• Sonuç bulunamadı

Genel Kabul Görmüş Denetim Standartlarını Şirketlerin Uygulamaması Ülkelerde muhasebe uygulamalarının farklı olması nedeniyle, yatırımcıların ve

MUHASEBEDEKİ HATA VE HİLELERİ ÖNLEMEDE BAĞIMSIZ DENETİMİN ETKİNLİĞİ VE SORUMLULUKLARI

2.5. Bağımsız Denetim Çalışmalarındaki Sorunlar

2.5.1. Genel Kabul Görmüş Denetim Standartlarını Şirketlerin Uygulamaması Ülkelerde muhasebe uygulamalarının farklı olması nedeniyle, yatırımcıların ve

diğer kullanıcıların yatırımlardaki kârlılığı ölçme ve karşılaştırma sorunu ortaya çıkmaktadır. Özellikle, uluslararası alanlarda işletme faaliyetlerinin sürekli büyümesi ve sürekli ilerlemesi dağılan yatırımların etkinliğini izlemeyi zorlaştırmıştır. Her ulusun farklı muhasebe standardının olması, uluslararası faaliyet gösteren şirketler için sorun teşkil etmekte ve finansal tabloların doğru kullanılmasını engellemektedir. Bu gibi nedenler dünyada uluslararası faaliyetlere hizmet etmek amacıyla, uluslararası bir muhasebe denetim standardına ihtiyaç doğurmuştur (Türker, 2006, 88-89). Muhasebe standartları içinde denetim faaliyetleriyle ilişkili standartlar ilk kez 1947 yılında ABD Yeminli Muhasebeciler (American Institute of Certified Public Accountants-AICPA) Kurumu tarafından uygulamaya konulmuştur. Buna göre, denetimle ilgili bütün faaliyetleri kapsayan, kimin, nerede, hangi faaliyette yer alacağı ve sonuçlarının hangi şekillerde raporlanacağını belirleyen Genel Kabul Görmüş Denetim Standartları muhasebe bilgilerinin doğruluğunun denetlenmesi, denetlenecek kişilerin sahip olması gereken özellikler denetim sırasında izlenecek yol ve yöntemler, en sonunda da denetçinin görüş bildirirken nelere dikkat etmesi gerektiği ve sonucu nasıl açıklaması gerektiği gösterilecektir (Çömlekçi vd, 2004, 17).

Denetim sürecinde de denetim standartlarının tam uygulanması denetçinin performansını artıran bir etkendir. Bu standartlarda bağımsız denetçinin izlemesi gereken kısımlar şunlardır (htpp://www.aicpa.org/storange/Resources/Standarts).

- Denetçi, gelişen şartlara ve ilerlemelere ayak uydurabilmek için muhasebe, denetim ve vergi mevzuatını izlemeli, bu konuda kendini geliştirmelidir. Ayrıca başarılı bir denetçi olmasının yanı sıra iş ortamında iyi beşeri ilişkiler içinde olan, yazılı ve sözlü iletişimin kolaylıkla kurulabileceği, yetkin bir kişiliğe sahip olmalıdır. Hem beşeri ilişkileri kuvvetli, hem de iyi mesleki bilgilerle donatılmış kişiler başarılı denetçi olabilmekte ve işletmenin sahip olduğu mali tabloların güvenilirliğini artırabilmektedir (Güredin, 2007, 44).

- Denetçinin yapmış olduğu denetim çalışmalarında düzgün tutulan çalışma kâğıtları gerekli mesleki özen ve dikkate sahip olunduğunu göstermektedir.

101

Denetim faaliyetlerinin düzgün bir şekilde planlanması, yeterli sayıda ve güvenilir kanıtların toplanması sonucu denetim raporu açıklanmaktadır. Aksi durumda bağımsız denetçi tam donanımlı, yeterli yetenek ve deneyime sahip olsa da bir bütünlük içerisinde mesleki dikkat ve özeni tam göstermezse başarılı olamayacaktır (Hermanson vd, 1976, 18; Güredin, 2007, 44-45; Aksoy, 2006, 191).

- Denetçiler denetim faaliyetleri sırasında ön yargıdan uzak davranabilme, kararlarını rahatça alabilme ve uygulayabilme yetkisine sahip olmalıdırlar. Aksi durumda denetçi ya da denetçiler, denetimi gerçekleştirirlerken bağımsız düşünmeleri engellendiği için bağımsız davranamamaktadır (Güçlü, 2007, 15;

Bozkurt, 2006, 38). Bağımsız denetçiler işletme ile finansal bilgi kullanıcıları arasında bir iletişim ağı gibi oldukları için iki tarafa da kesin güven vermek zorundadırlar. Denetçinin davranışları üçüncü kişilerin bağımsızlık algısını sarsmamalıdır. Bağımsızlıkla ilgili olarak Enron olayı tüm dikkatleri üzerinde toplamışsa da bu olaydan önce, Waste Management Inc.’ın kârını 5 yıl boyunca toplam 1,43 milyar dolar yüksek göstermesi, Sunbeam Corporation’da görülen hileli raporlama ve dünyanın önde gelen iletişim şirketlerinden WorldCom Inc.’nin kârını 9 milyar dolar yüksek göstermesi tüm bu firmaların denetçisi olan Arthur Andersen’in itibarını tamamen yok etmiş ve firma faaliyetlerine son vermiştir (Pirgaip, 2004, 17).

- Bağımsız denetçiler işletmenin finansal tablolarının muhasebe ilkelerine göre sunulup sunulmadığını ve bu ilkelere uygun davranılıp davranılmadığını denetim raporunda açıkça göstermelidir(AICPA, 2007, s.48). Bağımsız denetçiler bu konu hakkındaki görüşünü kesin olarak belirtmezse eğer finansal tabloların muhasebe ilkelerine uygun olarak hazırlandığı varsayılacaktır. Aksi durumda ise denetçi görüşünü açık ve net bir şekilde nedenleri ile birlikte belirtmelidir (Çömlekçi vd, 2004, 23).

- İşletmenin finansal tablolarını o andaki ve önceki dönemlerle karşılaştırmak için, kullanılan muhasebe türünün devamlı olması ve değişmemesi gerekmektedir. Bu sayede işletmenin finansal tabloları denetçiler tarafından daha rahat kontrol edilecektir. Çömlekçi’ye göre, eğer işletme bir değişiklik yapacaksa bu değişikliğin ne olduğunu, neden yapıldığını ve etkilerini ortaya koymalıdır.

Bağımsız denetçiler, müşteri işletmenin kullandığı politika ve yöntemlerden

102

dolayı finansal durum ve faaliyet sonuçlarının durumunu ve nasıl etkilendiğini anlama ve buna göre karar verme olanağı bulacaklardır. Bu standartlar sayesinde elde edilen finansal veriler önceki dönemlerle rahatça karşılaştırılmaktadır (Çömlekçi, 2004, 24; Kavut, 2000, 17).

- Bağımsız denetçiler işletmenin finansal tablolarının muhasebe ilkelerine göre sunulup sunulmadığını ve bu ilkelere uygun davranılıp davranılmadığını denetim raporunda açıkça göstermelidir (AICPA, 2007, 48).Bağımsız denetçiler bu konu hakkındaki görüşlerini kesin olarak belirtmezse finansal tabloların muhasebe ilkelerine uygun olarak hazırlandığı varsayılacaktır. Aksi durumda ise denetçi görüşünü açık ve net bir şekilde nedenleri ile birlikte belirtmelidir (Çömlekçi vd, 2004, 23).

- Finansal tablolar işletme dışındaki birçok karar alıcı tarafından incelendiği için bu tabloların kullanıcılar tarafından rahat bir şekilde anlaşılması ve tam açıklanması gerekmektedir (Dönmez vd, 2005, 57). AICPA’e göre bu standardın koşulları yerine gelmediği zaman denetçiler bunu mutlaka belirtmek zorundadırlar (AICPA, 2007, 48).

- İşletmelerin finansal tablolarını tam açıklama kavramı gereğince, genel kabul görmüş denetim standartlarına göre dipnotlarda gerekli açıklamalar yapılmalı ve bütün tablolar birlikte bir bütün oluşturmalıdır. Bu dipnotlarda ayrıca denetçi tarafından tabloların denetlendiğine dair bilgiler de yer almalıdır. Bu dipnotlarda gereğinden fazla bilginin olması da hem kafa karışıklığına hem de denetçilerin önemli bilgileri gözden kaçırmalarına sebep olabilmektedir. Yani gereğinden fazla bilginin yer almaması gerekmektedir(Aksoy, 2006, 198).

- Denetçiler işletmelerin mali tabloları hakkında görüşlerini belirtirken finansal tabloları bir bütün olarak ele almalı ve ulaştıkları sonuçları nedenleriyle birlikte açıklamalıdır. Ayrıca şu da ilaveten söylenebilir ki finansal tablolarla birlikte denetçinin adı da geçiyorsa bu olay denetim çalışmasının niteliğini ve denetçinin sorumluluğunu artıracaktır.

Bağımsız denetim kurumlarının faaliyetleri sırasında bu genel kabul görmüş denetim standartları, hata ve hileleri ortaya çıkartmada etkilidir. Rezaee (2005, 138)’ye göre bağımsız denetçiler işletmelerin aktiflerindeki hata ve hilelerle değil, basit şekilde

103

yapılan finansal tablolardaki maddi hata ve hilelerle ilgilenmektedir. Bu da daha önce incelenen denetim beklenti boşluğuna dikkat çekmektedir. Çünkü finansal bilgi kullanıcılarının beklentileri ile bağımsız denetim kurumlarının yaptıkları arasında boşluk oluşmaktadır. Bu karşılanamayan beklenti boşluğu ise bağımsız denetime olan güveni sarsabilecektir.

2.5.2. İç Denetimin Bağımsız Denetimin Etkinliğini Artırmadaki Rolünün