• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM

2.7. Görsel – İşitsel Araç-Gereçler

2.7.1. Televizyon

Bir olguya ilişkin görüntü ve seslerin elektromanyetik dalgalarla iletilmesi sonucunda, bunların iki boyutlu, sesli, siyah-beyaz ya da renkli olarak izlenmesine olanak sağlayan bir araçtır (Yaşar, 2005). Olgu ve olayları görüntü ve sesleriyle birlikte, hareketli olarak izleyicilere sunma olanağı yaratan televizyon, görsel-işitsel araç olarak eğitimde önemli işlevleri gerçekleştirmektedir. Örneğin, radyo gibi, güncel olaylar ile belirli gün ve haftalara ilişkin anma ya da kutlanma programlarının derslik ortamına getirilerek bunların öğrenciler tarafından dinlenmesine ve tartışılmasına yardımcı olmaktadır. Televizyonun radyodan üstünlüğü, hem göze, hem de kulağa yönelik olmasıdır (Sözer, 1998).

¾ Sınıfa getirilmesi olanaklı olmayan cisim, olgu ve olayları meydana geldiği anda olduğu gibi gösterir ve duyurur. Bu özelliği nedeniyle televizyon, diğer öğretim araçlarına göre daha çok heyecan verici ve açıklayıcıdır.

¾ Eğitimin niteliğini arttırır ve bu niteliğin ülke çapında standartlaşmasını sağlar.

¾ Eğitim hizmetlerinin yürütülmesinde yer ve kaynak tasarrufu sağlar. ¾ Örgün ve yaygın eğitim yoluyla öğrenim gören öğrencilere destek sağlar. ¾ Eğitim sisteminin dışında olan kişilerinde eğitilmesini olanaklı kılar (Yaşar

ve Gültekin, 2006: 298-299)

Türkiye Cumhuriyeti İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük konularının öğretimi kapsamında, Millî Mücadele dönemini anlatan Ateşten Gömlek, Kurtuluş gibi dizi veya filmler ya da içeriği itibariyle bu konularla ilgili bir olay, belgesel veya haber programı öğrencilere izlettirilebilir. Eğer yayın saati ders saati ile uyum göstermiyorsa öğrencilerin kendilerinin izlemeleri istenerek, daha sonra bu izlenimler sınıf ortamında tartışma yöntemi kullanılarak irdelenebilir. Ancak bütün bu aşamalarda öğrencilerin seviyeleri dikkate alınmalıdır (Dönmez ve Yazıcı, 2008: 313).

2.7.2. Video

Ses ve görüntünün manyetik bir bant üzerine kaydedilmesine ve daha sonra görüntülenmesine olanak sağlayan araçtır. Video, görüntülerin tekrar kullanmasını sağlayarak bir yandan öğrenmeyi zamana ve mekana bağımlı bir etkinlik olmaktan çıkarmakta; diğer yandan televizyona işlerlik kazandırmaktadır. Videolar, gerek büyük gerek küçük grupların öğretiminde etkili olarak kullanılmaktadır (Yaşar ve Gültekin, 2006:299).

Videonun etkili bir öğretim aracı olarak kullanılabilmesi için öğretmenlerin video ile eğitim ilkelerini iyi bilmeleri gerekmektedir. Bu ilkelerden başlıcalar şunlardır: ¾ Video kullanımına geçmeden önce hedefler açık seçik belirlenmelidir.

Seçilen programın ders konusunun problemlerini çözücü ya da açıklayıcı bir nitelikte mi, yoksa konuyu zenginleştirici bir nitelikte olacağı açıkça bilinmelidir.

¾ Video programı hedefe, ders konusuna, öğrenci seviyesine ve ilgilerine uygun olmalıdır. Mesela, ilköğretim I. ve II. Kademe tarih konuları işlenirken, bu çağda çocukların yaşları küçük olduğundan çizgi filmler daha etkili olabilir.

¾ Program konunun işlenişinin en uygun yerinde gösterilmelidir.

¾ Gösterimin bir ders saatinin tümünde mi, yoksa 15-20 dakikalık bir süresinde mi yapılacağı belirlenmelidir. Ayrıca bir ders saatinde birden fazla videobant gösteriminin gerekli olup olmadığına da önceden karar verilmelidir. Bazı eğitim bilimciler, ‘filmin bir amaç değil tersine hedef davranışları kazandırmak için bir araç olduğundan hareketle bir ders boyunca yalnızca bir film izlenmemesini’ tavsiye etmektedirler.

¾ Filmin dersin amaçlarına uygun olarak kavranması için, öğrencilere önceden soruların verilip verilemeyeceği, soru verilecekse nelerin sorulacağı, soruların cevaplarıyla ilgili sınıfta bir tartışma açılıp açılamayacağı gibi hususlar önceden belirlenmelidir.

¾ Bu ilkelerin istenilen düzeyde uygulanabilmesi için öğretmenin göstereceği programı önceden seyretmiş olması ve notlar tutması faydalı olur (Köstüklü, 2001:124-125).

Ülkemizdeki öğretmenler T.C. İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük konularına uygun olan videokasetleri, Millî Eğitim Bakanlığı, Atatürk Araştırma Merkezi, Türk Tarih Kurumu veya diğer ilgili kurum ve kuruluşlardan temin edebilir ve sınıf ortamında bunları öğrencilere gösterebilirler. Çünkü video kullanmanın öğrenmeye olumlu katkıları bulunmaktadır. Bunlardan birincisi, öğrenci videokaset sayesinde konu ile ilgili bilgileri istediği yerde ve zamanda izleyebilir. İkincisi, öğrenciler öğrenmek istediği bilgileri ses ve görüntü ekseninde öğrenirler. Sonuncusu ise, videokasetler sayesinde öğrenciler, konularla ilgili somut olan ve hayatında hiç karşılanamayabilecekleri deneyimler kazanabilir. Örneğin öğrencilerden bazılarının gidip görme imkanı bulamayabilecekleri, ya da dersin kazanımlarıyla ilgili dersin işleniş sürecinde gösterilmesi gereken mekanlar video vasıtasıyla gösterilebilir (Mesela, Çanakkale Savaşlarının gerçekleştiği yerler, ilk meclis binası, Anıtkabir vs.) (Dönmez ve Yazıcı, 2008: 314).

2.7.3. Bilgisayar

Öğrencilerin bireysel gereksinimlerini belli bir oranda dikkate alarak daha geniş öğrenci kitlesine yönelik öğretim gereçlerine hazırlamak amacıyla kullanılan bir araçtır. Söz konusu bu aracın, öğretme-öğrenme sürecinde etkili bir biçimde kullanılması, öğretim gereçlerinin niteliğini artırmaktadır. Toplumsal yaşamda etkisini giderek arttıran bilgisayar yaşamın tüm alanlarında kullanılmaktadır. “Çağın aracı” olarak nitelendirilen bilgisayar, bilgiyi işleme, depolama ve istenildiği zaman sunma gibi üç önemli özelliği ile eğitimde önemli bir kullanım alanına sahiptir. Bilgisayarın öğretme- öğrenme sürecinde bir araç olarak kullanılmasına bilgisayar destekli öğretim adı verilmektedir. Bilgisayar destekli öğretimde, öğrencilerin, konuları yineleme; kavramları, ilkeleri ve yasaları öğrenme; sorun çözme yollarını izleyerek gerektiğinde gözlem yapma ve inceleme gibi etkinlikleri öğrenmeleri sağlanabilir (Sözer, 1998).

Bilgisayar kullanımı, öğrencilere zengin ve heyecan verici etkileşimli bir öğrenme ortamı sağlar. Bilgisayar yoluyla sunulan öğrenme etkinlikleri öğrencilerin öğretme-öğrenme süreciyle doğrudan ilgilenmesine yardımcı olur. Bu noktada, bilgisayar ve bilgisayar uygulamaları yalnızca öğretmenler için değil öğrenciler için de etkilidir. Çünkü eğitimde bilgisayar kullanımı, öğrencilere yeni öğrenme etkinlikleri için olanaklar sunmakta; örneğin, onların bilgileri toplayıp düzenlemelerine, kendi sunumlarını hazırlamalarına, tartışma gruplarına katılmalarına, elektronik yazışma gibi etkinliklerde bulunarak kendi öğrenmelerine kontrol etmelerine yardımcı olmaktadır. Öte yandan, bilgisayar, öğretmeni de etkili bir öğretme-öğrenme süreci düzenleme bakımından destekler. Örneğin, ona, öğretimi planlama, etkinlikleri gerçekleştirme ve değerlendirme yapmada önemli katkılar sağlar (Welton ve Mallan, 1999).

Tarih öğretiminde bilgisayar, diğer öğretim araçlarından bağımsız, tek başına yeterli bir öğretici araç olarak kullanılmaktan ziyade öğretim sistemini tamamlayıcı unsur olarak algılanmakta ve kullanılmaktadır. Mesela, ders kitaplarında yer alan herhangi bir ünite veya konular, bir CD’ler ile resim, hareketli resim ve açıklamalı bilgilerle zenginleştirilmekte ve öğrenci ilgili konuları buradan takip ederek daha çekici ve öğretici bir ortamla karşılaşmaktadır. Birkaç örnek vermemiz gerekirse, bugün piyasada Eskiçağları, Osmanlı Devletini ve İstiklal Harbini vb. tarih konularını anlatan CD’ler bulunmaktadır. Tabiidir ki, bu tür malzemelerin öğretici olabilmeleri; herşeyden önce, bilgisayar programcısı uzmanların yanı sıra, eğitim bilimci ve ilgili alan bilgisine

sahip uzmanlarca ortaklaşa hazırlanmalarına bağlıdır. Bilgisayarın öğretim stratejilerinde yer alması, yeni programlar geliştikçe gittikçe artacaktır. Bilgisayar destekli tarih öğretiminin istenilen düzeye ulaşabilmesi için her şeyden önce, o ülke tarihine ve özelliklerine has bilgisayar programları geliştirilmelidir. Çünkü her ülkenin tarih eğitimine esas olan kaynakları ve diğer şartları farklı olabilir. Bugün bilgisayar programları teknolojisinde gelişmiş ülkelerde üretilen tarih programları, Türk tarih araştırmaları için yetersiz kalabilir (Köstüklü, 2001: 127-128).

Bilgisayarlar içlerinde bulunabilecek eğitimsel programlar aracılığıyla Türkiye Cumhuriyeti İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük konularının öğretimde de faydalı olabilecek araç-gereçler arasında yer almaktadırlar. Özellikle bazı oyun programlarının da eğitsel amaçlarla yapılandırılması, özellikle küçük yaştaki öğrencilerin dikkatini çekecek ve konulara ilgi duymalarını sağlayacaktır. Yine öğrencilerin, Türkiye Cumhuriyeti İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük konularıyla ilgili tarihi film ve belgeler ile tarihsel mekanları CD’ler aracılığıyla izleyebilmeleri, hem onların konular hakkında bilgi sahibi olmalarını sağlayacak hem konulara yakınlık duymalarına katkıda bulunacak ve hem de onların bilişsel, duyuşsal ve psiko-motor alan kazanımlarını daha da artması boyutunda önemli rol oynayacaktır. Bu noktada özellikle oyun CD’lerinin tarihsel mekan ve kurguya dayalı olarak planlanması gereği ortaya çıkmaktadır. Örneğin, Sakarya Meydan Muharebesini bir oyun olarak görebilen çocuklar, hem coğrafi yapıyı hem de Türk ordusunun askeri mühimmat ve durumunu daha iyi analiz edebilirler. Bunun yani sıra oyun formatında yapılandırılan bulmacalar da, Türkiye Cumhuriyeti İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük konularının bilgi boyutunun yapılandırılmasına hizmet edebilir (Dönmez ve Yazıcı,2008: 317-318).

III. BÖLÜM

BİR EĞİTİM MATERYALİ OLARAK GAZETELER

Bu bölümde, gazete’nin tanımlanması kısa bir tarihsel geçmişi, pedagojik açıdan bir materyal olan gazete ve gazetenin eğitimsel boyutu, gazete’nin eğitimde kullanılmasının yararlıkları ve sınırlılıkları üzerinde durulmuştur.