• Sonuç bulunamadı

GELECEĞE AİT TAHMİNLER

3) Chernobyl kazasından önce 1985 yılı için yapılan tahminlerden (Tablo 2) çok az fark

1.6 GELECEĞE AİT TAHMİNLER

Uluslar arası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) tarafından her yıl üye ülkelerin uzmanlarından oluşan bir komite tarafından dünyada ve üye ülkelerdeki enerji kaynakları, üretim tesisleri ve nükleer santralarla ilgili mevcut durum ve gelecek yıllardaki tahminlere yönelik bir rapor yayınlanmaktadır.

Bu bağlamda, 2014 yılı sonunda hazırlanan “Reference Data Series Nr.1 (RDS-1)” raporunda derlenen bazı bilgiler aşağıda özetlenmektedir [31].

Her bir üye ülke için geleceğe ilişkin tahminler yapılırken aşağıdaki veriler dikkate alınmaktadır:

- Ekonomik büyüme,

- Ekonomik büyüme ile enerji kullanımı arasındaki bağlantı, - Teknolojik yapı ve maliyetler,

- Enerji kaynakları temini ve gelecekte beklenen fiyatlar, - Enerji politikası; fiziksel, çevresel ve ekonomik kısıtlamalar.

Bu başlıklar altında derlenen bilgiler dünyada ve çeşitli bölgelerdeki enerji, elektrik üretimi ve nükleer projeler için diğer uluslararası kuruluşlarca yapılan çalışmalarla karşılaştırılarak gelecek yıllara ait tahminler oluşturulmaktadır.

Tahminler yapılırken düşük ve yüksek olmak üzere iki ayrı değer belirlenmektedir. Düşük tahminler mevcut durumu, yapıları, teknoloji ve Fukushima kazasının etkilerini de dikkate almaktadır. Yüksek tahminlerde, uzak doğu ülkelerinde gözlenen ekonomik ve elektrik tüketimi büyümelerinin ve çevre ısınmasının gerektirdiği önlemlerin devam edeceği dikkate alınmaktadır. Tablolardaki değerler, çoğu zaman, düşük ve yüksek tahminlerin ortalamasını yansıtmaktadır.

Tablo 14'de 2014-2050 yılları arasında bölgeler itibarıyla toplam elektrik kurulu gücü

ve nükleer santralların payı gösterilmektedir. 2050 yılı için toplam elektrik kurulu gücü belirlenirken düşük ve yüksek tahminlerin ortalaması alınmıştır [31]. Nükleer güç tahminlerinde işletme ömrünü tamamlayan reaktörlerin devre dışı bırakılacakları kabul edilmiştir. Üst sıradaki değerler düşük tahminleri, alt sıradakiler yüksek tahminleri yansıtmaktadır. Bölgeler itibarıyla üretilen toplam elektrik enerjisi ve nükler santrallerin payı Tablo 15'te gösterilmiştir.

Tablo 14'e göre, Kuzey Amerika’da toplam elektrik kapasitesinde sınırlı bir artış (%

11-15) beklenmektedir. Düşük tahmin olarak, nükleer kurulu güçte önemli bir azalma (%46,5) beklendiği, buna bağlı olarak da, toplam elektrik üretimindeki nükleer payın % 9,1 den % 4,2 ye düşeceği tahmin edilmektedir. Nükleer kapasite için yüksek tahmin esas alınırsa, nükleer kapasitede % 40, nükleer enerji payında ise % 20,9 bir artış olacaktır.

Henüz gelişmesini tamamlamamış olan Güney Amerika’da toplam elektrik kurulu gücünün yaklaşık 5 katına, nükleer kapasitenin de düşük tahmine göre 2,7 katına çıkacağı, buna rağmen, nükleer payın % 1,3 ten % 0,7 ye düşeceği görülmektedir. Yüksek tahminler esas alınırsa, nükleer kapasitenin 11,5 katına çıkacağı ve bu durumda nükleer payın % 3’e yükseleceği görülmektedir.

Genel olarak, gelişmişlik düzeyi yüksek olan ülkelerde (Kuzey Amerika, Avrupa) 2014- 2050 yılları arasında elektrik tüketimindeki artış oldukça sınırlıdır (% 15- % 80). Öte yandan, gelişmesini henüz tamamlamamış ülkelerde (Güney Amerika, Güney Doğu Asya, Pasifik, Uzak Doğu) toplam elektrik tüketimindeki artış 2,7-5,6 katına çıkmaktadır. Az gelişmiş Afrika,

Ta

Nükleer reaktör kapasiteleri açısından, düşük tahminler esas alınırsa, gelişmiş bölgelerde (Kuzey Amerika, Batı Avrupa) önemli bir azalma (% 48-% 76) dikkati çekmektedir. Diğer bölgelerin hepsinde önemli artışlar beklenmektedir.

Dünya toplamı esas alınırsa, 2014-2015 yılları arasında, toplam elektrik tüketiminin yaklaşık 3,3 katına çıkacağı tahmin edilmektedir. Öte yandan, düşük tahminler esas alınırsa, Kuzey Amerika ve Batı Avrupa’nın dışındaki tüm ülkelerde önemli artışlar beklenmesine rağmen, toplam nükleer kapasite çok az fark etmektedir. Bu da, halen büyük nükleer kapasitelere sahip olan ülkelerde devre dışı bırakılan ünitelerin yerini diğer bölgelerde yeni kurulan nükleer santralların alacağını göstermektedir. Yüksek tahminler esas alınırsa, 2014 yılı sonunda 376,2 GWe toplam nükleer kapasitenin 2050 yılında yaklaşık 2,5 katına çıkarak 964 GWe e ulaşacağı tahmin edilmektedir.

Özetle: 2014-2050 yılları arasında tüm dünya ülkeleri bakımından 3 katına çıkacağı tahmin edilen elektrik üretim ihtiyacını karşılayabilmek için, henüz endüstriyel gelişimlerini tamamlamamış olan, Kuzey Amerika ve Batı Avrupa dışındaki ülkelerde nükleer santrallar kurulmaya devam edilecektir. Dünyadaki gelişmeler yüksek tahminlere öncelik verirse, Kuzey Amerika ve Batı Avrupa dahil, çok daha büyük (yaklaşık 2,6 kat) yeni nükleer kapasiteye ihtiyaç doğacaktır.

Tablo 15' de 2014-2050 yılları arasında, bölgeler itibarıyla, enerji bazında (kwh) toplam elektrik üretimi ve nükleer santralların payı gösterilmektedir [31]. Genel olarak, Tablo 15' de enerji bazında yapılan tahminler, Tablo 14'de kurulu güç (GWe) olarak gösterilen tahminleri teyit etmektedir. Dikkati çeken bir husus, enerji bazında oransal olarak nükleer santralların payını gösteren değerlerin kurulu güç bazındaki değerlerin 2 katından daha yüksek oluşudur. Bu da, nükleer reaktörlerin baz yük santralı olarak sürekli ve yüksek yük faktörleriyle (% 80) işletildiklerini teyit etmektedir. Buna göre, nükleer santrallar, aynı güçteki fosil yakıtlı veya yenilenebilir enerji santralarına kıyasla, aynı sürede 2 katından daha fazla enerji üretmektedir. Bu da, nükleer santralların ilk yatırım bedellerinin daha yüksek olmasına rağmen, pek çok ülkede birim elektrik üretim maliyetinin daha düşük olmasını sağlamaktadır.

Dünya’da 2014 yılında üretilen toplam nükleer enerji 2410,4 Twh olup, düşük tahmine göre, 2030 yılında % 24 artışla 2980 Twh a ulaşacağı beklenmektedir. 2030-2050 yılları arasında, tahmin edilen dünya toplam nükleer enerji üretimi çok az değişmektedir. Bu da, 2030 yıllarına kadar nükleer enerji kullanımının belirli bir doyuma ulaşacağı, ondan sonra ilave edilecek nükleer kapasitenin gelişmiş Kuzey Amerika ve Batı Avrupa ülkelerindeki azalmaya eşdeğer olacağı yönünde yapılan tahminleri yansıtmaktadır.

Tablo 16'da 2014 yılında yakıt veya kaynak türlerine göre genel enerji ihtiyacı gösterilmektedir. Görüldüğü gibi, nükleer enerjinin genel enerji tüketimi içindeki payı Kuzey Amerika’da % 9,5, Batı Avrupa’da % 13,5, Doğu Avrupa’da % 6,6, Uzak Doğu’da %2, diğer bölgelerde çok daha altındadır [31]. Uzak Doğu (Çin, Japonya,G.Kore vb) ve Doğu Avrupa (Rusya vb) hariç, en büyük payları sırasıyla petrol, gaz ve kömür almaktadır. Uzak Doğu bölgesinde kömür, Doğu Avrupa’da gaz ilk sıradadır. Dünya toplamı açısından, petrol (% 31), kömür (%29), gaz(% 21) yani fosil yakıtlar (%81) en büyük payı almaktadır. Nükleer enerjinin payı % 4,6 dır. Az gelişmiş bölgelerde yaygın olarak tüketilen biofuels’ün payı (odun, odun kömürü, yakılabilir artıklar) toplam % 10 olup, nükleer enerjinin 2 katından daha büyüktür.

Tablo 17'de 2014 yılı itibarıyla yakıtların ve diğer kaynakların elektrik üretimi içindeki payları gösterilmektedir. Nükleer enerjinin Kuzey Amerika’daki payı %19,2, Batı Avrupa’da %24,8, Doğu Avrupa’da %18,4, Uzak Doğu’da % 4,6, diğer bölgelerde yaklaşık % 2 dir [31]. Hidrolik kaynakların büyük pay aldığı (% 49,2) Güney Amerika hariç, en büyük payı (% 60-85) fosil yakıtlar almaktadır. Yenilenebilir enerji kaynakları henüz en son sırada gelmektedir (% 3,8). İlk sırayı % 10,5 payla Batı Avrupa almakta, onu % 5,3 payla Güneydoğu Asya, % 3,3 payla Uzak Doğu, % 3,1 payla Kuzey Amerika ve diğer bölgeler (%2,6) izlemektedir.

Ta

Ta