• Sonuç bulunamadı

4. ĐSTANBUL STRATEJĐK PLANLAMA ÇALIŞMALARI

4.2. Đstanbul Büyükşehir Belediyesi Kurumsal Stratejik Planı – 2006

4.2.3. Gelecek Öngörüleri

Gelecek öngörülen çalışması, Đstanbul Büyükşehir Belediyesinin, stratejik plan döneminde ülkede ve dünyada karşı karşıya kalabileceği gelişim ve değişimleri anlamasına yardımcı olmuştur. Bu değişimleri kuruma ve kurum faaliyetlerine muhtemel etkilerini ortaya koymak ve böylece, kurumun gelecekte karşılaşabileceği fırsat ve tehditler belirlemek açısından önemli katkıları olmuştur. Ayrıca, gelecek öngörülen kurumsal stratejilerin oluşturulmasında da önemli katkılar sağlamıştır.

Gelecek Öngörülen Analizi çalışması çerçevesinde, 10 yıllık gelecek zaman dilimi dikkate alınarak, Đstanbul Büyükşehir Belediyesinin ve faaliyetlerinin geleceğini Dünya, Bölge, Türkiye ve Đstanbul özelindeki hangi faktörler / eğilimler / gelişmelerin belirleneyeceğine ilişkin trendler, bu faktörler / eğilimler / gelişmelerin ĐBB faaliyetlerine etki ve önem dereceleri, elde edilen bulgular ve trendler doğrultusunda ana öngörüler ortaya konulmuştur.

Yerel yönetimler 10 yıllık perspektifte şeffaf katılıma açık, hesap verebilir, toplumsal taleplere duyarlı, merkezi kurumlar arası koordinasyonu yüksek, toplumsal, ekonomik örgütler ile yakın işbirliğine ve etkileşime açık, vatandaş odaklı, alt toplumsal gruplara yönelik Politikaları hayata geçiren, belediye meclisinin karar alma ve denetleme faaliyetlerini etkin biçimde kullanabildiği demokratik bir yönetimin benimsendiği bir belediyecilik anlayışının hâkim olduğu kurumsal bir yapı oluşturulacaktır.

Çevre Yönetimi; Yasal yetki ve sorumlulukların arttırılması sosyo-kültürel gelişim ve halkın çevre bilincindeki artış, sivil toplum kuruluşları ile yakın ve etkin işbirliği, “kirleten öder” prensibinin hayata geçirilmesi ve çevre ile ilgili gelirlerin daha rasyonel oluşumu ve Avrupa Birliği Direktiflerine uyum gerekliliği sürdürülebilir bir kentsel gelişme performansının yakalanmasını etkileyecektir.

Temiz üretim teknolojilerinin kullanımı, yenilenebilir enerji kaynaklarının geliştirilmesi, organik tarım ve bütünleşik çevre yönetimi yolu ile çevre kaynaklarının daha etkin kullanımı önemli bir potansiyel olacaktır.

Bu doğrultuda; atıkların değerli bir kaynak olduğu gerçeğinden hareketle, geri kazanım ve geri dönüşümü, uluslararası eğilimler ve halkın beklentisi doğrusunda Đstanbul’da entegre katı atık yönetiminin oluşturulacaktır.

Đstanbul’daki hava kirliliğinin kontrolü ve azaltılması konusunda, ısı yalıtımı önlemlerinin uygulanması, belediye toplu taşıma araçlarında biyogaz/biyodizel kullanımı, ulaşımda toplu taşıma payının arttırılması, endüstriyel hava kirletici salınımlarının daha etkin kontrolü ve daha verimli/temiz yakma teknolojilerini yaygınlaştırılacaktır.

Kent yeşilinin kentsel yeşil alan sistemine dönüştürülmesi, Marmara ve Boğazlarda AB plaj suları standartları kalitesine erişilmesi, su havzalarındaki yapılanma baskısı ve kirliliğinin önlenmesi ile kuraklık riskinin azaltılmasına yönelik alternatif çözümler önemini koruyacaktır.

Afet Yönetimi; Toplumsal ve ekonomik yapının çok geniş bir alanını etkileyen

ve çeşitlilik gösteren ‘afetler’ toplumsal ve ekonomik planlamanın temel referans noktalarından biri haline gelmiştir. Đstanbul doğal afet tehdidi altında olmakla beraber dünyanın en büyük metropol şehirlerinden birisi olarak terör ve biyo terör tehditlerine, boğazlar nedeni ile uluslararası tanker ve yük taşımacılığının getireceği risklere de açıktır. Bu nedenle afet ve risk yönetimi Đstanbul’un güvenliği ve yaşayanların bahsi geçen risk ve tehditlere karşı korunması çok büyük önem arz etmektedir. Bu nedenle;

Tek bir idari yönetim tarafından koordine edilen, gönüllü kaynakların etkin bir biçimde kullanıldığı, Konuyla ilgili tüm insan kaynağının eğitimi ve standart sertifikasyonu ile kalifiye insan gücünün kullanıldığı, risk yönetimi yaklaşımının benimsendiği, riskin daha hızlı ve teknolojik tanımlanabildiği, etkin izleme

sistemlerinin kurulduğu, etkin bir yerinden müdahale yapısı için gönüllü itfaiye istasyonlar yaygınlaşacaktır.

Afet riski karşısında Đstanbul’un konumunu da dikkate alacak şekilde ĐBB’nin ve diğer kurum ve kuruluşların kara, hava ve deniz ulaşımı araçlarının risk durumunda planlamasını içeren çalışmaların yapıldığı ve ilgili birim ve kuruluşlar ile etkin bir koordinasyonun kurulacaktır. Adli Tıp deneyimlerinin kullanılmasına yönelik bilgilenme ve hazırlıkların yapıldığı, gelişen teknolojinin sağladığı fırsatlar çerçevesinde erken uyarı sistemleri ile izleme ve denetim amaçlı projelere daha fazla mal kaynak aktarılacaktır.

Acil durumda kurumlar arası işbirliğini içeren kapsamlı anlaşmalar yapmak suretiyle afet yönetiminde çoklu katılımın sağlandığı bir yapının kurulması etkin bir afet ve risk yönetimi için fırsat sağlayacaktır.

Ulaşım; Gelecek 10 yıl içerisinde Đstanbul’un nüfusu özellikle bir ticaret

merkezi olmasından dolayı devam edecek olan iç ve dış göçlerle artacaktır. Doğal olarak bu büyüme trendi şehrin daha da büyümesine ve yaygınlaşmasına yol açacaktır. Bu yaygınlaşma özellikle uydu kent ve toplu konut tarzı açılımlar ile büyümeye devam edecektir. Bu süreçte eğer bu açılımlar kendine yeterli yaşam merkezleri olarak planlanamaz ve gerçekleştirilemezler ise insanlar hala şehrin mevcut merkezlerine iş ticaret ve alışveriş ihtiyaçlarını gidermek için geliyor olacaktır. Bu da trafikte geçirilen zamanın ve mesafelerin uzaması anlamına gelecektir.

Avrupa Birliği sürecinde ilerleyen Türkiye’deki olumlu ekonomik gidişatın devamı ile insanların refah düzeyleri artacak ve eğer toplu taşıma, deniz ulaşımı ve entegre taşımacılığa yönelik çözümler oluşturulmadıkça aile başına düşen araç sayısı ve dolayısı ile trafik sıkışıklığı artacaktır. Artan bu eğilim yatırım ve kaynakları gelecekte de zorlayacaktır ve denetimsizliğin yol açacağı ekstra trafik yükü de (kural ihlalleri vb.) artmaya devam edecektir.

Dünyanın değişik metropollerinde uygulamaları olan birçok değişik proje (ITS, Entegre taşıma, Talep Yönetimi vb.) belli ölçülerde uygulamaya alınarak trafikte çeşitli rahatlamalar yaratacaktır. Bununla birlikte daha bir bütünsel taşımacılık yaklaşımı, kentsel planlama ve çevre ile olan etkileşime duyarlılığa odaklı çözümlere yönelmek daha kalıcı ve rahatlatıcı olacaktır. Aksi takdirde kısa dönemli yamalar ile sorunun büyümesi devam edecek ve sonunda Đstanbul’ u sadece ulaşım alanında değil birçok al anda etkileyecektir.

Şehir merkezlerinde günümüzde bile uygulanmakta olan bazı kısıtlayıcı veya yüksek paralar ödenmesi yolu ile teşvik edilmeyen bazı uygulamalar geçerli olacaktır. Zecri tedbirler sadece bunla kalmayıp araç kullanımı ve aracı kullanan kişi sayısına yönelik olarak da gelişecektir. Ulaşım ve taşımacılık alanlarında özel sektörün devreye alınması hem kaynak sağlanması hem de uygulamaların daha kolay devreye alınması bakımından süreçleri hızlandıracaktır. Özellikle Đstanbul Büyükşehir Belediyesinin özel sektörü, Sivil Toplum Kuruluşlarını, Üniversite ve profesyonelleri de içine katacak şekilde planlar ve uygulamalar yapması sorunların daha hızlı çözümlenmesine ve aslında daha ortaya çıkmadan önlenmesine yardımcı olacaktır.

Altyapı; Đstanbul turizm, kültür, spor ve iş dünyasının cazibe merkezi olmaya

gelişerek devam edecek ve enerji ve su kaynaklarının bilinçsiz ve israf edilerek kullanılması bu konuda yapılacak altyapı harcanmalarını arttıracaktır. Farklı enerji kaynaklarına yönelim altyapı ve işletim sistemlerinde farklılaşmaya gidilmesine neden olacaktır.

Metropol alanlarda arazinin önemli olması sonucu dikey şehirleşme artmaktadır. Altyapı inşa yöntemlerinde klasik yöntemlerin yeterli olmaması sonucu altyapı çalışmalarında yeni uygulamalar ve çözümler gerekecektir. Deprem gerçeği göz önüne alınarak alt yapı inşa ve malzeme kullanımında depremden az etkilenen, esnek malzemelerin kullanımı artacaktır.

Tarihi Çevre ve Kentsel Tasarım; Gelecek süreçte Đstanbul’un artan bir

şekilde cazibe merkezi olmaya devam edeceği ve aynı zamanda hem yurt içi hem de yurt dışı yatırımcıları çeken bir ticari kimliği sürdürmesi de söz konusu olacaktır. Özellikle de ticari cazibenin artışı Đstanbul’a olan göçün devamını tetikleyecektir. Bu çerçevede şehir uydu kent ve toplu konut tarzı projeler ile büyümeye devam edecektir. Bu büyümenin planlı bir şekilde yapılamaması ve kontrol edilememesi bir “gettolaşma” sürecine doğru kayabilir ve dolayısı ile kentsel tasarım açısından bazı tehditleri beraberinde getirecektir. En basit olarak Đstanbul’un jeolojik, ekolojik yapısı (su rezervleri, orman vb.) bozulacaktır. Bu arada ticari bakış açısının artması insanların kente yabancılaşmasına, kültür ve tarihi çevreye olan duyarlılıklarının azalmasına yol açacaktır.

Bu süreçte temelde şehrin mevcut merkezleri dışında kendine yeterli değişik merkezler oluşturularak insanların yaşam alanları çevresinde tüm ihtiyaçlarını karşılayarak mevcut merkezlere akın etmemelerini sağlamak önem kazanacaktır. Özellikle sanayinin de şehir dışına taşınmasına yönelik eğilimler artacaktır.

Đş merkezi ve ticari bir şehir kimliği ile birlikte turizm açısından da önemli bir tarihe ve birikime sahip olan Đstanbul özellikle beli şehir merkezlerinde dönüşümler yaşayarak bu merkezler bir turizm faaliyet alanına dönüşecektir. Bununla birlikte özellikle turizm açısından incelediğimizde tarihi çevrenin bugünkü yaşam ve iş hayatımıza entegre olarak korunması daha da önem kazanacaktır. Dünyada gelişmekte olan medeniyetler turizmi ve Unesco tarzı kuruluşların desteği ile küresel bazda tarihi kültür mirası yaygınlaşacak ve mevzuat yardımı ile bu konulara duyarlılık artacaktır.

Son yıllarda artan bir şekilde karşımıza çıkan Sivil Toplum Kuruluşlarının rolleri artacak ve yerel yönetimler birçok karar alma sürecinde daha katılımcıl bir yaklaşım ile konunun uzmanlarından da daha fazla destek almaya başlayacaklar ve bu tarz bir süreç basit, politik ve dar görüşlü hataların yapılması olasılığını en aza indirgeyecektir.

Planlama ve Đmar; Kentin yaşam kalitesinin geliştirilmesi konusunda gerekli

olan değişimi sağlayacak unsurları dikkate alan, Yapılaşma süreçleri boşluklu metropoliten yapıya geçişi sağlayacak şekilde planlanacak, nüfusun dengeli dağıtımı önemsenecek, Kent içi haberleşme ve ulaşımın yaşamı kolaylaştırma amacına dönük olduğu, çevre planlarına duyarlı, çevre standartlarının yükseltilmesine destek veren, şehrin tarihi ve kültürel yapısının ve şehir kimliğinin korunmasını destekleyen, afet ve risklerinin şehir planlamasına ve uygulamalarına etkisini dikkate alan, Yüksek teknolojiye bağlı ulaşım çözümlerinin etkisini dikkate alan, Şehir Plancıları, Mimarlar Odası vb. gibi Sivil Toplum Örgütleri ile koordineli çalışan, alt yapı ve üst yapı konusunda çalışan diğer kurum ve kuruluşların faaliyetleri ile koordineli, akıllı büyüme yaklaşımı benimsenecektir.

Kültür ve Turizm; Uluslararası kurum ve kuruluşların bölgesel merkezi olan,

bir dünya kenti olmak amacı ile uzun görüşlü vizyonlara dayalı, alt yapısını ve şehircilik anlayışını bu vizyona endekslemiş, uluslararası düzeyde bilim, sanat ve kültür faaliyetlerine öncülük eden, buluşçu ve yenilikçi kültürel ortamın oluşmasına destek veren, bilim, kültür ve sanat alanında karşılıklı etkileşim içinde bulunan taraflarla koordineli, şehrin tarihi kimliğinin korunmasını sağlayan bir yönetim tarzı izlenecektir.

Sosyal Hizmetler; Orta sınıf güçlenmediğinden, yüksek gelir düzeyiııde

olanların sayısı artacak; gelir düzeyi farkı açılacaktır. Avrupa Birliği uyum süreci kapsamında gerekliliklerin karşılanmasına yönelik çalışmalar ve genel olarak uluslararası norm ve standartlara uyum eğilimi artacaktır, Bu doğrultuda;

Yaşlılara, özürlülere ve çocuklara daha fazla kurumsal destek sağlama gereği ile karşılaşılacak. Sosyal yardım ve hizmetlerde görev yükü merkezi yönetimden daha fazla beledi yelerin üzerinde olacaktır.

Belediyeler, sivil toplum örgütleri ile daha fazla işbirliği yapacak, gereğinde profesyonel, uzman kuruluşlardan hizmet satın alarak, planlama, koordinasyon ve hizmet sunumu görevlerini yürütecektir.

Merkezi kuruluşlar ise ülke genelinde politika, norm ve standart belirleme ve gözetim görevlerini yapacaktır. Hizmet sunumunda, yerinde hizmet eğilimi giderek artacaktır. Hizmetin topluca sunulması gereken hallerde de bir değil, çok sayıda merkez olacaktır. Uydukent ve toplukent projeleriyle, kentsel dönüşüm projeleri çerçevesinde, ihtiyaca özel yaşam merkezi ve siteler oluşacaktır. Avrupa Birliği ülkelerine hizmet veren bakım amaçlı siteler oluşacak ve bakım bir turizm alanı olacaktır.

Halk Sağlığı; Gelişen ekonomilerde kroner kalp hastalıkları, kanserler, AĐDS,

kazalar ve intiharların en önemli hastalık ve ölüm nedenlerinin başında gelmeye devam etmesi,

Doğuşta beklenen yaşam süresinin bu ülkelerde sürekli uzaması ile, yaşlı sağlığı ve bakımı için yeni hizmet sunumu modellerinin geliştirilmesidir. Ayrıca günümüz şartlarında bile bazı bulaşıcı hastalıklar(AIDS vs) gibi kimi halk sağlığı sorunları bölgelerle sınırlı kalmayıp küresel yayılma gösterebilmesi ve hatta yeni hastalıkların da gündeme gelmesi (SARS, kuş gribi) gibi; genel eğilimlerin Đstanbul ölçeğinde de etkisini göstermesi ve Đstanbul özelinde de nüfus artışı, farklı yörelerden göçün devam etmesi, afet riski, göç nedeni ile gelen kişilerin bir araya gelmesiyle önemli bir işsiz kitlesinin oluşması, evde hayvan beslemenin yaygınlaşması, dışarıda gıda tüketiminin yaygınlaşması, turizm faaliyetlerinin yoğunlaşması Đstanbul Büyükşehir belediyesinin de halk sağlığı uygulamaları bakımından sunduğu hizmetleri etkileyecek ve yapılanma ve uygulama açısından önlem alması gereken konuların, alanların yaygınlaşmasına neden olacaktır.

Đstanbul Büyük Şehir Belediyesi kentin daha sağlıklı bir yapıya kavuşturulması sürecinde, Đstanbul’un sosyal profilini yükseltmek amacı halk sağlığını tehdit eden konularda koruyucu önlemler almak; halk sağlığı, hayvan sağlığı ve gıda hijyeni açısından mevzuat ve uluslararası standartları da dikkate almak suretiyle, etkin ve uygulanabilir politikalar üretecek, sağlıkla ilgili bilgi sağlama kaynaklarını geliştirecek, Risk ve acil önlem planlarını hazırlayacak ve öncelikleri belirleyecek, Kontrol ve ölçüm kriterlerini oluşturacak, hızlı müdahale ekipleri kurulacaktır.