• Sonuç bulunamadı

3. SUÇU AÇIKLAYAN KURAMLAR

3.4. Sosyolojik Suç Kuramları

3.4.3. Gerilim Kuramı

Gerilim teorisi suç konusunu mikro ölçekte ele alır ve toplum içerisinde bazı insanların neden daha fazla suç işlediği sorusuna cevap arar. Gerilim teorileri, sosyal yapı teorileri içerisinde toplumsal normların ve değerlerin benimsenmemesi ve bireylerin toplum tarafından meşru kabul edilen hedeflere ulaşacak imkânlarının olmaması ve ihtiyaçlarına ulaşamamalarından dolayı hissettikleri gerilimlere odaklanmıştır (Karğın, 2016:60).

Gerilim teorisini kavramsallaştıran ilk kişi Merton’dur. Fakat Merton Durkheim’in anomi kavramını geliştirerek kendi teorisini oluşturmuştur. Gerilim teorisi açıklanırken Durkheim’in “İntihar” adlı eserinde sosyal düzen\düzensizlik ile insanların

44

eylemleri arasındaki ilişkiyi anlatır. Sosyal etkenlerin insan davranışları üzerindeki etkisini gösterir. Özellikle “Anomik İntiharları” değerlendirmiştir. Merton’ un, sapmada biyolojik temelli bir şeyin olmadığını ve suçu açıklarken sosyal temellere dayandırması, onun teorisini sosyolojik kılmıştır (Akgül&Irmak, 2016:80).

Durkheim’e göre; toplumda sosyal dayanışmanın azalması ve normların yitirilmesi toplumdaki düzenin bozulmasına ve dolayıyla anomik eylemlerin artmasına neden olmaktadır. Merton ise anomi kavramını farklı tanımlamıştır, ona göre anomi topum tarafından kabul edilen hedeflere ulaşmak için var olan imkânların yetersizliği sonunda insanların yaşadığı çatışmadır. Durkheim’den farklı olarak anominin sadece kuralsızlık zamanlarında değil, normal istikrarlı zamanlarda da ortaya çıkabileceğini savunur (Merton, 1938:674).

Gerilim kuramı, Merton tarafından geliştirilmiştir. Suçlu davranış ve sapma eylemleri Amerika toplum yapısının doğal bir sonucudur. Merton’a göre, Amerika toplumu sosyal yapı olarak alt sınıfa mensup ve özelliklede siyah ırktan olanların sınıf ve sosyo ekonomik olarak durumlarını iyileştirmelerinin çok zor olduğunu söyler. Amerika toplumunda, alt sınıftakiler arasında yasal yollarla iyi bir eğitim alarak iyi şartlarda okuyup ve yine iyi bir mesleğe sahip olmak neredeyse olanaksızdır. Bu sınıftaki insanların suçlu davranış potansiyelinin daha aktif olduğu gözlemlenmiştir (Karğın, 2016:64).

“Merton, alt sınıfa mensup olan bireylerin, meşru amaçlara yasal yollardan ulaşma imkânlarının bloke edilmiş olduğuna inanmaktadır”. Bu çerçevede; alt sınıfa mensup dezavantajlı dediğimiz grubun bireyleri, ekonomik açıdan iyi veya statülü sınıfla aynı imkânlarda olamadıkları için, bir üst sınıfa girebilmek adına birçok gayri meşru yolları denediklerini söyleyebiliriz. Bu sebeple Merton’a göre suç, “Ani sosyal değişme ile ortaya çıkan bir olgu değil, daha çok toplumsal yapı fenomenidir”. Bundan dolayı Merton, suçun kaynağını sosyal yapılar içinde aramıştır (Merton, 1938:674).

Merton klasik gerilim teorisini açıklarken; insanların Amerikan rüyasını gerçekleştirmek için bazen kültürel hedefler ile toplumsal normlar arasında kalmaları durumunda suçlu davranışın oluşmasını normal olduğunu söyler. Toplumdaki normların insanlarda uyum davranışı yerine çoğu zaman uyumsuzluk yarattığını da vurgulamaktadır. Her insanın sahip olmak istediklerine ulaşması için bazen sosyal normlarla karşı karşıya gelebileceğini söyler. Böylece toplumda bir kuralsızlık oluşur ve bu kuralsızlık Merton’a göre daha çok maddi kaynaklı problemler olduğunu öne

sürmüştür. Kısacası insanlar sahip olmak istedikleri hayata ulaşmak için bazen normlarla karşı karşıya gelebilir. Böylece gerilimin ve beraberinde suçun oluşması olağandır (Dolu, 2012:313).

Merton’a göre toplumun sosyo-kültürel yapısında önemli olan iki unsur vardır. Bunlardan birincisi; kültür tarafından meşru kabul edildiği için o toplumun üyeleri tarafından da onay görmüş arzu, hedef ve amaçlardır. Kültürler tarafından bu sıralama hiyerarşik olarak sıralanmıştır. İnsanlar bunlara ulaşmak için gayret göstermeleri gereklidir. Biyolojik itilmelerle bu hedeflere ulaşılamaz. İkinci unsur ise kültürün tayin ettiği amaçlara ulaşmak için bazı yollar vardır. Bunlardan bazıları toplumlarda örf ve adetler olarak bilinir. Bunlar kişinin toplumdaki hareketlerini kurallardır. Bu iki unsur birbiriyle dengelidir. Eğer denge bozulur biri diğerinden daha fazla önem görürse o zaman toplumda denge bozulur ve anomi başlar (İçli, 2016:102).

Tablo 2: Merton’ın Davranış Modları

Uyum Modelleri Kültürel

Amaçlar Kurumlaşmış Yollar Sonuç

Uyumluluk

(Conformity) + + Sapma yok Yenilikçilik

(Innovation) + _ Sapma ve suç davranışı

Şekilcilik (Ritualism) _ + Sapma var ama suça yönelik değil Geriçekilme

( Retreatism) _ _ Sapma var, suça meyil var İsyan (Rebellion) +

_

+ _

Sapma var, olumlu ya da lumsuz eylem

Merton’a göre sosyal sistem ile sosyo-kültürel yapı birbiri ile uyum halindeyken dengededir. Fakat kültürel amaçları ve bu amaçlara ulaşmak için kullandıkları araçlar ne zaman çakışırsa o zaman ortaya anomi çıkar. Merton kültürel amaçlar ile kurumsal normlar arasında çatışma olduğu durumlarda, bireyler beş farklı davranış türü gösterdiğini söyle açıklamaktadır. Merton, beş uyum tipini tablo 2’ de gösterilen şema ile sunmuştur. Şemada (+) lar kabul, (-) ler reddetmeyi, (+, -) ise mevcut değerlerin reddini ve onların yerine yeni değerler ortaya koymayı ifade eder (İçli, 2016:103-104).

46

Merton’ın ortaya koymuş olduğu davranış modelleri tiplerinden dördü sapma davranışını göstermektedir. Uyumluluk modelinde insanlar hem kurumsal araçları hem de bu amaçlara ulaşmak için belirlenen kültürel araçları kabul ederler. Durağan toplumlarda en yaygın davranış modelidir. Yenilikçilik uyum modelini kabul edenler toplumun amaçlarını da kabul ederler fakat onlara ulaşmak için var olan yasal yollar sınırlı olduğu için yeni yollar keşfederler. Bu yollar yasa dışı olarak kabul edilen hırsızlık ve soygun gibi farklı suçlar olabilir. Şekilcilik tipi ise uyumda, insanlar daha önceden inandıkları amaçları ihmal ederek, mevcut meşru amaçlara aşırı değer verirler. Amaçlarından uzak düşmüşlerdir fakat kurallarına göre oynarlar ve kurum normlarına uyumları devam etmektedir. Geri çekilme en genel olmasına rağmen en az görülen tiptir. Bu uyum modelinde toplumsal hedeflere ve sunulan araçlara eşit mesafede durma, bireyin kendini geri çekme halidir. Bu tipte uyum ya da kötü uyum gösteren kişiler yabancılaşmışlardır. Toplumsal değerler konusundaki fikir birliğine katılmazlar. Buyum tipindeki insanlar içe dönük, uyuşturucu bağımlısı, alkolikler vb. kişilik tipleri örnek verilebilir. İsyan uyum tipinde kişiler mevcut yolları kabul etmeyen kişi kayıt dışı yollarla yeni bir sosyal düzen kurmaya teşebbüs ederler. Merton’a göre bu uyum tipi diğerlerinden farklıdır. Bu uyum tipindekiler yasalara uymak yerine onu değiştirmek isterler ve bunun için yeni yollar denerler (Burkay, 2008:45).

Sonuç olarak Merton’a göre suç, hedefler ve yollar arasındaki uyumsuzluğun bir sonucudur. Başarılar elde etmek için uğraşan insanlar üzerinde baskı arttıkça insanların davranışları üzerinde toplumun kontrol mekanizmaları da zayıflamaktadır. Bireyin meşru yollardan sonuca gitme isteği gittikçe azalmakta hatta “Sonuca Giden Her Yol Mübahtır.” anlayışı daha cazip gelmektedir. Bu felsefeyi ilke edinen bireyler için artık yarışmaktan çok kazanmak önemli olmuştur. Bu anlayışın hâkim olmasıyla toplumsal yapılar zarar görmüştür ve kazanma arzusuyla bireylerin meşru olmayan yollara yönelerek hareket etmeleri antisosyal ve suçlu davranışları beraberinde getirmiştir (Merton, 1938:682).