• Sonuç bulunamadı

C. Bütçe Açığı ve Ölçüm Yöntemleri

2. Özel Amaçlı Bütçe Açığı Ölçüm Yöntemleri

İstatistikî yayın ve dokümanlarda yer verilen açık verileri, bir önceki başlık altında açıklanmaya çalışılan genel amaçlı açık yöntemleri ile hesaplanan açık verileridir. Bu geleneksel açık tanımlarının yanı sıra, kamu kesimi faaliyetlerinin

68 y.a.g.e., s.14-15.

69 Robert EISNER, “Budget Deficits: Rhetoric and Reality”, Journal of Economic Perspectives, 1989, Vol:3, No:2, s.78.

ekonominin belirli bir yönü üzerindeki etkisini ölçmek amacıyla alternatif açık göstergeleri geliştirilmektedir. Literatürde genel amaçlı bütçe açığı ölçüm yöntemleri yanında geliştirilen özel amaçlı bütçe açığı ölçüm yöntemlerinin oluşturulma gerekçeleri arasında, ya daha spesifik kapsamda değerlendirmeler yapmak ya da bütçe politikalarını etkileyen farklı unsurların söz konusu olduğu ülkeler açısından bu unsurların da dikkate alınarak doğru değerlendirmelerde bulunulmasını sağlamak gibi gerekçelerin yer aldığını ifade edebiliriz. Literatürde yer alan söz konusu özel amaçlı bütçe açığı ölçüm yöntemlerini, sırasıyla aşağıdaki türler itibarıyla irdeleyebiliriz.

a. Cari Hesapta Açık – Sermaye Hesabında Açık

Ekonomik sınıflandırmaya göre kamu harcamaları, cari harcamalar, yatırım harcamaları ve transfer harcamaları olmak üzere üç gruba ayrılmaktadır. Bu harcama gruplarından cari ve yatırım harcamaları ise, üretim faktörü kullanmayı gerektiren ve dolayısıyla milli gelire katkıda bulunarak gelir yaratabilen harcama türlerini oluşturmaktadır.

Üretim faktörü kullanıcı kamu harcamaları içinde bulunan cari harcamalar, harcamanın yapıldığı dönemde tüketildiğinden, kamu kesimi aktifleri içinde uzun süre yer almaz ve getiri sağlamaz. Bu nedenle, cari harcamalarda açık vermek ciddi bir tehlike olarak görülmektedir. Buna karşılık kamu tarafından gerçekleştirilen yatırım harcamaları, hem kamu bünyesinde aktif birikime yol açar, hem de uzun dönemli bir getiri sağlar. Bu özelliğinden dolayı, klasiklerden bu yana savunulan görüşe göre, ileriki dönemlerde getiri sağlayacak bir harcamanın borçla finanse edilmesi yanlış değildir. Çünkü böylece, sadece borçlanma yolu ile ileriki döneme anapara ve faiz yükü aktarılmamakta, fakat aynı zamanda bu yükümlülüklere karşılık oluşturabilecek aktif birikimi ve getiri olasılığı da yaratılmış olmaktadır70.

Net değer bütçe açığı olarak da bilinen cari hesap açığı (current deficit) kavramı, kamu kesiminde oluşturulan tasarrufları tahmin etmeyi amaçlamakta ve bu tasarrufların büyüklüğünü ifade etmek üzere kullanılmaktadır. Cari hesap açığı, sermaye oluşumuna veya finansal aktiflerde bir artışa neden olmayan cari harcamaları cari gelirlerden çıkarmak suretiyle elde edilmektedir. Diğer bir ifadeyle, bu tanımda yatırım harcamaları ile sermaye gelirleri dikkate alınmamaktadır71. Yani cari açık, kamu gelir ve harcamalarına sermaye gelirleri ile yatırım harcamaları dahil

70 ÖNDER ve diğerleri, a.g.e., s.13-14. 71 ASLAN, a.g.e., s.18.

edilmeksizin hesaplanan bir açık ölçüm yöntemi olmaktadır72. Bu açık kavramı, özellikle ekonomik büyüme ve kalkınmaları açısından kamu yatırımlarının büyük önem taşıdığı gelişmekte olan ülkelerde uzun vadeli değerlendirmelerde bulunmak ve ekonomik planlama yapmak açısından da önem taşımaktadır.

Cari açık ölçümünde yatırım harcamaları ile sermaye gelirleri açık ölçümüne dahil edilmemekte, dolayısıyla geleneksel açıktan yatırım harcamaları ile sermaye gelirleri farkının düşülmesi sonucu bulunan negatif değer, bize cari açığı vermektedir. Cari açık kavramını aşağıdaki şekilde formüle etmek mümkündür73.

Cari Açık = Cari Harcamalar – Cari Gelirler

Cari Açık = [Geleneksel Açık – (Yatırım Harcamaları – Sermaye Gelirleri)] Cari Açık = Geleneksel Açık – Sermaye Açığı

Yatırım harcamaları, gelecekte reel getirileri olan veya en azından bu getiriyi sağlaması beklenilen harcamalardır. Bu nedenle, bu harcamaların borçlanma ile finanse edilmeleri durumunda, reel borç faizleri reel getiriden düşük ya da eşit olduğu takdirde, bu tür harcamaların kendi kendilerini finanse etmesi beklenmektedir. Ancak, cari bütçenin de açık vermesi kamu maliyesi açısından önemli bir sorun olarak görülmelidir74.

Cari kalemlerle yatırım kalemlerinde oluşabilecek açıkların ayrıştırılması Ricardo Denklik Teoremi∗ açısından da önemlidir. Yatırım kalemlerinde oluşacak açık, yatırımların kapasite ve ekonomide verimlilik arttırıcı nitelikleri nedeniyle, ileriki dönemlerde toplumsal tasarrufların arttırılma olasılığını yükselteceğinden, Ricardo denkliğinin gerçekleştirilmesini kolaylaştırır. Buna karşılık, cari harcama kalemlerinde oluşacak açığın borçla finanse edilmesi durumunda, borcun itfası için ileriki dönemde gerekli tasarrufun kaynağına kuşku ile bakılmaktadır75.

Cari açık ölçüm yöntemini ülkemiz açısından da hesaplamak mümkündür. Ülkemizde cari gelirler kapsamı içinde vergiler, vergi dışı normal gelirler ve artı veya eksi değer taşımasına göre sosyal fonlar yer alırken; cari harcamalar içinde de cari giderler ile cari transferler bulunmaktadır. Görüldüğü gibi bu cari bütçe tanımlamasında yatırım giderleri kapsam dışında tutulmuştur. Buna göre Türkiye

72 BLEJER – CHEASTY (1991), a.g.m., s.1656-1657. 73 ŞEN - SAĞBAŞ, a.g.e., s.15.

74 İzzettin ÖNDER - Hülya KİRMANOĞLU, “Kamu Açıklarının Tanımlanması, Ölçümü ve Etkileri”, Kamu Kesimi Finansman Açıkları, X.Türkiye Maliye Sempozyumu, 14-18 Mayıs 1994, İstanbul Üniversitesi, İktisat Fakültesi Yayın No: 80, İstanbul 1996, s.37.

Ricardo Denklik Teoremi; borçlanma ile vergilendirmenin mantıkî olarak denk olduğuna dayanan bir teoremdir.

açısından cari bütçe dengesini, yani cari açık veya fazlasını aşağıdaki şekil yardımıyla hesaplamak mümkündür.

Şekil 10: Cari Bütçe Dengesi (Cari Açık veya Fazlası)

Bir ülkede cari açığın oluşması kamu maliyesi açısından tehlike arz etmesi nedeniyle IMF ve Dünya Bankası gibi çeşitli uluslararası mali kuruluşlarca bu açık türüne önem verilmesine rağmen; cari açık ölçüm yöntemi de diğer pek çok açık ölçüm yöntemi gibi çeşitli olumsuzlukları da bünyesinde barındırmaktadır. Bu olumsuzluklar şu şekilde ifade edilebilir76:

- Hangi harcamaların yatırım harcamaları, hangilerinin ise cari harcamalar olduğunun tespitinin güç olması, cari açık ölçüm yönteminin güvenilirliğini azaltmaktadır.

- Sabit sermaye mallarının amortismanları çoğunlukla cari harcamalar kapsamında değerlendirildiğinden, bu durum cari açık yöntemini sağlıklı bir açık ölçüm yöntemi olmaktan uzaklaştırmaktadır.

- Dünya Bankası ve IMF gibi uluslararası mali kuruluşlardan istikrar programları kapsamında veya yapısal uyum programları çerçevesinde sağlanan düşük faizli kredilerle gerçekleştirilen yatırımlar ya da özelleştirme gelirleri gibi geçici durumlar da cari bütçe dengesinin bozulmasına yol açabilmektedir.

Sermaye açığı (capital deficit) veya sermaye hesabında açık olarak ifade edilen diğer açık yöntemi ise; sadece sermaye harcamaları ile sermaye gelirleri arasındaki sermaye harcamaları lehine olan farkı ölçmektedir. Sermaye açığı, cari harcamalar ile cari gelirler açık ölçüm kapsamı dışında tutulmaktadır. Sermaye açığı da aşağıdaki şekilde formüle edilmektedir77.

Sermaye Açığı = Sermaye Harcamaları – Sermaye Gelirleri b. Yapısal Açık – Konjonktürel Açık

Yapısal bütçe dengesi, ekonominin “normal” olarak kabul edilen bir üretim düzeyinde bulunması durumunda gerçekleşecek olan bütçe açığı ya da fazlasını

76 BLEJER – CHEASTY (1991), a.g.m., s.1651-1652. 77 ŞEN - SAĞBAŞ, a.g.e., s.17.

Cari Gelirler - Vergiler - Vergi Dışı Normal Gelirler - Sosyal Fonlar (+/-) Cari Harcamalar - Cari Harcamalar - Cari Transferler Cari Bütçe Dengesi (Cari Açık/Fazlası)

ifade etmektedir. Gerçekleşen bütçe dengesi ile yapısal bütçe dengesi arasındaki fark ise devresel düzeltme olarak tanımlanmaktadır78.

Ekonominin tam istihdam seviyesinde olduğu durumda mevcut olan açık, yapısal açık veya tam istihdam bütçe açığı şeklinde ifade edilmektedir. G > T olması şartıyla, yapısal açık şu şekilde formüle edilmektedir79.

Yapısal Açık (Tam İstihdam Bütçe Açığı) = G – T (Y*, t)’ dir. Bu formülasyonda yer alan;

G : Kamu harcamalarını, T : Kamu gelirlerini,

Y* : Tam istihdam seviyesindeki GSMH’yı (Potansiyel GSMH) t : Vergi oranını temsil etmektedir.

Bir ülkede hâlihazırda ne gibi bir daraltıcı veya genişletici maliye politikasının uygulandığı konusunda fikir veren yapısal açık, mali politikaların ekonomi üzerindeki etkilerinin daha sağlıklı olarak ölçülmesine ve de ekonomik faaliyet seviyesindeki değişmelerin bütçe dengesi üzerinde meydana getirebileceği etkilerin de sağlıklı olarak değerlendirilebilmesine imkân sağlamaktadır.

Diğer bir tanımlamayla “dönemsel bütçe açığı” olarak da ifade edilen konjonktürel açık ise, iktisadi dalgalanmalara bağlı olarak ortaya çıkan bir açık türüdür ve bu dalgalanmaların bütçe açığı üzerindeki etkisini ortaya koymaya çalışmaktadır. İstisnai durumlar söz konusu olsa da çoğunlukla bütçe açığı iktisadi konjonktüre bağlı olarak değişim göstermektedir. Örneğin, ekonominin depresyon dönemlerinde kamu gelirleri azalırken, kamu giderleri artmakta; buna karşın, ekonominin genişleme ve refah dönemlerinde ise kamu gelirleri artarken kamu giderleri azalış göstermektedir80.

“Tam istihdam ve konjonktürel olarak düzeltilmiş açık” hesaplamaları, üretimdeki dönemsel dalgalanmalarla ilişkili olan hükümet gelir ve harcamalarındaki değişiklikler ile bağımsız politika kararlarını yansıtan değişiklikler arasındaki farkı ayırt etmeyi amaçlamaktadır. Bu açıklar, (tam istihdam açığı durumunda) gerçekleşen üretimden ziyade potansiyel üretimi veya (konjonktürel olarak düzeltilmiş açık durumunda) uzun dönemli üretimi kullanarak yeniden hesaplanmış geleneksel açığa karşılık gelmektedir. Bu göstergelerin faydası sınırlıdır; bununla

78 ÇANAKÇI, a.g.e., s.2. 79 ŞEN - SAĞBAŞ, a.g.e., s.18.

birlikte, potansiyel ve trend üretimi belirlemedeki zorluklarla birlikte, her ikisi de göze çarpmayan değişkenlerdir81.

c. Yurtiçi Açık – Yurt Dışı Açık

“Yurtiçi açık” (domestic deficit), geleneksel açığın sadece yurtiçi ekonomi içinde yer alan işlemlerden doğan bölümlerini kapsayan ve ödemeler dengesini doğrudan etkileyen işlemleri ihmal eden bir açık ölçüm yöntemidir. Yurtiçi açık kavramı, hükümetlerin yerel ekonomi üzerindeki doğrudan genişletici etkisini belirlemeyi amaçlamaktadır. Örneğin, dış yardım veya petrol ihraç gelirleri ile finanse edilen yurtiçi mallar için yapılan kamu kesimi harcamaları, bir yurtiçi açığa yol açmakta ve toplam talebi, bu harcamaların yurtiçi vergi gelirleri ile karşılanması durumunda, olacağından daha fazla artırmaktadır (yurtiçi bir bütçe dengesizliği meydana getirmeksizin). Yurtiçi ve yurtdışı açık hesaplamalarının ayrı ayrı yapılması, özellikle hükümetin (kamunun) ithalat hacmi ve dış borç servisi yükümlülüklerine bağlı olarak yapılan bir devalüasyonun sonuçlarının değerlendirilmesi açısından da önem taşımaktadır82.

Yurtiçi açık, daha çok Suudi Arabistan, Kuveyt, Nijerya, Venezüella gibi petrol zengini ülkeler için kullanılabilecek bir açık ölçüm yöntemidir. Çünkü bu ülkelerin döviz gelirlerinin çok büyük bir kısmını kamuya ait petrol şirketlerince gerçekleştirilen ihracat gelirleri oluşturmaktadır. Petrol gelirlerinin parasal etkisi giderilmedikçe, bu gelirlerin kamu harcamalarının finansmanında kullanılması ekonomide genişletici bir etki meydana getirecektir. Geleneksel bütçe açığı ölçüm yöntemi, bu etkiyi ortaya koymada yetersiz kaldığı için, alternatif bir açık ölçüm yöntemi olarak yurtiçi açık ölçüm yöntemine gereksinim duyulmaktadır83.

Dışa açık bir ekonomide hükümetin toplam talep üzerindeki etkisini gidermek amacıyla birçok durumda “yurtiçi” ve “yurtdışı” açık hesaplamaları ayrı ayrı yapılmaktadır. Bu hesaplamalarda yurtiçi açık, yurtiçi ekonomiyi doğrudan etkileyen bütçe unsurlarını kapsayacak şekilde ölçülmektedir. “Yurtdışı açık” ise, dış âlemle doğrudan doğruya bağlantılı olan bütçe işlemlerini kapsayacak şekilde ölçülmektedir84. Bütçenin yalnızca dış âlemle direkt ilişkili olan kalemlerini hesaba

80 y.a.g.e., s.18-19.

81 BLEJER – CHEASTY (1992), a.g.m., s.41. 82 y.a.g.m., s.41.

83 ŞEN - SAĞBAŞ, a.g.e., s.17.

84 Raja J. CHELLIAH, “Significance of Alternative Concepts of Budget Deficit”, IMF Staff Papers 20, November 1973, ss.769-771 (Aktaran: ASLAN, a.g.e., s.21).

katarak ölçülen yurtdışı açık miktarı, bütçenin ödemeler bilânçosu üzerinde oluşturduğu etkiyi ölçmede yardımcı olmaktadır.

Kamu kesiminin dış dünya ile büyük ölçüde ticaret ve sermaye akımları ilişkisi olduğu zaman, geleneksel açık ölçüsü yanıltıcı olabilmektedir. Şayet, hükümetin yaptığı ithalat veya dış borç ödemesi büyük ise, bir devalüasyon, bütçe açığının daha da genişlemesine neden olabilmektedir. Bu ise genişletici bir maliye politikası anlamına gelmektedir85. Sonuç itibarıyla, yurtiçi ile yurtdışı açık ayrımına gidilmesinin temel nedeni olarak, kamu kesiminin özel kesime kıyasla daha fazla dış alemle ticari ilişkiye girmesi veya kamu kesiminin sermaye giriş çıkışlarında önemli bir rol oynaması durumunda, geleneksel bütçe açığı tanımının tek başına bütçe açığı göstergesi olarak kullanılmasının oluşturacağı bazı sakıncaların önlenmek istenmesi gösterilebilir.

d. Sürdürülebilir Bütçe Açığı

Maliye politikasının orta vadede sürdürülebilirliğinin temel göstergelerinden birisi de, sürdürülebilir bütçe açığı (sustainable deficit) veya finanse edilebilir bütçe açığı (financeable deficit) şeklinde ifade edilen açık ölçüm yöntemidir. Bu yöntem, bütçe açıkları ile büyüme hızı, enflasyon oranı gibi makroekonomik hedefler arasında tutarlılığı ortaya koymayı amaçlayan bir açık ölçüm yöntemi olma özelliğini taşımaktadır. Buiter (1983) tarafından literatüre kazandırılan ve Anand - Wijnbergen (1989) ve World Bank (1996) tarafından da geliştirilen “finanse edilebilir bütçe açığı”, sürdürülebilir iç ve dış borç (sabit bir borç/GSMH oranı) altında, cari enflasyon oranı, reel faiz oranı ve büyüme hedefiyle bağdaşan maksimum bütçe açığını ifade etmektedir. Finanse edilebilir bütçe açığı86;

- KKBG ile bu gereğin finansman kaynakları arasında bir denge kurmayı hedeflemesi,

- Mevcut gelir, harcama ve borçlanma politikalarının orta vadede sürdürülebilir olup olmadığının analize tabi tutulabilmesi,

- Merkez Bankası kâr ve zararlarını dikkate alması,

açısından oldukça önemli bir açık ölçüm yöntemi olarak kullanılmaktadır. e. Optimal Bütçe Açığı

Literatürde yer alan diğer bir açık ölçüm yöntemi olan “optimal bütçe açığı” kavramı, uygulamadan daha çok kuramsal tartışmalara konu olan bir açık ölçüm

85 ASLAN, a.g.e., s.21-22.

yöntemidir. Çünkü, bütçe açığı için optimal bir seviyenin belirlenmesi güçtür. Yapılan her ilave kamu harcamasının topluma sağlayacağı fayda (kamu harcamasının marjinal sosyal faydası), bu harcamanın finansman maliyetinden daha büyük olduğu takdirde ekonomik açıdan yeni harcamalara girişilmesi daha gerçekçi olacaktır87. Bunu teknik bir anlatımla ifade etmek istersek, rkamu harcaması>d olduğu sürece, ilave

bir kamu harcamasına girişmenin ve dolayısıyla bunun neden olacağı bütçe açığının sosyal faydası sosyal maliyetinden yüksek olacaktır. Bu formülde yer alan rkamu harcaması, ilave kamu harcamasının sosyal faydasını; d ise, bu harcamanın çeşitli

kaynaklardan finansmanının topluma yüklediği sosyal maliyeti bize göstermektedir88. Bu ifadeyi teknik olarak şu şekilde yazabiliriz:

rkamu harcaması > d

İlave Kamu Harcamasının Marjinal Sosyal Faydası > İlave Kamu Harcaması Finansmanının Sosyal Maliyeti

Buna göre, ilave bir kamu harcamasına gitmeden önce fayda-maliyet karşılaştırması yapılmalı ve bu harcamanın sosyal faydası, topluma yüklenen sosyal maliyetten fazla olduğu takdirde ilave kamu harcaması yapılmalıdır.

Yukarıdaki teknik ifadede yer alan d’nin pozisyonu, bütçe açıklarının finansman kaynağına bağlı olarak değişim göstermektedir. Örneğin, eğer bütçe açığı dış borçlanma ile finanse edilirse d uluslararası faiz oranını; monetizasyon yoluyla finanse edilirse de her birim yaratılan paranın topluma yüklediği sosyal maliyeti (bozulan gelir dağılımı, düşük ekonomik büyüme vb.) ifade etmektedir89.

f. İhtiyatlı Mali Açık

İhtiyatlı mali açık (prudent fiscal deficit) kavramı, reel para talebi, dış kredibilite (sürdürülebilir ve kabul edilebilir dış borç/ihracat oranı), özel yatırımların artması için özel yatırımlara yönelik bir ortamın oluşturulması, düşük ve istikrarlı bir enflasyon düzeyi, makul seviyede reel faiz oranı gibi makroekonomik hedefler ile uyumlu olan bütçe açığı ölçüm yöntemini ifade etmektedir. Kamu açığının ihtiyatlı olup olmadığına karar vermenin bir yolu, sayılan makroekonomik hedefler ile uyumlu olup olmadığını belirlemektir. Bunu yapmak için de finansmanın, bileşenlerine ayrılması önemlidir. Bunun için iyi bir başlangıç yeri, ekonomideki tüm yatırımların toplamının hem yurtiçi sakinlerden hem de yabancılardan sağlanabilen tasarrufa eşit

87 y.a.g.e., s.20.

88 John WEISS, Economic Policy in Developing Countries: The Reform Agenda, Prentice Hall-Harvester Wheatsheaf: London, 1995, s.25 (Aktaran: ŞEN - SAĞBAŞ, a.g.e., s.20).

olması gerektiğini ifade eden eşitlik noktasıdır90. Bir ülke ekonomisinde özel ve kamu yatırımları toplamı, özel ve kamu tasarrufları ile dış tasarruflar toplamına eşittir. Bu ifadeyi teknik olarak aşağıdaki şekilde formüle etmek mümkündür.

I + G = S + T + (X – M)

Burada; I, özel yatırımları; G, kamu yatırımlarını; S, özel tasarrufları; T, kamu tasarruflarını; (X – M) ise, dış tasarrufları göstermektedir. Bu formülden hareket ederek, G – T = S – I + (X – M) eşitliğine ulaşılabilir ve bu eşitlik, kamu kesimi açığının, özel sektör tasarruf fazlası ve / veya dış tasarruflar ile finanse edilmek zorunda olduğunu belirtmektedir. Bu eşitlikleri daha net anlaşılması açısından aşağıdaki 11 numaralı şekil yardımıyla yeniden ifade edebiliriz.

Şekil 11: Tasarruf-Yatırım Eşitliği ve Kamu Açığının Finansmanı

Kaynak: THE WORLD BANK, World Development Report, Published for the World Bank, Oxford University Press: Oxford, 1988, s.58.

Şekil 11’den de anlaşılabileceği gibi, dış tasarruflar, yabancıların yurtiçi ekonomiden harcamalarının üzerinde elde ettikleri gelir fazlasıdır. Bu, ödemeler dengesindeki cari işlemler açığına (current account deficit) eşittir. Özel tasarruflar, GSMH eksi (-) vergiler ve özel tüketime eşittir ki bu da özel gayrisafi milli tasarruf bileşenini vermektedir. Kamu tasarrufu kamu cari gelirlerinin kamu cari giderlerini aşan kısmından oluşmaktadır ve bu nedenle kamu açığı, “kamu yatırımları – kamu tasarrufları” olarak belirtilebilir. Dolayısıyla ilk eşitlik, yukarıdaki kutuda gösterildiği gibi yeniden yazılabilir. Kamu açığı, yatırımda bulunmaktan daha fazla tasarruf eden bir yurtiçi özel sektör tarafından veya bir yurtdışı cari işlemler açığı tarafından

90 THE WORLD BANK, a.g.r., s.58.

Kamu Yatırımları

Özel

Yatırımlar Tasarrufları Kamu Tasarruflar Özel

Kamu

Yatırımları Tasarrufları Kamu

Özel

Tasarruflar Yatırımlar Özel

Dış Tasarruflar

Kamu Açığı Özel Sektör Tasarruf Fazlası Cari İşl.Açığı

Dış Tasarruflar

denkleştirilmelidir. G – T = S – I + (X – M) eşitliğinin sol tarafı bize, kamu kesimi bütçe açığını; sağ tarafı da, özel sektör tasarruf fazlası ile dış tasarruf toplamını ifade etmektedir. Diğer bir deyişle kamu açığı, özel sektör tasarruf fazlası (S – I) ile cari işlemler açığı (X – M) toplamına eşit olmaktadır. Sonuç itibarıyla, bir ekonomide ihtiyatlı mali açık, özel tasarrufların seviyesi, arzulanan özel yatırımlar seviyesi ile birlikte arzu edilen cari işlemler açığına bağlı olmaktadır91.

g. Toplam Talep Üzerindeki Etkiyi Yansıtan Bütçe Açığı

Toplam talep üzerindeki etkiyi yansıtan bütçe açığı tanımı, tabii olarak genişletici veya daraltıcı açık olarak da adlandırılabilir. Bu açık tanımı, hem GSMH hem de ödemeler bilânçosu üzerindeki ilk-halka etkileri yansıtır92. Bütün yurtiçi kamu gelirlerinin (borçlanma hariç) satın alma gücünü ve toplam talebi azalttığı, bütün harcamaların toplam talebe ilaveler yaptığı, yurtiçi borçlanmanın herhangi bir etkiye sahip olmadığı ve dış gelirlerin ekonomiye ilave kaynaklar sağladığı varsayımları altında, genişletici/daraltıcı açık, toplam harcamalar ile yurtiçi cari gelirler ve yurtdışı gelirlerin toplamı arasındaki farka eşit olacaktır. Kapalı veya hükümetin dışarıdan borçlanmadığı bir ekonomide genişletici açıkla toplam (genel) açık birbirine eşit olacaktır93. Bu ifadeleri teknik olarak şu şekilde yazdığımızda;

Genişletici / Daraltıcı Açık = Toplam Harcamalar – (Yurtiçi Cari Gelirler+Yurtdışı Gelirler)

olacaktır. Kapalı bir ekonomide ise aşağıdaki eşitlik geçerli olacaktır. Genişletici Açık = Toplam (Genel) Açık

Yukarıda ayrıntılı olarak ifade etmeye çalıştığımız açık ölçüm yöntemlerinin her biri, kamu maliyesinin ekonomik etkilerini de kendi ölçüm yöntemlerine göre bize sunmaktadır. Örneğin, en kapsamlı açık ölçüm yöntemlerinden birisi olan KKBG, yurtiçi veya yurt dışı finansman gereksinimi ortaya koyarken, operasyonel açık ölçüm yöntemi ise, özellikle enflasyonla yaşayan ülkelerde, yüksek enflasyon oranlarından kaynaklanan bir takım zararları telafi etmektedir. Yine borçlu ülkeler açısından düşünüldüğünde birincil açık ölçüm yöntemi ise, borçlanma zorluklarına yönelik olarak kamu sektörünün cari katkısını ortaya koymaktadır. Görüldüğü üzere, yukarıda çeşitli başlıklar altında sınıflandırmaya çalıştığımız her bir açık ölçüm yöntemi kendi içinde çeşitli sorulara cevap bulmaya çalışmaktadır. Bu noktada önemli olan, bir ülkenin kamu mali dengesi ve dolayısıyla mali disiplinsizliğin boyutu

91 THE WORLD BANK, a.g.r., s.58. 92 ASLAN, a.g.e., s.19.

hakkında bilgi sahibi olmak için, öncelikle o ülkenin ekonomik, mali ve idari yapısı hakkında net bilgiye sahip olmak ve bunun ardından doğru açık ölçüm yöntemini seçerek ölçüm yapmaktır. Bir ülkenin sahip olduğu iktisadi, mali ve idari özelliklere uygun olmayan bir açık ölçüm yönteminin kullanılması ile ulaşılan sonuçlar, o ülkenin kamu mali dengesi hakkında yanlış değerlendirmeler yapılmasına ve dolayısıyla yanlış mali politikaların yürürlüğe konulmasına yol açabilir. Şüphesiz, bir sonraki başlık altında da ele alınacağı üzere, bir ülkede mali disiplinin sağlanması ciddi önem taşımaktadır. Bu nedenle, doğru açık ölçüm yönteminin kullanılması ve bu ölçüm sonucuna göre ihtiyaç duyulması halinde gerekli önlemlerin alınması önem taşımaktadır.