• Sonuç bulunamadı

SUÇUN HUKUKİ SONUÇLARININ VE HAPİS CEZASINA SEÇENEK KURUMLARIN KAVRAMSAL ÇERÇEVESİ

C. Suçun Hukuki Sonuçları

5. Güvenlik Tedbiri

a. Kavramsal Belirleme ve Tarihsel Gelişim

Güvenlik tedbiri358 kavramı, İtalyan Pozitif Okulu’nun, cezaların toplumsal savunmada yeterli olmadığı tezinin ürünü olarak doğmuştur. Hatırlanacağı üzere, Pozitif Okul öncesinde temel olarak iki ceza akımı mevcut olup, bunlardan ilki olan kefaretçi ceza anlayışında ceza kusura dayandırılmakta ve kusura oranlı olarak verilmekte iken; genel önlemeye dayalı ikinci anlayışta ceza caydırıcı, korkutucu, yıldırıcı bir araç olarak görülmekteydi359. Buna karşın bilim dünyasının tümündeki pozitivist etkinin suç ve ceza alanına da yansıması ile antropoloji ve ceza sosyolojisinin gelişimi, suçun oluşumunda toplumsal ve bireysel birçok karmaşık nedenin varlığının keşfine yol açmış ve irade

358 Bu kategori, Türk ceza hukuku öğretisinde uzunca bir dönem emniyet tedbiri olarak ifade edilmiştir.

Örneğin bkz. NUHOĞLU, Ayşe: Ceza Hukukunda Emniyet Tedbirleri, Ankara 1997; AYDIN:

Emniyet Tedbirleri; EREM, Faruk: “Türk Ceza Kanununda Emniyet Tedbirleri”, AÜHFD, C. I, Y.

1944, S. 3, s. 351-378; DÖNMEZER – ERMAN: 7. Bası, C. II s. 691 vd. Muhtemelen 1982 Anayasası’nda (Milli Güvenlik Konseyi’nde kabul edilen metinde) güvenlik tedbiri ifadesinin tercih edilmesiyle öğretinin de terim tercihi zamanla değişmiştir. Anayasa’nın hazırlanışı sırasında Danışma Meclisi’nin kabul ettiği metinde ise güvenlik önlemi ifadesi kullanılmıştı. Bkz.

https://anayasa.tbmm.gov.tr/1982.aspx (“1982 Anayasası Danışma Meclisi Sırasayısı” Başlığı, Erişim tarihi: 9.1.2019). Öğretide de güvenlik önlemi terimini tercih edenler olmuştur. Bkz. ÖNDER: Ceza Hukuku Dersleri, s. 544; İÇEL (vd.): s. 127 vd. Güvenlik önlemi ya da güvenlik tedbiri ifadesi ile failin iyileştirilmesinden çok, toplumun güvenliğinin ve emniyetinin sağlanmasının vurgulandığı görüşü için bkz. NUHOĞLU: Emniyet Tedbirleri, s. 5. Bunun öncesinde 1961 Anayasası ise 33. maddenin ikinci fıkrasında “cezalar ve ceza tedbirleri” ifadesine yer vermişti. Doğru bir terminoloji olmamakla birlikte, mevzuatımızda güvenlik tedbirlerinin ilk kez açıkça öngörülmesi, Anayasal seviyedeki bu düzenlemeyle olmuştur. Her ne kadar hukuki nitelik değerlendirmesine katılmasak da kanun koyucuya ve öğretideki yaygın görüşe göre, bu kavramın genel olarak ve ilk kez öngörülmesi, 1965 yılında çıkarılan 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun’un 4. maddesinde öngörülen kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezalar yerine uygulanabilecek ceza ve tedbirler ile olmuştur. Bkz. İÇEL (vd.): s. 131-132.

Günümüzde çoğunlukla güvenlik tedbiri tercih edilmekle birlikte, emniyet tedbiri veya güvenlik önlemi ifadelerinin de kullanıldığı görülmektedir.

359 GRISPIGNI, Filippo: “Ceza ve Emniyet Tedbirlerinin Birleştirilmesi Sorunu” (Çev. Hasan İsmet BIYIKLI), Ankara Barosu Dergisi, Y. 1974, S. 6, s. 1084.

özgürlüğü, kusur, kefaret, genel önleme gibi ceza hukukunun temel kavramlarını alt üst etmiştir.

Pozitif Okul’un dayandığı temel düşünce irade özgürlüğünün bulunmadığıdır. İrade ve hareket serbestisi bulunmayan suçlular hakkında ceza tehdidinin bir tesirinin bulunmadığını savunan pozitivistler, suçun, toplumsal ve kişisel pek çok nedenin bir araya gelmesiyle oluştuğunu ve suçu önlemek için bu sebeplere müdahale edilmesi gerektiğini belirtmişlerdir. Bu determinist tez, kefaret düşüncesine dayalı cezanın ancak manevi sorumluluğu bulunan kimselere uygulanabileceğini, oysa suçlunun daima anormal bir kimse olduğunu360, yani serbest iradesi bulunmayan suçlunun manevi sorumluluğunun da olmadığını; bununla birlikte toplum içinde yaşadığı için toplumsal sorumluluğundan söz edilmesinin pekala mümkün olduğu361 üzerinde durur. Cezanın, kusurun varlığı şartıyla ve kusurun ağırlığıyla orantılı olarak verilmesi yüzünden kusursuz ancak tehlikeli faillere uygulanamıyor oluşu ve az kusurla hareket eden suçlular bakımından da azaltılarak uygulanması, bu görüşe göre, tehlikelilik karşısında toplumu savunmasız bırakmıştır362. Bu tespit üzerine inşa edilen teze göre, her türlü cezalandırma reddedilmeliydi ve bunu yerine suçlunun tehlikeliliği ile mücadelede elverişli, yani ıslah edici tedbirlerin uygulanması, ıslahı mümkün olmayan suçluların da bertaraf edilmesi gerekmekteydi363. Cezanın, suçla mücadelede yetersiz kaldığını ortaya koyma başarısını gösteren Pozitif Okul’un bir diğer önemli başarısı da, suç fiili yerine, suçlunun göz önüne alınmasını sağlamasıdır364.

360 ANTOLISEI: “Ceza ve Emniyet Tedbirleri”, s. 716.

361 ARTUK: s. 463.

362 NUHOĞLU: Emniyet Tedbirleri, s. 1.

363 ANTOLISEI: “Ceza ve Emniyet Tedbirleri”, s. 716.

364 “(...) cezai müesseselerin reformuna yönelen hareketi, neticeleri ve yankısı mektebin eseri olup, hiç mübalağa etmeden bütün medeni milletlerce kabul edildiği söylenebilir. Toplumu daha olumlu bir şekilde savunabilmek için en uygun tenkili tedbirleri belirtip geleneksel vasıtaların suçlulukla mücadelede yetersizliğini gün ışığına çıkarmış, sadece suçu değil, fakat herşeyden önce suçlu şahsı nazarı itibare almanın zorunluluğuna değinmiştir.” Bkz. ANTOLISEI: “Ceza ve Emniyet Tedbirleri”, s. 716.

Pozitif Okul’un determinist tezine karşı çıkan, ancak insan doğasını yakından tanıma hedefini paylaşan ve bunun üzerine inşa edilen öznel bir ceza hukuku kurmayı hedefleyen Toplumsal Savunma Okulu ise, “her suça bir ceza değil, her bireye uygun bir tedbir” ilkesini temeline almıştır365. Suçluyu anlamak konusunda hemfikir olduğu pozitivistlerden, bu anlama sürecinin nasıl olması gerektiği bakımından ayrılan, yani pozitivistlerin yaptığı gibi suçluyu önceden belirli suçlu profillerine yerleştirmenin doğru olmadığını savunan toplumsal savunmacılara göre önemli olan, suçlunun içinde bulunduğu somut koşullarda neden o suçun işlendiğini anlamaya çalışmak ve her bir öznel durumun biricikliği karşısında kişiye en uygun tedbiri uygulamaktır366. Bu görüş taraftarları, güvenlik tedbirlerinin pozitivistler tarafından bulunduğuna karşı çıkmış, pozitivistlerin yaptıklarının, zaten idari nitelikte olup halihazırda kanunlarda öngörülen önleyici düzenlemeleri ceza hukuku alanına taşımaktan ibaret olduğunu vurgulamışlardır367. Toplumsal Savunma Okulu’nun önerisi, ceza kavramının ortadan kaldırılıp, bunun yerine, ihlalin öncesini ve sonrasını kapsayan, pratikte çok çeşitli (her özneye uygun tedbir) ancak hukuki-teorik açıdan tekçi, kişiliğin sürekli denetimine ve tehlikeliliğin azaltılmasına bağlı olduğu için de tür ve süre bakımından esnek, ancak kanunilik ve kıyas yasağı gibi teminatları da barındıran tedbirlerin öngörülmesidir368.

Fiil ve kusura oranlı, kefaret ve genel önlemeye dayalı yüzyılların klasik ceza anlayışı, tehlikelilik ve özel önlemeye dayalı bu iki düşünce akımı karşısında sarsılmış;

ancak zamanla karşılıklı tavizler verilmek suretiyle aradaki mesafe, geçtiğimiz yüzyılda azalmıştır. Bu yakınlaşmanın en somut sonucu, güvenlik tedbirinin ceza yanında

365 GRAMMATICA: s. 38.

366 Üstelik somut koşullara ilişkin bu analizin, suçlunun geçmişine ve sosyal çevresine ilişkin statik verilerin incelenmesiyle değil, suç fiilini ve suçluyu dinamik bir anlayışla ele alan modern kriminolojiden yararlanarak yapılması gerekmektedir. Bkz. ANCEL, Marc: Social Defence, A Modern Approach to Criminal Problems (Çev. J. WILSON), London 1965, s. 103.

367 Bkz. Çevirenin notu, GRISPIGNI: “Ceza ve Emniyet Tedbirlerinin” içinde, s. 1085.

368 GRAMMATICA: s. 279 vd.

öngörüldüğü kanuni düzenlemelerdir369. Bu sayede en öz ifadesiyle “kusurluluk ve tehlikelilik arasındaki bağdaşmazlık” sorunu aşılmaya çalışılmıştır.

“Okullar” arası tartışmaların ve teorik kutuplaşmaların ötesinde, güvenlik tedbiri kavramının doğuşu, 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başındaki suç ve ceza politikasının penceresinden de okunmaktadır. Bu analizin hareket noktasında, pek çok Batı ülkesinin o dönem içinden geçtiği ceza kanunu reformu süreçlerinin en önemli sebebi olarak, özellikle 20. yüzyılın başında korkunç ölçüde artan suç işleme ve tekerrür oranı görülmektedir.

Belirtilen tarihi evrede garanti niteliğindeki birtakım katı prensiplerle (kanunilik, geçmişe uygulanma yasağı, kusurla orantılılık gibi) sınırlandırılmış bir mekanizma olan cezanın yetersiz kaldığı ileri sürülmüş ve çözüm yolu olarak, adeta “cezaya eklenecek sonraki ceza”

niteliğindeki güvenlik tedbiri bulunmuştu. Bu yeni tip yaptırım, süresi belirli olmayan, esnek, geçmişe de uygulanabilir (en azından kanun koyucuların niyeti öyleydi) yapısı sayesinde suçluluk ile daha çetin bir mücadele gerçekleştirmeye elverişliydi370.

Güvenlik tedbiri kavramının ilk kez, İsviçreli hukukçu Carl Stoss’un eseri olan 1893 tarihli İsviçre Ceza Kanunu Tasarısı’nda öngörüldüğü, genellikle paylaşılan bir bilgidir371. Ancak buna itiraz eden Grispigni, kavramın, kamuoyu önünde ve hukukçular arasında tartışılmasını sağlayan ve bugün de kullanılan adını veren kişinin Stoss olduğunu kabul etmekle birlikte, ilk olarak İtalyan hukukçu Luigi Lucchini’nin etkisiyle 1889 İtalyan (Zanardelli) Ceza Kanunu’na girdiğini savunmuştur372. Cezalar ve güvenlik tedbirlerinden

369 Örneğin İtalyan Ceza Kanunu (1930) kanun koyucusu, dönemin Adalet Bakanı’nın ifadesiyle “Her mektepten gerçek ve iyi olanı alarak, mekteplerin daha yüksek bir organizmada birliğe ulaştıkları bir sistemi kurmaya uğraştı.” Bkz. ANTOLISEI: “Ceza ve Emniyet Tedbirleri”, s. 717.

370 MARINUCCI – DOLCINI: s. 714.

371 DÖNMEZER – ERMAN: C. II, s. 692 ve 693; ARTUK: “Güvenlik Tedbirleri”, s. 465; ANTOLISEI:

Parte Generale, s. 796, ANTOLISEI: “Ceza ve Emniyet Tedbirleri”, s. 717; KUNTER: “Bugünün Ceza Hukukunda Emniyet Tedbirlerinin Yeri”, İÜHFM, C. XIII, S. 4, s. 1327; AYDIN: Emniyet Tedbirleri, s. 1.

372 GRISPIGNI: “Ceza ve Emniyet Tedbirlerinin”, s. 1085.

oluşan düalist yaptırım modelini ilk ifade edenin Von Liszt olduğu da belirtilmektedir373. Dahası, güvenlik tedbirlerinin ilk defa 1902 yılında yürürlüğe giren Norveç Ceza Kanunu ile kanuni düzenlemeye kavuştuğunu belirtenler374 olduğu gibi, ilk olarak 1933 tarihli eski Alman Ceza Kanunu’nda yer aldığı375 ya da sistemli biçimde ilk kez 1930 tarihli İtalyan (Rocco) Ceza Kanunu tarafından öngörüldüğü376 de ileri sürülmüştür.

Güvenlik tedbiri, teorik olarak, cezanın karşıtı olarak ve ceza yerine geçmek üzere doğmuş; ancak zamanla ceza hukuku düzeninde ceza yanında, ona eklenen şekilde377 veya ondan bağımsız olarak ayrıca yer almaya başlamıştır378. Demek ki, cezanın “yerine” geçme iddiasıyla doğmuş olsa da, güvenlik tedbiri, daha çok cezanın “yanına” geçebilmiştir.

Böylece ceza hukukunda ihlale tepki olarak ve kusura karşılık gelmek üzere ceza tedbiri, ihlalle ortaya çıkan tehlikeliliği giderme çaresi olarak da güvenlik tedbiri uygulanmasını öngören çift hat sistemi (doppio binario) doğmuştur379. Çift hat sistemi, belirli bazı cezaların yasal sonucu olarak güvenlik tedbirine de hükmedildiği380 yahut genel olarak cezaya eklenen ve çoğunlukla cezanın infazından sonra uygulanan güvenlik tedbiri

373 OZANSÜ, Mehmet Cemil: Ceza Hukukunda Kasttan Doğan Sübjektif Sorumluluk, Ankara 2007, s. 41, 90 no.lu dipnot.

374 GRAMMATICA: s. 307.

375 ÖZTÜRK – ERDEM: s. 445.

376 ANTOLISEI: Parte Generale, s. 796.

377 Cezanın yanına ve ona ek olarak yerleşen güvenlik tedbiri sisteminin, klasik ve pozitivist ekoller arasındaki çatışmayı azaltmak için bulunan, ancak çelişkili bir çözüm olduğu görüşü için bkz.

GRISPIGNI: “Ceza ve Emniyet Tedbirlerinin”, s. 1088.

378 HAFIZOĞULLARI – ÖZEN: s. 454.

379 Bu ifadenin Türkçe çevirisinde “ikili yol”, “ikili hat” ya da “ikili tedbir” kullanımları için bkz.

HAFIZOĞULLARI – ÖZEN: s. 454. “İkici sistem” ifadesi için bkz. TOROSLU – TOROSLU: s. 436 vd. “İkilisistem” ifadesi için bkz. İÇEL: Genel Hükümler, s. 725. “İki izlilik” ifadesi için bkz.

NUHOĞLU: Emniyet Tedbirleri, s. 143 vd. “İki şeritli yaptırım sistemi” için bkz. ÖZTÜRK – ERDEM:

s. 445. Aydın ise, “ceza-tedbir sistemi” ya da “ikili sistem” ifadesini tercih etmiştir. Bzk. AYDIN:

Emniyet Tedbirleri, s. 2.

380 İÇEL: Genel Hükümler, s. 725.

sistemidir381. Çift hat sisteminde ceza ile güvenlik tedbiri arasında ikame imkanı bulunmamaktadır. Biri diğerinden önce veya ikisi aynı anda uygulanmakta, nihayetinde bu iki tür cezai sonuç birbirine eklenmektedir.

Ancak bazı ceza kanunları, çoğunlukla isnat edilebilir olmayanlara yönelik güvenlik tedbirleri bakımından, cezanın öncesinde ya da sonrasında uygulanan güvenlik tedbirlerini değil, cezanın yerine geçen güvenlik tedbirlerini öngörmüşlerdir. Çift hat sisteminden farklı olan bu sisteme de ikame veya temsil sistemi (Almanca wicarierung, İtalyanca fungibilità) adı verilmektedir382.

Ceza ve güvenlik tedbiri arasındaki ilişkinin nasıl düzenliğine bağlı olarak genelde yukarıdaki ayrım kabul edilmekle birlikte, çift hat sisteminin (doppio binario), hem birbirine eklenme sistemini hem de birbirine alternatifli olan ikinci sistemi kapsayacak şekilde açıklandığı da olmuştur383.

Hukukumuzda, çift hat ve ikame sistemleri arasından, ikinci sistemin varlığını çağrıştıran Anayasal bir düzenleme mevcuttur. Anayasa m. 38/3’te yer alan “ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri” ifadesi, esasında ikame sisteminin geçerli olduğu haller sınırlı sayıda olmasına rağmen, eleştiriye açık biçimde varlığını korumaktadır384.

b. Hukuki Niteliği

Suçun sonuçlarının tamamının fail için negatif içerik taşıdığı kabul edilmekle birlikte, her birinin cezalandırıcı doğasının bulunmadığı yukarıda belirtilmişti. Güvenlik

381 PALAZZO: s. 571. Nadiren de olsa (örneğin akıl hastaları için İtCK art.220/2) güvenlik tedbirinin cezadan önce uygulandığı haller vardır. Bkz. ARTUK: “Güvenlik Tedbirleri”, s. 490.

382 1975 Alman Ceza Kanunu temsil sistemini kabul etmiştir. Buna göre, ceza yerine güvenlik tedbiri uygulanabilmesi ve infaz edilen güvenlik tedbirinin ceza süresinden mahsup edilmesi kuralları getirilmiştir (m. 67). Bu sistem İsviçre ve Polonya’da da benimsenmiştir. Bkz. NUHOĞLU: Emniyet Tedbirleri, s. 155.

383 PAVARINI – GUAZZALOCA: s. 56.

384 Bu ifadeye ilişkin eleştiriler için bkz. HAFIZOĞULLARI: “Emniyet Tedbirleri”, AÜSBFD, C. 46, S. 3-4, Y. 1991 (Haziran Aralık), s. 51; AYDIN: Emniyet Tedbirleri, s. 40-41.

tedbirleri de, suçun yaptırım niteliğindeki sonuçlarından sayılmakta iken, cezalandırıcı bir doğaya sahip değildirler385. Ancak yaptırım niteliğinde sonuç sayılma noktasında da, öğretide görüş birliği bulunduğu söylenemez. Aslında sadece hukuki niteliğinin tespiti bakımından değil, tüm yönleriyle güvenlik tedbirleri, ceza hukukunun en karmaşık konularından biridir. Bunun sebebi, ceza hukuku dünyasında görece yeni bir kurum olarak güvenlik tedbirlerinin, henüz teorik temeli oturmadan önce ceza kanunlarında hızlıca kendine yer edinmiş olmasıdır. Bu nedenle hakkında süregelen tartışmalar azalacağı yerde gün geçtikçe artmıştır.

Öğretide güvenlik tedbirlerini müeyyide olarak kabul eden yazarların varlığına karşın386; bunların müeyyide olmadığını ve hatta işlenen suçtan sonra uygulanmakla birlikte asla ona bir cevap veya bir tepki olmadığını savunanlar387 ve bu tedbirlerin müeyyide olmadığına katılmakla birlikte, bir önceki görüşten farklı olarak, güvenlik tedbirlerinin de birer cezai sonuç olduğunu düşünenler388 bulunmaktadır. Hatta, artık neredeyse tükenmekle birlikte, bir dönem güvenlik tedbirlerinin (idari) önleme tedbiri olduğu da savunulmuştur389. Güvenlik tedbirlerinin idari nitelikte olduğu görüşü, cezanın, sadece kusurla işlenen fiilin karşılığının ödettirilmesine dayanan eski anlayışının doğal uzantısıdır; çünkü cezaya önleme amacının yüklenmesinin düşünülmediği o dönemde güvenlik tedbiri, idari önleme (polis) tedbirlerinin suçtan sonra uygulanan türü olmaktan

385 PALAZZO, Francesco: Diritto Penale Parte Generale, Torino 2006, s. 570.

386 İÇEL (vd.): Yaptırım Teorisi, s. 129 ve 130; DÖNMEZER – ERMAN: C. II, s. 691 vd.; MARINUCCI – DOLCINI: s. 713; NUHOĞLU: Emniyet Tedbirleri, s. 23; AKBULUT, Berrin: Ceza Hukuku Genel Hükümler, Ankara 2017, s. 754 ve 805 vd.; ÖZTÜRK – ERDEM: s. 445 ve 446. Güvenlik tedbirlerinin, suç işlediği sabit olan kişiye suç işlemesi nedeniyle verildiği için geniş manada ceza olduğu görüşü için bkz. KUNTER: Ceza Muhakemesi, s. 959.

387 HAFIZOĞULLARI: Ceza Normu, s. 244; TOROSLU, Haluk: Ceza Müeyyidesi, s. 26;

HAFIZOĞULLARI – ÖZEN: s. 462.

388 TOROSLU – TOROSLU: s. 19; ANTOLISEI: Parte Generale: s. 797 ve 801.

389 İdari tedbire ilişkin görüşler hakkında kısa bilgi ve bu kavramın ceza hukukuna ait olduğunun yakında herkes tarafından kabul edileceği öngörüsü için bkz. ANTOLISEI: Parte Generale, s. 798-802.

başka bir şey değildi390. Oysa köprünün altından çok sular akmış ve zamanla güvenlik tedbirleri cezaya benzerken, cezalar da güvenlik tedbirine benzemiştir391. Bu konuya ileride daha detaylı olarak değinilecektir.

Anayasa Mahkemesi ise, güvenlik tedbirlerinin müeyyide olduğu görüşündedir.

Yüksek Mahkeme, bir kararında, güvenlik tedbirine ilişkin şu açıklamalara yer vermiştir:

“Emniyet tedbirleri, ‘suç karşılığı olarak ve suçludaki tehlike haliyle orantılı bir biçimde hükmedilen ve esas itibariyle suça ve suçluya karşı toplum savunması amacına yönelmiş bulunan yaptırımlardır’ diye tanımlanabilir. Suçları önlemek ve suç işleyenlerin yeniden suç işlemelerine engel olmak için çok kez ceza yaptırımları yetmemekte, kimi suçlular çeşitli kanuni nedenlerle sorumsuz olduklarından cezalandırılamamakta veya yerine getirilen ceza yaptırımları suçluların düzelmesini tek başına sağlayamamaktadır.

Toplumun tehlikeden korunması ise, suçluları, olabildiğince eğitmek, ıslah ve hatta toplumsal ve psikolojik yönlerden tedavi etmek ve dolayısıyla onları topluma yeniden zarar vermiyecek ve bir tehlike de teşkil etmiyecek hale sokmakla kabildir. Bu sonuçların gerçekleşmesini sağlamak için de bazı suçlular hakkında, ceza yaptırımlarından ayrı veya onlarla birlikte olmak üzere, suç ve dolayısıyle suçluya karşı bazı toplum savunması tedbirlerinin alınması gerekebilir. İşte bunlara ceza hukuku alanında emniyet tedbirleri denmektedir. Bu bakımdan, emniyet tedbirleri, cezaların yanında veya onların yerini tutmak üzere kabul edilmiş olan ve sosyal korunma ile birlikte başka yarar ve nedenlere de dayanan ve dolayısiyle ceza hukuku alanında ayrı ve özel bir yer alan yaptırımlardır.”392

390 PAVARINI – GUAZZALOCA: s. 55-56.

391 PAVARINI – GUAZZALOCA: s. 56.

392 Bkz. AYM 9.3.1971 tarih ve E. 1970/42, K.1971/30 künyeli kararı.

Hukuki niteliğin tespiti, sadece teorik bir tartışmanın meselesi değildir. Hukuki nitelik farkı, ceza ve güvenlik tedbirinin, özellikle kanunilik ve zaman yönünden uygulama ilkeleri bakımından farklı rejimlere tabi olmalarına yol açabilmektedir.

5237 sayılı TCK’da da “Güvenlik Tedbirleri”, Kanun’un “Genel Hükümler”

başlıklı birinci kitabının, “Yaptırımlar” başlıklı üçüncü kısmı altında, “Cezalar”dan sonra gelen ikinci bölümü teşkil etmektedir. Kanun koyucunun, güvenlik tedbirini yaptırım olarak değerlendirme yönündeki açık iradesi, Kanun’un yapım aşamasında sunulan

Hükümet Tasarısı’nda393 ve bunun üzerine hazırlanan Komisyon Raporu’nda394 da görülmektedir. Öte yandan, hem Anayasa m. 38’de hem de TCK m. 2’de kanunilik ilkesi bakımından güvenlik tedbirleri ile cezalar bir arada zikredilmiştir. Ancak kanunumuzda güvenlik tedbiri rejimine ilişkin, cezadan ayrılan özel düzenlemeler bulunmamaktadır.

Bunun sonucu olarak, cezaya ilişkin ilkeler güvenlik tedbiri için de geçerlidir. Örneğin

393 Örneğin Hükümet Tasarı’sının gerekçesinde güvenlik tedbirlerinin “ceza hukukunda önemli bir yaptırım türü ve suçlunun iyileştirilmesi aracı” olduğu belirtilmiştir. Güvenlik tedbirlerine ilişkin olarak Tasarı’da yer alan diğer açıklamalar ise şu şekildedir: “Güvenlik tedbirleri, suçludaki tehlike hâliyle orantılı olarak hükmedilen veya hükmedilebilen ve esas itibarıyla sosyal savunma amacına yönelmiş bulunan bir yaptırım çeşididir. Bu tedbirler, suçluyu iyileştirme yoluyla sosyal yararı sağlama amacını güder. Ancak Tasarı, yukarıda açıklandığı üzere güvenlik tedbirlerinde de suçta ve cezada kanunîlik esasını uygulamaktadır. Bu nedenle Tasarının kabul ettiği sistemde, güvenlik tedbirleri ancak kanunun belirlediği veya hâkime yetki verdiği hâllerde uygulanacaktır. Böylece güvenlik tedbirlerinin hükmedilişlerinde yargı sistemi uygulanacaktır. Güvenlik tedbirleri failin bir suç işlediği yargı usulleriyle saptandıktan sonra uygulanabilecektir. Ancak güvenlik tedbirlerinin infazı da, cezalar gibi idarî niteliktedir. Bu nedenle, güvenlik tedbirlerinin esas nitelik, amaç ve sonuçlayacakları yoksunluk ve sağlayacakları olanaklar değişik maddelerde belirtilmektedir. Bu suretle kanunîlik esasına sadık kalınmakla birlikte, Tasarının 99 uncu maddesi, güvenlik tedbirlerinin infazında uygulanacak usul ve esasları Ceza ve Tedbirlerin İnfazı Hakkında Kanun ile özel tüzüğüne bırakmıştır.

Tasarı, 94 üncü maddesinde, güvenlik tedbirlerinin ‘hürriyeti bağlayıcı olanlar’, ‘haklardan yoksunluğu gerektirenler’ ve ‘önleyici kefalet’ olmak üzere üçe ayırmış, böylece diğer bazı kanunların tutumundan farklı olarak, mameleke ilişkin güvenlik tedbirlerine yer vermemiştir. Maddenin değişik bentlerinde üç grup hâlindeki güvenlik tedbirleri gösterilmiştir.

Tasarı, güvenlik tedbirlerinin, esas itibarıyla, suçlular ve suçlar hakkında asıl cezaya ek olarak uygulanması sistemini kabul etmiş bulunmaktadır. Ancak 96 ncı maddenin ikinci fıkrasında da belirtildiği üzere, mahkûmiyet süresi iki yılı aşmayan bir hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkûm edilmiş suçlunun, kişilik özellikleri göz önüne alınarak cezasının aynı süreyle bir ‘eğitim-iş evinde veya tarım işletmesinde ıslah edilme’ veya ‘denetimli serbestlik’ tedbirlerinden birine çevrilmesine mahkemece karar verilebilecektir. Böylece, Anayasanın 38 inci maddesi çerçevesinde cezalar yerine, güvenlik tedbirlerine hükmedilebilmesi olanağı elde edilmiş olmaktadır.” Bkz. Türk Ceza Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/593), TBMM 22. Dönem, 2. Yasama Yılı, Sıra sayısı: 664 (Çevrimiçi erişim için bkz. https://www.tbmm.gov.tr/sirasayi/donem22/yil01/ss664m.htm , Erişim tarihi:

9.2.2019).

394 Adalet Komisyonu tarafından kabul edilen metnin 45. maddesine göre “Suç karşılığı olarak uygulanabilecek yaptırımlar, ceza ve güvenlik tedbirleri olarak belirlenmiştir.”

zaman yönünden uygulama bakımından ayrı bir düzenleme yer almadığından395 Türk hukukunda güvenlik tedbirlerinde de aleyhe değişikliğin geçmişe uygulanması yasaktır396.

İtalyan hukukunda ise güvenlik tedbirleri, “idari güvenlik tedbirleri” başlığı altında İtalyan Ceza Kanunu’nun 199 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak buna hükmetme yetkisi ceza yargıcına verilmiştir. Bu durum geçmişte güvenlik tedbirlerinin temelde idari, biçimde yargısal bir kurum olduğu düşüncesini beslemiştir397. Ancak bir süredir, kanunda

İtalyan hukukunda ise güvenlik tedbirleri, “idari güvenlik tedbirleri” başlığı altında İtalyan Ceza Kanunu’nun 199 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak buna hükmetme yetkisi ceza yargıcına verilmiştir. Bu durum geçmişte güvenlik tedbirlerinin temelde idari, biçimde yargısal bir kurum olduğu düşüncesini beslemiştir397. Ancak bir süredir, kanunda