• Sonuç bulunamadı

80 Gün 64 Saat

Belgede 11 TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI (sayfa 147-150)

Bir telgraf haberi, tayyare ile devri âlem seyahatinin 64 saate indiğini haber veriyor!

Jül Vern’in meşhur kitabını hatırlarsınız elbet: 80 günde devrialem!..

Daha düne kadar, bir romancının hayalinde yaşıyan bu 80 gün, artık hakikat bile değil! Yirminci asrın sür’ati karşısında, hayal geride kaldı!

Şimdi “Dünya ne kadar küçükmüş” diyen eski Türk hakanına hak veriyorum. Şu uçsuz bucaksız boşluk içinde, 64 saatte devredilebilen bir dünya üstünde dolaşmak beni korkutuyor. Küreksiz, dümensiz bir tekne içerisinde büyük denizlere düşmüş gibi..

Çocukluğumuzda, coğrafya kitaplarında okuduğumuz o tul daireleri, arz daireleri, meğer harp sonu neslinin şeytanî zekâsı elinde tahta çember nevinden adî bir oyuncakmış!

Anlıyorum: Kendi hudutları içine sığmıyan devletler, artık pek az sonra, dünya hudutları içine bile sığamaz hale gelecekler.. Böyle 64 saatte devredilebilen bir cihan, kaç cihangire dayanabilir ki?

Meğer, denizleri kalyonlar, kıt’aları kervanlarla aşan cedlerimizin devrinde dünya dünya imiş! Yarının nesilleri, hiç şüphe yok, Afrika çöllerinde sömürge arıyan medenîler gibi, aylarda, güneşler-de, yıldızlarda, müstemleke arayacaklardır: İnsan, bunun için kanatlanıyor!

Sabah kahvaltısını Avrupa’daki evinde, öğle yemeğini Asya’daki dostunda, akşam taamını Afri-ka’daki ahbabında yedikten sonra, gece AmeriAfri-ka’daki bir suareye yetişebilen insan için, dünya ne sıkıcı bir mahpestir!

Artık ayaklarımızın altında bir meşin top kadar âciz yuvarlanan şu zavallı toprak parçası üstünde yaşamaktan utanıyorum!.

Yusuf Ziya Ortaç, Ocak

4. Metin

Hazırlık

1.Bugün dünya büyük bir köydür, sözünden ne anlıyorsunuz? 2.Köşe yazısı okumak kişiye neler kazandırabilir? Tartışınız.

arz daireleri: Enlem daireleri.

kalyon: Yelkenle ve kürekle yol alan savaş ge-milerinin en büyüğü.

mahpes: Hapishane, cezaevi, zindan.

müstemleke: Sömürge. taam: Yemek, yiyecek. tul daireleri: Boylam daireleri.

Metinde Geçen Bazı Kelime ve Kelime Grupları

Metin ve Türle İlgili Açıklamalar

Cumhuriyet Dönemi’nde Fıkra

Cumhuriyet Dönemi’nde gazete ve dergilerin çoğalması ile fıkra türündeki yazılar daha çok gö-rülmeye başlanmıştır. Bu dönem fıkralarında yazarlar; sade bir dil ve anlatımla güncel, siyasi, sosyal konularda düşüncelerini ifade etmişlerdir.

Cumhuriyet Dönemi’nde Peyami Safa, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Falih Rıfkı Atay, Orhan Seyfi Orhon, Yusuf Ziya Ortaç, Sabri Esat Siyavuşgil, Ercüment Ekrem Talu (1888-1956), Burhan Felek (1889-1982), Haldun Taner, Attila İlhan, Ahmet Kabaklı, İlhami Soysal (1928-1992), Ergun Göze (1931-2009) gibi yazarlar fıkra türünde yazılar kaleme almışlardır.

Etkinlik

a.80 Gün 64 Saat adlı metinde anlatılanların metnin yazıldığı dönemin gerçekliğiyle örtüşüp örtüş-mediğini belirleyiniz.

b.Bu belirlemeden öğretici metinlerle ilgili nasıl bir yargıya ulaşılabilir? Tartışınız.

Yusuf Ziya Ortaç, 80 Gün 64 Saat adlı yazısında yaşadığı dönemdeki güncel bir haber üzerine dü-şüncelerini dile getirmektedir. Yazar, söz konusu haber üzerine düdü-şüncelerini ortaya koyarken gele-ceğe yönelik bazı öngörülerde de bulunmaktadır.

Metni Anlama ve Çözümleme

1.80 Gün 64 Saat adlı metnin konusu, amacı ve hedef kitlesi arasında nasıl bir ilişki kurulabilir? Açık-layınız.

2.Metinde geçen “Yirminci asrın sür’ati karşısında, hayal geride kaldı!” sözünden ne anlıyorsunuz? Açıklayınız.

3.Metinde yazarın öznel veya nesnel bir tutum sergileyip sergilemediğinden hareketle öğretici me-tinlerde yazarın bakış açısı ile ilgili neler söylenebilir? Belirtiniz.

4.Metinde yazarın geleceğe ilişkin ne gibi tahminlerde bulunduğunu ve bunlara katılıp katılmadığı-nızı nedenleriyle birlikte ifade ediniz.

5.80 Gün 64 Saat adlı metni İstemeye Dair adlı metinle tür, biçim, üslup ve içerik açısından karşılaştı-rınız.

6.Metindeki açık ve örtük iletileri belirleyiniz.

Yazarın Biyografisi

Yusuf Ziya Ortaç (1895-1967): İstanbul’da doğdu. İstanbul Vefa İda-disini bitirdi. Darülfünun-ı Osmaninin (İstanbul Üniversitesi) açtığı sına-vı kazanarak edebiyat öğretmeni oldu. İzmit ve Galatasaray Liselerinde edebiyat öğretmenliği yaptı. Bir dönem milletvekilliği görevinde bulundu.

Edebiyat hayatına aruzla yazdığı şiirlerle başlayan sanatçı, Ziya Gö-kalp’ın etkisinde kalarak şiirlerini heceyle yazmaya başladı. Beş Hececi-ler adıyla anılan edebî topluluğa katıldı. Sanat yaşamını bu topluluğun anlayışı doğrultusunda Anadolu’yu ve Anadolu insanını ele alan eserler vererek sürdürdü. Topluluğun bir diğer üyesi Orhan Seyfi Orhon’la bir-likte Akbaba adlı mizah dergisini çıkardı. Çeşitli gazetelerde fıkra yazarlı-ğı yaptı. Düzyazılarını genellikle mizahi hiciv tarzında yazdı. Şiir, tiyatro, roman, antoloji, gezi yazısı türünde eserler verdi. Akından Akına, Âşıklar Yolu, Cenk Ufukları, Yanardağ, Bir Selvi Gölgesi, Bir Rüzgâr Esti (şiir); Bin-naz, Nikâhta Keramet (tiyatro); Üç Katlı Ev (roman); Beşik, Ocak (fıkra); Göz Ucuyla Avrupa (gezi yazısı); Halk Edebiyatı Antolojisi (antoloji) sanatçının başlıca eserleridir.

Açık ileti Örtük ileti

Yusuf Ziya Ortaç (1895-1967)

Dil Bilgisi

1. a. Aşağıdaki cümlelerin öge çözümlemelerini cümlelerin altındaki boşluklara yapınız. Dünyada insanların mesut olabilmesi için topu topu iki yol varmış.

... Günde on bin kuruş kazandığını duyduğunuz adamın yanı başında yer almaya heves etmeyiniz. ... Elde edemeyeceği kudretlere sahip olmak isteyen adam bedbaht olurken bir başkası sahip olduğu kudreti yavaş yavaş arttırarak mesut olabilir.

... ... Adi tuhaflıkların baş sedirde yer bulması fikren henüz yükselemediğimize kuvvetli bir şahittir.

... Artık ayaklarımızın altında bir meşin top kadar âciz yuvarlanan şu zavallı toprak parçası üstünde ya-şamaktan utanıyorum!.

... ... Sofralıklar gitti mi? diye telaş gösteren zatlar çokça idi.

... Vakti saadette fukarayı sâbirin kafilesini teşkil eden Ashabı Suffa’ya edilen yiyecek yardımı sonraları, bin güçlük, bin zahmet ile açtığımız aşhanelerin elbette mükemmeli olan imaretlere dönüşmüştü. ... ...

b. Yukarıdaki cümlelerde hangi ögelerin vurgulandığını belirleyiniz.

2.Aşağıdaki parçada geçen birleşik kelimelerin yazımıyla ilgili kuralları belirleyiniz.

Ben hiç zarif, hiç nüktedan olmayan bir adamın kendisini hoş-gû zannetmesi kadar dünyada feci bir hâl tasavvur edemiyorum. Birinin elinde mükemmel bir alet, bir hücum, galebe, şöhret aleti olan latî-fe-gûluk öbürünün elinde bir kutu boya olur, her satır yazı kendi yüzüne bir ayrı renk sürer, güldürür, gülünç eder.

3.Aşağıdaki parçada noktalama işaretlerinin kullanım amaçlarını belirleyiniz.

İkincisi: Fıtraten gülünç olanlar tam mânasıyla mizah yapamaz. Mizah gülünç olmak değil, gülünç olanı görmek ve onu zarifâne anlatmaktır. Kendi gülünç olanın evvelâ kendini görmesi, kendine gül-mesi, kendine güldürmesi lâzım gelir ki böyle biri daha hiçbir diyarda çıkmadı. Mizah muharriri şuurlu, muhakemeli bir adam olmalı; her hâlde ipsiz sapsız fikirleriyle, delidolu hareketleriyle, darma dağınık meslekleriyle tanınmış insanların mizahı tuhaflık ve yavanlık derecesini geçemez.

YAZMA ÇALIŞMALARI

1

2

3

4

5

Metni düzeltme ve geliştirme

a.Metin tutarlılığını değerlendirme b.Anlatım bozukluklarını düzeltme c. Yazım ve noktalama hatalarını düzeltme

Planlama

Metnin temel bölümlerini ve bu bölüm-lerde değinilecek bilgi ve düşünceleri

sıralama

Taslak metni oluşturma

Metni birimler, bölümlemeler; başlık ve varsa alt başlıklar hâlinde yazma

Paylaşma

Metni sınıfta okuma, panoda sergileme; elektronik ortamlarda, kitap, dergi ve ga-zetelerde yayımlama; yarışmalara katılma

gibi yollardan herhangi biriyle paylaşma

Hazırlık

a.Konu ve ana düşünceyi belirleme b.Metinde kullanılacak bilgi, düşünce,

mi-zah, anekdot, anı, örnek vb. belirleme c.Gündemle ilişki kurma

Belgede 11 TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI (sayfa 147-150)