• Sonuç bulunamadı

GELENEKSEL KÜRT DRAMATİK OYUNLARI ÜZERİNE

1.3. DENGBÊJLİK GELENEĞİNİN ÖZÜ

2.1.4. GELENEKSEL KÜRT DRAMATİK OYUNLARI ÜZERİNE

Kürtlerde dramatik oyun geleneğinin en bilinen örnekleri incelenmiş ve bu oyunların Anadolu’nun çeşitli yerlerinde farklı isimlerle oynandığı görülmüştür.

Seyirlik oyunların ulusal bir motivasyondan uzak, dil, din ayrımı yapılmadan Anadolu’da yaşayan tüm köylülere ait olduğu Kosegelî, Beranberdan ve Bûka Baranê örnekleri özelinde açığa çıkarılmıştır. Bu oyunların biçimi Anadolu’da oynanan diğer seyirlikler gibi göstermeci bir üsluptadır. Oyunlar, kanava olarak tanımlanabilecek doğaçlamaya dayanan bir yapıdadır. Dolayısıyla oyunların oynandıkları mekana, seyirciye, zamana uygun güncelleştirilmesi söz konusudur.

Oyunların oynanma zamanları köylünün doğa ile kurduğu ilişkinin oluşturduğu takvime uygundur. Oyunlardaki kız kaçırma, ölüp-dirilme, yaşlı-genç çatışması gibi motifler aslında doğanın canlanması, eski yılın bitmesi gibi olayların birer temsilidir.

Oyuncular, o köyün insanlarıdır. Nurhan Karadağ’ın, “Eğer herhangi bir köydeki seyirlik oyun çıkaran oyuncu grubunu şehirli seyirci grubunun karşısına çıkarırsak karşımızda ne oyunun anlamı kalır ne de tam olarak kendisi”376 sözleri, oyuncunun, aynı zamanda seyircisi olan köylüsüyle ilişkisinin önemini göstermektedir. Oyuncu,

373 And, a.g.e., s. 234-235.

374 A.e., s. 215.

375 s. 287.

376 “Köyümüzde Şenlik Var”, TRT, 1. bölüm, 1988.

köylüsünü iyi tanımaktadır ve oyununu ona göre şekillendirmektedir. Bu oyunlarda icra mekanı köylünün oyunu seyredebileceği, oyuna katılabileceği herhangi bir yer olabilmektedir. Aksesuarlar ve kostümler, köylünün pratik çözümler bularak oluşturduğu kendi çabasının ürünleridir. Saydığımız bu özellikler Anadolu’un her yerinde icra edilen köy seyirlik oyunlarının ortak özellikleridir. Kürt seyirlik oyunları için de bu özelliklerin hepsi geçerli olduğu görülmektedir.

Seyirlik oyunlar denildiğinde ulusalcı politik bir yaklaşımın ötesinde kadim bir mirastan söz edilmektedir. Dolayısıyla; aslında “Anadolu Köy Seyirlik Oyunları”nın içinde yer alan Kürtlerin oynadığı dramatik oyunların (örneğin Kosegelî, Beranberdan, Bûka Baranê) kendi adıyla anılması, icra edildiği dilde derlenmesi önem teşkil etmektedir. Zira tiyatro tarihi yazımında, Türkçe icra edilen seyirlik oyunlarla Kürtçe icra edilen oyunlara benzer şekilde yaklaşılmadığı bu bölümde değindiğimiz örnekler üzerinden de görülebilmektedir. Oyunlarda söylenen manilerin, tekerlemelerin, duaların, şarkıların Kürtçe olması, Kürtlerin yaşadığı köylerde bu oyunların oynanmasının bir sonucu olarak oyunlarda Kürt kültüründen, geleneğinden izler bulunması, bu oyunları Kürt dramatik oyun geleneğine dahil eden özelliklerdir. Kürtler, Kosegelî oynadıklarında içindeki maniyle, tekerlemeyle, şarkıyla Kosegelî oynamaktadır. Kosegelî’nin Köse Gelin’den farkı bu içeriktir. Bu oyunu “Köse Gelin” olarak değerlendirmek yerine; Kose oyunlarının bir varyantı olarak gören yaklaşım işte bu sebeple tercih edilmiştir.

Türklerin yaşadığı köylerde Türkçe icra edilen oyunlar için süreklilik, köyün kapalı yapısının bozulmasıyla kırılmıştır. Nurhan Karadağ, özellikle Cumhuriyet’in kurulmasından sonra kapalılıklarını yitiren köylerde artık doğanın erişilemez bir tanrı olduğu inancının yerini köylünün kendi emeği ve bilincinin aldığını ve bu durumun seyirlik oyunları nasıl etkilediğini şu şekilde ifade etmektedir: “Kapalı, gelişmemiş yörelerimizde oyunların önemi, işlevi, törenselliği, kapalılığı ölçüsünde sürmekte, gelişmiş yörelerimizde ise ya bu oyunlar tümden unutulmağa, ya salt eğlence aracı olmağa ya da bu oyunların geleneğinden ve tekniğinden yararlanıp yeni oyun

çıkartmalar başlamıştır”377. Kürtlerin yaşadığı köylerde Kürtçe icra edilen oyunlar sözkonusu olduğunda köylerin kapalı yapısının değişmesinin ötesinde farklı sorunsallar ile karşılaşılmaktadır. Oyunların icrasının zaman içinde azalması, köylünün bu oyunları devam ettirmek yönündeki ihtiyaçlarının değişmesinden kaynaklanmamaktadır. Kürt köylüsü, büyük şehirlere göç etmek zorunda kaldığında oyunların, köyün şekillendirdiği biçimi değişmiş; oyunlar şehir ortamına uygun olarak yeniden düzenlenmeye çalışılmıştır. 90’lı yıllarda büyük şehirlerde hemşehri dernekleri kurulmuş, köyden gelenler bu derneklerde buluşmuştur. Bu dernekler bir anlamda Kürt kimliğinin bellek mekanları olmuştur. Seyirlik oyunlar bu mekanlarda oynanmaya devam etmiştir; fakat oyun oynamanın amacı değişmiştir. Şehirde köylü için geçim kaynağı artık hayvancılık, çiftçilik olmadığı için Beranberdan oyununun icrasını hatırlatacak bir takvim artık bulunmamaktadır. Artık tarımla uğraşmayan köylü için tarlası için yağmur dileyeceği Bûka Baranê oyununun bir anlamı kalmamıştır. Dolayısıyla seyirlik oyunun temel dinamiklerinden biri olan doğa-insan etkileşiminin bitmesi oyunların unutulmasına, unutulmasa bile kendisini gerçekleştirebilecek mekandan ve imkandan yoksun kalmasına sebep olmuştur.

Şehirdeki Kürtler için seyirlik oyun artık eskiye ait olan bir gelenektir; çünkü günlük yaşamda bu oyunlara artık ihtiyaç duyulmamaktadır. Bu oyunların icrası artık Kürt kültürünü yaşatmak amacını taşımaktadır. Oyun oynamadaki değişen motivasyonun;

yeni dengbêjlik olarak adlandırdığımız günümüzdeki dengbêjlik icrasının devam ettirilme motivasyonundan farklı olmadığı görülmektedir. Kürtlerin yaşadığı köylerde gösterim süresini taşıyan dramatik oyun gelenekleri araştırılmayı beklemektedir.

Şehirde, Kürt kimliğinin ortaklığında bir araya gelinen derneklerde, kültür merkezlerinde gelenekle ulusalcı bir perspektif üzerinden kurulan ilişki geleneğin sürdürülmesi noktasında ilk bakışta olumlu bir yaklaşım gibi görülebilecek iken; söz konusu dramatik oyun geleneği olduğunda dengbêjlik geleneğinden farklı bir durum karşımıza çıkmaktadır. Ulusalcı yaklaşımın seyirlik oyunun icrasının devamı için yeterli bir motivasyon olmadığı görülmektedir. Örneğin; Diyarbakır Büyükşehir

377 Karadağ, a.g.e., s. 18.

Belediyesi, 13 Ocak 2015’te “Serê Salê”de (Yılbaşı) Kosegelî etkinliği düzenlemiştir.378 Benzer şekilde 2013 yılında Tunceli Belediyesi’nin düzenlediği Zazaki oynanan “Gağan” etkinliği379 yapılmıştır. Bu örneklere eşlik eden kültürel ulusalcı motivasyon geleneğin aslında bir gösteri olarak sunulmasına sebep olmaktadır. Bu etkinliklerin düzenlenme imkanı, politik atmosferle ilişkilidir ve bu etkinliklere imkan sağlayan koşullar ortadan kalktığında bu örnekler azalacak ya da tamamen kaybolacaktır. Dengbêjlik, zaman zaman icra koşulları sağlanmamış olsa dahi günümüze kadar ulaşmayı başarabilmiştir. Seyirlik oyunlar ise; öncelikle icra mekanı olan köylerden koparılmış, sonra Kürtlerin değişen hayatları ve geçim kaynakları sebebiyle özündeki oynanma motivasyonunu yitirmiştir. Dolayısıyla; bu oyunlar, şehirde, şehrin olanaklarının izin verdiği bir alanda icra edilmeye çalışılmıştır. Bu ve benzeri sebeplerin ulusalcı bir motivasyon olsa dahi seyirlik oyunların icrasının sürekliliği için yeterli olmadığı görülmektedir. Yine bir karşılaştırma yapılacak olursa; dengbêjlik geleneğinin ulusalcı bir motivasyonla popülerleştiği ve yeni mekanların, yeni civatlar oluşturduğu açığa çıkarılmıştır.

Oysaki dramatik oyunlar için böyle bir süreç gerçekleşmemiştir. Köydeki takviminden kopuk, şehirde yetişen nesil, bu oyunları bir gösteri olarak deneyimlemiştir. Bu deneyim, gündelik yaşamın içinde değil; aksine gündelik yaşamdan ayrı bir gösterim süresini içermektedir. Aynı neslin dengbêjliği de bu şekilde deneyimlediği doğrudur; fakat hala icra süresinden bahsedilebilecek yeni bir dengbêjlik icrası da devam etmektedir. Sonuç olarak; dramatik oyun geleneğinin özel zamanlarda köyde, köylüyle gerçekleşen icrasının temel motivasyonunu günümüze taşıyamadığı görülmektedir.

2.2. ÖNEMLİ BİR DURAK: 1893 ŞİKAGO COLUMBUS DÜNYA