• Sonuç bulunamadı

GELENEKSEL DENGBÊJLİKTEN YENİ DENGBÊJLİĞE

1.2. DENGBÊJLİK GELENEĞİ

1.2.3. GELENEKSEL DENGBÊJLİKTEN YENİ DENGBÊJLİĞE

Serhat Resul Çaçan; dengbêjlik ile ilgili çalışmaların genelde derlemelerin yapıldığı 1930’larda başladığını söylemektedir. 1930-1960 dönemi için de yine derlemelerin devam ettiğini ve geleneği tanımaya yönelik çalışmalar yapıldığını belirlemiştir. 1960-2000 arasındaki dönem ise dengbêjliğin Kürt ulusal kültür başlığı altında incelendiğini; 2000’lerden günümüze kadar uzanan sürecin ise daha sorgulayıcı çalışmalar içerdiğini belirtmektedir.182 Bu çalışmaların en önemlilerinden birisi Ahmet Aras’ın 1996 yılında Kürtçe basılan, 2004 yılında Türkçe’ye çevrilen

“Efsanevi Kürt Şairi Evdalê Zeynikê” adlı kitabıdır. Aras, 1800’lerin başında doğan, 1913 yılında yaşamını yitiren “Kürtlerin Homeros’u” olarak bilinen Evdalê Zeynikê’yi araştırmak için 1966 yılında sahaya çıkmıştır.183 Meşakkatli bir çalışmayla yazılan kitapta, dengbêjliğe dair önemli bilgiler bulunmaktadır. Örneğin;

Evdalê Zeynikê’nin Sürmeli Mehmet Paşa’nın dengbêjliğini yaptığı belirtilmektedir.184 Hatta 1865 yılında Osmanlı Devleti’nde çıkan Kozan İsyanı’nda Kozan Beyi’nin yanında olan Dadaloğlu ile Sürmeli Mehmet Paşa’nın dengbêji Evdalê Zeynikê birbirlerinden habersiz karşı cephelerde yer almıştır.185 Aras’ın çalışmasından hareketle; o dönemde paşaların, mirlerin, ağaların dengbêjlerinin olduğu bilgisine ulaşılmaktadır. Örneğin; Sürmeli Mehmet Paşa’nın Evdalê Zeynikê’den önceki dengbêji Ermeni bir papazın kızı olan Gulê’dir. Gulê ile Evdalê Zeynikê bir düğün divanında atışmış, sonunda kazanan Evdalê Zeynikê olmuştur. Bunun üzerine Sürmeli Mehmet Paşa, Evdalê Zeynikê’den dengbêji olmasını istemiştir.186 Bir başka örnek; İran'da yaşayan aşiret reisi Tarxanê Qelenyê’nin dengbêji olan Şêx Silê’dir.187 Şêx Silê ve Evdalê Zeynikê de yedi gün

182 Aynı kayıt.

183 Bu saha araştırmasına dair bilgilere şu yazıdan ulaşılabilmektedir: Wendy Hamelink, “Evdalê Zeynikê’nin Peşinde Bir Ömür: Ahmet Aras”, Ahmet Aras ile Röportaj, Kürt Tarihi Dergisi, Sayı:26, Eylül-Ekim 2016, s. 48-59.

184 Ahmet Aras, Efsanevi Kürt Şairi Êvdale Zeynikê, Çev. Fehim Işık, İstanbul, Evrensel Basım Yayın, 2004, s. 48.

185 A.e., s. 79.

186 s.133.

187 s. 63.

yedi gece atışmış, sesi kısılan Şêx Silê, atışmadan çekilmek zorunda kalmıştır.188 Bu atışmada söylenen kilam, tıpkı Gulê ile yapılan atışmada anlatılan kilam gibi dengbêjlerin dilinde günümüze kadar ulaşmıştır. Bu örnekler özelinde;

dengbêjlerin himaye altına alındığı ve dengbêjlerin himayesinde oldukları kişileri bir anlamda temsil ettiği görülmektedir. Görüşme yapılan dengbêjlere ve araştırmacılara himaye edilen dengbêjler ile ilgili düşünceleri sorulmuştur. Doğan Karasu ile yapılan görüşmede, “saray dengbêji”nin, himayesindeki kişiyle aynı ortamda bulunduğu durumlarda ağaya, mire övgüler yağdırdığını; ama genele bakıldığında başka kilamlar anlattığını belirtmiştir. Karasu, ayrıca mirlerin dengbêjlere baskı yapmadığını, dengbêjlerin istedikleri kilamları anlattıklarını da sözlerine eklemiştir.189 Dengbêj Selahattin ise; himaye altına alınna dengbêjlerin olup olmadığı sorumuza, “Dengbêj, ne mirlerin ne şeyhlerindir; Kürtlerindir”190 yanıtını vermiştir. Hamelink, bir ağanın himayesinde yapılan dengbêjlik için son olarak 1960’lı yılları işaret etmektedir.191 Çaçan ise; 1880-1940 yılları arasında dengbêj-ağa ilişkisinin azaldığını, ağaların dengbêjlere olan desteklerini çektiklerini belirtmektedir.192 Bu bilgilerden hareketle; dengbêjlik geleneğinin bir dönem feodal bir siyasal yapının içinde hiyerarşik düzenin en üst basamaklarında yer alan kimselerin himayesinde varlığını sürdürdüğünü söylemek yanlış olmayacaktır.

Ardından bu yapının giderek azaldığı ve ortadan kalktığı görülmektedir. Tıpkı askeri hanedanların yükselişiyle epik şiirin geçirdiği evrim gibi dengbêjlik geleneği de

“ağa, mir, paşa” himayesinden ayrıldığında kaybolmamış; işlevi değişmiştir.

Dengbêjlik geleneğini etkilemiş olan diğer bir unsur radyolardır.193 1 Ocak 1955 tarihinde 15 dakikalık Kürtçe (Kurmançça lehçesi) bir programla yayın hayatına başlayan Erivan Radyosu,bir anlamda Kürtlerin seslerini duyurabilecekleri ve olan biteni duyabilecekleri önemli bir platform olmuştur. Program süresi bu

188 s. 68.

189 Doğan Karasu, kayıt no: 19082014/2.

190 Dengbêj Selahattin Güçtekin, kayıt no: 20082014.

191 Hamelink, a.y., s. 40.

192 Çaçan, a.y., s. 44.

193 Kürtlerin radyo yayıncılığı ayrıntılı bilgi için; Amir Hassanpour, Kürdistan’da Milliyetçilik ve Dil (1918-1985), Çev. İbrahim Bingöl, Cemil Gündoğan, Ed. Abdullah Keskin, Avesta Yayınları, İstanbul, 2005, s. 411-442.

radyonun temelini atan Casimê Celîl’in çabasıyla kademeli olarak artmış ve bir buçuk saate kadar çıkarılmıştır.194 Türkiye’deki Kürtler düşünüldüğünde; anadilin radyodan duyuluyor olması oldukça önemlidir. Zira Kürtçe’nin, pratik alanda yaptırımla karşı karşıya kaldığı görülmektedir. Örneğin; 14 Şubat 1967 tarihli T.C.

Resmî Gazete’de yayınlanan şu kararname dengbêjlik geleneği de düşünüldüğünde oldukça dikkat çekici bir yaptırım örneğidir: “Kürtçe olarak yurt dışında yayımlanan bilûmum matbua, plâk, ses bandı ve benzerlerinin yurda sokulmasının ve dağıtılmasının yasak edilmesi; İçişleri Bakanlığının 16/8/1966, 3/1/1967 tarihli ve 9.A.1.12511- 125-7/94544, 9.A.E.12511-125/7 sayılı yazıları üzerine, 5680 sayılı Kanunun 31 inci maddesine göre, Bakanlar Kurulunca 25/1/1967 tarihinde kararlaştırılmıştır.”195 Türkiye’deki Kürtler için kendi dillerini radyodan duymak, bu ve benzeri yaptırımların karşısında, işte tam da bu sebeple anlam kazanmaktadır.

Kürtçe’nin duyulduğu iki önemli radyodan daha bahsedilmesi gerekmektedir: 1939 yılında 15 dakikalık yayın yaparak dengbêjlere de yer veren Irak’ta kurulmuş olan Bağdat Radyosu196 (ki Celîlê Celîl, Erivan radyosunun arşivinde “Irak’taki 1958 devriminden sonra Bağdat radyosundan Erivan radyosuna, hediye kabilinden gönderilmiş çok sayıda şarkı”197 olduğunu belirtmiştir) ve İran’da da aynı dönemde yayın yapan Urmiye radyosu.198 Kuşkusuz Türkiye’deki Kürtleri en çok, dengbêj kilamlarının önemli bir kayıt merkezi olan Erivan radyosu etkilemiştir. Bu dönemde

194 Celîlê Celîl, “Erivan Kürt Radyosu ve Temellerinin Atılması”, Erivan Radyosunda Kürt Sesi, Haz. Zeri İnanç, İstanbul, İsmail Beşikçi Vakfı Yayınları, 2016, s. 27.

195 T.C. Resmî Gazete, 6/7635 sayılı Kararname, Sayı: 1252714, Şubat 1967, (Çevrimiçi) http://www.resmigazete.gov.tr/main.aspx?home=http://www.resmigazete.gov.tr/arsiv/12527.pdf&mai n=http://www.resmigazete.gov.tr/arsiv/12527.pdf, Aralık 2015.

196 “Bağdat Radyosu İkinci Dünya Savaşından sonra 1949’a kadar yayın saatini iki saat 45 dakikaya çıkararak Kürtçe programına devam etti. 1950’de bu istasyon, Êre Bexdaye “Burası Bağdat” adlı Arapça ve Kürtçe aylık bir gazete yayımlamaya başladı. Bu gazete varlığını 14 Temmuz 1958’e kadar sürdürdü. Bağdat Radyosu en kalıcı Kürtçe yayın yapan radyo olarak 1939’da günde 15 dakika olan yayın saatini 1980’lerin başlarında 16:25 saate çıkardı.“ bkz. Amir Hassanpour, Kürdistan’da Milliyetçilik ve Dil (1918-1985), s. 414.

197 Celîlê Celîl, a.y., s. 30.

198 Salih Kevirbirî’nin “Kürt Halk Türkülerinden Seçmeler” adlı kitabındaki Silêmanê Mistê: Gula Mala Dîbo (Dîboların Gülü) kilamıyla ilgili yazdığı şu satırlar, Urmiye Radyosu’nun da dengbêjlere yer verdiğini kanıtlamaktadır: “Araştırmalarımız sonucunda gördük ki, şu an Urmiye’ye bağlı Conî köyünde yaşayan ve İsmail Ağa’nın (Simko) aşiretinden olan Dengbêj Birahîme Newrozî (Xalê Birê) de, Urmiye Radyosu’nun Kürtçe yayını aracılığıyla, 70’li yaşlarını sürmesine karşın o duru ve dokunaklı sesiyle, bu kılamın Doğu Kürdistan’ın dört bir tarafında dinlenmesini ve dolayısıyla Doğulu Kürtlerin de bu kanlı olaydan haberdar olmasını sağlamıştır.“ bkz. Salih Kevirbirî, Kürt Halk Türkülerinden Seçmeler, Çev. Mazlum Doğan, Evrensel Basım, İstanbul, 2004, s.22

gezgin olan dengbêjlerin sesi artık radyodan duyulmaya başlamıştır. Cemîla Celîl, radyoda yüzyetmişten fazla dengbêjin ve müzisyenin binbeşyüzden fazla ses kaydı olduğunu belirtmektedir.199 Bu arşivin oluşmasında Casimê Celîl’in payı büyüktür:

“Kürtçe şarkı ve melodilerin kasetlere kaydedilmesi, Kürtçe radyonun temellerinin atılmasıyla aynı dönemde başladı. Kürtçe yayın her gün yapılmadığından, Casimê Celîl boş zamanlarını köylere gidip dengbêj ve şarkı arayarak geçiriyordu. Her seferinde bu yolculuklardan, Kürt köylerinin yaşamı üzerine yazılarla, dengbêj ve müzisyenleri bir araya getirmiş olarak ve heyecanla Erivan’a dönüyordu. Bu dengbêj ve müzisyenlerin Erivan’a geldiği günlerde, Kürtçe radyonun sorumlusu onları evinde misafir eder ve sonra hep birlikte radyoevine giderlerdi.”200

Prof. Celîlê Celîl de radyonun kurulmasından önce başlanan kayıt alma sürecinin 1953-1963 yılları arasında babası Casimê Celîl tarafından yapıldığını ve bir arşiv oluştuğunu, 1967-2002 yılları arasında kardeşi Cemîla Celîl tarafından yapılan çalışmalarla arşivdeki şarkı ve ezgi sayısının ikibinlere kadar çıkarıldığını ifade etmektedir.201

“Kürtçe radyonun açılmasından önce evimizde “Dinêpir 4” adında bir ses kaydedici vardı; Kürt dengbêj ve müzisyenleri radyo için seslerini kaydettirmeye geliyorlar evimizde misafir oluyorlar, provalarını evimizde yapıyorlar, bildikleri şarkıları bu ses kayıt cihazına kaydettirip ertesi gün Casimê Celîl ile birlikte, seçilmiş şarkıların radyoda stüdyo kaydını yapmaya gidiyorlardı. Elbette radyonun, dengbêjlerin bildiği bütün şarkıların kaydedilmesi gibi bir misyonu yoktu. Bu bilim kurumlarının işiydi. Dengbêjlerin radyoda kayıt altına alınmış olanlar haricindeki şarkıları evimizde kaydediliyordu.”202

Bu değerli çabaların ve çalışmaların öneminin farkında olarak radyoların dengbêjlik icrasına etkisine değinmek gerekirse; dengbêjlik geleneğinin radyoya taşınmasıyla dengbêjin, “şimdi ve burada” gerçekleşen icrasını mekan bağlamında da paylaşan civattan ayrıldığını söylemek yanlış olmayacaktır. Artık radyo

199 Cemîla Celîl, “‘Fonda Zêrîn’ Ses Arşivi Hizmetinde 35 Yıl”, Erivan Radyosunda Kürt Sesi, s.

89-90.

200 Cemîla Celîl, a.y., s. 91-92.

201 Zeri İnanç, “Prof. Celîlê Celîl’le Söyleşi”, Erivan Radyosunda Kürt Sesi, s. 142.

202 A.y., s. 142.

dinleyicisi olan civat, icrayı belirleyen, yönlendiren etken işlevini kaybetmiştir. Daha doğru bir ifadeyle; anlatının yeni mekanı icracının ve civatın ilişkisini bir anlamda kesmiştir. Serhat Resul Çaçan, bu durumun dengbêjlerin icrasını etkilediğini; çünkü dengbêjlerin daha önce aynı ortamda bulunduğu civatla etkileşim halinde iken;

dengbêjlerin artık radyoda sadece kilamlarını icra ettiğini ifade etmektedir.203 Bu durumun dengbêjlerin icrasını etkileyip etkilemediğine dair net bir çıkarımda bulunulamasa bile şu sonucu çıkarmak mümkündür: civata göre şekillenen icra, civattan koparak etkileşimli olma özelliğini kaybetmiştir.

Bir başka husus, dengbêjliğin beslendiği kaynakların kırsal yaşama ait olmasıdır. Bu haliyle geleneğin şehir yaşamına adapte edilmesi sorunu ortaya çıkmaktadır. Çaçan, şehre taşınanların yeni anlatılar üretmediğinden bahsetmektedir.204 Doğan Karasu da dengbêjlikte kilamların gün geçtikçe kısalıp, azaldığına işaret ederek, kültürü yaşatmak için geleneğin yeniden düzenlendiğini ifade etmektedir; çünkü dengbêji bir saat oturup dinlemek artık çok zordur.205 Şehir yaşamı yoğundur ve eskiden dengbêjin dışarıdan haber getirme işlevini günümüzde medya devralmıştır. Dengbêjin, şehir yaşamındaki icrası artık gündelik yaşamın içinde değildir. Geleneksel icranın da gündelik olanın dışına çıktığı görüşüne karşılık şunlar unutulmamalıdır: divanhane o köye ait olan bir yerdir; civat, o köyün insanlarıdır ve kilamların saatlerce hatta günlerce anlatılmasına bir engel yoktur.

Dengbêj, tanıdık ya da tanıması kolay olan bir ortamın içinde icrasını sunmaktadır.

Günümüzde dengbêjlik geleneği kırsal olana ait olan bu özelliğinden genel anlamıyla uzaklaşmıştır. Dengbêjin kırsal yaşamdan uzaklaşması ve şehir yaşamında icra edilmeye başlaması elbette mekan bağlamında geleneği etkilemiştir; fakat bu geleneğin sona ermesine değil; değişmesine sebep olmuştur.

Geleneği etkileyen bir başka unsur da Kürt ulusal hareketinin bu geleneğe karşı geliştirdiği negatif ya da tarafsız206 tavrını değiştirerek dengbêjliği Kürt ulusal

203 Serhat Resul Çaçan, kayıt no: 25052014.

204 Aynı kayıt.

205 Doğan Karasu, kayıt no: 19082014/2.

206 Çaçan, a.y., s. 36.

kültürünün bir parçası olarak önemsemeye başlamasıyla gerçekleşmiştir. Bu noktadan sonra dengbêjlik, Kürt ulus inşasının kültür alanında önemli bir misyonu üstlenmeye başlamıştır. Çaçan’ın da ifade ettiği gibi; dengbêjlik ulusalcılıktan öncesine dayanmasına rağmen; bu yaklaşımın etkisiyle ulusalcı bir perspektifle incelenmiştir.207 Daha önce arkaik, feodal, gerici208 bulunan gelenek, daha sonra politik bir amacın aracı olmuştur. Bu konuda Doğan Karasu şunları söylemektedir:

“Kürt hareketi politik bir zemin üzerine gelişti. Dil ve kültür üzerine inşa edilmiş olsaydı o zaman dengbêjliğe önem verilirdi.”209

Denilebilir ki; politik bir refleksle dengbêjliğe önem verilmeye başlanması, dengbêjliğin yapısının estetik bağlamda analiz edilmesine değil; geleneğin Kürt ulusal hareketine kültür alanında sağlayacağı yarar bakımından değerlendirilmesine sebep olmuştur. Bazı dengbêjlerin de bu misyonu üstlenip, icralarını politik platformlarda sunmaları şaşırtıcı değildir. Örneğin; Dengbêj Selahattin, anlattığı kilamlar sebebiyle 8 defa ceza aldığını ifade etmiştir: Muş’un Bulanık ilçesinde katıldığı nevruz kutlamalarında anlattığı kilam sebebiyle “örgüt propagandası yapmak” suçundan 5 yıla kadar hapis istemiyle yargılanmış, ardından bu ceza, para cezasına çevrilmiştir.Günümüzde, Kürt ulusal hareketinin desteklediği alanlarda da dengbêjlere rastlamak mümkündür. Çeşitli kutlamalarda, parti etkinliklerinde hatta ve hatta açlık grevine destek vermek için210 dengbêjler kilamlarını anlatmaktadır.

Kültürel bir geleneğin, Kürtlerin uluslaşma sürecinde bir araç olarak kullanılmasını olumsuz bir durum olarak değerlendirmek, önemli bir dinamiği görmeyi engelleyecektir. Zira bu politik refleks, geleneğin günümüzde sürdürülüyor olmasını da sağlamıştır. Denilebilir ki; dengbêjliği yaşatmanın temelinde yer alan politik düşünce, bu geleneğin, otantik icrası ile nostaljik bir icra olarak sunulması arasında

207 A.e., s. 22.

208 s. 36.

209 Doğan Karasu, kayıt no: 19082014/2.

210 “Doğubeyazıt Açlık Grevinde Dengbejler Divanı”, YouTube, 17 Şubat 2012, (Çevrimiçi) http://www.youtube.com/watch?v=9CPkzSOIx2M, 20 Şubat 2012.

salınmasına sebep olmuştur. Aksi durumda; muhtemeldir ki dengbêjlik de tıpkı meddahlık ve aşıklık gibi nostaljik bir refleksin eşlik ettiği bir form olarak zaman zaman hatırlara gelecek ve özlemle anılacak iken, böyle bir ortak kaderin tüm koşulları mevcutken; Kürt ulusallaşma sürecinin bu geleneği farklı bir motivasyonla yaşatmaya çalışmasıyla farklı bir süreç işlemiştir. Bu motivasyon dengbêjliğin diğer formlardan ayrıldığı önemli bir özelliğidir.

Görüldüğü gibi; Kürtlerin dili ve kültürü üzerindeki negatif haller, geleneğin feodal bağlamından ve kırsal yaşama ilişkin bağından kopması, kilamların radyolardan duyulmaya başlanması, Kürt ulusal hareketinin gelenek ile ilişkisi olarak belirlenen etkenler genel anlamıyla dengbêjliğin değişmesine sebep olmuştur.

Burada sadece değişime sebep olduğu düşünülen dinamiklerin üzerinde ayrıntılı bir analize girilmeden durulmuştur. Asıl konu, bu ve benzeri etkenlerin dengbêjlik geleneğini nasıl etkilediğidir. Bu sebeple; yeni dengbêjlik olarak adlandırılacak olan günümüzde icra edilen dengbêjlik; dengbêj, kilam, divanhane, civat unsurlarının günümüzdeki karşılıkları üzerinden ele alınmalıdır. Böylece bu unsurların nasıl dönüşüme uğradığı belirlenebilecek ve geleneğin bütününde nasıl bir değişim olduğu bu parçaların birleştirilmesiyle daha net görülebilecektir. Geleneğin ayrılarak analiz edilen unsurları bu kez günümüzdeki icrası bağlamında tek tek incelenecektir.