• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 2: 1896 OSMANLI BANKASI BASKINI

3.1. Çeşitli Semtlerdeki Ermeni Olayları

3.1.2. Galata ve Banka Çevresinde Meydana Gelen Olaylar…

Banka Baskını, meydana gelen olayların en sansasyonel olanıydı. Baskın süresince Banka etrafında birçok çatışmanın olduğu görülmektedir. Askeri Teftiş Komisyonu’nun hazırladığı raporlarda banka çevresinde meydana gelen olaylar ayrıntıları ile ele alınmıştır. Buna göre olayın gerçekleştiği sırada, ilk silah sesinin duyulmasının ardından çevredeki han, ev, mağaza ve dükkânlara önceden gizlenen Ermeni komitecileri etrafa silah ve humbara atmaya başlamışlardı. Karışıklığın çeşitli noktalarda başlaması üzerine mağaza ve dükkanlar kapanmış ve herkes kaçışmaya mecbur kalmıştı (Y.PRK.KOM. 9/21, lef. 4-2). Bu karışıklıklar esnasında mülkiye mektebinin son sınıfında olan Süleyman Kani Đrtem, merak ettiği için Galata’da Aziziye Karakolu’na geldiği sırada, Banka’ya doğru gitmek istediğini ancak atılan silahlar üzerine bir sürü gibi kaçan halkın gürültülü tazyikinden geri çekilmek zorunda kaldığını dile getirmektedir (Đrtem, 2004:38).

Baskın esnasında Ermeni komitecilerinin saklanıp dışarıya ateş ederek bomba attıkları yerlerin sayıca çok olması, buradaki olayların vahametini göstermesi açısından önemlidir. O gün komitecilerin içerisinde bulunduğu yerler şu şekilde tespit edilmişti: Voyvoda karakolunun karşısında bulunan Đzmirliyan, Narodukyan ve Fransız vatandaşı Lorand hanları, Karaköy’de bulunan Büyük Yeni Han, Galata’da Aleksiyadi ve Küçük Millet Hanı, Yeraltı Camii bitişiğindeki Yeni Han ve bankanın karşısında bulunan Terkos Su Şirketi idarehanesi, Societe Otoman Ovindei Bankası, Baltacı Hanı, Ermeni Arak’ın attar dükkanı, Kapıiçi’nde sahaflar sokağında Yemenici Muşlu Ohannis’in dükkanı, aynı yerde bulunan Yenişehirli sokağında Ermeni

Manaklıyan’ın demirci mağazası, Kömürcü sokağında Suşehirli Haçik’in kahvehanesi, Kireç Kapısı’nda yüz yetmiş numaralı Ermeni kahvehanesiyle bitişiğindeki aşçı dükkanı, Kireç Kapısı’nda bulunan Ermeni Kigork ile Nikoli’nin kahvehaneleri, eski Fransız gümrüğü binası, yüz altmış üç numaralı Ermeni Kalost’un kahvehanesi, arpacı dükkanı, orada bulunan Ermeni Ohan’ın ve Yağhane sokağındaki Ermeni Nikogos’un dükkanları, Ermeni Markar’ın kahvehanesi ve Mumhane’de Yeni Kapı iskelesinde Đtalyan vatandaşı Andrea ile bitişiğinde Avusturya vatandaşı Bahçıvanoğlu’nun dükkanları, Karaali Kaptan sokağında Ermeni Serop’un ve Kapı içinde Döşemeci sokağında Ermeni Bedros Bogos’un kahvehaneleri ve kapı içinde üç yüz numaralı Köseleci Ermeni Agop’un ve Galata’da Bayezid Camii bitişindeki Ermeni fesçi Tatyos’un ve Topçular caddesinde Ermeni tütüncü Toros’un Avrupa tiyatrosu altındaki Ermeni Fesçi Kirkor’un dükkanları, Bayezid sokağında Serkis’in kahvehanesi, yine aynı sokakta attar Ermeni Melkon’un ve Kafesçi sokağında attar Ermeni Ohannes’in dükkanları, Ermeni kilisesi yanında bulunan Ermeni Arak’ın evi, Kemeraltı caddesinde Angel’in fabrikasının köşesinde bulunan attar Ermeni Avadis’in dükkanı (Y.PRK.KOM. 9-21, lef.4-2). Anlaşıldığı kadarıyla Ermeni komitecileri daha ziyade hanlarda ve özellikle Ermenilere ait dükkan ve kahvehanelerde, yabancıların işyerlerinde gizlenmişlerdi. Banka civarında Ermeni komitecilerin kırkın üzerinde meskene gizlenmiş olduğu görülmektedir.

Yukarıda verilen yerlere gizlenen Ermeni komitecileri Osmanlı Bankası’ndan silah seslerini işittiklerinde hemen silah ve humbaralar ile harekete geçmişlerdi. Daha çok bekarların yaşadığı ve kalabalık olan bu civarda böylece ansızın bir dehşet ortamı meydana gelmişti. Bu karışıklık esnasında halk birbirine karışmış ve herkes eline geçirebildiği eşya ile kendisini müdafaaya ve komitecilerin gizlendikleri han, ev ve dükkanların kapılarını kırmaya başlamıştı. Halk sokaklarda olaylara müdahil olduğundan şüphelendikleri Ermenileri takip ederek bunlara müdahale etmeye başlamıştı. Askerler gelinceye kadar arbede ve karışıklık devam etmişti. Karışıklığın aynı anda birçok farklı noktada başlamasıyla burada bulunan sokakların çokluğu ve darlığına zabıta mevcudunun yetersizliği de eklenince gerekli tedbirler alınamamış ve galeyana gelmiş olan kalabalığın dağıtılması mümkün olamamıştı (Y.PRK.KOM. 9-21, lef. 5-1).

Bir anda baş gösteren olayların bölgede bulunan güvenlik güçlerinin olaylara anında müdahale etmesini güçleştirdiği söylenebilir. Zaten olayın meydana geldiği sırada Galata civarında bulunan kuvvet miktarının da birçok ev, işyeri ve handa saklanan ve kargaşa çıkaran komitecileri engellemeye yetecek sayıda olmadığı görülmektedir. Üstüne üstlük bu olaylara müdahil olan Müslüman halk da güvenliği sağlamada sıkıntıyı bir kat daha arttırmıştır. Olayın meydana geldiği sırada Galata civarındaki kuvvet miktarı Voyvoda, Arap Cami ve Azapkapısı karakollarındaki toplam altı çavuş, otuz altı polis ve kırk jandarmadan oluşuyordu (Y.PRK.KOM. 9-21, lef. 5/1). Doğal olarak bölgedeki olayları engellemek için civar karakollardan yardım talep edilmesi zaruri bir hal almıştı, ancak civar bölgelerde de olaylar baş gösterdiği için gönderilecek güvenlik gücü sınırlı olacaktı.

Bu amaçla bankanın basılmasından sonra civarda da karışıklığın baş göstermesi üzerine Aziziye ve Şişhane karakollarındaki mevcut kuvvetler gerekli olan noktalara gönderilmişti. Bunu müteakip Galatasaray’dan çağrılan iki yüz itfaiye askeriyle Mecidiye kışlasından gelen seksen piyade, Tophane-i Amire ve Topçu kışlalarından gelen yüz kırk piyade ve süvari topçusu da gerekli noktalara ve mevcut asker kollarına takviye olarak gönderildi. Bu askerler bir yandan kalabalığı dağıtmaya öte yandan silahla taarruz eden komitecileri ele geçirmeye çalışıyordu (Y.PRK.KOM. 9-21, lef. 5-1).

Bölgedeki yetkililerin en kısa sürede olaylara müdahale etmek için harekete geçtikleri görülmektedir. Nitekim bahsedilen karakollardan ve diğer yerlerden gelen askerlerin sayısı toplam beş yüz elli kişiydi. Ancak buraya gönderilen askerlerin büyük bir kısmının olay yerine gelmesi karışıklığın başlangıcından ancak iki saat sonra olabilmişti. Bu nedenle izdihamın ortadan kaldırılması ve kargaşanın yok edilmesi olayın ortaya çıkmasından ancak üç saat sonra mümkün olabilmişti. O günün gecesinde kargaşadan dolayı ölenler belediye tarafından alelacele kaldırılarak kısmen

Şişli ve kısmen de Balıklı mezarlığına gönderilmişti. Bir taraftan da takip edilmesi ve

yakalanması gereken şüphelilerle uğraşılmıştı. Bu kişiler ve askerler arasında karşılıklı olarak silah atılması üzerine çeşitli yerlerde silah sesleri gece boyunca devam etmişti (Y.PRK.KOM. 9-21, lef. 5-1/5-2).

Heyecan ve galeyanın neticesinde ayak takımının izdihamının doğal sonucu olarak sadece komitecilerin saklanmış oldukları mağaza, dükkan, oda ve hanların kapı ve pencere gibi yerlerinde tahribat olmuş ve bu yerlerden bir kısım eşya da gasp edilmişti.

Hadise esnasında ahaliden bir kısmının sopalarla kargaşaya müdahale ettirildiği ve polisten de yardım gördükleri iddia edilmişse de o sırada olay yerinde bulunan yabancıların, altına imza attıkları belgelerde bu gibi ayak takımının yardım görmeleri

şöyle dursun, polis tarafından bu kişilere karşı şiddet kullanıldığı belirtilmektedir.

Gerçekten de ayaktakımının ellerindeki sopa ve baston gibi şeyler alınarak denize atılmıştı. Üstelik sokak ortasında kalan ve ne yapacağını bilemeyip şaşıran her sınıf halk ve özellikle saklandıkları yerlerden çıkarılan Ermenilerin dahi hayatları muhafaza altına alınmıştı. Yine yabancıların anlattığına göre bu kişiler bazı arabalara bindirilerek tehlikeli bölgelerden dışarıya çıkarılmıştı (Y.PRK.KOM. 9-21, lef. 5-2).