• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1 AVRUPA BİRLİĞİ GIDA POLİTİKASI

1.5. ETİKETLEME VE BESLENME

1.5.1. Gıdaların Etiketlenmesi

Gıdaların etiketlenmesine ilişkin Topluluk mevzuatı; ”Üye Devletlerin gıdaların etiketlenmesi, sunumu ve reklamı ile ilgili kanunlarının yakınlaştırılmasına ilişkin 20 Mart 2000 tarihli ve 2000/13/AT sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konsey Direktifi” [OJ L 109, 06/05/2000 P, 0029-0042]’nde belirlenen tüketiciye sunulacak gıdaların etiketlenmesine ilişkin genel hükümler ile spesifik ürünlere ilişkin mevzuatlardaki etiketleme hükümlerinden oluşur (21).

”2000/13/AT sayılı Direktif”te değişiklik yapan ”26 Kasım 2001 tarihli ve 2001/101/AT sayılı Komisyon Direktifi” [OJ L 310, 28/11/2001 P, 0019-0021] gıdada ingrediyen olarak kullanıldığı durumlarda etiketleme amaçları için etin tanımını düzenlemiş, ”10 Kasım 2003 tarihli ve 2003/89/AT sayılı Direktif” [OJ L 308, 25/11/2003 P, 0015-018] ise gıdalardaki ingrediyenlerin gösterimine ilişkin değişiklik yapmıştır. Bu son değişiklik, tüm ingrediyenlerin etikette gösterilmesini zorunlu hale getirmiştir. Yeni etiketleme kuralları, özellikle, gıda alerjisi olan veya başka nedenlerle bazı ingrediyenleri tüketmek istemeyen kişileri bilgilendirmeyi amaçlamıştır. Düne kadar nihai gıda ürününün %25’inden azını oluşturan bileşik ingrediyenlerinin bileşenlerinin etikette yer almasının zorunlu olmadığı anlamına gelen ”%25 kuralı” uygulanmaktayken; bu yeni kurallar, %25 kuralını kaldırmış ve gıdadaki tüm ingrediyenlerin etikette yer alması şartını getirmiştir. Yeni Direktif, alerji veya toleranssızlığa neden olabilecek ingrediyenlerin listesini de vermektedir. Alkollü içeceklerin etiketlerinde de alerjenlerin belirtilmesi zorunlu hale gelmiştir. Bu yeni hükümler, 25 Kasım 2005’ten itibaren tam olarak uygulanacaktır (22).

2000/13/AT sayılı Direktifin Ek IIIa’sında listelenen ingrediyenlerin gösterimine ilişkin bazı soruları açıklığa kavuşturmak amacıyla, Komisyon servisleri ve Üye Devlet temsilcileri tarafından ””2003/89/AT sayılı Direktif”le Değiştirilen ”2000/13/AT Sayılı Direktif”in 6. Maddesinin 10. Paragrafına İlişkin Kılavuz” gayriresmi olarak hazırlanmıştır. Bu kılavuz, SCFCAH tarafından 23 Haziran 2005 tarihinde onaylanmıştır. Ancak; alerjenlerden türetilen bazı ingrediyenlerin veya maddelerin, alerji rahatsızlığı olan kişilerde risk oluşturmayabileceğini de dikkate alarak, Direktif, bir geçiş dönemi süresince, sanayinin bilimsel gerekçe sunarak bu ingrediyen veya maddeler için geçici bir etiketleme muafiyeti almasını sağlayacak bir prosedür oluşturmuştur. ””2003/89/AT Sayılı Direktif”le Değiştirilen

”2000/13/AT Sayılı Direktif”in Yeni 11. Paragrafının Gerektirdiği Bildirimlerin İçeriğine İlişkin Kılavuz” [D (2003), 18 Aralık 2003], Komisyon’un servisleri tarafından bu prosedürün uygulanması için hazırlanmıştır. ”2000/13/AT sayılı Direktifin Ek IIIa’sından geçici olarak muaf olan ingrediyenlerin veya maddelerin listesini oluşturan 21 Mart 2005 tarihli ve 2005/26/AT sayılı Komisyon Direktifi” [OJ L 75, 22/03/2005 P, 0033-0034]; EFSA görüşünü takiben Komisyon tarafından kabul edilmiştir (23).

Gıdaların etiketlenmesi ile ilgili AB mevzuatının temeli olan 2000/13/AT sayılı Konsey Direktifi, fonksiyonel etiketleme ilkesine dayanır. Direktifin amacı; tüketicinin ürünün bileşenine, imalatçısına, depolama ve hazırlama metotlarına ilişkin tüm gerekli bilgileri edinmesini sağlamaktır. Üreticiler ve imalatçılar, doğru olduğu ve tüketiciyi yanıltmadığı sürece, istedikleri bilgiyi etikete ekleyebilirler. Ancak, Direktif; gıdanın, hastalık önleme, tedavi etme veya iyileştirme gibi özelliklerinin bulunduğunu iddia etmeyi yasaklamaktadır.

Etiketlemenin karmaşık olması ve bunun uygulama ve kontrolde zorluklara sebep olması nedeniyle; Komisyon, Üye Devletlerle, tüketicilerle, sanayi ve ticaret temsilcileriyle işbirliği yaparak, etiketlemeye ilişkin mevzuatı, modernleştirme ve sadeleştirme yaklaşımıyla, yeniden incelemiştir. 18 Ekim 2003 tarihli ”Gıda etiketleme mevzuatının değerlendirilmesi” başlıklı sonuç raporu, etiketleme mevzuatının modernleştirilmesine ilişkin öneri oluşturmak için odaklanılması gereken hususları belirlemiştir. Bu önerinin 2006’da sunulması beklenmektedir.

1997 yılında ”Kantitatif İngrediyen Beyanı (QUID – Quantitative Ingredient Declaration) İlkesinin Uygulanmasına Yönelik Genel Kılavuz” oluşturulmuştur. Buna göre; bazı ingrediyenlerin miktarı, nihai ürünün bir yüzdesi olarak etiket üzerinde gösterilecektir. Bu Kılavuz, 21 Aralık 1998’de revize edilmiştir (23).

Fiyat gösterimi, ”Tüketicilere sunulan ürünlerin fiyatlarının gösteriminde tüketicilerin korunmasına ilişkin 16 Şubat 1998 tarihli ve 98/6/AT sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konsey Direktifi” [OJ L 80, 18/03/1998 P, 0027-0031] ile düzenlenmektedir. Bu Direktif; tüketicilerin fiyat karşılaştırması yapmalarını kolaylaştırmak için, ürünlerin satış fiyatlarının ve birim fiyatlarının gösterilmesi şartını getirmiştir (24).

Bazı ingrediyenler ve maddeler; normal veya aşırı tüketildiklerinde, tüketicilerin çoğunluğu için hiçbir sorun oluşturmazken, bazı kişileri olumsuz etkileyebilmektedir. Kafein ve kinin, buna iki örnektir. Bazı alkolsüz içeceklerde aroma maddesi olarak kullanılan kinin, belli metabolik düzensizlikleri olan kişilerde ters etki yapabilmektedir. Kafein, aşırı tüketildiği zaman, olumsuz etkiler gösterebilmektedir. Bu nedenle, Komisyon, tüketicilerin, gıdalarda kafein ve kinin varlığına ve alkolsüz içeceklerde yüksek kafein içeriğine ilişkin bilgilendirilmelerini amaçlayan ”Kinin içeren gıdaların ve kafein içeren gıdaların etiketlenmesine ilişkin 18 Temmuz 2002 tarihli ve 2002/67/AT sayılı Komisyon Direktifi” [OJ L 191, 19/07/2002 P, 0020-0021]’ni kabul etmiştir (25). Bu Direktifle, kinin ve kafein için ilave etiketleme kuralları getirilmiştir (Gıdalarda kinin ve kafein varlığı açıkça gösterilir. Ayrıca, kafeinle ilgili olarak; normalde kafein içermeyen içeceklerde kafein miktarı belli bir düzeyi aşarsa, uyarı mesajı ile bu miktar belirtilir).

”1760/2000 sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konsey Tüzüğünün sığır eti ve sığır eti ürünlerinin etiketlenmesi hususunda uygulanmasına ilişkin detaylı kuralları belirleyen 25 Ağustos 2000 tarihli ve 1825/2000 sayılı (AT) Komisyon Tüzüğü” [OJ L 216, 26/08/2000, s.8-12], ”Büyükbaş hayvanların kimliklendirilmesi ve kaydı için bir sistem oluşturan ve sığır eti ve sığır eti ürünlerinin etiketlenmesiyle ilgili 17 Temmuz 2000 tarihli ve 1760/2000 sayılı (AT) Avrupa Parlamentosu ve Konsey Tüzüğü” [OJ L 204, 11/08/2000, s.1-10]’nün uygulanması için ayrıntılı kuralları belirler. Ocak 2002’den beri, tüketicilere, satışa sunulan sığır etiyle ilgili daha detaylı bilgi vermek için; sığır eti etiketi; besicilik, kesim ve parçalama yerine ilaveten, hayvanın doğduğu ve büyüdüğü yere ilişkin de bilgi içermektedir.

Genetiği değiştirilmiş organizmalarla (GDO) ilgili olarak ise; 1997’den beri, Topluluk mevzuatı, • GDO’dan oluşan veya GDO içeren ürünlerde,

• GDO’dan türetilmiş fakat artık GDO içermeyen ürünlerde (genetik değişimden kaynaklanan DNA (deoksiribonükleik asit) veya protein hala mevcutsa)

genetiği değiştirilmiş (GD) gıda etiketlenmesini şart koşmaktadır. GDO etiketlemesiyle ilgili son tüzük; ”2001/18/AT sayılı Direktifi değiştiren ve genetiği değiştirilmiş organizmaların izlenebilirliğine ve etiketlenmesine ve genetiği değiştirilmiş organizmalardan üretilen gıda ve yem ürünlerinin izlenebilirliğine ilişkin 22 Eylül 2003 tarihli ve 1830/2003 sayılı (AT) Avrupa Parlamentosu ve Konsey Tüzüğü” [OJ L 268, 18/10/2003, s.24-28]’dür (26).

Önceleri, genetiği değiştirilmiş gıdaların etiketlenmesi, ”yeni gıdalar ve yeni gıda ingrediyenlerine ilişkin 27 Ocak 1997 tarihli ve 258/97 sayılı (AT) Avrupa Parlamentosu ve Konsey Tüzüğü” [OJ L 43, 14/02/1997, s.1-6]’nün 8. maddesinin hükümlerine dayanmaktaydı.

258/97 sayılı Tüzük kapsamına girmeyen GD mısır ve soya çeşitlerinin etiketlenmesi, 10 Ocak 2000 tarihli ve 49/2000 (AT) sayılı Komisyon Tüzüğü [OJ L 6, 11/01/2000, s.13-14] ile değiştirilen ”Genetiği değiştirilmiş organizmalardan üretilen belli gıdaların etiketlenmesindeki zorunlu gösterimlere ilişkin 26 Mayıs 1998 tarihli ve 1139/98 sayılı (AT) Konsey Tüzüğü” [OJ L 159, 03/06/1998, s.4-7] ile düzenlenmektedir.

Ayrıca, tüm GD katkı maddeleri ve GD aroma maddeleri, ”Genetiği değiştirilen veya genetiği değiştirilmiş organizmalardan üretilen katkı ve aroma maddeleri içeren gıda ve gıda ingrediyenlerinin etiketlenmesine ilişkin 10 Ocak 2000 tarihli ve 50/2000 sayılı (AT) Komisyon Tüzüğü” [OJ L 6, 11/01/2000, s.15-17]’ne uygun şekilde etiketlenmelidir.

”Genetiği değiştirilmiş organizmaların çevreye istemli olarak bırakılmasına ilişkin 23 Nisan 1990 tarihli ve 90/220/AET sayılı Konsey Direktifi” [OJ L 117, 08/05/1990, s.15-27]’nin genel etiketleme kurallarına göre, yemlerde kullanılmak üzere izin verilmiş olan 8 GDO’dan 4’ünün etiketlenmesi zorunludur.

Genetiği değiştirilmiş tohum çeşitleri ise, ”İç pazarın, genetiği değiştirilmiş bitki çeşitlerinin ve bitki genetik kaynaklarının birleştirilmesi amacıyla; şeker pancarı tohumu, yem bitkisi tohumu, hububat tohumu, patates tohumu, yağ bitkisi ve lifli bitki tohumları ve sebze tohumlarının pazarlanmasına ve tarımsal bitki türlerinin ortak çeşit kataloğuna ilişkin Direktifleri değiştiren 14 Aralık 1998 tarihli ve 98/95/AET sayılı Konsey Direktifi” [OJ L 25, 01/02/1999, s.1-26]’ne uygun şekilde etiketlenmelidir (27).