• Sonuç bulunamadı

Hıristiyan Mistisizminin Özellikleri

Belgede BİR MİSTİK OLARAK PAVLUS (sayfa 58-62)

Scott’a göre Hıristiyan inancının hayat damarı mistisizmdir.210 Bu mistisizminin merkezinde ise Tanrı’yla birleşme amacı yatmaktadır.211 Fakat söz konusu birleşmedeki amaç Babayla birleşme olsa da İsa Mesih de aynı zamanda bu mistik birleşmenin parçası, prototipi ve payidarıdır.212 Zira diğer tüm doğmalarda olduğu gibi Hıristiyan mistisizminin merkezinde ölen ve dirilen İsa Mesih figürü yer almaktadır. Bu anlamda Hıristiyan mistisizminin gerek kökeni gerekse tasvirleri Yeni Ahit’e ve İsa Mesih’e uzanmaktadır.

Daha ziyade sözü edilen birleşme de yalnızca Mesih aracılığıyla gerçekleşebilmektedir. İsa aracılığıyla Tanrı’yla birleşmek Hıristiyan mistisizminin temel prensibidir.213 Özellikle İsa Mesih’in, insanlığın günahlarının kefareti için acı çekerek haç’ta ölmesi Hıristiyan mistisizmi ve Hıristiyan mistik tecrübesi ile amacının merkezini oluşturmaktadır. Nitekim mistiklerin üzerinde durdukları başlıca temalardan birisi de İsa Mesih’in haçta çektiği acılardır. Kısacası Hıristiyan mistik geleneği, İsa Mesih’in yeryüzündeki misyonu ve

      

208 Ortadoğu coğrafyasındaki mistisizmin izini süren Margaret Smith, Hıristiyan mistisizmi ve özellikle asketik babalar ile ilgili detaylı bir çalışma kaleme almıştır. Bu anlamda Hıristiyan geleneği içerisinde asketik hayat yaşayan en meşhur erkek ve kadın mistikleri ele alan ikinci ve üçüncü bölümler mevcuttur.

Daha geniş bilgi için bkz. Smith, Early Mysticism, s. 10-47. Ayrıca Hıristiyanlık içerisindeki asketiklerin, asketik hayatının ve monastisizmin yapısı, yayılışı, gelişimi ve katkısı ile ilgili daha detaylı bilgi için bkz.

Hannay, James O., The Spirit and the Origin of Christian Monasticism, Methuen and Co., London 1903.

Hıristiyan asketizmin Yunan sır kültlerindeki asketizm ile ilişkisi için ayrıca bkz. Swain, s. 1-5. Çöl babaları olarak tanınan kilise babalarının genel listesini ve mistisizm ile ilgili yazdıklarının özetlerinin sunulduğu bir diğer önemli metin olarak ayrıca bkz. Ward, Benedicta, The Sayings of the Desert Fathers, Cistercian Publications, Michigan 1975.

209 Hıristiyan mistisizminin kurumsallaşmasında önemli rol oynayan asketik kilise babaların yaşantıları ve katkılarının daha geniş bilgisi için bkz. Fanning, 28-30.

210 Scott, s. 8.

211 McGinn, Bernard, “Unio Mystica/Mystical Union”, The Cambridge Companion to Christian Mysticism, ed. Amy Hollywood and Patricia Z. Beckman, Cambridge University Press, Cambridge 2012, s. 201.

212 Parrinder, s. 142.

213 Campbell, James M., Paul the Mystic, A Study in Apostolic Experience, G. S. Putnam’s Sons, New York 1908, s. 65.

yaptıklarıyla yakından ilintilidir. Starr’ın ifadesiyle, Hıristiyan mistiği, kendinde İsa’yı ve İsa’da kendini hisseden kişidir.214

İşte, yukarıda ifade edilen İsa Mesih figürü Hıristiyan mistisizminin temelini oluşturmaktadır. Nitekim bu husus Hıristiyanlığın ilk günlerinde Pavlus tarafından en açık biçimde dile getirilmiştir. Zira İsa Mesih her mistik için kılavuzdur, yol göstericidir, amaçtır.

Bu husus, Hıristiyanlığın mistik geleneğinde şöyle dile getirilmiştir:

“Quia per incarnati Verbi mysterium, nova mentis nostrae oculis lux tuae claritatis infulsit: ut dum visibiliter Deum cognoscimuz, per hunc in invisibilium amorem rapiamur.”

Underhill’e göre bu ifade Hıristiyan mistisizminin özünü en güzel şekilde ifade etmektedir.215

Aralarında farklılıklar olmasına rağmen Hıristiyanlığın ana mezhepleri mistisizme büyük önem atfetmektedir. Özellikle Katolik ve Ortodoks kiliseleri mistik geleneğe ve mistiklere büyük saygıda bulunurlar. Mistisizm ile alakalı olan her husus incelenip günlük yaşantıda uygulanmaya çalışılıyor. Protestanlık ise mistisizme biraz daha ihtiyatlı davranıyorsa da mistisizme yaklaşımı olumludur. Mistisizmin Hıristiyanlığın özünü olduğunu ifade eden Protestan düşünürün sayısı az değildir.216

Dışarıdan bakıldığında Hıristiyan mistisizminin birçok unsuru diğer mistik geleneklerle paralel özellikler gösterdiği görülür. Kişisel disiplin, günün belli zamanlarında dua, maddeye ve mideye daha az önem atfetme, oruç, ihtiyacı olanlara yardım etmek gibi diğer dinlerin mistik geleneklerinde görülen birçok öge Hıristiyan mistik geleneğinde de mevcuttur.217 Fakat müstakil bir din olarak gelişmesini yaklaşık iki bin yıldır devam ettiren Hıristiyanlıkta mistik düşüncenin ve mistik hayatın kendine özgü özellikleri, uygulanışları ve bakış açıları bulunmaktadır. Bu anlamda fenomen ya da görüş olarak Hıristiyan mistisizmine ait bazı önemli bakış açıları vardır ki bunlar ayrı olarak ele alınmayı gerektirir.

      

214 Starr, Reginald H., “Christian Mysticism”, The Sewanee Review, Vol. IX., No. I, 1901, s. 33.

215 “Cisimlendirilmiş kelimenin gizemi yüzünden, senin ışıldayan yeni ışığın aklımızın gözlerinden gözükmüştür; böylece biz, gözlerden görünen Tanrıyı tanıyarak, O’ndan gözlerin asla görmediği bir aşka dönüşmüştür”, bkz. Underhill, Mysticism, s. 142.

216 Protestan düşünürleri arasından mistisizm alanında en derinleşen ve eserleri asırlarca okunan Jacob Boehme burada örnek olarak zikredilebilir. Ayrıca Protestan geleneği içinde derin mistik unsurlar içeren bir önemli akım de XVII. Asırda Almanya’da başlayan Piyetizm hareketidir. Bkz. Michel, s. 144, 155.

217 Oliver, s. 78-79.

Diğer mistik geleneklerde olduğu gibi Hıristiyanlıkta da mistik hal yaşayabilen kişiler, Tanrı’ya en fazla kendini adamış ve O’nu tecrübe eden kişilerdir. Fakat Hıristiyan mistiğini diğer mistiklerden ayıran başlıca unsurlardan biri de vaftizdir. Zira onun Tanrıyı tanıma ve Onu tecrübe etme yolculuğu vaftiz ile başlamaktadır.218 Vaftiz ile kişi İsa’yı tanır ve O’na iman eder. Mesih’e iman etmekle kendisinin çektiği acıları hisseder ve O’nunla çarmıhta ölüp yeniden dirilir. Bu şekilde yüzeysel ruhlar sadece iman ederken derin ruhlar vaftiz ile Tanrı’ya ulaşma ve O’nu hissetme yolculuğuna başlamaktadır. İşte bu nedenle vaftiz, Hıristiyan mistiğinin Sonsuz Olana giden yolda ilk adımını atmış olmaktadır.

Hıristiyan mistiklerin amacına gelince, onların arzuladıkları şeyin Mutlak Olan’la birleşmek olduğu vurgulanabilir. Hıristiyanlıkta bu figür Baba’dır, İsa Mesi’htir, Tanrı’dır.

Fakat onların hedefledikleri Varlık ve kullandıkları kavramlar şüphesizce diğer mistik geleneklerinden farklı olduğu ifade edilmelidir. Örneğin Roma Katolik Hıristiyanlığının mistik geleneğinde kişi derin bir tefekkürün sonucunda mistik tecrübe yaşar. O zaman ve mekana ait olan herşeyi aşarak zaman-üstü olan Tanrıyla mistik hale ulaşır. Katolik Hıristiyanlıkta bu tecrübeye kişinin ruhunun Tanrıyla evlilik birleşmesi denmektedir. Burada ifade edilen bu anlayış ise Hıristiyanlıktaki mistisizm kavramının ilk anlamını teşkil etmektedir.219

Hıristiyan mistik geleneği ilk yüzyıllar haricinde genel olarak zengin literatüre sahiptir. Zira ilk yüzyıllarda heretik akımlara verilen savaş bu konuda yazılan eserleri ya yok etmiştir ya da dışlamıştır. Yine de Antakyalı Ingatius, Polycarp, Justin Martyr, Irenaeus, Tertullian ve Augustine gibi büyük kilise babaları mistik tecrübeler yaşamış ya da mistisizme eserlerinde yer vermiştir. Fakat beşinci asırdan itibaren Hıristiyan mistiklerinin bu konulardaki görüşleri, yaşadıkları tecrübelerini aktarmaları hız kazanmıştır. Fransis Assisi, Catherine of Siena, John of the Cross, Bonaventure, Jacob Boehme, Teresa of Avila, Angela of Foligno, Meister Eckhart gibiler Hıristiyan mistiklerin çok kısa listesini oluşturmaktadır. Onların eserlerine bakıldığında nasıl motive olduklarını, mistik hallerini, ne yaşadıklarını ve hisstettiklerini açık bir biçimde yer aldığı görülmektedir. Bu ise Hıristiyan mistik geleneği ve genel olarak mistisizm açısından büyük bir zenginlik demekir.

Bu eserlerde dikkat çeken bir diğer unsur de Hıristiyan sakramentlerinin bazan mistik halleri       

218 Harton, F. S., The Elements of the Spiritual Life, The Macmillan Company, New York 1932, s. 27.

219 Jones, Pathways, s. 22.

tetiklediği konusudur. Komünyon, haç ve dirilmeyi hatırlatan semboller gibi sakramentlerin, Hıristiyan mistiklerin, mistik tecrübelerini tetiklediği vurgulanmaktadır.220

Hıristiyan mistisizminin en temel özelliklerinin başında her Hıristiyanın kabul ettiği ve bağlı olduğu doğaüstü ya da tanrısal lütuf konusu gelmektedir. Söz konusu unsur tartışmasız olarak tüm Hıristiyanların dini hayatını etkilemektedir. Tecrübe edilebilen bir dogma olan tanrısal lütuf psikolojik olarak herkes tarafından kabul edilmektedir. Dolayısıyla Hıristiyan mistisizminin bu unsuru doğrudan kabul edilmez ise de prensip olarak varlığını sürdürmektedir.221 Burada tanrıya duyu ya da mantık yoluyla değil, kalp ve irade yoluyla ulaşmak esastır. Mesihe inanan herkes de ona kalben ve iradeli bir şekilde bağlandığından dolayı tanrının lütfunda yerini almaktadır.

Yine Marechal’a göre Hıristiyan mistisizminin ikinci önemli özelliği fenomenolojik ve ontolojik yanlarının olmasıdır. Buna göre Hıristiyan mistik, mistisizmin zirvelerine çıkıp fenomenolojik olarak Tanrı’yı doğrudan tecrübe edebilir. Öte yandan vaftiz sakramenti aracılığıyla kendisine aktarılan derin manalı erdemleri de teolojik bir dille ifade edebilir. Zira ruhun doğrudan Tanrı’yı sezmesi, kutsal metinleri anlamada mistik kişiye derinlik kazandırmaktadır. Fakat şunun da belirtilmesi gerekir ki mistik tecrübe aracılığıyla en üst seviyelere ulaşıp tanrıyı doğrudan tecrübe eden mistik ise sıradan haller yaşayan kişi için gerekse bilgi gerek tecrübe bakımından derin farklar söz konusudur. Dolayısıyla söz konusu fark metinlerin yorumlanmasında da belirgin rol oynamaktadır.

Hıristiyan mistisizminin üçüncü temel özelliği ise Hıristiyan mistisizminin kendine özgü bir anlamı ya da tanımının olmasıdır. Zira Hıristiyan mistik birleşmesinde Tanrı kendini, ruhu vücudundan ayrılmış bir insana değil, duyarlılığın prensibi olmaya kendini adamış bir “adama” (man) göstermektedir.222 Dolayısıyla mistik tecrübe yaşamayı amaçlayan kişi gerek asketik hayatının gerektirdiği hazırlık gerekse psikolojik olarak amaçladığı tecrübeye kendini hazırlaması gerekmektedir. Bu anlamda mistik tecrübeyi yaşamaya aday olan kişi ruhsal anlamda kendini hazırlamış ise yaşamayı hedeflediği mistik hali daha net bir şekilde hisseder ve aynı kolaylıkla başkalarına da anlatıp aktarabilir.

      

220 Underhill, s. 435.

221 Marechal, Joseph, “Ontology and Theology of Christian Mysticism”, Understanding Mysticism, ed.

Richard Woods, Image Books, New York 1980, s. 472.

222 Marechal, s. 473.

Yahudi ve İslam mistisizmiyle kıyaslandığında Hıristiyan mistisizmi daha elle dokunur, daha somuttur. Zira diğer iki mistisizimde mistik tecrübenin amacı olan tanrı daha aşkın bir varlık ve hedef iken Hıristiyanlıkta benzer bir durum söz konusu değildir. Mistik tecrübenin hedefi ya da amacı olan İsa Mesih yakın, bilinen, açıklanan ve elle dokunur bir mahiyettedir. Diğer soyut iki mistisizme karşın Hıristiyan mistisizmi insanı kutsallatırmak için “aracıyı”, insan şekline girmiş Tanrıyı esasa alarak kurumsallaşmıştır.223 Bu bağlamda, Hıristiyan mistiklerin ulaşmaya, hissetmeye ve tecrübe etmeye çalıştıkları tanrı, insancıl yönleriyle tanınan bir varlık olarak telakki edildiğinden dolayı Hıristiyan mistisizmi daha somut bir yapı ve tabiat arzetmektedir.

Hıristiyan mistisizminin dördüncü karakteristiği ise mistik tecrübenin kökeni ile ilgilidir. Diğer mistikler gibi Hıristiyan mistikler de kendilerini yetiştirme adına ve ruhsal anlamda daha yüksek mertebelere ulaşmak için belli hazırlıklardan, perhizlerden ve pratiklerden geçiyorlar. Bu nedenledir ki Hıristiyanlıkta manastır hayatı önemli bir yer teşkil etmektedir. Fakat mistik tecrübeye gelince onun Tanrı’nın bir armağanı olduğuna inanıp yalnızca O’nun vasitasıyla gerçekleşebileceğine kanaat getirmişlerdir. Onlar, mistik tecrübenin yaşanmasında asketikliğin, yani mistik hayatının gerekliliğine inanıyor fakat bunun mistik tecrübe yaşayabilmek için yeterli olduğuna inanmıyorlar.

Sonuç olarak Hıristiyanlıktaki mistisizm geleneği, bu dinin genel yapısında önemli bir alanı teşkil etmektedir. Diğer mistik geleneklerde olduğu gibi Hıristiyan mistikler de tecrübe etmek istedikleri Mutlak Varlık ile mistik bir ilişki yaşayabilmek için için çeşitli hazırlık ve eğitim safhalarından geçmektedirler. Fakat bu mistisizmi diğer dinlerdeki mistik geleneklerden ayıran ve ona özgünlük katan bazı özellikler bulunmaktadır. Sözü edilen mistisizmin kaynakları yabancı ise de asırlarca parçası olduğu dinin rengini, şeklini ve ruhunu almıştır. Bu bağlamda, Hıristiyan mistiklerinin gönüllerinde yatan tanrıyı tecrübe etme hissi, arzusu ve aşkı asırlar boyunca gelişip kurumsallaştıkça karşımıza Hıristiyan mistisizmi denilen yapı çıkmıştır.

Belgede BİR MİSTİK OLARAK PAVLUS (sayfa 58-62)