• Sonuç bulunamadı

Bireylerin kendi benzerleriyle bir arada mutlu ve rahat yaşayabilmeleri için özbakım, bağımsız yaşam, tüketici becerileri gibi bir takım becerileri kazanmaları ve sergilemeleri gerekmektedir. Bu becerilerden biri de günlük yaşam becerisidir ( Enç, 2005; Varol, 2007). Günlük yaşam becerileri birçok davranış ve beceriyi içerir. Yiyecek hazırlama, alışveriş yapma ve ev temizliği günlük yaşam becerilerinden bazılarıdır. Günlük yaşam becerileri; bireylerin bağımsız olarak yaşamlarını sürdürmeleri, toplumla uyum içinde yaşamaları, iş bulmaları ve toplumda başarılı olmaları için gereklidir (Varol, 2007; Cavkaytar 1999; Çakmak 2011a). Toplumda uyum içinde yaşamak, toplum tarafından kabul görmek bireyler tarından istenilen gereksinimlerdir. Bu olağan gelişim özelliği gösteren bireylerde olduğu gibi görme engelli birey için de önemli ve aranan bir gereksinmedir. Görme engelli

bireyler ev ortamında, okul ortamında, sokakta çeşitli insanlarla karşılaşırlar ve bu yeni kimselerle sosyal kabulleri açısından anlaşmaları ve uyuşmalarını gerekmektedir. Görme engelli bireylerin bunu başarabilmesi için uyumlarını kolaylaştıracak beceri ve alışkanlıklara sahip olmalıdırlar (Enç, 2005; Doğan 20013; Tuncer, 2013). Örneğin görme engelli bireyin, gittiği bir lokantada kaşık, çatal kullanamadığı için yemeğini elleri ile yemesi sosyal kabullerini ve topluma uyumlarını engellemektedir.

Birçok görme engelli birey bağımsız veya yalnız yaşamaya adaydır. Görme engelli bireyler zamanı geldiğinde ailelerinden ayrılarak kendi evlerini ve ailelerini kurmak durumunda kalacaklardır. Evlerinden çeşitli nedenlerle ayrılan bu bireylerin; normal ev, apartman, yatılı yurt gibi pek çok ortamda yaşamaları gerekecektir. Kendi kişisel bakımını bağımsız olarak sağlamaya, evdeki cihazları kullanmaya, ev işlerini yapmaya, yemek pişirmeye kısaca kendi yaşamını kimseye gereksinim duymadan sürdürmeye ihtiyaç duyacaktır. (Enç, 2005; Doğan, 2013). Görme engelli bireylerin farklı ortamlarda da yaşamını bağımsız bir şekilde sürdürebilmeleri için gerekli becerilere sahip olmaları ve hazırlanmaları gerekmektedir. Bu nedenle görme engelli bireylerin eğitiminde en üst amaç, onların günlük yaşam, bağımsız yaşam, özbakım gibi becerilerini geliştirmek olmalıdır (Cimarolli, vd., 2006).Görme engelli bireylerin toplumun kabul gördüğü gibi yaşayabilmeleri ve topluma uyum sağlayabilmeleri için özbakım ve günlük yaşam gibi becerileri sergilemeleri gereklidir denilebilir. Görme engelli bireyler için özbakım ve günlük yaşam gibi becerilerinin edinimi oldukça önemlidir. (Çakmak 2011a; Doğan 2013; Lewis ve Iselin, 2002).

Günlük yaşam becerilerinin kazanılması çocukluk yıllarında başlamaktadır. Görme engeli olan birçok çocukta bu becerilerin doğal olarak edinimi oldukça zor ve risklidir. Görme engelli çocuğun, dış dünya ile etkileşiminin engellenmesi ve gecikmesinin görme ile ilgili üç etmenden kaynaklandığı söylenebilir. Bu etmenler (a) Görme engelli çocuğun, dış dünyadan gören bir çocuğun aldığından daha az görsel uyaran alması, (b) Çocukların temel etkinliklerimden olan gözlerini sürekli hareket ettirerek çevreyi görsel olarak araştırmada, görsel bir temas kurma şansına sahip olmaması ve çevresi ile sürekli bir etkileşim içinde olmaması, (c) Görme engelli çocuğun hareketlerini ve çabalarını artıracak olan anne, baba vs den, görsel yolla duygusal tepkiler alma şansından mahrum olmasıdır (Ayinmode, Akande ve Ademola-Popoola, 2011; Özyürek, 1995, s.15).

İnsanları taklit etmede ve dış dünyayı algılamada görme duyusunun birincil duyu olduğu tahmin edilmektedir. Görme engelli çocuk çevresindeki insanları taklit etmekte görme duyusundan yararlanamayacaktır. Görme duyusundan yararlanamayan çocuk bilgi

edinmede diğer duyularından yararlanacaktır. Görme engelli bir çocuğun öğrenebilmesi için dokunması, işitmesini, koklamasını ve tat almasını faaliyete geçirmek gerekmektedir (Özyürek, 1995, s.10; Varol, 1996, s.39; Çakmak, 2011a). Görme engelli çocuklar günlük yaşam gibi becerilerini öğrenmede aile veya eğitimcilerin yardımına gereksinim duyarlar (Çakmak, 2011a; Doğan 2013; Lewis ve Iselin, 2002). Görme engelli çocuğun, görme duyusu haricinde ki duyularını aktif olarak kullanması aile ve eğitimciler tarafından sağlanmalıdır. Görme duyusu haricindeki duyularını aktif kullanan görme engelli, yaşantılarını ve deneyimlerini daha kolay ve hızlı bir biçimde kazanabilir. Görme engelli çocuğun kalan duyularını aktif kullanabilme sürecinde, özellikle de ailenin üzerine önemli ölçüde görev ve sorumluluk düşmektedir (Çakmak, 2011a). Eğer aile bu aşamada, hareket özgürlüğünü artırarak ve çevredeki materyal çeşitlendirerek görme engelli bireylerin yaşantılarını zenginleştirirse görme yetisinin yokluğundan dolayı oluşacak olası olumsuzlukları büyük ölçüde azaltabilir (Cimarolli, vd., 2006). Örneğin çocuğun bulunduğu odanın perdesi çekilirken, anne çocuğun perdeye dokunmasına fırsat vererek ve onun bir perde olduğunu ışık yandığı için çekildiğini söylemesi, anne mutfakta yemek pişirirken kullandığı malzemeleri çocuğa tanıtması, çocuğun dokunmasına, koklamasına fırsat vermesi, evin mobilya düzeninin ve sabit duran nesnelerin yerleri çocuğa öğreterek çocuğun ev içinde daha rahat dolaşmasını sağlayabilir. Aksi halde görme engelli bireyin keşfetmesini, hareket etmesine fırsat ve olanak tanınmadığında, görme engelli çocuk bir süre sonra dış dünyadaki olaylara ve ulaşamadığı şeylere ilgisini kaybedecektir (Özyürek, 1995, s.69). Ayrıca bazen aileler görme engelli çocuğun özbakım ve günlük yaşam becerileri ile ilgili ihtiyaçlarını giderirken çocuğu pasif bırakarak her şeyi kendileri yapmaktadır. Görme engelli çocuğun günlük yaşam becerilere yönelik ihtiyaçlarının ailesi tarafından giderilmesi aşamasında çocuğun pasif bir durumda olması kaslarının güçlenmesini engellemektedir. Bu durumlar görme engelli bireylerin hantallaştırmaktadır ve bu becerileri gören akranlarından daha geç bir zaman diliminde kazanmalarına neden olmaktadır (Brody ve Webber, 1994; Çakmak, 2011a). Uygun dönemlerde kazanılamayan becerileri daha sonra kazandırmak güç olabilmektedir. Yaş günlük yaşam kalitesini etkileyen önemli bir faktördür. Çocukluk döneminde gerekli becerileri kazanamayan görme engelli bireyler yetişkinlik çağına ulaştıklarında bu becerileri kazanmakta zorlanacak ya da hiç kazanmamış olarak bu çağa erişmiş olacaklardır. Yetişkinlik çağına ulaşmış ancak temel günlük yaşam becerilerini kazanamamış bireylerin toplum tarafından kabulleri, topluma uyum sağlamaları da güçleşecektir. Günlük yaşam becerilerine sahip

olabilirler (Amini, vd., 2010). Günlük yaşam becerilerini zamanında kazanamayan yetişkin görme engelli birey, ev içinde veya dışında birilerine bağımlı olarak yaşamaya zorunlu hale gelecektir. İhtiyaçlarını karşılamak için alış verişe çıkamayan, karnı acıktığında yemeğini hazırlayamayan, duş alması gerektiğinde duşunu alamayan, arkadaşı geldiğinde çay demleyemeyen tüm bunları yapabilmek için başkasına bağımlı olan yetişkin bir bireyin kendini yetersiz ve güvensiz hissetmesi de kaçınılmaz olacaktır. Ayrıca temel günlük yaşam becerilerini kazanamamış yetişkin görme engelli bireylerin, ileride evlenme veya kendi başlarına yaşama durumları olduğunda bir evin sorumluğunu üstlenmeleri de güç olacaktır.

Amini vd. (2010); Amini vd. (2013); Brown ve Barrett (2011); Holbrook, vd., (2013); Lewis (2012); Stevelink, Malcolm ve Fear (2015) tarafından yapılan birçok çalışma görme engelli bireylerin günlük yaşam becerilerini yerine getirmekte zorlandıklarını ve bu durumdan ötürü çeşitli sorunlarla karşılaştıklarını göstermektedir.

Görme engelli bireyler günlük yaşam becerilerini yerine getirirken gören insanlardan daha fazla yardıma ve uyarlamaya ihtiyaç duyarlar. Görme engelli bireylere beceri öğretimi gerçekleştirilirken uygun ve etkili bir öğretim yöntemi belirlenmelidir. Görme engelli bireylere verilen eğitimin temel amacı, bireyi toplum hayatına hazırlamak, günlük yaşamlarında kullanabilecekleri ve hayatlarını kolaylaştıracak olan işlevsel bilgi ve becerileri kazandırmaktır. Görme engelli bireylere öğretilen beceriler günlük yaşamda kullanabilecekleri ve hayatlarını devam ettirebilecekleri işlevsel beceriler olmalıdır (Amini, vd., 2013; Özak ve Avcıoğlu, 2007). Görme engelli bireylerle günlük yaşam becerilerinin öğretim gerçekleştirilirken her bireyin farklı gereksinimleri olduğundan, farklı gereksinimlerinin varlığını kabul edilerek, farklı öğretim yöntemlerinden ve farklı duyulara yönelik materyallerden yararlanılmalıdır (Öztürk, 2016). Görme engelli bireylerle bu beceriler çalışılırken uygun bir şekilde verilen fiziksel yardım ve sözel ipuçları bireylerin bu becerileri daha kolay öğrenmelerine yol açmaktadır. Görme engelli bireylerin hazır bulunuşluk düzeyleri dikkate alınarak uygulanacak bazı yöntemlerle, günlük yaşam becerilerini öğrenmeleri bu becerileri bağımsız bir şekilde yerine getirebilmeleri sağlanabilir (Çakmak, 2011a).

Kısaca görme engelli bireyler için günlük yaşam becerilerinin edinimi; toplumla uyumları, bağımsız yaşamaları, kendine güvenleri açısından oldukça önemlidir. Günlük yaşam becerilerinin zamanında kazanılması ailenin ve çevrenin doğru davranış ve tutumları ile mümkündür. Vaktinde kazanılamamış becerilerin sonradan kazandırılması daha fazla çaba

gerektirebilir. Günlük yaşam becerilerinin kazandırılmasında bireylerin özellikleri dikkate alınarak etkili bir yöntem seçilmeli ve uygulanmalıdır (Enç, 2005, s.78; Lewis, 2012, s.2; Varol, 2007, s.119).