• Sonuç bulunamadı

Bağımsız Denetim Kurumlarının Müşteriler ve Üçüncü Kişilere Olan Sorumluluğu

MUHASEBEDEKİ HATA VE HİLELERİ ÖNLEMEDE BAĞIMSIZ DENETİMİN ETKİNLİĞİ VE SORUMLULUKLARI

2.9. Bağımsız Denetim Kurumlarının Müşteriler ve Üçüncü Kişilere Olan Sorumluluğu

fiilden doğan sorumluluk olmak üzere üç şekilde gözükmektedir (Çelik, 2005, 131-132).

Bu ülkelerde bağımsız denetim kuruluşlarının sorumlulukları ile alakalı özel düzenlemeler yapılmamıştır. Bu ülkelerde bağımsız denetim kuruluşlarının sorumluluğu genel hükümlere tabii olup, sorumluluk konusunda mahkemelerin ihmale ilişkin koydukları kurallar uygulanmaktadır (A.g.e., 131).

Müşteri ve üçüncü şahısların bağımsız denetçiye dava açabilmeleri için şu unsurların yerine gelmesi gerekmektedir (Özşahin, 2000, 40) :

- İşletmelerin finansal tablolarının hata ve hile unsurlarını barındırması ve bağımsız denetçilerin bunları bulmada yetersiz kalması,

- Davacının bu hata ve hileler nedeniyle zarara uğramış olması, - Ağır bir şekilde mesleki ihmal ve özensizliğin olması.

İngiltere’de kural olarak bir gerçek ve tüzel kişi, bağımsız denetçilere dava açabilmektedir. Yine bağımsız denetimin sorumluluğunun söz konusu olması için bu kişilere karşı makul bir özen gösterme ve bağımsız denetim faaliyetlerinin tam olarak yerine getirilme yükümlülüğünün olması gerekmektedir (Çevik, 2005, 141).

2.9. Bağımsız Denetim Kurumlarının Müşteriler ve Üçüncü Kişilere Olan Sorumluluğu

2.9.1. Müşterilere Karşı Sorumluluğu

Bağımsız denetim kuruşlarının mevcut sorumluluğu sözleşme gereği incelenmektedir. Pek çok ülkede örneğin, Avusturya, Danimarka, Yunanistan, İtalya, Hollanda, İspanya, İsveç ve Lüksemburg hukuklarında sorumluluk sözleşmeye dayalı olarak nitelendirilmektedir (Çevik, 2005, 149). Müşterilere karşı sorumluluk, mevzuat ve bağımsız denetim sözleşmelerinin yüklediği yükümlülükler dâhilinde incelenmektedir. Yapılan sözleşme çerçevesinde yürütülen bağımsız denetim faaliyetleri iki tarafa da önemli yükümlülükler vermektedir (Çevik 2005, 133).

124

Müşterilere karşı sorumluluk şartlarının var olabilmesi için aşağıdaki durumlar olmalıdır :

- Bağımsız denetim sözleşmesinin varlığı, - Bağımsız denetim sözleşmesinin ihlali,

- Bağımsız denetim sözleşmesinin ihlali sonucunda bir zararın doğması,

- Bağımsız denetim sözleşmesinin ihlali ile zarar arasında illiyet bağının bulunması,

- Bağımsız denetim kuruluşunun kusurlu olması.

Bağımsız denetim faaliyetleri muhakkak bir sözleşmeye dayandırılmalıdır. Geçerli bir sözleşme bulunmaması halinde ise sorumluluktan bahsedilmemektedir. Bu sorumluluk uzun bir süreç dâhilinde, genellikle sözleşme görüşmeleriyle başlamakta, sözleşme süresince de devam etmektedir. Bazı durumlarda ise bağımsız denetim raporunun hazırlanması ve ilan edilmesinden sonra da devam edebilmektedir. Bağımsız denetim kuruluşlarının müşterilerine karşı sorumluluğu, genellikle bağımsız denetim sözleşmesinden doğan yükümlülüklerin ihlal edilmesinden kaynaklanmaktadır Müşterilere karşı açılan davaların en yaygın şeklini bağımsız denetim kuruluşunun müşterilere karşı olan yükümlülüklerinin ihlali oluşturmaktadır. Bir başka şekli ise sözleşmenin feshi dışında sözleşmeden doğan borç durumları nedeniyle, müşteri işletmenin alacağını hiç ya da gereği gibi alamamasıdır (Çelik, 2005, 133-134; Özşahin, 2000, 47).

Türk hukukunda bağımsız denetim kuruluşlarının sorumluluğu, kusur ile ilişkilidir.

Kusur olabilmesi için, ‘gerekli mesleki özeni gösterme’ uluslararası standardı ölçü olarak kullanılmaktadır. Bağımsız denetçilerin gerekli özeni gösterip göstermediklerini yine konusunda uzmanlaşmış bir bağımsız denetçi göz önüne almaktadır (Çevik, 2005, 161). Sorumluluk aşağıdaki şekilde gösterilmektedir.

a- Akdi Sorumluluk : Borçlar kanunu 125 uyarınca borca aykırılığın başladığı tarihten itibaren 10 yıllık zaman aşımına tabidir. Burada hukuk düzeninin herkese yüklemiş olduğu genel görevlerin ihlali ile ortaya çıkan sorumluluk kastedilmektedir.

125

b- Fiil Sorumluluğu : Müşterilerine ve üçüncü kişilere karşı duyduğu sorumluluktur. Burada ise, failin kusurlu olması, hukuk düzenine bilerek ya da özensizlik neticesinde aykırı hareket etmesi ve yapılan haksız fiil sonucu bir zararın meydana gelmesi dâhilinde oluşan sorumluluktan bahsedilmektedir.

Aynı zamanda hukuka aykırı davranış neticesinde oluşan zarar neticesinde de sorumluluk oluşmaktadır.

Bağımsız denetçiler sözleşmede belirtilen bütün faaliyetleri tam ve eksiksiz yerine getirmelerine rağmen müşteri işletmenin finansal tablo ve raporlarının gerçeği yansıtıp yansıtmadığı tam olarak ortaya çıkartılamıyorsa, artık bağımsız denetçinin sorumluluğu bulunmamaktadır (Çevik, 2005, 162).

2.9.2. Üçüncü Kişilere Karşı Sorumluluk

Üçüncü kişiler bağımsız denetçi ile iş ilişkisinde olan fakat müşteri ve sözleşme taraftarları arasında olmayan ama denetim sonuçlarından yararlanan kişilerdir. ABD’de ortak hukuk ve yasalar bağımsız denetçilerin yasal sorumluluklarını belirlemektedir.

Ortak Hukuk üçüncü şahısları şöyle sınıflandırmaktadır (Özşahin, 2000, 3 8-39) :

-Birinci dereceden kazanç elde edenler : Birinci derece kazanç sağlayanlar bağımsız denetçinin denetim sonuçlarını kimin kullanacağını bilmesi durumunda mümkündür.

-Kazanç elde etmesi tahmin edilenler : Bağımsız denetçinin tahminleri doğrultusunda denetim sonuçlarını kullanacak kişilerdir.

-Kazanç elde etmesi öngörülenler; Müşteri işletmenin finansal tablo kullanıcılarından gerçekte bilgisi olmayan ancak yapılan işlemleri finansal tablolara dayandırarak yapma ihtimali olan kişilerdir.

Burada aslında üçüncü kişiler kavramından kastedilen müşteri işletmenin finansal tablolarından yararlanan bilgi kullanıcılarıdır. Yani mevcut ve potansiyel yatırımcılar, müşterinin çalışanları, borç verenler, satıcılar ve diğer ticari alacaklılar, müşteriler ve devlet bilgi kullanıcıları olarak ifade edilmektedir (Çelik, 2005, 137). Bağımsız denetim kuruluşlarının bunların tamamına karşı sorumlu olması söz konusu olmamaktadır. Bu konuda üçüncü kişilere bağımsız denetimin sorumlu olduğunu belirten ülkeler çeşitli düzenlemeler yapmaktadır (A.g.e., 140).

126

Üçüncü kişiler tarafından bağımsız denetçiye ağır ihmal ve haksız fiil sorumluluğu nedeniyle, mali tablolarda görülen hata ve hilelerden kaynaklanan yanlışlıklar, davacı tarafın bundan zarar görmesi ve bağımsız denetçinin bunları ortaya çıkarmadaki sorumluluk derecesi dâhilindeki unsurlar sonucu dava açması sağlanmaktadır. Yani burada önemli olan sorumluluğun ihlali sözleşmeden dolayı mı yoksa haksız fiilden mi kaynaklanmaktadır. Türk hukukunda kural olarak sadece haksız fiilden kaynaklanan zarara kişiler doğrudan doğruya tazminat davası açabilmektedir. Bu tarz üçüncü şahıslara karşı sorumluluğun haksız fiile dayandığı ülkelerde bağımsız denetim kuruluşunun kusur ve zararının mevcut olması halinde zarara uğrayan herkesin haksız fiilden dolayı dava açabilme hakkı bulunmaktadır. Bağımsız denetçi ise; yeterli dikkat ve özenin gösterildiğini ispatlarsa, yanlışlığın önemsiz olduğunu, davacının zararının mali tablolarla alakası olmadığını ve davanın zaman aşımına uğradığını ispatlarsa kendini savunabilir (Özşahin, 2000, 40; Çevik, 2005, 140).

Bağımsız denetim kuruluşlarının hem müşteriyi ilgilendiren hem de üçüncü şahısları ilgilendiren uygunsuzluk halleri şu şartlarda ortaya çıkmaktadır :

- Hata ve hilelerin ortaya çıkarılmasındaki başarısızlık,

- Bağımsız denetim raporunun yanlış ve yanıltıcı bilgi ve sonuçlar içermesi.

Ayrıca bazı ülkelerde sorumluluğun sınırlandırılması miktar ile ilişkilendirilmiştir.

Almanya 2 milyon dolar, Avusturya 5 milyon şilinle bağımsız denetim kuruluşlarının sorumlu olduğu miktarı her denetim için sınırlandırmaktadır. Fransa, İngiltere, İsveç ve Belçika’da ise sorumluluğun sınırlandırılması için bir sınırlama olmamakla birlikte, Hollanda, Danimarka vb. ülkeler de hukukta yer almayan ama bağımsız denetim sözleşmeleriyle şekillenen sınırlamalar mevcuttur. Türk hukukunda da bağımsız denetim kuruluşlarının sorumluluğunun sınırlandırılmasına ilişkin bir düzenleme yapılmamıştır. Dolayısıyla bağımsız denetim kuruluşları verilen bütün zararlardan sorumlu tutulacaklardır (Çevik, 2005, 183-184).

127

2.10. Sermaye Piyasası Mevzuatına Göre Bağımsız Denetim Kurumunun Hata ve