• Sonuç bulunamadı

Prof. Dr. Mehmet BAŞAR

Anadolu Üniversitesi mbaser@anadolu.edu.tr

Assoc. Prof. Dr. Özgür DEMİRTAŞ

İnönü Üniversitesi ozgur.demirtas@inonu.edu.tr

Assoc. Prof. Dr. Mustafa KARACA

Anadolu Üniversitesi mustafa_karaca@anadolu.edu.tr

ÖZET

Kişi-Örgüt uyumu araştırmaları, bireylerin tutum, değer, bilgi, beceri ve yetenekleri ile kişilikleri arasındaki uyum ne kadar yakın ise bireyin performans sonuçlarının da o kadar iyi olduğunu ileri sürmektedir. Bu tür araştırmaların bulguları, bireylerin iş çevrelerini birçok farklı faktörlerin sonucu olarak seçtiklerine işaret etmektedir. Bu çalışmada ise girişimcilerin kişisel özellikleri ve girişimci olmanın gerekleri arasındaki uyum ne kadar yüksekse o kadar başarılı olacaklarını iddia etmekteyiz. Bu sebeple çalışmamızda öncelikli olarak teorik bir çerçeve sunmak amaçlanmıştır. Bu kapsamda da öz-yeterlilik, fırsatları fark etme yeteneği, gayret, insan sermayesi ile sosyal sermaye ve son olarak da sosyal beceriler kavramları değerlendirmeye alınmıştır.

Anahtar Kelimeler: Kişi-Örgüt Uyumu, Kişi-Girişimcilik Uyumu Giriş

Gelişen teknolojik imkânlar, dinamik piyasa koşullarında farklı müşteri beklenti ve ihtiyaçları birçok alanda olduğu gibi yeni yatırım ve uygulamaların arkasındaki itici güç olan girişimcilerin önemini günümüzde daha da ön plana getirmektedir. Artık günümüzdeki hızla değişen ve farklılaşan ihtiyaçlara daha anlamlı bir şekilde hitap etmek ve bu beklentileri kullanıcı dostu ürünlerle/hizmetlerle rakiplerden daha hızlı bir şekilde karşılayarak bireylere ve topluma daha çok katma değer sağlayan girişimcilik faaliyetleri, varlıklarını sürdürülebilir bir şekilde devam ettirebilmektedir. Ekonominin önemli yapıtaşlarından biri olan girişimciler istikrar, büyüme ve refah alanlarında bir ülkeye bireysel ve toplumsal anlamda önemli kazanımlar sağlamaktadır. Girişimcilik ağırlıkta ekonomik ve ticari anlamı olan bir kavram olarak düşünülse de insanların sosyal bütünleşme ve gelişmesinde de önemli katkılar sunmaktadır.

Kişi-Örgüt uyumu araştırmaları, kişilerle kişilerin yaptıkları işler veya çalıştıkları kurumlarla kendileri arasındaki uyumun öncülleri ve sonuçları ile ilgilidir (Kristof, 1996). Bu tür araştırmaların bulguları, bireylerin iş çevrelerini birçok farklı faktörlerin sonucu olarak seçtiklerine işaret eder. Bunların arasında, kurumsal yapı ve kültürle ilişkili faktörlerin yanı

30

sıra, bireyin tutumları, değerleri, yetenekleri, kişiliği ve çeşitli iş boyutları vardır (Van Vianen, 2000). Geleneksel işe alma kılavuzları bir kişinin bilgi, beceri ve yeteneklerinin belirli bir işin gereklerine uygunluğunu vurgularken birey-örgüy uyumu kavramı, değerler, hedefler, tutumlar ve kişisel tercihlerdeki uygunluğu vurgular. Diğer bir deyişle, insanlar değerlerine uygun ve ihtiyaçlarını tatmin eden iş ortamlarını cazip bulurlar (Cable&Judge, 1996). Bu çalışma ile, girişimcilerin kişisel özellikleri ve girişimci olmanın gerekleri arasındaki uyum ne kadar büyükse o kadar başarılı olacaklarını öne sürüyoruz. Özellikle, girişimcilerin bazı ayrı bireysel farklılık boyutlarında (örneğin öz-yeterlilik, fırsatları fark etme yeteneği, kişisel gayret, insani ve sosyal sermaye, üstün sosyal beceriler) ne kadar ileri olurlarsa, kişi-girişimci uyumunun daha yakın ve sonuç olarak başarılılarının da o derece olası ya da büyük olacağı değerlendirilmektedir. Bu amaca yönelik de mevcut bildiri ile teorik çerçeve oluşturulmaya çalışılacaktır.

Literatür Araştırması

Shane ve Venkataraman (2000) girişimciliği “gelecek mal ve hizmetlerin keşfetme, geliştirme ve işletilmesini yaratan fırsatları neler, kimler tarafından ve nasıl etkileneceğinin bilimsel olarak incelenmesi” şeklinde tanımlamaktadırlar. Sonuç olarak, ileri teknoloji endüstrisi bağlamında girişimciler teknolojiye dayalı fırsatları keşfeden, değerlendiren ve işleten kişilerdir. Başarılı girişimciler teknolojik keşiflerle müşterilerin ihtiyaçlarını, dayanıklılık, bilgi, beceri ve yetenekleri pazara sundukları ürünleri verimli bir şekilde yaymak için bir araya getirme kavrayışına sahiplerdir. Bu, girişimcilerin yeni firmalar yaratırken ifa ettikleri temel görevlerin – ancak sadece bunlarla sınırlı değildir – teknolojik buluşları pazarlanabilir kalemlere dönüştürmekten, pazarda sağlam bir yer edinmek için yoğun belirsizliğe ve sınırlı sermayeye rağmen iyi bir şekilde çalışmaya ve pazardaki rakiplerden gelebilecek misilleme eylemlerini savuşturmaya kadar değiştiğini akla getirmektedir.

Yapılan çalışmalar, girişimciliğin söz konusu olduğu durumlarda bireysel farklıların gerçekten önemli olduğu görüşünü desteklemektedir. Birey-Örgüt uyumu teorisi çevresel güçler ve durumların girişimsel faaliyetler üzerinde çok etkili olduğunu ileri sürmektedir. Ancak, bireylerin ve fırsatların da girişimcilik olgusunun özünü oluşturduğunun altını çizmek gerekmektedir (Shane ve Venkataraman, 2000).

Yakın dönemde yapılan girişimcilik araştırmalarıyla ilgili literatür taramamızın amacı, başarıyla şirket kuran kişileri kurmayanlardan ayırıyor gibi görünen bireysel farklılık değişkenleriyle ilişkili olarak hem yeni teşebbüslerin performansını hem de piyasa başarısını etkileyen faktörleri ortaya koymaktır. Bu faktörler çok çeşitli olsa da literatür taramamız,

31

girişim başarısıyla bağlantılı olduğu yönündeki deneysel kanıtların en güçlü olduğu faktörler üzerinde yoğunlaşmaktadır. Bunlar; yüksek öz-yeterlik (Chen, Greene, & Crick, 1998), fırsatları fark etme yeteneği (Busenitz, 1999), yüksek kişisel gayret (Stoltz, 2000), sosyal sermaye ve üstün sosyal beceriler (Baron & Markman, 2000) olarak ifade edilmektedir.

Öz-yeterlik

Gist (1987) tarafından yapılan tanımlamada bir görevi tamamlamada ihtiyaç duyulan yeteneklere sahip olunduğuna dair inancı vurgulayan kavram olan öz-yeterlilik, girişimsel faaliyetlerde bulunmayı da tetikleyen önemli bir etkendir. Örneğin, Zhao vd. (2005), öz- yeterliliğin girişimcilikte önemli bir faktör olduğu ve bireyin eğitim, deneyim ve tecrübeleri ile geliştirilebileceğini vurgulamıştır. Kişinin girişimcilik sürecinde kendine duyduğu öz-yeterlilik ne kadar yüksekse, girişim yapma performansı da o düzeyde olumlu etkilenmektedir (Calongne, 1999; Maurer, 2001). Girişimcilik faaliyetleri kapsamında ele alınan bir faktör olarak, girişimci bireyde bulunması gereken önemli bir özellik olan öz-yeterliliğin bir girişimi başlatmadaki pozitif etkisi de bu şekilde ortaya konulmuş olmaktadır. Öz-yeterlik farklı insan işlevlerini olumlu olarak etkilediğinden, girişimcilik bağlamında da benzer sonuçları olacağını düşünüyoruz. Örneğin öz- yeterliği yüksek bireyler sadece zor faaliyetleri tercih etmekle kalmaz; aynı zamanda bu faaliyetlerde devamlı kalma güçleri de daha yüksektir (Bandura, 1997). Bundan dolayı öz-yeterliği yüksek girişimcilerin yüksek öz-yeterlik düzeyindeki girişimcilerden daha başarılı olması beklenmektedir. Fırsatları Fark Etme Yeteneği

Fırsatları fark etme durumunun nasıl oluştuğuna ve bazı insanların fırsatları saptayabilirken diğerlerinin neden saptayamadığı, farklı davranışsal ve bilişsel faktörleri anlamakla ilgili olarak ifade edilmektedir (Baron, 2007). Bazı insanlar, iş fırsatlarını yakalamada daha yüksek kavrama kapasitesine sahip olurlar ve bu nedenle başarıya ulaşmak için daha fazla olasılıkları vardır. Girişimcilik faaliyetlerinin icat ve keşifçi yönü, girişimcilerin fırsatları görmede ve kullanmada girişimci olmayan kişilerden ayrıldığını varsaymaktadır (Alvarez & Barney, 2007). Baron (2007) fırsatlara karşı farkındalık düzeyinin yüksek olmasının iki önemli yönü olduğunu belirtmektedir. Bunlar, fırsatları kavrama ve eyleme geçme olmak üzere davranışsal ve bilişsel süreçlerle ifade edilmiştir. Yani girişimci bireylerin, fırsatları daha erken algılamada kendilerine yardımcı olan bilişsel bir kapasitesinin olduğu da ifade edilmektedir.

32

Yeni bir şirket kurmak daha az şeyle daha çok şey yapmayı gerektirmekte ve girişimciler sınırlı kaynaklardan, tanınmamış markadan, kısıtlı ürün sunumundan ve pazarlara girme belirsizliğinden dolayı sıkıntı yaşamaktadır. Böyle bir girişimin doğasında başarısızlığa karşı savunmasızlık olup yeni şirketlerin kurulduğu belirsiz koşullar da bu durumu hızlandırmaktadır. Dolayısıyla başarıya ulaşana kadar girişimciler, önceden kestirilemeyen pazarlar ve bilinmeyen rakipler de dâhil olmak üzere çok sayıda caydırıcı faktöre katlanmaktadır. Başarı, çoğu kez yüksek mali, teknolojik ve yasal yükümlülükler pahasına elde edilmektedir. Bu kapsamda sarf edilen gayretin de kişi-girişimci uyumunda önemli bir faktör olacağı değerlendirilmektedir.

İnsani ve Sosyal Sermaye

İnsan sermayesi, hem genetik faktörlerin kısmen etkilediği (örneğin zeka, sağlık, kişilik, çekicilik) yetenekleri hem de tahsil, iş eğitimi, imtiyaz, iş deneyimi ve kişiler arası ilişkiler gibi gerekli becerileri kapsar (Shanahan & Tuma, 1994). İnsan sermayesine karşılık, sosyal sermaye sosyal yapının mümkün kıldığı fırsatlara işaret etmektedir; bu, kurumsal pozisyonlar, seçkin kurumsal bağlar, sosyal ağlar ve bağlantılar ve diğerleriyle ilişkiler aracılığıyla kaynakları kullanılabilir kılan bir aracıdır. İnsan ve sosyal sermayenin birbirlerini tamamlamaları şaşırtıcı değildir. Yüksek düzeyde sosyal sermaye bilgi akımını ve böylece belirli kaynaklara erişimi kolaylaştırır ve kişinin başarısına katkıda bulunabilmektedir.

Sosyal Beceriler

Araştırmalar bireylerin etkin bir şekilde başkalarıyla iletişimini mümkün kılan yetkinliklerin, sosyal becerilerin, sosyal ve profesyonel etkileşimlerin birçoğunda önemli bir rol oynadığını ortaya koymuştur (Baron & Markman, 2000). Etkili sosyal beceriler, işe alma mülakatlarının, performans değerlendirmelerinin ve hatta yasal işlemlerin de aralarında bulunduğu birçok farklı bağlamlarda bireylerin elde ettiği sonuçları olumlu olarak etkileyebilir. Bu kapsamda bu faktör de kişi-girişimci uyumunda bir etken olarak değerlendirilmektedir.

Sonuç

Yönetim uygulamalarında küresel boyutta önemli bir değişim yaşanmaktadır. Geleneksel ve kısa dönemli kâr odaklı anlayışlardan, etik bakış açısı çerçevesinde ve uzun dönemde katma değer getirmesi beklenen bir anlayışa doğru dönüşüm gerçekleşmektedir. Bu süreçte, insan kaynağı her alanda olduğu gibi yönetim uygulamalarında da artan bir öneme sahiptir. Özellikle teknolojik gelişmeler ve buna bağlı yapılan inovatif girişimler, nitelikli insanın önemini daha da artırmıştır. Bu çalışma ile kişi-girişimcilik uyumunu saptamada

33

bireysel farklılıklar perspektifi ele alınmış ve özellikle de girişimcilerin, girişimsel rollerine uygun belirgin bireysel farklılık boyutlarının bazılarını (örneğin öz-yeterlilik, fırsatları kavrama, sebat, beşeri ve sosyal sermaye ve sosyal beceriler) ne kadar çok kullanırlarsa kendi kişi-girişim uyumları o denli yakın olacaklarını ve daha büyük başarılar elde edecekleri ileri sürülmüştür. Karşılaştırılabilir koşullar göz önüne alındığında benzer bilgi, beceri ve yeteneklere sahip olsalar bile tüm bireylerin fırsatları kavrama ve yeni girişimler yaratarak verim elde etmekte aynı oranda faaliyet sergilemeyecekleri sonucuna ulaşılmıştır.

Kaynakça

Alvarez, S. A., & Barney, J. B. (2007). Discovery and creation: Alternative theories of entrepreneurial action. Strategic Entrepreneurship Journal, 1(1‐2), 11-26.

Bandura, A. (1997). Self-efficacy: the exercise of control. New York: W. H. Freeman & Co Baron, R. A. (2007). Behavioral and cognitive factors in entrepreneurship: Entrepreneurs as the

active element in new venture creation. Strategic Entrepreneurship Journal, 1(1‐2), 167-182.

Baron, R. A., & Markman, G. D. (2000). Beyond social capital: the role of social competence in entrepreneurs’ success. Academy of Management Executive, 14(1), 106 -116. Busenitz, L. W. (1999). Entrepreneurial risk and strategic decision making: it’s a matter of

perspective. Journal of Applied Behavioral Science, 35(3), 325-340

Cable, D. M., & Judge, T. A. (1997). Interviewers’ perceptions of person – organization fit and organizational selection decisions. Journal of Applied Psychology, 82, 546-561

Calongne, L. (1999). The measurement of self-efficacy for participation: The development of a situational specific instrument. Academy of Strategic and Organizational Leadership

Journal, 3(1), 12-21.

Chen, C. C., Greene, P. G., & Crick, A. (1998). Does entrepreneurial self-efficacy distinguish entrepreneurs from managers? Journal of Business Venturing, 13, 295-316

Gist, M. E. (1987). Self-efficacy: Implications for organizational behavior and human resource management. Academy of Management Review, 12(3), 472-485.

Kristof, A. L. (1996). Person – organization fit: an integrative review of its conceptualizations, measurement, and implications. Personnel Psychology, 49(1), 1-49

34

Maurer, T. J. (2001). Career-relevant learning and development, worker age, and beliefs about self-efficacy for development. Journal of Management, 27(2), 123-140.

Shanahan, S. E., & Tuma, N. B. (1994). The sociology of distribution and redistribution. In N. J. Smelser, & R. Swedberg (Eds.), The handbook of economic sociology ( pp. 733-765). Princeton, NJ: Princeton University Press.

Shane, S., & Venkataraman, S. (2000). The promise of entrepreneurship as a field of research. Academy of Management Review, 25, 217-226.

Van Vianen, A. E. M. (2000). Person-organization fit: the match between newcomers’ and recruiters’ preferences for organizational cultures. Personnel Psychology, 53, 113 -149. Zhao, H., Seibert, S. E., & Hills, G. E. (2005). The mediating role of self-efficacy in the development of entrepreneurial intentions. Journal of Applied Psychology, 90(6), 1265- 1272.

35

4th International EMI Entrepreneurship & Social Sciences Congress, 29-30 November 2019, İstanbul

Olumsuz Durumları İfşa Etme (Whistleblowing) Kavramsal Çerçevesi