• Sonuç bulunamadı

Sabit Birim Fiyat Esaslı Yaklaşım-Bayındırlık Bakanlığı Birim Fiyat  Değişken Birim Fiyat Esaslı Yaklaşım

2.1.4 Riskin Taraflar Arasında PaylaĢımı

2.2.1.1 Genel KoĢullar

Projenin inşaat evresinin yönetiminde gerekli temel kuralları oluşturan dokümanlar, genel şartnamelerdir. İnşaat şartnameleri (General Conditions), inşaat endüstrisi içinde kabul edilen uygulamalara göre inşaat sözleşmelerinin şartlarını yerine getirmek için gereken prosedürleri ve yapım yolunu açıkça belirten, genel şartlar ve koşullardır (Hinze, 1993). Bir sözleşmenin en önemli dokümanıdır. Resmi sözleşme ya da anlaşmaların gereksinimlerini kontrol altına almak, süreci yönetmek ve herhangi bir grubun sözleşmesel haklarını etkileyebilecek aktivitelerin kapsamını, grupların fonksiyonlarını düzenlemeyi amaçlamaktadırlar. İşin teknik boyutu dışındaki idari noktalara ilişkin bilgiler sunmaktadırlar (Fisk, 1992). İnşaat projelerinin bir çoğunun genel şartnameleri farklılık göstermesine rağmen, dokümanları kaynaklandıran kurumun gereksinimlerine dayanarak, aynı biçimde olmasa da benzer konular yer almaktadır (Poage, 2000). Aynı olmasa da benzerlikler

gösteren üç temel ulusal ve uluslararası genel şartname dokümanlarını karşılaştırmak bu açıdan uygun olacaktır. Bu bağlamda AIA, EJCDC, FIDIC gibi kuruluşlar ya da hükümet kurumları tarafından oluşturulan standart genel şartnameler incelenecektir.

2.2.1.1.1 AIA Dokümanları

Amerika Mimarlar Birliği (American Institute of Architects – AIA) tarafından derlenen, geliştirilen ve güncellenen sözleşme dokümanlarıdır. Yayınlanmış dokümanların birçoğu arasında yüzeysel benzerlikler bulunmasına rağmen, bazı dokümanlarda ciddi farklılıklar görülmektedir. Kamusal yapı projelerinde uygulandığında yerel şartlara göre değişiklikler görülmesine rağmen, mimari projelerin bir çoğunda kullanılan AIA İnşaat Sözleşmelerinin genel koşulları içeren bölümünde belirtilen konular şunlardır (Levy, 2002; Fisk, 1992):

 genel şartlar,

 mal sahibinin hakları ve sorumlulukları ile ilgili koşullar,  yüklenici sorumlulukları ile ilgili koşullar,

 sözleşmenin yönetilmesi ile ilgili koşullar,  altyükleniciler ile ilgili koşullar,

 uzman yükleniciler ya da malsahibi tarafından gerçekleştirilen inşaat süreci ile ilgili koşullar,

 işte meydana gelebilecek değişiklikler ile ilgili koşullar,  süre ile ilgili bilgiler,

 ödemeler ve işin tamamlaması ile ilgili koşullar,  kişilerin ve mülkiyetin korunması ile ilgili koşullar,  sigorta ve teminatlar ile ilgili koşullar,

 iş hatalarının ortaya çıkması ve işin düzetilmesi ile ilgili koşullar,  çeşitli provizyonlar,

2.2.1.1.2 EJCDC Dokümanları

Birleşik Mühendisler Sözleşme Dökümanları Komitesi (Engineers‟ Joint Contract Documents Committee- EJCDC) tarafından geliştirilip, yayımlanan ve güncellenen dokümanlardır. Genellikle kamusal kuruluşlar tarafından mühendislik projelerinde kullanılmaktadır. Dokümanlar üzerinde ekleme, çıkarma vb. modifikasyonlarla yerel kanunlarına adapte edilerek, revize edilebilmektedirler. EJCDC komitesine dahil olan ve ortaklaşa çalışan kurumlar şunlardır (Poage, 2000):

 American Council of Engineering Companies - ACEC,  American Society of Civil Engineers - ASCE,

 National Society of Professional Engineers - NSPE  Construction Specifications Institute – CSI,

 Associated General Contractors of America - AGC.

Birçok mühendislik dokümanında tipik olduğu düşünülen EJCDC inşaat sözleşmesinin standart genel şartnamelerinde yer alan temel konular şunlardır (Fisk, 1992):

 sözleşme dokümanlarında kullanılan terimler ile ilgili tanımlamalar,  proje ön hazırlık aşaması ile ilgili konular,

 sözleşme dokümanlarına ilişkin bilgiler,

 alanlar, fiziksel şartlar ve referans noktalarının bulunması ile ilgili koşullar,  sigorta ve teminatlara ilişkin koşullar,

 yüklenicinin sorumlulukları ile ilgili koşullar,  saha ile ilgili işler; koordinasyon ile ilgili konular,  mal sahibinin sorumlulukları ile ilgili konular,

 inşaat sürecinde mühendisin konumu ile ilgili koşullar,

 sözleşme tarihlerinde meydana gelebilecek değişiklikler ile ilgili konular,  garantiler, testler ve deneyler; düzeltme, ortadan kaldırma, işten çıkarım,

değiştirme veya hatalı işin kabul edilmesi ile ilgili koşullar,

 yükleniciye yapılacak ödeme ve tamamlama koşulları ile ilgili bilgiler,  işin durdurulması-askıya alınması ve işin sona erdirilmesi ile ilgili koşullar,  anlaşmazlıkların çözümünde uygulanacak yöntemlerle ilgili bilgiler,

 çeşitli konular.

2.2.1.1.3 FIDIC Sözleşmeleri

International Federation of Consulting Engineers (FIDIC) tarafından sunulan uluslararası sözleşmelerdir. Bu sözleşmeler kendi standartlarına sahiptir. Birleşmiş Milletler veya Dünya Bankası tarafından finans edilen uluslararası mühendislik projeleri için dünyanın her yerinde FIDIC dokümanları kullanılmaktadır. FIDIC sözleşmelerinin genel kapsamı şunları içermektedir (Fisk, 1992):

 sözleşme dokümanlarında kullanılan tanımlamalar ve yorumlar,  teknik uygulama sorumlusu ile ilgili bilgiler,

 altyüklenim, iş tahsis etme ve altyüklenici sözleşmeleri yapılması ile ilgili koşullar,

 sözleşme dokümanlarına ilişkin bilgiler,

 inşaat sürecinde karşılaşılabilecek genel zorluklar ile ilgili koşullar,  inşaat sürecinde işgörenlere ilişkin bilgiler,

 malzeme, tesis ve işçilikler ile ilgili koşullar,

 işin durdurulmasında uygulanacak prosedüre ilişkin bilgiler,

 işin başlaması ve işte meydana gelebilecek gecikmelere ilişkin koşullar,  iş sürecinde meydana gelebilecek hatalarda sorumlulukların yüklenilmesi ile

 işte meydana gelebilecek değişiklikler, eklemeler ve çıkarmalar ile ilgili koşullar,

 ihtilâflara ilişkin prosedürler,

 yükleniciye ait ekipman, malzeme ve geçici işler ile ilgili koşullar,  ölçüm ile ilgili bilgiler,

 provisional miktarlar ile ilgili bilgiler,  atanmış altyüklenicilere ilişkin koşullar,  ödeme ve sertifikalar ile ilgili koşullar,

 inşaat sürecinde çeşitli konularda uygulanacak çözümler ile ilgili bilgiler,  özel riskler ile ilgili koşullar,

 anlaşmazlıkların çözümlenmesi ile ilgili koşullar,  duyurular ile ilgili prosedürler,

 işverenin ödeme yapmaması ile ilgili konular,

 maliyet ve yasalarda değişiklik meydana gelmesinde uygulanacak prosedürler,

 para birimi ve kurlara ilişkin konular.

Belirtilen bu üç standart doküman incelendiğinde organizasyonların çeşitli türleri arasında yükleniciler, mimar/mühendisler ve mal sahibi arasında bilimsel olarak tanımlama ve inşaat sözleşmelerinin terminolojileri arasında çeşitli farklılıklar görülebilmektedir. Ayrıca para birimi ve sigorta-teminat konuları ile bağlantılı kalemlerin dışında, EJCDC, AIA ve FIDIC dokümanlarının her birinde görülen, inşaat endüstrisindeki tüm katılımcıların genel ilgisinde olan kalemlerin bazıları da paylaşılmaktadır.

Genel şartnamelerin standart formlarının kullanımı, bu dokümanların mimar-mühendis ve kanuni profesyoneller tarafından uzun yıllar kullanılmış ve denenmiş olmasına dayanarak katılımcılar tarafından tanınma, terimlerin anlamlarını ve

Bahsedilen kuruluşların yanında farklı alanda hizmet veren çok çeşitli kuruluşların yayınladığı dokümanlar bulunmaktadır. Ancak bu dokümanlara değinilmeyecektir. Çeşitli kuruluşlar, yayımladıkları dökümanlarla ilgili malsahiplerinden, mühendislerden, altyüklenicilerden, kefillerden, avukatlardan, sigortacılardan ve diğer katılımcılardan görüşler alarak bu dökümanların eksiksiz bir biçimde tamamlanmalarını sağlamaya çalışırlar (Fisk, 1992).

Çeşitli standart sözleşme formları arasından ihtiyaçlara en çok uyanın belirlenmesi için geniş bir olanaklar yelpazesi bulunmaktadır. Herhangi bir projede standart dokümanlardan hangisinin kullanılacağının belirlenmesi, çeşitli unsurlardan etkilenmektedir. Kuruluşlar tarafından hazırlanan sözleşme ve genel şartname dökümanları incelendiğinde, dokümanların tasarlanması sırasında bazı kriterlerin dikkate alındığı belirlenmiştir. Genel olarak 8 farklı parametrenin çeşitli kombinezonlarla kullanıldığı saptanmıştır. Bunlar Projenin Kapsamı, Proje Büyüklüğü,

Ödeme Yöntemi, Ek Katılımcıların Varlığı, Hizmet Türü, Risk Dağılımı, Doküman Tipi ve Yer parametreleridir (Yalçın, 2004). Kullanılacak sözleşme biçimi, ihtiyaçlar

doğrultusunda ilgili parametreler dikkate alınarak seçilmelidir. 2.2.1.2 Ek KoĢullar

Ek koşullar (Supplementary Conditions), genel koşulların bir uzantısıdır. Bu dokümanlar, genel koşullarda yer alan maddelerde değişiklik, genişletme ya da eklemeler yapılması gerektiğinde kullanılmaktadır. Genel şartnameler, bir çok projeye uygulanabilen genel bir doküman olmasına rağmen, ek koşullar, projeye özgü şartları kapsayan özel kanuni gereksinimleri ve mal sahibi tarafından genel şartlardan birinde yapılan değişiklikleri içermektedir. Genel şartnamedeki koşullar, sadece prosedürel ve sorumluluk cümlelerini kapsayabilmekte, ek koşullarda ise, aynı konuda gerekli olan sigorta veya maddi tazminat miktarları gibi, sadece bu işe uygulanacak özel gereksinimler eklenmektedir. Sözleşme dokümanlarının ek genel şartnameler ile ilgili bölümü, dokümanın yapısına göre gerçekte değişmeyen çeşitli başlıklar altında ortaya çıkabilmektedir (Collier, 2001; Hinze, 1993; Poage, 2000):

 genel şartnamede yer almayan ilave tanımlamalar ve yorumlar,

 alınması gereken izinler ve yapılacak deney-muayenelerin listesi ve bunların maliyetleri ile ilgili bilgiler,

 süreç boyunca hazırlanması gereken çizimlerin ve teknik şartnamelerin kopyaları vb. dokümanların sayı ve başlıkla belirtilen tam listesi ve bunların maliyetlerinin belirtilmesi,

 malsahibi tarafından sağlanması gereken araştırma bilgilerinin ve tiplerinin listesi,

 malsahibinin sağlaması gereken malzemelerin/materyallerin listesi,  saha çizimlerinin sunum biçimi ile ilgili özel koşullar,

 uygulanabilir kanunlar ve düzenlemeler ile bu iş için gerekli özel gereksinimlere ilişkin bilgiler,

 mal sahibi, mimar/mühendisin isimlerinin ve kanuni adreslerinin belirtilmesi,

 tasarımcının ya da mal sahibinin inşaat sahasında görevlendirdiği tam zamanlı temsilcisinin adı soyadı, onun yetkileri ve işlevi ile ilgili bilgiler,  anlaşmazlık durumunda anlaşmazlığın çözümü için görevlendirilecek

hakemin ya da onun atayacağı kişilerin ad ve soyadının belirtilmesi,

 malzeme örneklerinin onaylanması ve malzemelerin kullanımına ilişkin özel koşulların belirtilmesi,

 sözleşmede belirtilen malzemelerin yerine başka malzemelerin kullanılabilmesi durumunda uygulanacak özel koşullar,

 Ödeme miktarları, oranları ve dönemleri vb. bilgileri içeren ödeme planlarına ilişkin koşullar,

 ödeme başvurusu yapılması ve hakediş çizelgesi sunumunda istenen biçim ve enformasyon miktarı ile ilişkin bilgiler,

 nakit akışları ile nakdin kullanımı ve sözleşme tutarı ile yüklenicinin yönetim ve kâr ile işletme giderlerinin belirlenmesine ilişkin koşullar,

 işte meydana gelebilecek değişikliklerin değerinin saptanma biçimleri ve yapılabilecek ek işler için eklenebilecek ücretlerin miktarlarının belirlenmesi ile ilgili bilgiler,

 sözleşmenin kesin bitişine kadar malsahibinin elinde tutabileceği maddi tazminatlar ile ilgili koşullar,

 projenin gecikmesi durumunda uygulanacak cezai şartlar ile işin erken bitirilmesinde sunulabilecek primler/ödüller ile ilgili koşullar,

 sigorta miktarları, teminat tipleri ve kefillere ilişkin koşullar,

 hayatın ve mülkün korunması için ihtiyaç duyulan güvenlik gereksinimleri, sigorta gerekliliklerinin değişmesi durumu ile ilgili konular,

 yapılacak iş için işgücü yasasının getirdiği gereksinimler,

 inşaat sürecinin aşamaları ve iş programı ile ilgili gereksinimler,  sözleşme öncesi inşaat sahasının incelenmesi ile ilgili koşullar,  saha güvenliğinin ve emniyetinin sağlanması ile ilgili gereksinimler,  sahada kurulması gereken geçici tesisler ile ilgili gereksinimler,  maliyet raporlaması ile ilgili gereksinimler,

 iş bitiminde yapılması gereken saha ile ilgili özel temizleme gereksinimleri,  saha içi ve çevresinde trafiğin kontrolü ile ilgili gereksinimler,

 inşaat sahasında, kültürel ya da tarihi objelerin ve sanat eserlerinin bulunması durumunda uygulanması gereken özel koşullar.

Ek koşullar, inşaat projelerinin gerçekleştikleri yer ve zemine bağlı çeşitli şartlardan etkilenen yapıları gereği önceden bilinmeyen ya da beklenmeyen koşulların her an meydana gelebileceği olasılığına dair koşulları içerdikleri için sözleşmelerde yer alması gereken önemli dokümanlardır.

Bilinmeyen ya da beklenilmeyen durumlarla karşılaşma olasılığının çok olduğu inşaat sektöründe bir ölçüde karşılaşılması olası riskleri, o proje koşulları içinde önceden belirleyip, inşaat sürecinde problem yaratmayacak bir boyutta çözümünü sağlamak için gerekli noktalara sözleşme maddelerinde yer vermek, tüm katılımcılar açısından daha az riskli bir ortamda iş yapabilme güvencesini bir ölçüde sunabilmek gerekir. Başarılı bir sözleşmede çatışmalar azalmalı, problemler azaltılıp, risklerin kontrolü sağlanmalıdır. Bu çalışma kapsamında, inşaat sektöründe risk oluşturan, büyük problemlere neden olan çeşitli hataların sözleşme maddeleri dikkate alınarak sunulması uygun görülmüştür.

2.2.2 ĠnĢaat Sektöründe UyuĢmazlıkların Çözümünde BaĢvurulan Çözüm Yolları

Bir inşaat projesinde ideal durum, anlaşmazlık, hak talebi (claim), uyuşmazlık (dispute) ve en son olarak da yasal bir eylem ile sonuçlanabilen çatışmaların (conflict) artış sürecinde, ortaya çıkan problemin uyuşmazlığa dönüşmeden önce, uyuşmazlıktan sakınma sürecinde çözülüp, maliyet ve süre artmalarına neden olan yasal çözümlere gerek kalmadan önlenmesidir (Cox and Thompson, 1998). Amaç, uyuşmazlık ortaya çıkmadan, uyuşmazlıkların meydana gelme olasılığını dikkate alarak, bu olasılıkları önlemek için gerekli düzenlemelerin sözleşme sırasında yapılmasıdır.

Uyuşmazlıkların çözümünde genel olarak kullanılan iki tip çözüm yolu bulunmaktadır. Bu çözüm yolları aşağıda sıralanmıştır:

 Formel Uyuşmazlık Çözüm Yolları,  Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Yolları. 2.2.2.1 Formel UyuĢmazlık Çözüm Yolları

İnşaat sürecinde ortaya çıkan uyuşmazlıklarda, uzlaştırma yolu ile uyuşmazlığın çözülememesi üzerine başvurulan Yargı (Litigation) ile Tahkim/Hakemlik

(Arbitration-Adjudication) biçimlerinde, çözümün uzun zaman alması ve ciddi masraflara yol

açması büyük problemlerdir. Uyuşmazlığın ortaya çıkmasından sonra uzun zaman geçmesine rağmen, davanın hala devam etmesi güncelliğini yitirmesine neden

yitirmektedir. Uygun mahkeme veya hakem seçimi ile belirtilen problemler azaltılabilmektedir. Ancak alınan kararlar açısından, daha bağlayıcı ve kesin hükümler içermektedir. Uyuşmazlıkların resmi olarak çözümünde karşılaşılan sorunları

dikkate alan hukukçular alternatif çözüm yolları üretmeye ihtiyaç duymuşlardır (Cox and Thompson, 1998).

2.2.2.1.1 Yargı Yoluna Başvurmak (Litigation)

Dava açma hakkını reddeden bir madde ya da gruplar tarafından kabul edilen bir yargı makamı maddesi sözleşmede bulunmadığı sürece, herhangi bir uyuşmazlık (dispute) mahkemede çözülerek yürütülmelidir. Bu çözüm biçimi, Yargı (Litigation) yoluyla çözüm olarak adlandırılmaktadır. Yargıya başvurma, uyuşmazlıklarda en son uygulanabilecek nokta olarak düşünülmektedir. Asıl iyi olan, anlaşmazlığın bu aşamaya gelmeden çözüme ulaşmasıdır. Yargı yoluyla sürecin karara bağlanması, yıllar süren uzun bir zaman dilimine yayılmaktadır ve oldukça pahalı bir sistemdir (Hinze, 1993).

Uyuşmazlığın büyüklük, yer ve yapısına dayalı olarak davalar farklı mahkemelerde yürütülmektedir. Mahkemeler, bağlı olunan devlet tarafından konulan kurallar gereğince işledikleri için, zaman zaman tarafsızlıkları konusunda şüpheler bulunmaktadır. Ulusal mahkemelerin, uluslararası ticari uyuşmazlıklarda çabuk ve adil kararlar almasının güç olması ve tarafsızlık şüpheleri nedeniyle, genellikle

tahkim ve diğer alternatif çözüm yollarının tercih edildiği belirtilmektedir (Turner and Turner, 1999).

Mahkeme sırasında tamamıyla yasal bir sunum yapılmaktadır. Yetersiz ve doğru olmayan detayda sunulan teknik enformasyon, durumun yetersiz sunulması, grupların kanuni temsilcilerinde görülen kontrol kaybı ve yetenekli yasal temsilcinin eksikliği gibi problemler mahkeme aşamasında sorun yaratan konulardır. Başarı sağlanması için bu problemlerin çözülmesi gerekir. Davayı açan tarafın karar noktasına kadar ya da karar sonrasında, başlangıçtaki yasal maliyetleri ve nakit akışındaki herhangi bir kaybı karşılamaya gücü yetmelidir. Sürecin uzunluğu,

nakit akışının sağlanması açısından devam kararını etkileyebilmektedir (Cox and Thompson, 1998).

Alınan kararların bağlayıcı nitelikte olması, taraflara kesin sorumluluklar yüklemesi ve net bir çözüm sunması bu yöntemin en iyi özelliğidir. Sürenin uzun sürmesi ve pahalı olması, resmi yargı sürecine başvurmadan önce başka çözümlerin denenmesini gerektirmektedir.

2.2.2.1.2 Üçüncü Grup Kararı İle Çözüm: Tahkim-Hakemlik (Adjudication/Arbitration)

Uzlaşma ve müdahale ile anlaşmaya varılamayan konularda mahkemeye gitmeden önce başvurulan son çözümdür. İki çözüm yolu da birbirine benzemektedir. İlkeleri aynıdır, fakat mekanizmaları farklıdır. Hakemlik (adjudication), sorunu belirleyip, adli bir kişi olarak karara bağlamaya çalışır; kesin, belirlenmiş kuralları olmadığı için daha özgürdür. Hakem (arbitrator) ise, Tahkim (arbitration) kuralları ile belirlenmiş bir çerçevede hareket eder ve belirli bir yasal düzende iş görür. Aralarındaki farklar, yargılama yapısı ve dava usulleri/yürütme biçimi gibi konulardan kaynaklanmaktadır. Hakem (adjudicator), kendi yeteneklerini ve yargılama tecrübesini kullanan bir uzman olarak, gerekli soruşturma/araştırmayı yapar ve kanıtları değerlendirdikten sonra bağlayıcı olan ya da olmayan bir karar verir. Hakem (arbitrator) ise, doğal mahkeme biçimde grupların savunma ve sunumlarını kabul ettikten sonra son ve bağlayıcı olan hükmü/mahkeme kararını verir.

Hakemlik (adjudication), hızlı bir yöntemdir; 28 günlük bir zaman çizelgesi içinde

çözüme ulaşır. Diğer yöntemlere göre daha ucuzdur ve sorgulayıcı bir gücü vardır. Karar verici, hakem (arbitrator) olarak değil bir uzman olarak hareket eder. Elde bulunan kanıtlara dayanarak yetenek ve tecrübelerine göre karar verir (Murdoch and Hughes, 1992). Yasal bir temsil yetkisi yoktur; tarafsız olmak zorundadır. İhmalinin görülmesi durumunda kendisine dava açılabilir. Verilen kararlar bağlayıcı nitelikte değildir. Uyuşmazlığın sona erdirilmeme riski bulunmaktadır. Gerekli görüldüğü durumda, kararlar mahkeme tarafından incelenebilir (Cox and Thompson, 1998; Turner and Turner, 1999).

Tahkim (Arbitration), olarak ifade edilen çözüm biçimi, devlet kurumları tarafından

görevlendirilmeyen, özel bir sözleşmeye dayalı olarak karar veren hakem ya da hakemler tarafından yerine getirilen bir çözümdür. Uyuşmazlıklara uluslararası çözümler getiren özel bir yargılama çeşididir. Sözleşmede belirtilmiş ise, daimi bir

gerçekleştirilmektedir. En çok bilinen tahkim kuruluşlarının başında, The International

Chamber of Commerce (ICC) ve American Arbitration Association (AAA) gelmektedir. International Centre for the Settlement of Investment Disputes (ICSID) de yatırım

ihtilaflarının tahkim yolu ile çözümü için idari hizmet vermektedir. Bunlardan

başka, ulusal ve bölgesel nitelikte tahkim kuruluşları da bulunmaktadır (Cox and Thompson, 1998). Projenin gerçekleştiği ülkenin ticari ve ekonomik

ilişkilerini düzenleyen ulusal hukuk sisteminden kaynaklanan riskler ve proje sürecinde sistemde değişikliklerin meydana gelmesi, bu çözüm biçimine yönelinmesine neden olmaktadır. Resmi yargı sürecinde oluşan düşmanca tutumların problemin çözümünü zorlaştırması, gizlilik garantisi sağlamaması, katılımcıları huzursuz edebilmesi bu yöntemin tercih nedenidir (Hinze, 1993). Sistem, tarafları yargısal süreçten uzak tutarak, karmaşık yasal ve teknik noktalara sahip ve geniş delil sunulan resmi yargıya benzeyen yapısı ile kesin ve bağlayıcı bir karara ulaşılmasını sağlamaktadır. Grupların ihtiyaç duyduğu kadar zaman alır ve uygun zamanda başlayabilir. Zaman sınırlaması yoktur. Resmi yargıya göre daha kısa ve ucuzdur. Süreçlerin gizliliği esastır. Taraflar şartlara uygun olarak süreci düzenleyebilmektedir. Sorgulama gücü açısından yarı hukukidir (Murdoch and Hughes, 1992). Kararları, uyuşmazlıkta grupların haklarının yargılanmasını göstermektedir. Kesin kanıtlarla ispatlamayı gerektirmeyen bir süreçtir. Verilen kararlar, mahkemelerde verilecek bir karardan farklı olabilmektedir (Fisk, 1992). Hakem (arbitrator) bir uzman değildir. Olayın kanıtlarına dayanarak karar verir. O dönemdeki kanuna karşı veya yargılama yetkisinin ötesinde karar vermedikçe verilen karar, son karardır; kesin ve bağlayıcıdır. Mahkemeler verilen bu kararı yürürlüğe koyabilir. Kararın temyiz için sınırlandırılmış bir gücü vardır. Kararın emsal değeri çok azdır ya da yoktur. Gruplar yasal olarak temsil edilirler. Hakem (arbitrator), tarafsızdır. Yasal noktalarda hakemlik yapamaz. İhmalinin görülmesi durumunda devam etmez. Tarafların işbirliği yapması ve kuralları uygulaması maliyet tasarrufu sağlar. Resmi yargı yoluna gitme durumunda olduğu gibi kazan-kaybet anlayışı vardır. Taraflar, hakeme ücret ödemek ve sürecin maliyetlerini karşılamak zorundadırlar. Ödemeleri hangi tarafın yapacağına hakem karar verir. Tahkim (arbitration), duruşma gecikmeleri ve duruşma tarihlerinin programlanmasındaki zorluklar nedeniyle aşırı uzun, pahalı olabilmekte ve tutarsız/çelişkili sonuçlar üretebilmektedir (Fisk, 1992; Turner and Turner, 1999).