻫَ ِﻻَو َﺔَﻔْgُ ْﳉا ِمﺎـ ﱠﺸﻟا ِﻞـْﻫَ ِﻻَو ِﺔَﻔـْﻴَﻠُ ْﳋا اَذ ِﺔـَﻨﻳ

' ﺪـَ ْﳌا ِﻞ ْﻫَ ِﻻ

ﻰــ'ﺗَا ْﻦــَﻤ ﻟَو ﱠﻦــُ َ9 ﱠﻦــُﻫ َﻢــَﻠْﻤَﻠَﻳ ِﻦـــَﻤَﻴْﻟا ِﻞــْﻫَ ِﻻَو ِلِزﺎــَﻨـَﻤْﻟا َنْﺮــَﻗ ِ

َنﺎـَﻛ ْﻦـَﻣَو َةَﺮـْﻤُﻌْﻟاَو ﱠﺞـَ ْﳊا َداَرَا ْﻦـﱠﻤـِﻣ ﱠﻦـِﻬِﻠْﻫَا ِ ْxـَﻏ ْﻦـِﻣ ﱠﻦـِﻬْﻴَﻠَﻋ

َﺔﱠﻜَﻤِﺑ َﺔﱠﻜَﻣ ُﻞْﻫَا ﻰّ'ﺘَﺣ َﺄ َﺸْﻧَا ُﺚْﻴَﺣ ْﻦِﻤَﻓ َﻚِﻟ'ذ َنوُد

102 Buhârî, Hac, 7; II, 142.

103 Ebû Dâvûd, Menasik, 9, II,354-355,

binmeden önce ihrama girebilecekleri gibi bindikten sonra da ihra-ma girebilirler.

Mîkat s›n›rlar›ndan önce ihrama girilebilir.

***

Şâfiî, Mâlikî ve Hanbelî mezheplerine göre mîkâttan önce ih-rama girmek mekruhtur.

Bir kimse, hac ve umre maksad›yla değil de, bir iş için ya da ikamet maksad›yla H›ll bölgesine, mesela Cidde’ye gelir de sonra-dan hac veya umre yapmak isterse, bulunduğu yerde ihrama girer.

bb) İhrama Girilecek Zaman

İhrama girme zaman› hac aylar›d›r. Kuran-› Kerim’de

“Hac (aylar›) bilinen aylard›r”104ifadesi ile bu zaman dilimi kast edilmektedir.105

Hac ile ilgili menâsikin ilki olan ihrama bu aylar içinde giri-lir. Ancak Hanefî, Malikî ve Hanbelî mezheplerine göre, mek-ruh olmakla birlikte hac aylar›ndan önce de ihrama girilebilir.106

***

Şâfiî mezhebine göre, bu vakitten önce hac için ihrama giril-mez, girilirse bu ihram, hac için değil umre için geçerli olur.107

Umre için ihrama girme konusunda bir zaman s›n›rlamas›

yoktur. Y›l›n her hangi bir zaman›nda umre için ihrama girilebi-lir. Hac mevsiminde, arefe günü ile, Kurban bayram›n›n dört gü-nünde umre için ihrama girmek ise tahrîmen mekruhtur.

Vتﺎَﻣﻮُﻠْﻌَﻣ Vﺮُﻬ ْdَا ﱡﺞَ ْﳊَا

104 Bakara, 2/197.

105 Şâfii mezhebine göre ayetteki “hac aylar›” ifadesi, Zilhicce ay›n›n ilk do-kuz günü ile onuncu günün gecesini; Mâliki mezhebine göre ise, Şevval, Zilkade ve Zilhicce aylar›n›n tamam›n› kapsar.

106 İbnu Kudâme, IV,412.

107 Şirbînî, II, 223.

b) İhram Yasaklar›na Uymak

Niyet edip telbiye getirerek ihram girdikten sonra söz, fiil, davran›ş ve giyim ile ilgili bir tak›m yasaklar başlamaktad›r. Bu yasaklara uymak vaciptir. İhram yasaklar›na uyulmamas› halin-de baz› cezalar gerekir. Bu cezalar, “dördüncü bölümhalin-de” anla-t›lacakt›r.

3. İHRAMIN SÜNNETLERİ

a) İhrama girmeden önce gerekiyorsa t›raş olmak, koltuk alt›

ve kas›k k›llar›n› temizlemek, t›rnaklar› kesmek.

b) İhramdan önce temizlik maksad›yla gusletmek, su bulun-maz veya suyu kullanma imkân› olbulun-mazsa abdest almak. Guslet-mek abdest almaktan daha faziletlidir. Abdest almak için su bu-lunamazsa, teyemmüm etmekle sünnet yerine gelmiş olmaz. An-cak bu durumda ihram namaz› için teyemmüm edilir.

İhram için gusül temizlik maksad› ile yap›ld›ğ›ndan, hay›z ve nifas hallerinde bulunan kad›nlar›n, abdestli bulunanlar›n ve ih-rama girecek olan çocuklar›n da gusletmeleri sünnettir. Hz. Pey-gamber (s.a.v.) “Nifas ve hay›z halinde olan kad›nlar mîkâta geldiklerinde guslederler, ihrama girerler ve Kâ’be’yi tavaf et-mek d›ş›nda bütün hac menâsikini yerine getirirler”108 buyur-muştur.

c) Erkeklerin, iç çamaş›rlar› dahil giysilerini, çorap ve ayak-kab›lar›n› ç›kararak bürünecekleri özel ihram örtüsünün, biri vü-cudun belden aşağ›s›n›, diğeri ise baş hariç vüvü-cudun belden yu-kar›s›n› örten iki parçadan oluşmas›.

Belden aşağ›s›n› örten k›sma “izâr”, baş hariç vücudun bel-den yukar›s›n örten k›sma da “rida” bel-denir. Bürünülecek örtünün tercihen beyaz renkte ve yeni, yahut y›kanm›ş, temiz ve iyi gö-rünümlü olmas› müstehapt›r. Ancak, vücudun örtülmesini sağla-yacak tek parçal› bir örtüye bürünmek de yeterli olur.

108 Ebû Davûd, Menâsik,10. II, 357.

Söz konusu olan sünnet; giysileri ve ayakkab›lar› ç›kararak, ihram elbisesine bürünmekle değil, ihram elbisesinin nitelikleri ile ilgilidir.

İhraml› iken elbise, çorap ve ayakkab› giyme ile ilgili hüküm-ler, “dördüncü bölümde” anlat›lacakt›r.

Kad›nlar ihram için özel bir k›yafete bürünmezler, normal el-biseleri, başörtüsü ve ayakkab›s› ile ihrama girerler, ancak yüz-lerini aç›k tutarlar. Peygamberimiz (a.s.)

“İhraml› kad›n, yüzünü örtmez…”109

d) İhramdan (niyet ve telbiyeden) önce vücuda güzel koku sürünmek müstehapt›r. İhrama girdikten sonra bedende kokunun kalmas› ihrama zarar vermez. Elbiseye koku sürmek ise caiz de-ğildir.

Şâfiî ve Hanbelî mezheplerine göre ihrama girmeden önce ihram elbisesine (izar ve ridaya) koku sürmek caizdir. İhrama girdikten sonra kokunun ihram elbisesinde kalmas› ihrama zarar vermez. Ancak, elbise ç›kar›l›rsa, koku giderilmedikçe tekrar gi-yilemez.

e) Elbiseler ç›kar›l›p “izar” ve rida” ya büründükten sonra, kerahet vakti değil ise, ihrama girmeden önce iki rekat ihram na-maz› k›lmak.

Bu namaz›n ilk rekat›nda Fatiha’dan sonra “Kâfirûn”, ikinci rekat›nda ise “İhlas” sürelerinin okunmas› efdaldir.

İçinde bulunulan vaktin farz namaz› da bu iki rekat namaz›n yerine geçer.

f) Niyeti dil ile (sesli olarak) yapmak.

g) Telbiyeyi namazdan sonra yapmak.

ُﺐِﻘــَﺘـْﻨـَﺗ َﻻ ُﺔَﻣِﺮْgُﻤْﻟَا

109 Ebu Dâvud, Menasik, 33. II, 412.

Telbiye, namaz›n peşinden yap›labileceği gibi, -mîkat s›n›r›-n› geçmemek kayd›yla- daha sonra da yap›labilir. Telbiye yap›l-madan mîkat s›n›r› geçilirse Hanefî mezhebine göre ihrama gi-rilmiş olmaz. Şâfiî mezhebine göre telbiye ihram›n sünneti oldu-ğu için ihrama girilmiş olur, bir ceza gerekmez.

Telbiyenin, ihram namaz›n›n peşinden yap›lmas› evlad›r.

h) İhraml› bulunulan süre içinde her f›rsatta telbiye söyle-mek.

Erkekler yüksek sesle telbiye getirirler, kad›nlar ise telbiye s›ras›nda seslerini yükseltmezler.

Özellikle tepelere ç›karken, aşağ›ya inerken, başka kafileler-le karş›laş›nca, farz namazlardan sonra ve içinde bulunulan ko-numda değişiklik oldukça telbiye getirmek müstehapt›r.

i) Hac için ihrama, hac aylar› başlad›ktan sonra girmek.110 4. HACCI FESHEDİP UMREYE DÖNÜŞTÜRMEK Hanefi, Şâfiî ve Malikî mezheplerine göre umre mi hacc› m›

yoksa umre ve hacc› birlikte mi yapacağ›na karar verip niyet ederek ihrama girdikten sonra art›k bu niyeti iptal etmek veya değiştirmek caiz değildir. Niyet edilen hacc› veya umreyi niyet edildiği şekliyle tamamlamak vaciptir.111

yoksa umre ve hacc› birlikte mi yapacağ›na karar verip niyet ederek ihrama girdikten sonra art›k bu niyeti iptal etmek veya değiştirmek caiz değildir. Niyet edilen hacc› veya umreyi niyet edildiği şekliyle tamamlamak vaciptir.111