• Sonuç bulunamadı

Galat unsurlar dilsel değişim-dönüşüm çizgisinde ortaya çıkan yeni biçimler olmaları yönüyle birtakım işlevsel görünümler sergilemektedir. Bu anlamıyla yine dilde oluşan her yeni biçimin dil kullanıcıları nezdinde yaygınlık kazanarak geleceğe aktarılıp dilin genel görüngüsü içerisinde yer edindiği göz önünde bulundurulduğunda, bu unsurların, yeni biçimler oluşturabilmesi açısından dilin olanaklarının tespitinde ne derece önemli olduğu görülecektir. Bu konuda öncelikle şunu belirtmek gerekir ki; dilin değişim-dönüşüm çizgisinde yeni biçimler oluşturabilecek potansiyel olanaklarının tespitinde ve bu mekanizmanın ortaya konulmasında galat unsurlar temel ölçütü ve çıkış noktasını oluşturmaktadır. Bu yönüyle galat unsurların dil çalışmalarında önemli bir yere sahip olduğu ve galatat sözlüklerinin de bu bağlamda büyük bir önem taşıdığı ortadadır.

Dilde yeni biçimlerin ortaya çıkışı; var olan biçimlerin ses veya anlam yapılarını değiştirme, yeni biçimler (t)üretme ve başka dillerden alıntılar yapma olmak üzere üç yolla gerçekleşmektedir (Karaağaç, 1998: 103). Galat unsurlar bu anlamda, var olan biçimlerin ses veya anlam yapılarının değiştirilmesinin ve yeni biçimler (t)üretmenin nasıl ve hangi yollarla gerçekleştirildiğini göstermede ve bunların izlenmesinde önemli derecede veri sunmaktadır. Ayrıca alıntı biçimler açısından ise dillerin alıntıladıkları biçimleri kendi yapılarına uydurduğu ve Türkçede var olan çok sayıdaki alıntı kelimenin Türkçeye uyarak değişime uğradığı görülmektedir. Nitekim Türkçe “başka dillerden aldığı kelime ve kelime gruplarına kendi dil bilgisi ve ses kuralları içinde yeni bir görünüm kazandırmıştır” (Toparlı, 1996: 607). Hatta bazı sözcük ve sözcük gruplarının kaynak dildeki özgün biçimlerine göre çok büyük değişimler geçirdiği de gözlemlenebilmektedir. Bu anlamda yabancı kökenli galat unsurlar, Türkçedeki alıntı biçimlerin hangi düzeylerde, ne tür bir değişiklik yaşadığının belirlenmesinde de ışık tutmaktadır. Başka bir deyişle “galatlar, Türkçeye giren yabancı asıllı kelimelerin Türkçe kuralların etkisiyle nasıl bir değişim içine girdiklerini göstermeleri bakımından da oldukça önemlidirler” (Toparlı, 1996: 607). Develi (1997), galat unsurların dil araştırmaları açısından hangi bağlamda ele alındığını “Türkiye Türkçesi araştırmacıları galatat defterlerinin verdiği malzemeyi, bilhassa alıntı kelimelerin Türkçede geçirdikleri

fonolojik, morfolojik ve semantik gelişmelerin takibi için bir kaynak olarak kullanmaktadırlar” (s. 99) şeklinde dile getirmiştir.

Bir diğer yönüyle, galat unsurlar dilde gerçekleşen değişim-dönüşümler sonucunda ortaya çıkmıştır ve dile, geçirdikleri bu değişim-dönüşümlerle yerleşmişlerdir. Başka bir ifade ile, galat olarak değerlendirilen unsurların dilde varlığını sürdüren veya dile yerleşmiş biçimleri, asli biçimler olmayıp, asli biçimlere kıyasla değişime uğramış, değişmiş biçimlerdir. Bu değişmiş biçimler ise asli biçimleri ile birlikte galatat sözlüklerinde derlenmiş, böylece galatat sözlükleri sesten söz dizimine kadar birçok düzeyde gerçekleşmiş olan galat unsurları ve bunların asli biçimlerini göstermiştir. Bu yönüyle galatlar, galatat sözlükleri nezdinde, dildeki değişim-dönüşümleri göstermelerinin yanında, özellikle alıntı unsurlar açısından bunların, dilin kendi yapısına uygun bir şekilde yerleşip kullanıldığını da göstermektedir (Kaçalin, 1996: 301; Kültüral, 2008: I).

Galat unsurların ses bilgisel düzeyden söz dizimine kadar birçok düzeyde ve yapısal özelliklerinden kökenine kadar farklı birçok değişken açısından ele alınabileceğinden, bunlara göre de çok farklı kombinasyonlarda görünümler sergilediklerinden daha önce bahsedilmişti (bk. s. 27 vd.). Burada özellikle galatların biçim bilgisel düzeyleri ve biçim bilimsel açıdan sergiledikleri birtakım işlevleri üzerinde durmak gerekmektedir. Galat unsurların bir kısmı biçim bilim açısından gerek eklenme (türetme) ve gerekse birleştirme (birleşik sözcük) yoluyla yeni sözcük yapılarını ortaya koymaktadır. Başka bir ifade ile dilde var olan sözcük oluşum/oluşturma mekanizmalarının dışında yeni oluşumlar meydana getirmektedir. Bu da elbette ki dilde yaygınlık kazanmasıyla yeni bir sözcük oluşum/oluşturma mekanizmasına dönüşecektir. Tabi ki bu durum ya yeni kavramları karşılamaya yönelik ya da var olan kavramların ifade edilişinde birtakım değişikliklere yönelik olacaktır. Fakat hangisi olursa olsun buradaki temel işlevin “kavram karşılama” olduğu açıktır. Nitekim “sözcük yapımı, daha çok yenilikleri, diğer bir ifadeyle kavramları karşılama ihtiyacı sonucunda ortaya çıkar” (Sarı, 2015: 3). Dolayısıyla bu bakımdan Türkçedeki galat unsurların (özellikle biçim bilgisel düzeyde ortaya çıkan galatların) Türkçenin

kavram karşılama sisteminin bir parçasını teşkil ettiğini ve yine bu anlamda Türkçenin

kavram karşılama sistemi için yeni oluşum mekanizmalarını ortaya koyduğunu söyleyebiliriz.

Galatat sözlüklerindeki biçim bilgisel düzeyde gerçekleşmiş galat unsurlar açısından Osmanlı Türkçesiyle kaleme alınmış metinler incelendiğinde gerek Arapça kelimelerde Arapçada olmayan biçimde kalıpsal ve/veya eklenmeye dayalı (t)üretimlerle, gerekse de farklı dillere ait unsurlar üzerinden yapılan (t)üretimlerle değişik boyutta yeni sözcüklerin ortaya çıkarıldığı görülmektedir. Buna örnekler üzerinden bir yaklaşım getirecek olursak: tenkit (tenḳīd), münakasa (münāḳaṣa), ihtisas

(iḥtisās) gibi kelimeler Arapçada olmadığı hâlde Arapça kalıba sokulmayla; otlakiyye (Tr.-Ar.), oyunbaz (oyun-bāz = Tr.-Fa.), nevrūziyye (Fa.-Ar.), kraliyet (kraliyyet = Bat.- Ar.) gibi sözcükler de farklı dillere ait unsurlar üzerinden yeni sözcükler

oluşturulduğunu göstermektedir16. Bu yeni sözcük biçimlerinin ortaya çıkarılması da,

ister var olan başka bir sözcüğün yerini tutmak için oluşturulmuş olsun, isterse de yeni bir sözcük ihtiyacından kaynaklanmış olsun, elbette ki kavram karşılamaya yönelik oluşturulmuştur. Bu bakımdan galat unsurlardan bir kısmının kavram karşılamaya yönelik olarak yeni sözcük oluşturma mekanizmaları ortaya çıkardığını, dolayısıyla dilin yeni biçimler (t)üretme sistemine yeni olanaklar kazandırma gibi işlevleri olduğunu söyleyebiliriz.

Galat olarak değerlendirilen sözcük veya yapıların çoğu ise, dile yerleşip geleceğe aktarılmaları açısından, günümüzde kullandığımız biçimlerin dildeki ilk görünümleridir de.