• Sonuç bulunamadı

Gazneli Mahmud’un Şahsiyeti ve Şemaili

4. Gazneli Devleti’nin Kuruluşu

1.8. Gazneli Mahmud’un Şahsiyeti ve Şemaili

Güzel sîretlere sahip olan Gazneli Mahmud, kendi gayret ve çabalarıyla yüksek makamlara ulaşmıştır. Utbî’nin ifadesiyle Allah’u Teâlâ ona yüksek dereceler bahşetmiş, onun erdemli, şerefli, kültürlü, eğitimli ve ahlaklı olmasını temiz ırkına dayandırmıştır. O, kılıcın adabıyla büyümüş, onun şecaatine kuşanmıştır. Yıldızı günden güne parlamaya başlamış, övgüsü giderek artmıştır. Gönüller ona kilitlenmiş, doğruluğu ve adaletine güven duyulmuş, ilmî tartışmalara katılarak isabetli görüşleriyle yönetimini güçlendirmiştir. Ehl-i Sünnet akidesi, ashabın mezhebine vakıf olmuş, dinî usullere basiret gözüyle bakabilmiş, mülhitlere karşı ciddi tavırlar almıştır. Tefsir, tevil, kıyas, nesih, mensuh, sahih, zayıf ve mevzudan haberdar olmuştur. Basiretinden dolayı milletleri inkârdan kurtarmış, şeriatı bid’atin tozundan ayırmış ve korumuştur.269 Şecaat ve cesaretiyle Hindistan’a gazaya gitmiş, tağutları yıkmış, sayısız ve ölçüsüz altın ve mücevherler elde etmiştir.270

Gazneli Mahmud, dinin yükselmesi için temiz bir niyetle mücadele etmiş, gittiği her seferinden muzaffer olarak dönmüştür. Zeki, ileri görüşlü bir sultan olup sürekli ulemâ ile baş başa olmuş, halkın umudu, dinin ışığı ve iftiharı haline gelmiştir.271 Utbî’nin ifadesiyle mevcudiyetiyle doğunun sultanı, batının efendisi, dönemin yol göstericisi olmuştur.272 Vakıf ve hayır işlerine çok dikkat etmiş, vakıf işleri için ülkenin Kâdılkudâtı Ebû Muhammed Abdullah b. Muhammed en-Nâsıhî’yi Horasan’a göndermiş, o ana kadar emsaline rastlanmamış şekilde fakirlere buğday ve gıda yardımı etmiştir.273

Nizâmülmülk’ün aktardığına göre Gazneli Mahmud, âdil bir sultan olmakla beraber Allah'tan korkan, ilmi seven, uyanık, güçlü ve temiz dinli bir gazi olarak da bilinmiştir.274 267 Şebânkâreyî, a.g.e., II, s. 61; Yazıcı, İlk Türk İslam Devletleri Tarihi, s. 183.

268

Gerdîzî, a.g.e., nşr: Rızâzâde Melik, s. 275.

269

Utbî, a.g.e., trc., s. 369; İbn Hallikân, a.g.e., I, s. 181.

270

İmâdü’ddîn İsmail b. Ömer İbn Kesîr, Tabakâtü’ş-Şâfiîyye, I, I. Baskı, thk: Abdulhafiz Mansûr, Dâru’l- Medâru’l-İslâmî, Bingâzi, 2002, XVII, s. 382.

271

Utbî, a.g.e., trc., s. 404; İmam Şemsüddin Muhammed b. Ahmed b. Osman ez-Zehebî, Siyerü ‘Alamü’n-

Nübelâ, XVII, I. Baskı, nşr: Şuayb el-Arnavut ve Muhammed el-Araksusî, Müessesetü’r-Risale, Beyrut, 1996, s.

487. 272 Utbî, a.g.e., trc., s. 494. 273 Utbî, a.g.e., trc., s. 475. 274 Nizâmülmülk, a.g.e., s. 65.

60

Dolayısıyla onun faaliyetleri kıyamete kadar devam edecek olup sayfalarındaki yerini alacak ve herkes ona dua edecektir.275 Bilgili, dindar, hayırsever, ilim ve marifete sahip bir hükümdar olup, cömertliği yazmakla, çeşitli alanlarda çokça kitap muhafaza etmesi, yabancı ülkelerden gelen ilim adamlarını sarayında ağırlaması anlatmakla bitirilememiştir.276

Şebânkâreyî’nin ifadesiyle Gazneli Mahmud, iyi bir kul olup güzel hizmetler yapmıştır. Gazne Devleti onunla ayakta kalmış ve onunla teberrük etmiştir. Kimsenin kalbini kırmamış, kimseye ağır söz söylememiştir.277 Halkın değer verdiği türbe ve ziyaretgâhların muhafaza edilmesine özen göstermiştir. Babası Sebük Tegin tarafından tahrip edilen ve içinde Ebü’l- Hasen Alî er-Rızâ b. Mûsâ el-Kâzım ve Hârunürreşîd’in medfun bulunduğu haremi restore ettirmiştir. Daha önceden ziyarete kapalı olan haremi tekrar ziyarete açmıştır. Bundan önce rüyasında Hz. Ali’yi gördüğü, hareme işaret ederek ne zamana kadar böyle devam edeceğini sorduğu, bunun üzerine ziyarete kapalı olan haremi restore edip ziyarete açtığı aktarılmıştır.278

Gazneli Mahmud’un şemâili hakkında farklı görüşler mevcuttur. Birinci görüşe göre Gazneli Mahmud’un sureti hoş, gözü küçük ve saçları kızıldır. İkinci görüşe göre Gazneli Mahmud’un yüzü güzel olmayıp, uzun ve kuru, boynu yüksektir.279 Üçüncü görüşe göre Gazneli Mahmud’un yüzü yuvarlak, üzerinde kırmızı ve beyazlıklar bulunmaktadır. Onun güçlü bir duruşa, güzel bir huya, taze bir yüze, güzel ve ince bir surete ve tatlı bir dile sahip olduğu rivayet edilir.280 Gazneli Mahmud, çok güçlü bir vücut yapısına sahip olduğu, gençliğinde fil ve aslanlarla savaşarak onları dize getirdiği, dönen değirmen taşını elleriyle durdurduğu, at kemiğini elleriyle kırarak gerektiğinde yalnız başına çok sayıda düşmanla savaşıp baş ettiği anlatılmıştır. O, düşmandan asla korkmamış, yarasını kimseye göstermemiş, öldüğünde ailesi vücudunun yetmiş üç yerinde ok, kılıç ve mızrak yarası olduğuna şahit olmuştur.281

Gazneli Mahmud, hoşgörü sahibi bir sultan olup kendisine teslim olan Sîstân hükümdarı Halef b. Ahmed’e bundan sonra nereye gideceğini sormuş ve onu kendi isteği üzerine Cürcân’a göndermiştir.282 O, başarılı bir komutan olup kendi yeteneğiyle şanlı lakaplara ve üstün mevkilere ulaşmıştır. Merhameti bol, davranışları güzel bir sultan olan Gazneli Mahmud, yanına gelenlerle istişare etmiş, ne yapılması gerektiği konusunda fikirlerini almış ve ihtiyaçlarını gidermiştir. Ciddî bir hükümdar olup düşmanları ve isyan edenlere karşı hiç 275

Nizâmülmülk, a.g.e., s. 82.

276

Şebânkâreyî, a.g.e., II, s. 70.

277

Şebânkâreyî, a.g.e., II, s. 158.

278

Şebânkâreyî, a.g.e., II, s. 159.

279

Şebânkâreyî, a.g.e., II, s. 64.

280

Râvendî, a.g.e., s. 402.

281 Utbî, a.g.e., trc., s. 318; Şebânkâreyî, a.g.e., II, s. 69. 282

61

acımamış, onlara fırsat vermemiştir. Örneğin Sîstân’ı fethettiğinde kendisine karşı çıkanları derhal etkisiz hale getirmiştir.283

Gazneli Mahmud, ciddî olması ile beraber barışçıl bir kişiliğe de sahip olmuştur. Karahanlı hükümdarlarının arasının düzeltilmesi için uyarılarda bulunmuş, tavsiye niteliğinde mektuplar yazmıştır. Bir keresinde Karahanlı Devleti’nin iki kardeş hükümdarı Ebü’l Fevâris Tağan ile Ebû Şucâ İlik Han’ın arasında kırgınlık çıkmış, Ebü’l Fevâris Gazne’ye gelerek Gazneli Mahmud’a şikâyette bulunmuştur. Gazneli Mahmud da derhal mektup yazarak aralarının düzeltmelerini tavsiye etmiştir.284

Gazneli Mahmud, birçok güzel sîreti kendinde toplamıştır.285 O, küçüklükten itibaren yüksek bir himmete sahip olup gençlik çağına gelince her gün kitap okumakla meşgul olmuştur. Üstatlardan ilim öğrenmiş, ilmî sohbet ve tartışmaları sevmiş, hakkı söylemiş, dini savunmuş, hemen her gün peygamberler tarihi okmuş ve geçmiş kralların hayatlarını incelemiştir. O, helalden yana olup vefakâr bir kişiliğe sahip olmuştur. On yedi yaşında babası onu hapsettiği zaman Hindistan kralı ülkesine davet ederek kızı ile evlendireceğini ve 12000 fersah (bir fersah yaklaşık beş kilometredir) Hindistan toprağını kendisine vereceğini bildirmiştir. Ancak dirâyetli Mahmud Hindistan kralına: “Ey köpek! Senin ne haddine ki bana memleket vereceksin! Babam birkaç gün benden incindiyse birkaç gün sonra fazlasıyla sevecektir. Allah’ın yardımı ve babamın ordusuyla gelir seni yakalar ve kellenin derisine saman sokarım. Çoluk çocuğunu esir ve köle ederim. Hindistan’a mescit ve minberler yaparım” diyerek sert bir cevap vermiştir.286

Nitekim babasının vefatından sonra Hindistan kralına söylediklerini yerine getirmiştir. İslâm şeriatını öyle bir öğrenmiş ki nerede bir fitneci, din ve mezhep karşıtı varsa Gazne’ye getirerek âlimlerin huzurunda sorguya çekmiştir. Hanefî ve Şâfiî olup Hz. Muhammed (s.a.v.)’in dini ve şeriatına bir saç teli kadar muhalefet göstereni hiç affetmemiş ve derhal gereğini yapmıştır. Onun döneminde temel kaynaklarda zikrolunmamakla beraber 50000’den fazla dinsiz ve zındığın asıldığı rivyaet edilmiştir.287

Gazneli Mahmud, mallarının zekâtını kendi elleriyle ayırmış, fazlasıyla sadaka vermiştir. Her ilde kendi sermayesinden cami yaptırmış ve fakirleri doyurmuştur.288 Temel kaynaklarda zikredildiği üzere hayırseverlik ve cömertlikte onunla kimse yarışamamıştır. Zekât dışında her gün 50000 dinar ve altın dağıtmıştır. Onun döneminde Horasan’da iki kere 283

Gerdîzî, a.g.e., nşr: Rızâzâde Melik, s. 385.

284

Gerdîzî, a.g.e., nşr: Rızâzâde Melik, s. 377.

285

Kırmânî, a.g.e., s. 261.

286 Şebânkâreyî, a.g.e., II, s. 67. 287 Şebânkâreyî, a.g.e., II, s. 68. 288

62

kıtlık yaşanmış, her ikisinde 200000 kırmızı dinar ve ölçüsüz buğday yardımında bulunmuştur.289 Onun yaptığı her yardımın değeri bin dinardan fazladır. Hindistan ve Horasan’da yaptırdığı cami, yol ve ribâtlar sayısı bilinmeyecek kadar çoktur. Adalet ve siyasette o kadar hâkim olmuş ki onun döneminde aslanın geçmediği en tehlikeli yollardan geçerek Hindistan’dan 200–300 yük altın getirmiştir.290 Ancak onun vefatından sonra Horasan ve Nîşâbur’da kıtlık başlamış, hububat tanesinin değeri yakut ve mercan tanesinin değerini geçmiştir.291 Onun adaleti ve siyasetinden dolayı hiçbir hırsız ve hileci bu altın kervanlarına göz dikememiştir. Adaletine güvendiği için çarşı ve pazardaki dükkânların gece ve gündüz açık kalmasını emretmiştir. Çalınan bir dükkân varsa hazineden karşılığını ödemiş, ilim ve irfan sahipleri için nice vakıflar ve hayır kurumları yaptırmıştır. İsraf seviyesinde âlim ve şairlere atiyyeler dağıtmıştır.292

Gazneli Mahmud, tüm bu özellikleriyle dünyanın yetiştirdiği büyük sultanların arasına girmiştir. Hindistan başta olmak üzere birçok bölgeden birçok memleketi fethetmiştir. Memleketinin toprak ve vakıflarını genişletmiş, vakf ettiği köyün sayısı bin köye ulaşmış, mal ve mücevherle devlet hazinesini doldurmuştur. Ünlü tarihçi Cüzcânî onun vasıfları konusunda şöyle yazmıştır: “Allah’u Teâlâ bu padişaha çokça kerâmet ve alametleri nasip etmiştir. Onda olan adet, güzellik başka hiçbir padişahta olmamıştır. 2500 fil onun sarayında durmuş, 4000 Türk gulam onun tahtının sağ ve solunda beklemiştir. O, mertlik, cesurluk ve ileri görüşlülükte hep önde olmuştur. Doğudaki bütün İslâm memleketlerini almış, başta Horasan olmak üzere acemin hepsi Hârzim, Taberistân293, Irak, Bilâd-ı Nimrûz, Fars, Gûr ve Tohâristân’ı zapt etmiştir.294 Türkistan ona itaat etmiş, Ceyhun üzerine köprü kurarak ordusunu Turan’a geçirmiştir. Karahanlı hanı Kadir Han ile görüşmüş, tüm Türkistan hakanları ona hizmet ve biat etmiş, Selçuk’un oğullarının Ceyhun’dan geçerek Horasan’a gelmelerine müsaade etmiştir”295 diyerek Gazneli Mahmud’un üstün vasıflarından övgüyle bahsetmiştir.

289

Utbî, a.g.e., trc., s. 318; Şebânkâreyî, a.g.e.,II, s. 69.

290

Şebânkâreyî, a.g.e., II, s. 69.

291

Reşîdüddîn, a.g.e., tsh: Siyâkî, s. 127.

292

Şebânkâreyî, II , a.g.e., s. 70.

293

Taberistân, Cibâl bölgelesinde yer almaktadır. Dihistân, Cürcân, Esterâbâd ve Âmel Taberistân’ın meşhur kasablarından sayılır. Günümüzde İran’ın Mâzenderân, Gülistân ve Gilân vilayetlerinin içinde kalmaktadır. Hamevî, IV, a.g.e., s. 13.

294

Horasan’ın nahiyelerinden olan Tohâristân yukarı Tohâristân ve aşağı Tohâristân olmak üzere ikiye ayrılır. Yukarı Tohâristân, Belh’in doğusu, Ceyhun Nehri’nin batısında düşmekte olup Belh’e 84 fersah uzaklıktadır. Aşağı Tohâristân de Ceyhun’un batısında yer alıp Belh’e uzak kalmaktadır. Onun büyük şehri Tâlikân’dir. Günümüzde Afganistan’ın kuzey doğusunda bulunan Tohâristân Tahar ili olarak bilinmektedir. Hamevî, a.g.e., IV, s. 23.

295

63

Cesur bir kişiliğe sahip olan Gazneli Mahmud’un cesaret ve gayretinden İslâm’ın hükümleri Hindistan’da uygulanır hale gelmiştir. Gözünün gördüğü, gönlünün razı olduğu bölgelere beklemeden ve arkasına bakmadan gitmiştir.296 Vefat etmeden tarihin sayfalarındaki yerini almış, ölümünden sonra da tarihçiler onun hayatı ve faaliyetlerini takip etmekten yorulmuştur. Faaliyetleri insanları dehşete düşürmüş, otuz üç yıllık hükümdarlığı süresinde bu kadar işi nasıl başardığı akıllara durgunluk vermiş, daha doğrusu bu kadar mesafeyi nasıl kat ettiğini akıllar kavrayamamıştır. Bunca fetihleri nasıl yaptığı ve bu fetihleri bu kadar kısa zamana nasıl sığdırdığı hâlâ cevap bulamamıştır. O, sadece savaşmakla yetinmemiş, dinin derinliklerine dalmış, ilmin ve marifetin feyzine bürünmüş, çeşitli ilimlerde teliflerde bulunmuş, dünyanın dört bir köşesinden âlimleri Gazne’de toplamıştır.297

O, bu yönüyle dinî ve dünyevî güzellikleri kendisinde toplayan yegâne Türk sultanı olarak tarihe geçmiş ve bunu Hindistan fetih hareketleriyle ispata kavuşturmuştur. Padişahların en cesuru olup savaşa sel gibi koyulması ile şöhret kazanmıştır. Bazı tarihçiler onun servete düşkünlükle suçlayarak faaliyetlerine gölge düşürmeye çalışmışlardır. Onun güçlü bir orduya, kudretli bir devlete sahip olması için güçlü bir ekonomi ve zengin bir hazineye ihtiyacı olduğu şüphesizdir. Ayrıca eğitimli ve kültürlü bir halka sahip olabilmesi için çevresinde birçok âlim, şair, edip, mutasavvıf gibi ulemâyı istihdam etmesi gerekir. Onun hazine ve mal toplama sebebi bu amaçlara matuftur. Bazı tarihçiler de onu mutaassıp, hırslı, kana susamış ve tahripkâr bir sultan olarak tanıtmaya çalışmışlardır. Devletin bekası için gerektiğinde sert davranmaktan çekinmeyen ve Sünnî İslam siyaseti güden Gazneli Mahmud’a muhalif olan zümreler bu şekilde itham ederek hırslı olarak göstermeye çalışmışlardır.298

Gazneli Mahmud, cömertliği ve âlimlere bol ihsanda bulunmasından dolayı çevresinde Bîrûnî, Nâsihî, Kâdı Sâid, Unsûrî, Utbî, Gerdîzî, İbn Fûrek, Ascedî, Ebü’l-Feth el-Büstî gibi birçok ulemâ toplanmış, yüksek seviyeli ilmî ve kültrel bir muhit oluşturmuşlardır.299 Onun fikir dünyasına büyük etki eden bu ilmî muhit hem onun siyasetini hem de dinî politikalarını belirlemenin yanında ilmî olarak derinleşmesini sağlamış, et-Tefrîd fî’l-Furû adlı bir eser telif ederek fıkıhta ne kadar derinleştiğini göstermiştir.300

296 Nemr, a.g.e., s. 113. 297 Nemr, a.g.e., s. 128. 298 Nemr, a.g.e., s. 129. 299 Nemr, a.g.e., s. 130. 300 Utbî, a.g.e., trc., s. 312.

64