• Sonuç bulunamadı

C. Bütçe Açığı ve Ölçüm Yöntemleri

1. Genel Amaçlı Bütçe Açığı Ölçüm Yöntemleri

Genel amaçlı bütçe açığı ölçüm yöntemlerini, geleneksel bütçe açığı, birincil açık, işlemsel açık, nakit açığı-tahakkuk açığı ve nominal bütçe açığı-reel bütçe açığı başlıkları altında ele almak mümkündür.

Geleneksel bütçe açığı (conventional budget deficit, overall deficit) nakit bazında ifade edilir ve hükümetin toplam nakit harcamaları (borç faiz ödemeleri dahil, borç geri ödemeleri hariç) ile vergi ve vergi dışı gelirlerin (bağışlar dahil, borçlanma hasılatı hariç) toplamı arasındaki farkı ölçer. Diğer bir ifadeyle, borç faiz ödemeleri giderlere dahil edilirken, borç geri ödemeleri gider olarak kaydedilmez; cari gelirler hükümet geliri olarak kabul edilir, fakat borçlanma hasılatı hükümet gelirlerine dahil edilmez. Bu şekilde tanımlanan mali açıklar, merkez bankasından doğrudan borçlanma dahil net kamu borçlanması ile karşılanabilen açığı ifade etmektedir19. Geleneksel bütçe açığı, kısaca, borçlardaki değişmeler dikkate alınmaksızın toplam kamu harcamaları ile toplam kamu gelirleri arasındaki fark şeklinde de ifade edilebilir. Bu açık tanımını aşağıdaki şekilde formüle edebiliriz:

Geleneksel Bütçe Açığı (Nakit Bazında) = Hükümetin Toplam Nakit Harcamaları (Borç Faiz Ödemeleri Dahil, Borç Geri Ödemeleri Hariç) – (Vergi Gelirleri + Vergi Dışı Gelirler (Bağışlar Dahil, Borçlanma Hasılatı Hariç))

Geleneksel bütçe açığının sağlıklı olarak ölçülebilmesi, öncelikle standart bir muhasebe sistemini gerekli kılmaktadır. Ancak, gelişmekte olan ülkelerde hâlihazırda böyle bir sistem mevcut değildir. Bu durum geleneksel açığın sağlıklı bir biçimde ölçülmesini ve ülkeler arasında doğrudan karşılaştırma yapılmasını zorlaştırmaktadır. Geleneksel açığın faiz ödemelerini içermesi ve enflasyondan önemli ölçüde etkilenmesi nedeniyle yanlış değerlendirmelere yol açabilmektedir. Örneğin, enflasyon nominal faiz oranlarını yükseltmekte; faiz oranları yükseldiği ölçüde de bütçe açığı artış göstermektedir. Bununla birlikte geleneksel açık, yalnızca merkezi hükümetin bütçe açığını yansıtmakta ve merkezi hükümet dışındaki diğer kamu birimlerinin bütçelerinin önemli ölçüde açık ya da fazla vermesi durumunda bütçe açığı küçülmüş veya büyümüş gibi gözükmekte; bu ise, makroekonomik politikaların sürdürülebilirliği konusunda yanlış değerlendirmelere yol açabilmektedir20. Geleneksel bütçe açığı ölçüm yöntemine yönelik farklı eleştiriler de söz konusudur. Bu eleştirileri Rutayısıre 1987’de yaptığı çalışmasında aşağıda belirtildiği gibi çeşitli noktalarda toplamaktadır21:

- Geleneksel bütçe açığı ölçüm yöntemi, bütçenin yurtiçi harcama akışına yaptığı katkıyı ölçmede uygun bir yöntem değildir.

19 ASLAN, a.g.e., s.17-18. 20 ŞEN - SAĞBAŞ, a.g.e., s.2.

21 Laurean W. RUTAYISIRE, “Measurement of Government Budget Deficit and Fiscal Stance in a Less Developed Economy: The Case of Tanzania, 1966-1984”, World Development, Vol:15, No:10/11, 1987, s.1337.

- Bu yöntem, ekonomideki konjonktürel hareketlerin bütçe üzerindeki etkilerini ortadan kaldırmada yetersiz kalmaktadır.

- Geleneksel açık ölçüm yöntemi, ülkenin orta veya uzun dönemdeki hedefleri ışığında maliye politikası eğilimini değerlendirmede başarılı değildir.

- Yine bu yöntem, tekrarlanan bütçe açıkları ile sermaye bütçesi gereksinimini ayırt etmede yetersiz kalmaktadır.

- Yöntem, merkezi hükümet bütçesi ile kamu girişimleri arasında kredi ve sermaye transferleri yoluyla ortaya çıkan bütçe dışı ilişkiyi dikkate almamaktadır.

Geleneksel bütçe açığı ölçüm yönteminin sebep olduğu bu olumsuzlukların giderilmesi amacıyla, bu yönteme alternatif olarak Kamu Kesimi Borçlanma Gereği bütçe açığı göstergesinin kullanılması önerilmekte ve çoğunlukla da bu açık hesaplama yöntemi kullanılmaktadır. Özellikle Türkiye gibi, merkezi idare kapsamı dışında kamu kurumlarına sahip olan ve tek bir devlet bütçesine sahip olmayan ülkeler için de KKBG bütçe açığı göstergesinin kullanılması, mali performansın daha net/doğru olarak ölçülüp değerlendirilmesi açısından da önem taşımaktadır. Bu yöntemin kullanılmasıyla kamu kesiminin bütçe açısından genel değerlendirmesi daha kolay yapılabilmektedir.

(1) Kamu Kesimi Borçlanma Gereği (KKBG)

Kamunun ekonominin içinde bulunduğu duruma göre gelirlerinden çok harcama yapması veya harcamaları kadar gelir elde edememesi durumunda bütçe açığı oluşmaktadır. Bu durum eşitlik olarak şöyle yazılabilir22:

Bütçe açığı = Kamu Harcamaları > Kamu Gelirleri

Kamu kesiminin elde ettiğinden daha fazlasını harcadığı bu açık pozisyon durumu için bütün ülkelerde geçerli klasik bir tanım kullanılmaktadır. Bu da Kamu Kesimi Borçlanma Gereği (KKBG)’dir. Buna göre kamu kesimini oluşturan bütün birimlerin toplam harcamaları ile toplam gelirleri arasındaki fark “KKBG” olarak tanımlanır. Kamu kesiminin gelirlerinin harcamalarından fazla olduğu durum ise, Kamu Sektörü Borç Geri Ödemesi (Public Sector Debt Repayment) olarak isimlendirilir23.

22 Bradley R. SCHILLER, The Economy Today, Seventh Edition, U.S.A. The McGraw-Hill Com. Inc. 1997, s.259 (Aktaran: Cihan BULUT, Kamu Açıkları Enflasyon, Faiz Oranı ve Döviz Kuru İlişkileri, DER Yayınevi, İstanbul 2002, s.29).

23 Michael PARKIN, Melanie POWELL, Kent MATTHEWS, Economics, Third Edition, Edinburg, Addision Wesley Longman LTD., 1997, s.565 (Aktaran: BULUT, a.g.e., s.30).

Kamu kesimi harcamalarından, olağan kamu gelirleri çıkartıldığı zaman, klasik kamu açığı tanımına ulaşılmaktadır. Kamu harcamaları ile olağan kamu gelirleri arasındaki fark kamu kesimi finansman gereğini ortaya koyar.

Kamu Harcamaları – Olağan Kamu Gelirleri = Kamu Kesimi Finansman Gereği

Kamu açıklarının ülkeler arasında karşılaştırılabilir olmasını sağlamak amacıyla da, klasik bir kamu açığı tanımı olarak “Kamu Kesimi Borçlanma Gereği” tanımı kullanılmaktadır. Bu tanım, borç ödemelerini hariç tuttuğu için devletin taze mali kaynak kullanımını göstermektedir24. KKBG, geleneksel bütçe açığının nakit bazında ölçümünü ifade etmektedir. KKBG ya da konsolide edilmiş kamu açığı, faiz giderleri dahil, kamu borç stoku ile ilgili amortisman ödemeleri hariç, kamunun toplam nakdi harcamaları ile vergi, vergi dışı gelirler ve hibe gelirleri de dahil olmak üzere toplam nakdi gelirleri arasındaki farkı ifade etmektedir25. KKBG kısaca, belli

bir dönemde kamu kurum ve kuruluşlarının borçlanmak suretiyle

gerçekleştirebilecekleri harcamaları ifade etmektedir.

KKBG = Toplam Kamu Nakdi Harcamaları (Faiz Giderleri Dahil, Kamu Borç Stoku Amortisman Ödemeleri Hariç) - Toplam Kamu Nakdi Gelirleri (Vergi, Vergi Dışı Gelirler ve Hibe Gelirleri)

Türkiye’de ise kamu kesimi, konsolide bütçe (genel ve katma -özel- bütçe), mahalli idareler, KİT’ler, sosyal güvenlik kuruluşları, fonlar ve döner sermaye işletmelerinden oluşmaktadır. Kamu kesimi genel dengesine ise, bu sayılan idarelerin gelir ve giderlerinin konsolidasyonu ile ulaşılmaktadır. Dolayısıyla, KKBG göstergesi de, özellikle Türkiye gibi ayrı özerk bütçelere sahip kamu birimlerinden oluşan bir kamu sektörüne sahip ülke söz konusu ise, kapsamlı bir açık ölçüm yöntemi olarak karşımıza çıkmakta ve kamu kesimini oluşturan tüm birimlerin açıklarını içermektedir.

Türkiye’de kamu kesimi borçlanma gereği, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu (KMYKK) yürürlüğe konuluncaya kadar yukarıda saydığımız ve kamu kesimini oluşturan yedi birimin bütçe açık ya da fazlalarının toplamından oluşmaktaydı. KKBG’ni Türkiye açısından hesaplamak istediğimizde ise aşağıda belirtilen yöntemle bunu gerçekleştirmek mümkün olmaktaydı.

24 İzzettin ÖNDER - Hülya KİRMANOĞLU, “Kamu Açıklarının Tanımlanması, Ölçümü ve Etkileri”, Kamu Kesimi Finansman Açıkları, X.Türkiye Maliye Sempozyumu, 14-18 Mayıs 1994, İstanbul Üniversitesi, İktisat Fakültesi Yayın No: 80, İstanbul 1996, s.36.

25 Vito TANZI, Mario BLEJER, M.O.TEIJEIRO, Inflation and the Measurement of Fiscal Deficits, IMF Staff Papers, 34, s.714 (Aktaran: Ercan TÜRKKAN, “Alternatif Kamu Açığı Tanımları: İşlevsel Kamu Açığı”, ODTÜ Gelişme Dergisi, 24 (4), 1997, s.550).

Tablo 2: Türkiye’de Kamu Kesimi Borçlanma Gereğinin Ölçümü Konsolide Bütçe Açığı (Genel + Katma (Özel) Bütçe) A

KİT’lerin Finansman Açıkları Toplamı B

Mahalli İdarelerin Finansman Açıkları Toplamı C

Sosyal Güvenlik Kuruluşlarının Finansman Açıkları Toplamı

D

Fonların Finansman Açıkları Toplamı E

Döner Sermaye İşletmelerinin Finansman Açıkları Toplamı

F

Toplam Kamu Kesimi Finansman Açığı T

Kamu Kesimi Borçlanma Gereği (KKBG) KKBG = T / GSMH x

100

10.12.2003 tarihinde kabul edilip, 24.12.2003 tarih ve 25326 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 5018 sayılı KMYKK ile kamu kurum ve kuruluşlarının sınıflandırılması ve bütçe türleri değişmiştir.

5018 sayılı Kanunun “Bütçe Türleri ve Kapsamı” başlıklı 12’nci maddesi şöyledir:

“Genel yönetim kapsamındaki idarelerin bütçeleri; merkezi yönetim bütçesi, sosyal güvenlik kurumları bütçeleri ve mahalli idareler bütçeleri olarak hazırlanır ve uygulanır. Kamu idarelerince bunlar dışında herhangi bir ad altında bütçe oluşturulamaz.

Merkezi Yönetim Bütçesi, bu Kanuna ekli (I), (II) ve (III) sayılı cetvellerde yer alan kamu idarelerinin bütçelerinden oluşur.

Genel bütçe, Devlet tüzel kişiliğine dahil olan, ve bu Kanuna ekli (I) sayılı cetvelde yer alan kamu idarelerinin bütçesidir.

Özel bütçe, bir bakanlığa bağlı veya ilgili olarak belirli bir kamu hizmetini yürütmek üzere kurulan, gelir tahsis edilen, bu gelirlerden harcama yapma yetkisi verilen, kuruluş ve çalışma esasları özel kanunla düzenlenen ve bu Kanuna ekli (II) sayılı cetvelde yer alan her bir kamu idaresinin bütçesidir.

Düzenleyici ve denetleyici kurum bütçesi, özel kanunlarla kurul, kurum veya üst kurul şeklinde teşkilatlanan ve bu Kanuna ekli (III) sayılı cetvelde yer alan her bir düzenleyici ve denetleyici kurumun bütçesidir.

Sosyal güvenlik kurumu bütçesi, sosyal güvenlik hizmeti sunmak üzere, kanunla kurulan ve bu Kanuna ekli (IV) sayılı cetvelde yer alan her bir kamu idaresinin bütçesidir.

Mahalli idare bütçesi, mahalli idare kapsamındaki kamu idarelerinin bütçesidir.”

Anılan Kanunda; Kanunun 1.1.2005 tarihinde yürürlüğe gireceği hükmü yer almış, fakat 5277 sayılı 2005 Mali Yılı Bütçe Kanununun “Kısmen veya Tamamen Uygulanmayacak Hükümler” başlıklı 37. maddesinde yer alan “5018 sayılı Kanunun bütçe uygulamalarına ilişkin hükümleri 2005 yılında uygulanmaz” hükmü gereğince bütçe türleri 2005 yılında da eski şekliyle uygulanmış 2006 yılında ise yeni şekil geçerli olmuştur.

Türkiye’de Kamu Kesimi Borçlanma Gereğinin ölçülmesinde yukarıdaki şemada gösterilen kamu kesimi finansman açıkları hesaplamaya dahil edilmekteydi. 5018 sayılı KMYKK’nun, Muhasebe-i Umumiye Kanunu’nun yerine geçmesiyle birlikte bu hesaplamada, yukarıda belirttiğimiz gibi kanunen getirilen tanım değişikliği nedeniyle farklılık ortaya çıkmıştır. 5018 sayılı KMYKK’daki kamu birimleri bütçe tanımlarından yola çıkarak aşağıdaki şekilde KKBG ölçümü yapılabilir.

Tablo 3: 5018 Sayılı KMYKK’na Göre KKBG Ölçümü Merkezi Yönetim Bütçe Açığı (Fazlası)

(Genel Bütçe + Özel Bütçe + Düzenleyici ve Denetleyici Kurum Bütçeleri)

A

Sosyal Güvenlik Kurumları Bütçe Açığı (Fazlası) B

Mahalli İdareler Bütçe Açığı (Fazlası) C

KKBG (Genel Yönetim Bütçe Açığı (Fazlası)) KKBG = A + B + C

Türkiye’de kamu kesimi genel dengesi ve dolayısıyla kamu kesimi borçlanma gereğine farklı bir yöntemle ulaşmak mümkündür. Bu yönteme aşağıdaki Tablo 4’de yer verilmiştir.

Vergiler (Dolaylı + Dolaysız) Vergi Dışı Normal Gelirler Faktör Gelirleri

Sosyal Fonlar Cari Transferler

I- Kamu Harcanabilir Geliri Cari Giderler

II- +/- Kamu Tasarrufu

Yatırımlar (Sabit Sermaye + Stok Değişmesi) III- Tasarruf – Yatırım Farkı

Sermaye Transferleri (Servet Vergileri +/- Diğer Transferler + Kamulaştırma ve Sabit Değer Artışları) IV- Kasa-Banka / Borçlanma

(Kasa-Banka Değişimi + Net Dış Borçlanma + Net İç Borç/Alacak +/- Stok Değişim Fonu)

A B C D E (A+B+C+/-D-E) F {(A+B+C+/-D-E)-F} G {(A+B+C+/-D-E)-F}-G H {(A+B+C+/-D-E)-F}-G

Kamu Kesimi Borçlanma Gereği (KKBG) {(A+B+C+/-D-E)-F}-G+/-

H

Kaynak: Hüseyin ŞEN - İsa SAĞBAŞ, Bütçe Açıkları Teori ve Türkiye Uygulaması, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2004, s.213.

Yukarıdaki tablodan da anlaşıldığı gibi, kamu kesimi borçlanma gereği, kamu tasarruf – yatırım farkına sermaye transferleri ve stok değişim fonunun ilave edilmesiyle hesaplanmaktadır. Kamu kesimi borçlanma gereğini finansman yönüyle de hesaplamak mümkündür. Finansman kısmından hesaplanan kamu kesimi borçlanma gereği ise, kasa-banka değişimi, net dış borçlanma ve net iç borç/alacak kalemlerinin toplanması yoluyla elde edilmektedir.

KKBG, kamu kesiminin mali kaynaklara yönelik net talebine ilişkin bir fikir vermesine karşın; yüksek-kronik enflasyonla yaşayan ülkelerde devlet faaliyetlerinin neden olduğu talep baskısı konusunda sağlıklı bilgi sunmakta yetersiz kalmaktadır. KKBG’nin açık göstergesi olarak uygulanmasına yönelik bir diğer sorun ise, birçok ülkede kamu hesaplarında tahakkuk esaslı muhasebe sisteminin olmaması ve hesapların tahsilât yani nakit bazında izlenmesi nedeniyle KKBG’nin nakit hareketlerini yansıtmaktan öteye gidememesidir. Bu durum ise, kamu kesiminin birikmiş ya da fiilen gerçekleşmiş yükümlülüklerinin ihmal edilmesine neden

olmaktadır26. Türkiye açısından muhasebe sistemi ve yaşanan enflasyon yönüyle bir değerlendirme yapmak gerekirse, nakit esasından tahakkuk esaslı devlet muhasebesine geçilmesiyle birlikte ve yüksek oranlı enflasyonların tekrar yaşanmayabileceği tahmini dikkate alınırsa, KKBG göstergesinin ülkemizin kamu kesimi açıklarının hesaplanıp mali performansının değerlendirilmesinde önemli bir gösterge olarak kullanılmasına devam edilebilecektir. Aynı zamanda 2006 yılından itibaren çok yıllı bütçelemeye geçilmesi de, uzun dönemli değerlendirmelerde bulunulmasını sağlayarak, KKBG göstergesinin güvenilirliğini arttıran bir unsur olabilecektir.

(i) Konsolide Bütçe Açığı

Kamu kesimine ait çeşitli bütçelerin birleştirilmesi suretiyle elde edilen bütçeye “konsolide bütçe (consolidated budget)” adı verilmektedir. Türkiye’de konsolide bütçe, genel bütçe ile katma bütçenin toplamından oluşmaktadır. Buna göre, Konsolide Bütçe Gelirleri, genel bütçe ile katma bütçelerin gelirlerinin toplamından; Konsolide Bütçe Giderleri ise, yine genel ve katma bütçe giderlerinin toplamından oluşmaktadır. Hesaplarda tekrarları gidermek için hazine tarafından yapılan yardımların (transferlerin) bu toplamlardan çıkarılması gerekmektedir.

Konsolide Bütçe Harcamaları = Genel Bütçe Harcamaları + Katma Bütçe Harcamaları – Hazine Yardımı

Konsolide Bütçe Gelirleri = Genel Bütçe Gelirleri + Katma Bütçeler Öz Gelirleri

Konsolide Bütçe Açığı/Fazlası = Konsolide Bütçe Gelirleri – Konsolide Bütçe Harcamaları

5018 sayılı KMYKK’nda “Konsolide Bütçe” yerine “Merkezi İdare Bütçesi” tanımı getirilmiştir. Bu tanıma göre bütçe açığı/fazlası ölçümü aşağıdaki şekilde yapılabilecektir:

Merkezi Yönetim Bütçe Harcamaları = Genel Bütçe Harcamaları + Özel Bütçe Harcamaları + Düzenleyici ve Denetleyici Kurum Bütçeleri Harcamaları

Merkezi Yönetim Bütçe Gelirleri = Genel Bütçe Gelirleri + Özel Bütçe Gelirleri + Düzenleyici ve Denetleyici Kurum Bütçeleri Gelirleri

Merkezi Yönetim Bütçe Açığı/Fazlası = Merkezi Yönetim Bütçe Gelirleri – Merkezi Yönetim Bütçe Harcamaları

26 Ercan TÜRKKAN, “Alternatif Kamu Açığı Tanımları: İşlevsel Kamu Açığı”, ODTÜ Gelişme Dergisi, Cilt: 24, No:4, 1997, s.550-552.

Konsolide bütçe açığı göstergesi, çoğu ülkede yaygın olarak kullanılmakta ve konsolide bütçe harcamalarının, konsolide bütçe gelirlerinden fazla olması durumunda ortaya çıkmaktadır. Kısaca, merkezi hükümetin gelirleri ile giderleri arasındaki fark olarak ifade edebileceğimiz konsolide bütçe açığı, Türkiye açısından aşağıda yer alan tablo vasıtasıyla daha detaylı olarak ortaya konulabilmektedir.

Tablo 5: Konsolide Bütçe Açığı

I - KONSOLİDE BÜTÇE GELİRLERİ (A + B) A. Genel Bütçe Gelirleri

-Vergi Gelirleri

-Vergi Dışı Normal Gelirler -Özel Gelirler ve Fonlar B. Katma Bütçe Gelirleri

II - KONSOLİDE BÜTÇE HARCAMALARI (C + D + E) C. Cari Harcamalar

-Personel Harcamaları -Diğer Cari Harcamalar D. Yatırım Harcamaları E. Transfer Harcamaları -İç ve Dış Borç Faiz Ödemeleri -KİT’lere Yapılan Transferler

-Sosyal Güvenlik Kuruluşlarına Yapılan Transferler -Vergi İadeleri

-Diğer Transfer Kalemleri

KONSOLİDE BÜTÇE AÇIĞI = I – II (II > I olmak koşuluyla)

Konsolide bütçe harcamalarının konsolide bütçe gelirlerinden daha büyük olması durumunda “konsolide bütçe açığı” meydana gelmektedir.

(ii) KİT Açıkları

Devletin bir girişimci olarak iktisadi faaliyetlerde bulunmak amacıyla kurmuş olduğu işletmelere Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT) adı verilmektedir. Türkiye’de

KİT’ler İktisadi Devlet Teşekkülleri (İDT) ile Kamu İktisadi Kuruluşları (KİK)’ndan oluşmaktadır.

Kamu İktisadi Teşebbüsleri bütçe niteliğinde olmak üzere, yatırım ve finansman programı ve işletme bütçesi hazırlamaktadırlar. Yatırım ve finansman programının belirlenebilmesi için gerekli olan unsurlar şunlardır: Kaynak-ödeme farkı, toplam yatırım ve finansman kaynakları. Genel yatırım ve finansman dengesinin kurulabilmesi için önce kaynak-ödeme dengesinin kurulması gerekir. KİT kaynak-ödeme dengesinin kalemleri ise aşağıda yer aldığı gibidir.

Tablo 6: KİT Kaynak - Ödeme Dengesi

ÖDEMELER KAYNAKLAR

Kanuni Ödemeler Aktif Artışları - Kasa Banka Artışı

- Avans, Akreditif ve Hisse Senedi

- Alacaklar Artışı - İştiraklerdeki Sermaye - Sabit Kıymet

- Diğer Aktif Artışları Pasif Azalışları

- Maliye Bakanlığı ve Vergi Borçları

- Diğer Kamu Kurumları - Özel Kişi ve Kuruluşlar - Dış Borç

- Diğer Pasif Azalışları - Diğer Ödemeler Ödemeler Toplamı

Kâr veya Zarar (Kâr + Zarar -) Amortisman ve Karşılıklar Aktif Azalışları

- Kasa Banka Azalışı

- Avans, Akreditif ve Hisse Senedi - Stoklarda Azalma - Alacaklarda Azalış Pasif Artışları - Maliye Bakanlığı - KiT

- Diğer Kamu Kuruluşları - Merkez Bankası - Özel Kişi ve Kuruluşlar - Diğer Pasif Artışları - Diğer Kaynaklar Kaynaklar Toplamı

Kaynak: Turgay Berksoy, “Türkiye’de Kamu İktisadi Teşebbüslerinin Açıkları ve Bu Açıkların Finansmanı”, Kamu Kesimi Finansman Açıkları, X. Türkiye Maliye Sempozyumu, 14-18 Mayıs 1994, Kemer Antalya, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümü, İstanbul 1996, İktisat Fakültesi Yayın No: 554, s.234.

KİT’lerin kaynaklar toplamı ile ödemeler dengesi arasındaki fark olumsuz ise, bir başka deyimle kaynakları ödemelerinin altında ise, kaynak-ödeme açığı ya da işletme açığı ortaya çıkmaktadır. Kaynaklar, ödemeleri aşarsa bir kaynak fazlasından söz edilebilir. Kaynak-ödeme açığının en önemli nedeni ise, faaliyet

zararıdır. Faaliyet zararı ile birlikte görev zararı, bilânço zararını oluşturmaktadır. KİT’lerin kaynak-ödeme açığı ve bu nedenle ortaya çıkan finansman ihtiyacı belirlendikten sonra, bu tutara toplam yatırım tutarı eklenir ve böylece genel finansman ihtiyacı ortaya çıkarılmış olur. Genel finansman ihtiyacı ile finansman kaynakları arasındaki denge genel yatırım-finansman programını ya da bütçesini verir27.

Şekil 3: KİT Genel Yatırım-Finansman Dengesi

Finansman Gereksinimi Finansman Kaynakları

Kaynak-Ödeme Açığı Genel Bütçe Transferleri

Toplam Yatırım Tutarı - Sermaye

- Görev Zararı - Yardım Dış Proje Kredisi Devlet Yatırım Bankası Fonlar

Yukarıda belirtilen denge, gerçekte yatırımlar ve bunların finansman kaynakları arasında kurulan dengedir. Türkiye’de KİT’lerin işletme açığı vermeleri, bu açıkların finansmanını da zorunlu kılmaktadır. Bir başka deyimle, toplam yatırımlar, işletme açıklarının olmaması halinde, kaynak fazlası (öz kaynaklar) ile finanse edilebilir ve böylece genel bütçe yardımlarına, Devlet Yatırım Bankası kredilerine ve fonlara gerek kalmaz28.

KİT’lerin yıllık finansman gereksinimini bulmak için öncelikle, kaynaklar toplamı ile ödemeler toplamını belirlemek gereklidir. KİT’lerin temel kaynak kalemleri içinde, faktör gelirleri, alacakları ve diğer gelirleri yer alırken; KİT’lerin temel ödeme kalemleri içinde ise, vergi ve sigorta primi gibi kanuni ödemeler, borç ve faiz ödemeleri, faktör giderleri, stok değişimi ve iştiraklerine yaptıkları sermaye harcamaları yer almaktadır. Söz konusu kaynaklar ile ödemeler arasındaki fark, bize KİT’lerin mevcut finansman açığı veya fazlasını ifade etmektedir. Eğer bu fark negatif ise, diğer bir ifadeyle ödemeler toplamı kaynaklar toplamını aşıyor ise “KİT finansman açığı”, aksi durumda da “KİT finansman fazlası” mevcuttur. Bulunan sonuca, KİT’lerin gerçekleştirmeyi planladıkları yatırım harcamaları ilave edildiğinde ise KİT’lerin yıllık finansman ihtiyaçlarının bulunması mümkün olmaktadır. Aşağıdaki

27 Ömer Faruk BATIREL, Kamu Bütçesi, İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi, Nihad Sâyar Yayın ve Yardım Vakfı Yayınları No: 312/540, İstanbul, 1979, s.24.

şekil, KİT açığına yönelik hesaplamanın daha kolay anlaşılmasında yardımcı olabilecektir.

Şekil 4: KİT Açığı veya Fazlası

Yukarıdaki Şekil 4’den de izlenebileceği gibi, KİT ödemeleri ve yatırımlarının toplamı KİT kaynaklarından büyük olduğunda, KİT açığı ortaya çıkmakta, tersi durumda ise KİT fazlasından söz edilmektedir. Kısaca, “yatırım finansman gereği”, KİT’lerin yeni yatırımları için ihtiyaç duydukları finansman miktarıdır.

KİT Açığı = KİT Ödemeleri + KİT Yatırımları > KİT Kaynakları KİT Fazlası = KİT Ödemeleri + KİT Yatırımları < KİT Kaynakları

Şimdiye kadar ifade edilen finansman ihtiyacı KİT’lerin yeni yatırımları için gereksinim duyulan finansman ihtiyacıdır. Ancak bu miktar, KİT’lerin gerçek finansman ihtiyaçlarının sadece bir kısmını oluşturmaktadır. Bunun dışında, aşağıda kısaca tanımları verilen diğer finansman ihtiyaçları da söz konusudur29.

* KİT’lerin Toplam Finansman İhtiyacı: KİT’lerin toplam finansman ihtiyacı, yeni yatırımlar için ihtiyaç duydukları kaynağın yanında, stok ve sabit kıymet değişmelerini, iştiraklerine ilişkin sermaye yükümlülüklerini (iştirakler sermaye artışı) ve fon ödemelerini de içermektedir. Bu ihtiyacı formüle ettiğimizde,

KİT’lerin Toplam Finansman İhtiyacı = (KİT Kaynak-Ödeme Farkı) – (Sabit Sermaye Yatırımları + Stoklardaki Değişim + Sabit Kıymetler Değişimi + İştirakler Sermaye Artışı + Fonlara İlişkin Kanuni Ödemeler)

28 BATIREL, a.g.e., s.24.

29 Turgay BERKSOY, “Türkiye’de Kamu İktisadi Teşebbüslerinin Açıkları ve Bu Açıkların Finansmanı”, Kamu Kesimi Finansman Açıkları, X. Türkiye Maliye Sempozyumu, 14-18 Mayıs 1994, Kemer Antalya, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümü, İstanbul 1996, İktisat Fakültesi Yayın No: 554, s.236-250.

KİT

Kaynakları KİT Kaynak-Ödeme Farkı

(Açık veya Fazlası)

KİT Yatırımları KİT Yatırım Finansman Gereği (KİT Açık / Fazlası) KİT Ödemeleri (Kullanımlar)

* KİT’lerin Kurum Dışı Finansman İhtiyacı: KİT’ler toplam finansman ihtiyaçlarının bir kısmını doğal olarak kendi bünyeleri içinden karşılamakta, geri kalan kısmı için ise kurum dışı kaynaklara başvurmaktadırlar. Dolayısıyla, KİT’lerin toplam finansman ihtiyacının yedek akçeleri gibi bünye içi fonlardan karşılanabilen kısmı düşüldükten sonra kalan finansman ihtiyacı, kurum dışı finansman gereğini oluşturmaktadır.

KİT’lerin Kurum Dışı Finansman İhtiyacı = Toplam Finansman İhtiyacı – Toplam Finansman İhtiyacının Bünye İçinden Karşılanan Kısmı (Yedekler + Cari Yıl Amortismanı + Karşılıklar + Kur Farkları + Hazine Dışı Ortaklar Sermaye Payı)