• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM

1.7. SOSYAL POLĠTĠKALAR VE SOSYAL HĠZMETLER AÇISINDAN YAġLILIK

1.7.3. YaĢlı Bakım Modelleri

1.7.3.1. Geleneksel Bakım Modeli: Aile Yanında Bakım

YaĢlılara çocuklarının veya akrabalarının yanında bakılmaları geleneksel bakım modelidir. Bu iki Ģekilde gerçekleĢmektedir. Ġlk durumda yaĢlı merkezde olarak çocuklar yaĢlının evinde bulunabilir, ikinci durumda ise, yaĢlıya çocuklarının veyahut akrabalarının yanında bakılmaktadır. Bu iki durum birbirinden farklılık gösteren durumlardır.

YaĢlılar çeĢitli nedenlerle, yetiĢkin evlatları ile aynı evde birlikte yaĢayabilmektedir. 1992 yılında Amerikan ailelerinde yapılan bir çalıĢmada yaĢlılarla yetiĢkin evlatların birlikte oturma nedenleri yaĢlıların çocuklarına sağladıkları sosyal destek bakımından; gelirin

59

düĢüklüğü, boĢanma, yetiĢkin evlatlarının çalıĢması ve kendi çocuklarına bakmaması ve yuvadan kopmama vb. gibi nedenler olarak sıralanmıĢtır. Öte yandan yetiĢkin evlatların yaĢlı ebeveynlerine sağladıkları sosyal desteğin nedenleri ise; ebeveynlerin yaĢının ilerlemesi, cinsiyeti, medeni durumu, sağlığı ve gelir düzeyinin düĢüklüğü olarak gösterilmiĢtir. (ASAGEM, 2006: 17)

Evde bakımın çeĢitli avantajları bulunmaktadır. YaĢlı birey için aile, baĢlıca duygusal ve sosyal destek sistemidir. Aile kurumunun yaĢlı bireye sosyo-psikolojik destek sağlaması, sosyal güvenlik iĢlevi görmesi nedeniyle aile ortamında kendini güvende hissetmesini sağlamaktadır. Özellikle kuĢaklararası iliĢkiler bağlamında büyükanne/büyükbaba, yetiĢkin evlat ve eĢi torunları varlığı tüm kuĢaklararası etkileĢimler ve yakınlaĢmalar, gerek yaĢlı birey, gerekse aile üyeleri açısından doyurucu bir yaĢam olarak algılanabilir. (ASAGEM, 2006: 22-23)

2005 yılında BaĢbakanlık Aile ve Sosyal AraĢtırmalar Genel Müdürlüğü tarafından gerçekleĢtirilen araĢtırmaya göre, yaĢlıya bakan bireyler için, yaĢlı ebeveynle birlikte yaĢamanın getirdiği olumlu katkılar olarak en yüksek oranda belirtilenler; yaĢlının kendilerine arkadaĢlık etmesi (%26,7) ve ekonomik açıdan rahatlık sağlaması (%24,6) olarak belirtilmiĢtir. Hiçbir olumlu katkısı yok diyenlerin oranı ise % 15‟dir.

ÇeĢitli araĢtırma sonuçlarına göre, aile yanında bakım ve birlikte yaĢamanın hem bakım veren hem de bakım alan için kolaylık ve zorlukları bulunmaktadır. Daha çok karĢılıklılık esasına dayanan iliĢkiler zaman zaman çatıĢma yaratabilmekte, yaĢlının sağlık durumunun giderek bozulması ile bakım veren aile üyesinin stres ve üzüntü duyarlılığı fazlalaĢabilmektedir. (ASAGEM, 2006: 23)

YaĢlı, çocuklarını kendi evinde barındırma konumundan uzaklaĢmıĢsa buna bağlı olarak aile içinde karar almada yaĢlı bireyin gücü azalmaktadır. Aynı zamanda fiziksel iĢlev kayıpları nedeniyle baĢkalarına bağımlı hale gelen yaĢlı; aile içinde statü ve rol kaybı, çalıĢma yaĢamına geri dönememe, kontrollere gitme güçlükleri, ekonomik nedenlerle ilaç vb. gereksinimlerini sağlayamama vb. gibi çok boyutlu ve karmaĢık sorunlarla karĢılaĢabilmektedir.

Aile yanında bakımda, yaĢlının sorunları olduğu kadar, bakım verenlerin de sorunları bulunmaktadır. YaĢlı ebeveynlerine bakan yetiĢkinlerin kaygı, depresyon gibi stresle ilgili durumlar yaĢadıkları yapılan çalıĢmalarla ortaya konulmuĢtur. Bu dönemde yetiĢkin çocuğun hayatı ise kendi kariyeri ve ailevi zorluklarla yüklüdür. Bu ailevi zorluklar ebeveynin beklentisi ile yetiĢkin çocuğun sahip olduğu sorumluluklarla çeliĢmektedir. YetiĢkin çocuk

60

suçluluk, gerginlik ve kızgınlık hissedebilir. Her iki tarafın farklı beklentileri iletiĢimde bozukluklara yol açabilir ve iliĢkinin kalitesini etkileyebilir. (ASAGEM, 2006: 23)

Genellikle ülkemizde ve diğer ülkelerde bakım hizmetlerini kadınların verdiği görülmektedir. Özellikle geliĢmiĢ ülkelerde ve geliĢmekte olan ülkemizde ailede yaĢayan bireylerin bakımından ve ev iĢlerinin yürütülmesinden sorumlu olan kadının çalıĢma yaĢamına baĢlamasıyla artan rolleri, kadına ağır yük getirmiĢ ve ev içi sorumluluklarının yerine getirilmesinde aksamalara yol açmıĢtır. Bu durum kadını olumsuz etkilediği gibi yetiĢkin çocukları ve yaĢlı ebeveyni de etkilemiĢ ve aile içi çatıĢmalara yol açmıĢtır. Aile ne kadar istikrarlı görünse de üç-dört kuĢağın birlikte yaĢaması, kuĢakların yaĢ farklılıkları, norm ve değerleri ve algı düzeylerinin farklılığı nedeniyle birbirlerini anlama durumları ister istemez farklılık göstermekte ve bazı sıkıntıların yaĢanmasına yol açmaktadır. Bununla birlikte ailede yaĢanan ekonomik problemler, bir arada ya Ģamanın zorluklarını oluĢturan bir faktör olarak görülmektedir.

Kalınkara ve diğerlerinin (2002) yapmıĢ oldukları araĢtırmada ise , ailede yaĢlı bakımında karĢılaĢılan sosyal sorunlar Ģu Ģekilde sıralanmıĢtır: YaĢlı bakımının zaman alması nedeni ile ev iĢlerinin kimin tarafından yapıldığının sorun olması (%80,9); yaĢlıya bakan bireyin eĢine ve çocuklarına zaman ayıramaması (%70,3); hobilerini gerçekleĢtirememesi ve çeĢitli etkinliklere katılamaması (%65,3); yaĢlıyı tek baĢına evde bırakamama ve onunla ilgilenme nedeni ile dost ve akrabalarla iliĢkilerin aksaması (%58,1) gibi sosyal sorunların yaĢandığı belirtilmektedir. Bu olumsuzluklara karĢın yaĢlıya bakan kiĢinin, bakım konusunda eĢinin destek olması, bakımı verenin psikolojisini olumlu yönde etkilemekte (%76,7) ve büyük sıkıntılara rağmen yaĢlıya bakmaktan ve onun gereksinimlerini karĢılamaktan büyük mutluluk duyduklarını (%73,6), aile içi kararlarda yaĢlıya fikrinin sorulması ve bu durumun onun ait olma duygusunu güçlendirdiğinin (%77,2) ifade edildiği görülmektedir, (akt. ASAGEM, 2006: 57-58)

YaĢlı bakımı aynı zamanda aile içindeki iliĢkileri de etkilemektedir. Özellikle bakım veren kiĢi evli ise sorunlar artabilmektedir. 2005 yılında BaĢbakanlık Aile ve Sosyal AraĢtırmalar Genel Müdürlüğü tarafından gerçekleĢtirilen araĢtırmaya göre, yaĢlıya bakım veren bireylerden, yaĢlı ebeveyn ile birlikte yaĢamanın eĢi ile iliĢkilerine yansıdığını belirtenlerin büyük çoğunluğu (%94,3) yaĢlı ebeveynle yaĢamanın eĢi iliĢkisine olumsuz etkisi bulunduğunu belirtmektedir. Yine aynı araĢtırmada, yaĢlı ebeveynle oturmanın getirdiği kısıtlamalar arasında en yüksek oranla belirtilen sorun, yaĢlıya bakım veren bireyin sosyal hayatının kısıtlanması olarak ifade edilmiĢtir.

61

olsa dahi dezavantajlarının da bulunduğu bir gerçektir. YaĢlı psikolojik olarak, aile ortamında daha mutlu iken, aile içinde olması, strese, ekonomik sıkıntıya, kuĢaklar arası çatıĢmaya, sosyal hayatın kısıtlanmasına ve sorumlulukların artmasına yol açabilmektedir. Bunun önlenmesi için, yaĢlının bağımsız hareket etme kabiliyetinin geliĢtirilmesi gerekmektedir. Kimseye muhtaç olmayan yaĢlı için bu sorunların daha az görüleceği bir gerçektir.