• Sonuç bulunamadı

Galat kelimesi genel anlamda dilsel yanlışlıkları ifade eden bir terim olarak

görülmektedir ve sözcüğün bu anlamda terimsel kullanımı üzerinde durulmaktadır.7

Fakat bu durum kelimenin hem sözlüksel olarak birincil, ikincil vb. anlamları, hem de kullanım yerine göre kazandığı anlamları arasında birtakım sorunlar yaratmaktadır. Bu bakımdan kelimenin anlamını ve kullanımına yönelik kazandığı öteki anlamları tespit etmek yerinde olacaktır.

Galat kelimesinin sözlük anlamı Tanzimat dönemi sözlüklerinde birinci (1.) anlam olarak yaygın bir şekilde ''yanılma, yanlış, hata'' olarak verilmektedir.8 Aynı

anlam bu dönem öncesinde 16. yüzyılda Vankulu Lügati ve 19. yüzyılın başında Mütercim Âsım Efendi tarafından Arapçadan çevrilen Kâmûsü'l-Muhît Tercümesi’nde (Okyânûs) de bulunmaktadır. 9 Fakat yine Vankulu Lügati ve Kâmûsü'l-Muhît

Tercümesi’nde geçen kayıtlara göre galat kelimesinin sözlük anlamında ''nutuk ve kelamda yanılma'' anlamı da mevcuttur.10 Tanzimat’ın ilk yıllarında J.W. Redhouse

tarafından kaleme alınan Müntahabât-ı Lügât-i Osmâniyye’de ise kelimenin anlamı ''kelamda yanılmak, kelamı yanlış söylemek'' olarak verilmiştir. Bunun yanında Devellioğlu ise anlamı ''yanlış, yanılma'' olarak vermiştir. TDK’nin Türkçe Sözlük’ü ise galat maddesinin birinci (1.) anlamını “yanlış kelime veya söz” olarak vermekte ve

7 Bu noktada Kaçalin (1996) gibi bazı araştırmacıların “dilsel yanlışlıkları” ifade eden galat kelimesini bir terim olarak kabul etmediklerini belirtmek gerekir. Ancak bu kelimenin dil bilgisel yaklaşımlar doğrultusunda ''dilsel yanlışlıkları'' ifade etmek için terimsel bir kullanıma sahip olduğu da açıktır ve bu anlamda döneminde kelimenin bir dil bilgisi terimi olduğunu söyleyebiliriz. Çalışmanın bu kısmında da bu konu açıklanmaktadır.

8 Bu konu hakkında yapılan tanımlamaları görmek için bk: Lehçe-i Osmânî, Lügat-i Nâcî, Kâmâs-ı Türkî. 9 Bu eserler hakkında ayrıntılı bilgi için bkz: ''Vankulu'' ve ''Mütercim Āsım Efendi'' maddeleri, TDV İslâm Ansiklopedisi.

10 “Ve ʿArab tâʾifesi ٌ طَلَغ [ġalaṭ] derler kelâmda yanılmak vâkîʿ olsa ve ٌ تَلَغ [ġalet] derler hisâbda yanılmak olsa ve baʿzılar ikisi de bir maʿnâya gelir lügatlerdir dedi.” (Vankulu Lügati, 2014: C. I, 1259); “Baʿzılar ٌ طَلَغ [ġalaṭ] nutk ve kelāmda ve tā’yla ٌ تَلَغ [ġalet] hisābda yanılmağa mahsūstur dediler.” (Kâmûsu'l-Muhît Tercümesi, 2013: C. IV, 3169)

“yanılma” anlamını ikinci (2.) anlam olarak göstermektedir. Öyleyse kelimenin kullanımı11 açısından birtakım anlamsal ayrımlar sözkonusudur. Verilen anlamlar

izlenirse kelimede küçük de olsa bir anlam değişmesi yaşandığı görülecektir. Bu da elbette ki kelimenin kullanıldığı bağlamla ilgili bir durumdur.

KT, galat maddesinde ''yanlış, yanılma, hata'' anlamlarını verdikten sonra bu anlam için örnekleri “galat etmek; galat söylemek, yazmak” biçiminde vermektedir. Buradaki örneklerin bu şekilde (“galat etmek” ve “galat söylemek, yazmak”) birbirinden ayrı ele alındığı görülecektir. Bu ayrım ise her şeyden önce kelimenin dilsel yanlışlıkları ifade eden terimsel anlamından bağımsız olarak varlığını sürdürdüğünü göstermektedir. Yani dilsel yanlışlıkları ifade eden “galat söylemek, yazmak” başka; (herhangi bir alanda) yanılmak, yanlış yapmak, hata etmek olarak anlamlandırılabilecek olan “galat

etmek” ise başka bir durumu ifade etmektedir. Yani kelimenin anlamı herhangi bir

terimi ifade etmediği gibi, kullanımına yönelik de başka anlam kazanabilmektedir. Yine o dönemde de kullanımda olan ve kullanım yerine göre de galat sözcüğüne farklı anlamlar kazandıran aşağıdaki tabirler ele alındığında kelimenin kullanım biçimlerine göre nasıl bir anlam ifade ettiği görülecektir. KT ve Devellioğlu Lügati’nin galat maddelerinden örneklenen bu tabirleri şu şekilde sıralayabiliriz:

 galat-ı basar: görüş duygusunun aldanması [suya batmış bir değneğin kırılmış gibi görünmesi]

 galat-ı elvān: renkleri yanlış veya kusurlu görme  galat-ı fāhiş: pek kaba yanlış / pek açık yanlış  galat-ı fikr: düşünce yanılması

 galat-ı hilkat: hilkat garībesi

 galat-ı hiss: duyuştaki aldanış, duygu yanıltısı

 galat-ı meşhur: (meşhur yaygın yanlış): yanlış olduğu hālde öylece istimali şüyu bulmuş (olan)

Yukarıda anlamlarıyla birlikte verilen tabirler ve yapılan açıklamalar dikkate alındığında ise galat kelimesinin sözlük anlamı ile kullanımda kazandığı anlamı ve terimsel anlamı arasında birtakım ayrılıklar olduğu anlaşılmaktadır. Bu açıklamalardan hareketle şu sonuca ulaşabiliriz. Galat kelimesi köken olarak ''yanlış, yanılma, hata''

11 Burada kastedilen kelimenin hangi bağlam içerisinde kullanıldığı ve anlamını hangi bağlam içerisinde kazandığıyla ilgilidir.

anlamlarıyla birlikte ''dilde yapılan yanlış'' anlamını da barındırmaktadır. Fakat sözcük OT’de sözlüksel anlamı açısından ''yanılma, yanlış, hata'' anlamlarıyla kullanılmış olup, ''dilde yanlışlık'' anlamı ise terimsel kullanıma aktarılmıştır. Bir terim olarak ise galat sözcüğünün dilsel yanlışlıkları ifade ettiğini veya başka bir ifade ile, dile ve dil kullanımına yönelik yapılan hataları belirttiğini tekrar söylemek gerekir.

Galat tabiri bir terim olarak dilsel yanlışlıkları ifade etmektedir ve buradan hareketle de galat-ı fâhiş ve galat-ı meşhûr tabirleri de terimsel olarak buna yönelik bir kullanıma sahiptir. Bu anlamda “yanlış olduğu hâde herkesçe benimsenip kullanılan kelimelere galat-ı meşhûr, hiçbir şekilde kullanımı uygun görülmeyen kelimelere de galat-ı fâhiş” denilmiştir (Kaçalin, 1996: 300). Bu anlamıyla bu terimsel kullanımların daha çok “bir dile başka dillerden biçim ve anlam yönüyle değişikliğe uğrayarak giren kelime veya kelime grupları”nı ifade ettiği belirtilmektedir12 (Kültüral, 2008: I).

Türkçeye bazı değişikliklere uğrayarak yerleşen ve kendini kabul ettiren kelimeler de bu değişmelerden dolayı galat (yanlış) kabul edilmişlerdir (Kaçalin, 1996: 301).

Galat kavramı terimsel anlamını daha çok Osmanlı aydınlarının dili ele alışları ve dile karşı değerlendirmelerindeki kullanımlarıyla kazanmıştır ve dönemin pek çok aydını da kelimelerin asli biçimlerini göz önünde bulundurarak dile yerleşen değişmiş biçimlerini galat olarak değerlendirmiştir. Kelime Arapça olmasına rağmen Arapçada, Türkçede anlaşıldığı biçimiyle galat kavramı yoktur (Kaçalin, 1996: 301). Galat kavramı Türkçede ses bilgisinden söz dizimine ve anlamdan imlaya kadar dilin bütün unsurlarını içine aldığı ve yansıtabildiği gibi, Arapçada hem bu anlamda bir galat anlayışı yoktur, hem de dilsel yanlışlık olarak yalnızca cümle düzeyindeki yanlışlıklar üzerinde durulmaktadır. “Bu dilde cümle yanlışları ‘lahn’ terimiyle ifade edilir” (Kaçalin, 1996: 301). Arapçada kelimelerin değişikliği yanlış sayılmadığı gibi cümlede yanlış yapılması ise büyük hata olarak değerlendirilmiş ve terimsel ifadesi açısından galat kavramı da Türklerde ve İranlılarda gelişmiştir (Yılmaz, 2018: 19). Terimsel anlamıyla galat kavramı bir anlamda asli biçimi bozulmuş olan kelimeleri yansıtmakta olmasına karşın bu anlamda Arapçadaki “fazla değişikliğe uğramadan kullanılan yabancı kelimeler (dahîl), bazı değişikliklere uğrayarak Arapçalaşan kelimeler (muarreb), belli bir dönemden sonra başka dillerden alınan veya türetme yoluyla dile

12 Galat terimi her ne kadar genel anlamıyla bu şekilde görülüyor olsa da, dilin kendi kelimeleri ve yapısı ile farklı boyutlarıyla da gerçekleşen gramatikal yanlışlıklar için de kullanılmıştır ve galat teriminin ifadesi bu tarz durumları da kapsamaktadır. Buna çalışmanın ilerleyen kısımlarında değinilecektir.

kazandırılan yeni kelimeler (müvelled), Arapçada galat olarak değerlendirilmez” (Kaçalin, 1996: 301). Öyleyse asli biçimlerinin esas alınması sonucu dildeki değişikliğe uğramış biçimleri yansıtmaya yönelik dilsel yanlışlıkları ifade eden bir terim olarak galat kavramının -sözcük Arapça olsa da- Arapçada olmayıp, Türkçede bu anlamıyla terimsel bir anlam kazandığını söyleyebiliriz. Yine bu terimsel ifadelerin ise daha çok Osmanlı dönemi aydınları tarafından kullanıldığı ve günümüz dil çalışmalarında bu kavramların kullanımda olmadığını veya görece olarak da itibar edilmediğini belirtmek gerekir.