• Sonuç bulunamadı

3. TÛFÎ’YE GÖRE KUR’AN’DA CEDEL

3.5. TÛFİ’NİN CEDELÜ’L-KUR’AN’I UYGULAMA ALANI

3.5.1. Muhataba Göre Tartışmalar

3.5.1.2. Hıristiyanlar Hakkındaki Tartışmalar

Hristiyanlarla ilgili tartışma mevzularını ele almadan önce, Tûfî’nin doğru mukaddimelerle Kur’an’a başvurarak Hıristiyanların delil ve zıtlıklarını zikrettiği, el-

İntisârâtü’l-İslâmiyye fî Keşfi Şübhei’n-Nasraniyye437 adlı bir eser kaleme aldığını

belirtmek gerekir. O, bu eserinde Hz. Muhammed’in dininin sahih olduğunu gösteren on açık delil getirerek Hıristiyanları buna zorunlu tutmuş ve onların zıtlıklarını açıklamıştır.438

Hıristiyanlar hakkındaki tartışmaların ekseninde Allah’ın birliği meselesi yatmaktadır. Buna göre Kur’an’da Hıristiyanlar hakkındaki tartışma örnekleri, incelenen Alemü’l-Cezel fî ilmi’l-Cedel adlı eserde şu şekilde yer almaktadır.

“Andolsun ‘Allah, Meryem oğlu Mesih’tir,’ diyenler kesinlikle kâfir

oldular…”439 Bu Hıristiyanların bir iddiasıdır. Allah, onların bu sözlerinden ötürü küfre girdiklerini bildirmekte ve iki yön ile iddialarının asılsızlığına delil göstermektedir. Birincisi ayetin devamında geçen: “De ki: ‘Şayet Allah, Meryem oğlu

Mesih’i, onun anasını ve yeryüzündekilerin hepsini yok etmek istese Allah’a karşı kim ne yapabilir?’ …”440 ayetidir. Bildiriyor ki: Eğer Mesih Allah ise, Allah, Mesih’in helak olmasını istese ve bütün varlığın yok olmasını istese, O vakit kendisinin helak olmasını ister. Mesih, Allah olamaz. Çünkü Allah kendi zatını helak etmez, kudretinin kendi zatına tesiri mümkün değildir. Bu gerekçeyi geçersiz kılmak için denilebilir ki Allah’ın her şeye gücü yeter. Kudreti her şeyi mümkün kılacak kadar büyüktür. İkinci yön: Yüce Allah buyuruyor: “… Göklerin, yerin ve bunların arasında bulunan her

435 Tûfî, Alemü’l-Cezel, 153.

436 Yahudilerle ilgili tartışmaların diğer örnekleri ve açıklamaları için bkz. Tûfî, Alemü’l-Cezel, 98-104. 437 Bu eseri yeterince inceleme fırsatı bulunamadığından araştırmada konumuz olan Kur’an’ın tartışma yöntemi çerçevesinde bu esere verilememiştir.

438 Ebu’r-Rabi’ Süleyman b. Abdülkavi Necmeddin et-Tûfî, el-İntisârâtü’l-İslâmiyye fî Keşfi Şübhei’n- Nasraniyye, thk. Salim Muhammed el-Karnî, (Riyad: Mektebetü Ubeykan, 1. Baskı, 1419/1999), 183-

200.

439 el-Mâide, 5/17. 440 el-Mâide, 5/17.

109

şeyin hükümranlığı Allah’ındır.”441 ayetidir. Allah’ın kendi zatından başka her şeyin

mülkiyeti Allah’a aittir. Eğer Mesih Allah ise Allah kendi zatına sahip olur, bu da saçmadır.442

“Andolsun ‘Allah, Meryem oğlu Mesih’tir,’ diyenler kesinlikle kâfir oldu...”443

Tûfî’ye göre Hıristiyanların burada iddia ettikleri ise şudur: Mesih’in kendisi Allah olduğunu onlara bildirmiştir. Bu ayette açık olarak görülmese de ayetten bu mana çıkarılabilir. Sanki ayette Mesih’in kendisinin Allah olduğunu ilan ettiğini ve buna iman etmeyi emrettiğine inananlar kâfir oldular, denilmektedir. Mesih’in kendi ilahlığını ilan ettiği iddiası ile ilgili olarak, Hıristiyanlarda nesilden nesle nakledilen bu rivayetin yanlışlığını ve çirkinliğini Allah şöyle bildirmektedir: “… Oysa Mesih şöyle

demişti: ‘Ey İsrailoğulları! Yalnız benim de Rabbim sizin de Rabbiniz olan Allah’a kuluk edin. Kim Allah’a ortak koşarsa, artık, Allah ona cenneti haram kılmıştır. Onun barınağı da ateştir.”444 Kulluğu ve Allah’ın Rabbi olmasını kabul etmesi O’nun Allah

olmadığına delildir.445

“Andolsun ‘Allah üçün üçüncüsüdür’ diyenler kâfir oldu...” 446 Bu ayet

Hıristiyanların, baba, oğul ve kutsal ruh inançlarına işaret etmektedir. Tûfî’ye göre, teslisin her biri tam bir ilahtır. Buna rağmen üç ilah yoktur, bir ilah vardır. Hıristiyanlar üçü bir, biri üç yaptınız denildikleri zaman bunu inkâr ettiler. Bize sahte bir delil gösterdiler. Allah (cc) onların bu iddialarına üç yönden cevap vermektedir. Birincisi bu işin doğru olmadığını bildiriyor: “… Hâlbuki tek bir ilâhtan başka hiçbir ilâh

yoktur.”447 Yani Allah (cc) her şeyiyle tektir. Hıristiyanlar Allah’ın zatında birliğini

kabul ediyorlar, onlara göre teslis inancı sıfatlar yönündendir. Hatta bazı kitapları şu sözle başlar: “Zatında bir sıfatlarında üç olanın adıyla…” Baba, Oğul ve Kutsal Ruh, konuşan, mantık sahibi, canlı varlıklardır. İşte bu yüzden cevap tamam olmuş olmuyor. İkinci yön: “Meryem oğlu Mesih sadece bir peygamberdir. Ondan önce de nice

peygamberler geldi geçti. Onun annesi de dosdoğru bir kadındır. (Nasıl ilâh olabilirler?) İkisi de yemek yerlerdi...”448 Burada ikisinin de yemek içmek gibi

ihtiyaçları olduğu ima edilmektedir. Bir şeylere muhtaç olmak ise kul olmayı

441 el-Mâide, 5/17. 442 Tûfî, Alemü’l-Cezel, 111. 443 el-Mâide, 5/72. 444 el-Mâide, 5/72. 445 Tûfî, Alemü’l-Cezel, 112. 446 el-Mâide, 5/73. 447 el-Mâide, 5/73. 448 el-Mâide, 5/75.

110

gerektiren bir haldir. Şayet Mesih tanrı olsa, tanrının zatının hiçbir şeye muhtaç olmaması gerekir. Buna karşılık Hıristiyanlar, “Bunlara muhtaç olmak insan yönüyle alakalıdır, tanrı yönüyle alakalı değildir.” demektedirler. Bu söz değersizdir. Çünkü yeme içme kendi bedeninin hayatta kalmasını sağlamak isteği ile olur. Eğer iddia ettikleri gibi tanrılık yönü olsaydı, kendi hayatının devamı için harici sebeplere ihtiyacı olmazdı. Bu sebeple iddiaları akla uygun değildir, delilleri çürük ve uydurmadır. Üçüncü yön: “Ey Muhammed!) De ki: ‘Allah’ı bırakıp da sizin için ne bir zarara ne de

bir yarara gücü yeten şeylere mi tapıyorsunuz?’…”449 Bildiriliyor ki: Eğer Mesih Tanrı olsaydı, sizin üzerinizde güç, kudret ve otorite sahibi olması gerekirdi. Lakin onun sizin üzerinizde böyle bir gücü yoktur. Onun kendi üzerinde bile bu gücü olmamıştır. Zira Yahudiler, Hz. İsa’yı astıklarını iddia etmektedirler. Ayrıca, onu asmamıza babası mâni olmadı, onu kurtarmadı diyerek de hor görmektedirler. Burada, “Kendini kurtaramayan, nasıl sizin üzerinizde güç sahibi olur?”450 denilerek Hıristiyanların

tutarsızlıkları gösterilmekte, böylece inanç ve düşüncelerinin yanlışlığı ortaya konulmaktadır.

Hıristiyanlar hakkında bir diğer tartışma örneği melekler hakkındadır. “De ki: ‘Eğer yeryüzünde, (insanlar yerine) yerleşip dolaşan melekler olsaydı, elbette onlara

gökten bir melek peygamber indirirdik.”451 Bu, onların şu sözlerine cevaptır: “… Yahut

Allah’ı ve melekleri karşımıza getirmedikçe, sana asla inanmayacağız.”452 “Bir de

dediler ki: ‘O’na (açıktan göreceğimiz) bir melek indirilse ya’…”453 ve “Bize

kavuşacaklarını ummayanlar ‘Bize melekler indirilseydi yahut Rabbimizi görseydik ya! dediler.’…”454 Tûfî, Hıristiyanların öne sürdükleri bu iddialar hakkında şunları

zikretmektedir. Hikmet gereği gönderilen elçi gönderildiği toplulukla aynı cinsten olması gerektiği için, eğer yeryüzünün sakinleri melekler olsaydı biz de onlardan bir meleği onlara elçi gönderirdik. Lakin yeryüzünün sakinleri insanlardır. Bu sebeple “onlara ancak kendi cinslerinden bir insan, elçi olarak gönderilir” denilerek cevap verilmektedir. Cevabın diğer yönü de şu ayette belirtilmektedir: “Eğer onu

(Peygamberi) bir melek kılsaydık, yine onu bir adam (suretinde) yapardık ve onları

449 el-Mâide, 5/76. 450 Tûfî, Alemü’l-Cezel, 112-113. 451 el-İsrâ, 17/95. 452 el-İsrâ, 17/92. 453 el-En’âm, 6/8. 454 el-Furkān, 25/21.

111

yine içinde bulundukları karmaşaya düşürmüş olurduk!”455 Yani, yeryüzünün halkı

adamlar olduğu için, eğer bir melek indirseydik onu da erkek suretinde yapacaktık. Ve şüpheleri artacaktı. Hıristiyanlar, Hz. İsa’nın bir melek olduğu halde insan suretinde insanların arasında bulunduğu zannına kapılıp dalalete düştüler ve onu ilah edindiler.456