• Sonuç bulunamadı

4.1. Okul Öncesi Eğitimin Tarihsel Gelişimi

4.2.5. Hükümet Programları

31. Hükümet Programı’nda (II. Demirel Hükümeti 03.11.1969–06.03.1970) okul öncesi eğitimin layık olduğu önemle ele alınacağı belirtilmiştir. Bu dönemde MEB’in İlköğretim Genel Müdürlüğü, Kız Teknik Öğretim Genel Müdürlüğü, TTK, Sağlık ve

Sosyal Yardım Bakanlığının ilgili genel müdürlüklerinden meydana gelen bir komisyon toplanmış (MEB, 1971a: 43) ve okul öncesi eğitim; kuruluş, amaç, yapı, program bakımından yeniden ele alınmıştır. Komisyon tarafından yapılan çalışma sonunda okul öncesi eğitimin sadece devlet tarafından değil özel kesim tarafından da teşvik görmesi gerekliliği, okul öncesi eğitim kurumlarının açılmadığı yerlerde anne eğitimi imkânlarının aranması gerektiği konusunda planlar yapılmıştır (DPT, 1971: xviii).

35. Hükümet Programında (Melen Hükümeti–22.05.1972–15.04.1973) Millî Eğitim Kanunu tasarısı yapılmış ve okul öncesinden başlayıp tüm öğretim kurumlarının bir bütünlük içinde ele alınacağı ve eğitimi yeni bir yapı ve çalışma düzenine kavuşturulacağı belirtilmiştir. Buna uygun olarak 1972 yılında, ülke genelinde okul öncesinden başlayarak öğrencilerin ilgi ve yeteneklerine yönelik programlara yöneltilmesine, eğitimin her kademesinde millî kültür ve değerlerin tanıtılmasına ve geliştirilmesine yönelik çalışmalar yapılmıştır (Millî Eğitim Reform Stratejisi, 1975: 5– 6). Bu çalışmalardan biri de MEB tarafından yapılan Millî Eğitim Reform Stratejisi’dir. Bu stratejinin gerçekleşmesinde okul öncesi eğitimin, örgün temel eğitim bütünlüğü içinde yer alması, kaynaklar ve ihtiyaçlar dengesinin göz önünde tutulması, özel ve tüzel kişilerce açılacak okul öncesi eğitim kuruluşlarının desteklenmesi ve teşvik edilmesi, bu kurumlarda çalışan personelin, nitelik ve niceliğinin yeter seviyeye ulaştırılması yönünde stratejiler geliştirilmiştir (Arar, 1972: 573). Bu çalışmaların bir sonucu olarak ta 1973 yılında 1739 sayılı METK çıkarılmıştır.

37. Hükümet Programında ise (I. Ecevit Hükümeti–26.01.1974–17.11.1974) okul öncesi eğitim farklı bir yönden ele alınmıştır. Özellikle iyi beslenemeyen ve satın alma gücü yeterli olmayan okul öncesi çocukların yeterince beslenmeleri üzerinde durulmuştur. Bunun yanı sıra bu dönemde okul öncesi eğitim hizmetinin gelişigüzel yapıldığı gerekçesiyle tek elden organize edilmesi gerektiği, kuruluşlarında görev yapacak öğretmenlerin ilköğretmen okulu mezunları gibi öğretim sürelerinin 7 yıl olması gerektiği üzerinde durulmuştur (Mehmetoğlu, 1974: 576). Programda yer alan konular çözüme kavuşturulamamış hatta 48. Hükümet programına kadar (1991) okul öncesi eğitim konusu ele bile alınmamıştır.

1979 yılının dünyada Uluslararası Çocuk Yılı olarak ilan edilmesiyle, Birleşmiş Milletler tarafından dünya çocuklarının durumlarını düzenlemeye yönelik olarak on yıl içinde bir şeylerin yapılması yönünde kararlar alınmıştır (Kağıtçıbaşı, 1989: 23).

Türkiye’de de bu gerekçe dikkate alınarak pek çok bilimsel çalışma ve eser yayınlamıştır. Bu çalışmalardan biri TED’in düzenlediği Çocuk ve Eğitim konulu toplantıdır. Çocuk, aile, eğitim, çevre, kitle iletişim araçları, boş zaman uğraşıları ve yurt dışındaki çocukların sorunları gibi önemli ve güncel tartışmaların yapıldığı toplantı, akademik bir tartışma niteliğinde gerçekleştirilmiş (TED, 1979: V) ve okul öncesi eğitimin gelişmesine önemli ölçüde katkı getirmiştir.

1980 döneminde ise insanoğlunun en yoğun öğrendiği evrenin 0–8 yaş dönemi olduğu ve bu yaşlarda okul öncesi eğitime önem verilmesi gerektiği üzerinde durulmuş (Öz, 1983: 252) ve MEB’de Eğitim Politikası Çalışma Grubu kurulmuştur. Bu kurul bir rapor yayınlanmış ve eğitimde köklü reform yapılması için çeşitli çalışmaların yapılması gerektirdiğini bildirmiştir. Ancak yapılan çalışmalar imkân yetersizliğinden uygulama fırsatı bulamamıştır (Ekinci, 1998: 799).

1990’lı yıllarda ise ailelerin, okul öncesi eğitime olan talepleri artmaya başlamıştır. Ailelerin ekonomik düzeyi ile okul öncesi eğitime olan talebi arasında meydana gelen ilişki de bu durumu desteklemiştir (AÇEV, 1995: 32). Bu talebe hükümetlerde kayıtsız kalmayarak programlarında okul öncesi eğitimin yaygınlaştırılmasına yönelik çalışmalara tekrar yer vermeye başlamışlardır.

48. Hükümet Programında (I. Mesut Yılmaz Hükümeti–23.06.1991–20.11.1991) çağ nüfusunun okullaşma oranlarının, okul öncesi eğitimde %11,5’e ulaştırılacağı belirtilmiştir. Bunun için okul öncesine olan talebi arttırmaya yönelik toplumsal çalışmalar da desteklenmiştir. 1995’te başlatılan 1–7 Eylül Okul Öncesi Eğitim Günleri’nde yapılan etkinlikler bunun bir örneğidir. Bu etkinliklerle, toplumun duyarlılığı ve dikkati okul öncesi eğitime çekilmeye çalışılmıştır (Bıyıkoğlu, 2006: 52).

57. Hükümet Programında (V. Ecevit Hükümeti–28.05.1999–18.11.2002) okul öncesi eğitim olanaklarının tüm çocuklara ulaştırılması için çaba gösterileceği belirtilmiştir. Bu dönemde okul öncesi eğitime olan talep doğrultusunda özel kesimin de katkısıyla okullaşma oranlarında yükseliş olmuştur. 60. Hükümet Programında (II. Erdoğan Hükümeti– 29.08.2007– ) ise okul öncesi eğitimde okullaşma oranının %50’ye çıkarılacağı belirtilmiştir. Bunun için de her yıl yaklaşık 155.000 öğrencinin okul öncesi eğitime katılması gerektiği ve buna yönelik olarak 31.000 derslik ihtiyacının karşılanacağı belirtilmiştir. Ayrıca okul öncesi eğitimde ikili eğitim ile gezici

ve yaz anaokulu uygulamaları yapılacağı, toplumsal farkındalığın artırılması için yazılı ve görsel iletişim araçlarının kullanılacağı belirtilmiştir. Bunun için; DPT, Maliye Bakanlığı, Yerel Yönetimler, Sivil Toplum Kuruluşları, TRT, MEB kuruluşlarıyla da işbirliği yapılacağı belirtilmiştir (DPT, 2008: 211).

Görüldüğü gibi okul öncesi eğitim gün geçtikçe önem kazanmaya başlamış, konuya gösterilen hassasiyet artmış, okul öncesi eğitimin tüm eğitim sürecinde kritik bir döneme işaret ettiği kabul edilmiştir (Taysi, 2007: 129). Ancak hükümetlerin sık değişmesi, yeterli kaynağın ayrılmaması gibi nedenler, politikaların hedefine istenen oranda ulaşmasına engel olmuştur.

İzlenen politikalardan sonra aşağıda okul öncesi eğitimde bu defa eğitim programları ve öğretmen yetiştirme temaları çerçevesinde meydana gelen durumlara yer verilmiştir.

4.3. 1970–2010 Yılları Arasında Okul Öncesi Eğitim Programları ve Öğretmen Yetiştirme

Eğitim programları ve öğretmen yetiştirme açısından okul öncesi eğitimde 1970–2010 döneminde hızlı bir değişme olmuştur. Eğitim programları açısından 2010 dönemine kadar pek çok programın yapıldığı ve tüm ülke genelinde uygulandığı görülmektedir. Programlardaki değişmeler öğretmen yetiştirme sistemine de yansımış ve sistemde zaman zaman değişikliklere gidilmiştir. Aşağıda meydana gelen bu durumları görmek mümkündür.