• Sonuç bulunamadı

Görüşülenlere Göre Dijital Aktivizm

Belgede Aktivizmin dijital dönüşümü (sayfa 155-160)

2. DİJİTAL AKTİVİZM

3.8. ARAŞTIRMA BULGULARI

3.8.2. Görüşmeci Bulguları

3.8.2.9. Görüşülenlere Göre Dijital Aktivizm

Aktivizmin dijital ortamda nasıl hayat bulduğuna dair bir kavrayış geliştirmek için görüşmecilere yöneltilen başat sorulardan biri “Dijital aktivizm size ne ifade ediyor?” sorusudur. Görüşülenlerin önemli bir kısmına göre aktivizm fiziksel olarak bir mekanda bulunularak gerçekleştirilen eylemler bütünüdür. Bu sebeple görüşülen bazı aktivistler dijital aktivizmi ekoloji mücadelesinin dijital ortamdaki – bilhassa toplumsal ağlardaki – “tamamlayıcısı”, mücadeleyi destekleyenlere ulaştıracak bir iletişim ortamı olarak görmektedir.

KİP-1 yalnızca dijital ortamda yürütülecek bir aktivizmin mücadele için yol almak için yeterli olmayacağını ifade etmiştir:

“Dijital aktivizm olsa olsa verilen mücadelenin propaganda ve yandaş edinme aşamalarında teknolojik araçların kullanımından yardım almak olabilir benim için. Salt, dijital bir ortamda aktivistlik öngöremiyorum. Çünkü aktivizm biraz da kısa-uzun vadede kesin ve somut çözümler almak gibi hedefler de taşır, taşımalıdır diye düşünüyorum. Bu sebepten salt dijital ortamda yürütülen bir mücadelenin ya da en genel ifadeyle aktivizmin bu amaca ulaşamayacağını, çok zor ulaşacağını düşünüyorum.”

KİP-1 ile aynı toplulukta mücadele veren KİP-2 ise farklı bir bakış açısı ile içinde yaygın teknoloji kullanımı sonucu olarak dijital aktivizmi oldukça önemli bulmaktadır. KİP-2, ANK-1, ANK-2 ve NKP-1 dijital aktivizmi sokak aktivizminin dijital ortamdaki bir yansıması gibi değerlendirmiştir:

KİP-2: Dijital aktivizm bence sokakta fiili olarak veya birebir sohbetlerde ikna yöntemi

kullanılarak yapılan bir mücadeleyi tamamlıyor. 21.yy’dan sonra hiçbir hareket dijital alandan bağımsız olamayacağı gibi onu özümseyip onunla beraber var olmalı. Bu nedenle dijital aktivizm günümüz için çok önemli bir durum. Bunu en verimli ve en şeffaf şekilde kullanmalıyız.

ANK-1: “Dijital aktivizm sahadaki gerçek aktivizmin duyuru panosu gibi. Sahada yaptıklarını,

yapmak istediklerini ve bunlar için ihtiyaç duyduklarını duyurduğun bir platform.”

ANK-2: “Eylemselliğin dijital alanda görünür olması. Günümüz teknolojik dünyasını,

144

NKP-1: “Bir olayın duyurusunu yaparken işte bu dijital ortamı kullanmak gibi öyle

anlıyorum.”

Görüşülen aktivistlerin bir bölümü ise (4 kişi) dijital aktivizmi açıklarken hem olumlu hem olumsuz yanlarına yer vermiştir. Fakat bu açıklamaların temelinde yine sokak aktivizmini besleyecek bir dijital aktivizm beklentisi dikkat çekmektedir.

KİP-3’e göre dijital aktivizm amacına uygun olarak kullanıldığında faydalı olmakta ancak kimi zaman da insanları pasif hale getirmektedir. Ekoloji hareketine destek açısından İnternet’te çok kalabalık bir tablo çizildiğini ancak sokağa çıkıldığında çok yalnız kaldıklarını KİP-3 şu şekilde ifade etmiştir:

“Eskiden çok daha kalabalıktık. Belki de Twitter’da eylemler arttı, mertlik bozuldu mantığı. Belki budur, bilmiyorum ama birazcık bizi tembelleştirdi. Kamuoyu oluşturuyoruz ama sokağa çıkmak yönünde çok tembelleştik. Kimse çıkmıyor sokağa.”

KOS-3 de çok benzer bir yaklaşımla dijital aktivizmin sokak aktivizmi ile tepkisel bağlamda denklik göstermediğini aktarmıştır. KOS-3 dijital aktivizmi bir meseleyi gündeme getirmek istediğinde iyi hazırlanmış bir içerikle birlikte toplumsal ağlardaki takipçi sayısının kat be katına ulaştırabilecek bir harekete geçirme aracı olarak görmektedir. Fakat bu artının aynı zamanda kendi içerisinde aslında birçok eksiyi de barındırdığını düşünmektedir. Toplumsal ağlarda çok ses çıktığında ve bunun fiziksel eylemlerde bir karşılığı olmadığında ortaya çıkan durumu murça benzetmektedir. Yani ekolojik yıkımlara ilişkin çok büyük tepki varmış gibi göründüğünü ancak aslına bakıldığında bu tepkinin olmadığını ifade etmiştir. Bunu da bir protesto kapsamında ilgili kurum veya kişileri somut olarak aramak, onlara e- posta veya faks göndermek gerektiğinde bu eylemlere topluluk dışında çok fazla insanın katılmaması ile örneklendirmiştir. Aynı şekilde, bir eylem duyurusu içeriğinin beş yüz kişi tarafından yeniden paylaşılmasına karşın sokak eyleminde elli kişinin yer aldığını söylemiştir. İçeriği yeniden paylaşmanın insanların içini rahatlattığını veya bir kampanyaya destek verme hissi oluşturduğunu belirten KOS- 3’e göre somut olarak harekete geçmemek aslında yapılanların “toplumsal karşılığının olmamasıdır”. Toplumda erklerin baskısının artması ile bunun yayıldığına inanan KOS-3, dijital aktivizmi çok sevdiğini ancak beri yandan da dijital aktivizmin olumsuz yönleri olduğunu vurgulamıştır.

145

KOS-2 de “offline aktivizmi besleyen online aktivizm” olarak tanımladığı dijital aktivizmi ekoloji hareketi açısından tamamlayıcı bir araç olarak görmektedir. Ona göre dijital aktivizm örgütlenme pratiğine döndüğünde ekoloji hareketine katkı sağlamaktadır. Bu da yeni insanları harekete katmakla mümkün olmaktadır. KOS-2, çevrimiçi ve çevrimdışı aktivizm alanları arasında herhangi bir geçirgenlik olmaması durumunda dijital aktivizm olarak adlandırılan tüm eylemlerin tehlikeli bir yöne, kliktivizme doğru yöneldiğini düşünmektedir.

Dijital aktivizmin amacını insanların mağduriyet algılarından ve kurgularından çıkarak bir adım atmaları olarak değerlendiren KOS-1, bunun yapılmasının muktedir hissetmek, iradi müdahalede bulunmak anlama geldiğini ifade etmiştir. Muktedir hissetmese dahi bir insanın bir şeylere kızması, üzülmesi ile birlikte bir arayış içine gireceğini düşünen KOS-1, bunun sonucunda harekete bir katkı sağlanabileceğini belirtmiştir.

Tüm bunların yanı sıra tıpkı KİP-3, KOS-3 ve KOS-2 gibi KOS-1 de dijital ortamda toplumsal hareketlere ilişkin içerik paylaşıyor olmanın, aktivizm açısından bir yanılsamaya dönüşme riskinin ve ancak şuurlu bir şekilde hareket ederek aktivizmin içinde yer alınabileceğinin üzerinde durmuştur:

“Bazı insanlar bir şey koyuyor, onu 10 bin kişi paylaşıyor, herkes çok mutlu. Koyan iş yaptım zannediyor ama mesela fark ediyorsundur bu son yıllarda iyice arttı. Mesela bu İztuzu, İztuzu’ndaki saldırı, bilmem ne. Birkaç haber var ayda bir bunlar araştırmaya başlanıyor. Birisi kazayla paylaşıyor çünkü bu Facebook’un ve değişik yerlerin hatırlatma işler var ya. Bir ay önce şunu yaptınız, altı ay önce bunu yaptınız diye insanların önüne bir şey düşüyor. O bir saniyede şuursuz bir şekilde bakıp ‘Aa saldırı olmuş.’ deyip de. Çünkü hatırlamıyor bir yıl önce de aynı bir saniyede bakmış, anlamamış. Paylaşıyor onu. Sonra bakıyorsun bin kişi paylaşmış. Bu bir aktivizm değil. Bu bir şuurlu bir şey de değil. Bunlar sıkıntı işte. Doğrusu az önce söylediğim gibi insanların kendi hayatlarında ne kadar yoğun ve sıkıntılı olursa olsun, bir adım daha atıp harekete geçmesi. Benim için aktivizm bu. Dijital aktivizm de bunu sağlayacak bir şey olmalı.”

KOS-4 ise çok farklı bir bakış açısıyla aktivizmin dijital alanlardaki yansımasından söz edilebileceğini ancak dijital aktivizm diye bir tanımlama olmadığını ifade etmiştir. KOS-4 herhangi bir mücadele ve muhalefete dair bilginin gerçek yaşamda ortaya çıktığını, bir suça tanıklık edildiyse bu bilginin kendisinin sokak, saha, orman, kent alanı, şantiyede gerçekleştiğini söylemiştir. İş cinayeti gerçekleşiyorsa o iş cinayetinin şantiyede, bir hukuksuz ağaç kesimi ya da ekolojik

146

saldırı gerçekleşmişse onun ekolojik alanda gerçekleştiğini eklemiştir. Eylemin, yani gerçek olan meselenin dijital alana taşınmasını bir alternatif ve şans olarak değerlendirmektedir. Eylem planı yapıldıktan, gerçek hayattaki süreçlerin kararları tamamlandıktan sonra Twitter’daki etkinliklerinin bunu yaymaya yönelik olduğunu belirten KOS-4, dijital alanı toplumsal muhalefet ve aktivizmin toplam araçlarından bir tanesi olarak ele almaktadır. Başka bir deyişle mücadelenin fail ve mağdurlarının fiziki ortamlarda var olduğu, bu nedenle de dijital aktivizmin yalnızca aktivizmin dijital ortamdaki görünümü olduğunu açıklamıştır.

NKP-2 ise dijital aktivizme karşı oldukça mesafeli bir yaklaşım göstermiş ve yüz yüze örgütlenmeyi tercih ettiğini ifade etmiştir:

“Daha çok klavye kullanılarak yapılan bir çalışma türüdür diye düşünüyorum. Bu bizim tarzımız değildir. Az önce anlattığım gibi biz yüz yüze mücadeleyi örgütlemekten yanayız. Dijital araçları sadece haberleşmek için kullanmaktayız.”

Tüm bunların yanı sıra dijital aktivizmi daha çok “tembelleştirici” yönü ile değerlendiren görüşülenler hacktivism konusuna daha olumlu bir çerçeveden bakmıştır. Hack eylemleri görünürlüğü artıran, gerçek hayatta karşılığı olan bir eylem biçimi, kamuoyunu bilinçlendirici bir hareket olarak nitelendirilmiştir.

KİP-1 hack eylemlerinin propaganda ve karşı tarafın yıpratılıp kendi mücadelesinin yayılması, görünürlüğünün artırılması için yapılması gerektiğini düşünmektedir. Hack eylemlerinin yasa dışı olduğunu, bu eylemlerin sonucunda elde edilen verilerin ise mücadelede doğrudan kullanabileceğini ifade etmiştir. Kurum ya da şirketlere yönelik gerçekleştirilen hack eylemlerine karşı olumlu bir pencereden bakmaktadır.

KİP-2 hack eylemlerini gerçek hayatta karşılığı olan eylemler olarak tanımlamakta ve bu kez dijital aktivizm denilence aklına gelen tembellikten başka bir tarafa – toplumsal muhalefete – işaret etmektedir. Toplumu ilgilendiren ve son yıllarda dikkat çeken bazı hack eylemlerini şu şekilde aktarmıştır:

“Anonymous üzerinden örneklendirecek olursak sürekli 'gelecek distopyalarında' karşımıza çıkan gizemli hacker yapılanmasını gerçeğe dönüştürdüler ve gerçekten ayakları yere basan işler yaparak hem insanlara dokundular hem de egemenlerin de korktuğu insanlar olabileceğini gösterdiler. Red Hack'in de su ve doğalgaz borçlarını silmesi, kurumların65 veri tabanına

147

girerek yolsuzlukları ortaya çıkarması, Türkiye için dünyanın en kalabalık ordularından birine sahipken aslında 21. yüzyılda bunun pek bir şey ifade etmediğini gösterdi. Bu o dönemin siyasal çıkmazlarında gerçekten muhalif – aktivist çizginin kendine bir yön – çizgi belirlemesinde yardımcı oldu.”

KOS-2 hack eylemlerinin iki yönü olabileceğinin altını çizmiştir. Bunlardan biri toplumsal hareket adına yapılan, diğeri ise toplumsal hareketin karşısındaki hack eylemleridir. KOS-2 hacktivismin toplumsal hareketler açısından önemini şu şekilde açıklamıştır:

“…Red Hack’in zaman zaman çıktığı dökümanlardı, ulaştırmadır vs.’dir veya işte küresel ölçekte de var ya böyle sansasyonel, Paradise Papers falan. Bunların ben aslında kamuoyunu bir şekilde bilinçlendirmek için ve kamuoyuna bir sürü gizli saklı şeyin sunulması için de değerli araçlar olduğuna inanıyorum.”

Daha önce dijital aktivizmi, aktivizmin dijital ortamdaki yansıması olarak açıklayan KOS-4, hacktivismi ortaya çıktığı ve uygulandığı ortamı göz önünde bulundurarak dijital aktivizm örneği olarak değerlendirmiştir. KOS-4’e göre bunun başat sebeplerinden biri dijital alan ve araçlardan doğan bir eylemlilik olmasıdır. Başka bir deyişle kendi özgün araçlarını kullanan, dijital alanda başlayıp biten bir eylem türü olması. KOS-4, hacktivismin web sitesi hacklemek, bilgileri yayımlamak gibi bir bağlamda ele alındığında toplumsal hareketlerde verimli olabilmesi ve değişim yaratması için toplumsal talepte zorlayıcı proaktif talebin gelişiyor olması gerektiğini ifade etmiştir. Aktivizmin amacının yalnızca etkili olmak olmadığını, değiştirmek olduğunu düşünmektedir. Bu noktada Gezi Parkı Protestoları’nın çok etkili bir toplumsal isyan bankası olduğunu ancak çok sert bastırıldığını, hatta çok etkili olduğu için sert bastırıldığını söylemiştir. KOS-4’e göre Gezi Parkı Protestoları’nda sosyal medyanın hareketlendirme gücünün inkar edilme olanağı yoktur. Ancak bu sürecin arka planına bakıldığında yine sokağı ve sahayı gördüğünü ifade etmiştir. Bu protestoların arkasında “milyon farklı konu için milyon farklı eylem” yapıldığından Gezi Parkı Protestoları’nın bu sürecin üzerine inşa edildiğini düşünmektedir. KOS-4 bu örnek bağlamında hacktivismin ayrı bir başlık olarak konuşulabileceğinin ancak yine toplamda bir sürecin ve sahada olmanın gerektiğinin altını çizmiştir:

“Dolayısıyla buradaki bu toplumsal mücadelenin birleştirici yapısı her zaman sahada olmak durumda olmaya devam edecek. Davalar açılarak olmaya devam edecek. Ne bileyim yasaların önünde eleştirilmesi şeklinde olmaya devam edecek. Yani İnternet’ten yasayı, şu yasa değişsin

148

kampanyası ile yapamayız bunu. Yani yapınca olur da tesadüfi olur yani, yapamayız. Yani sekiz saat çalışma süresinin toplam siyasal hareketinde 16-17 saatlerin sekiz saate indirilmesi biliyorsun çok kanlı olan olaylar sonrasında gerçekleşti. Çok böyle büyük fedakarlıklar edildi, mücadelelerle gerçekleşebilmişti şey, emek hareketinin kısmi olarak öfkeleşmesi, iyice bizzat çalışma. Mesai saatleri bir kazanım aslında bakarsan. Toplumsal bir toplam siyaset içerisinde. Bu mesela sokakta oldu. Bundan sonra da bu böyle olmaya devam edecek. Sokakta olmaya devam edecek bu iş diye düşünüyorum. Çünkü iktidarlar zaten sokağı düşünüyor, sahayı kendine has değiştiriyor toplamda.”

Çok benzer bir yaklaşım ile KOS-1 de hacktivismi bir protesto aracı olarak görmekle beraber sokaktaki karşılığını kavrama ilişkin bir tereddüt ile sorgulamıştır:

“…Dünya çapında bir sürü insan, bir sürü yerde kullanıyor. Bir faydası oldu mu protesto eylemi olmanın ötesinde? Mesela şunu anlatmak istiyorum: Sivil itaatsizlik etkili eylem biçimi olabilir. Yani bir savaşı, bir madeni bir şeyi durdurmak için yolu tıkamak. Ama bir yeri hack ederek fiziki hayatta bir şeyi durdurmak mümkün mü? Bir para akışını, bir silah sevkiyatını, bir maden çalışmasını, bir kazıyı, bir orman kesimini, bir sayfayı hack ederek durdurmak mümkün mü? Benim gördüğüm kadarıyla şu an değil. Bir gün olursa yani bir gün yeterince sistem birbirine bağlanıp, sivil itaatsizlik eylemlerini destekleyen hackerların da bunun bir parçasını olmasını sağlayan bir sistem kurulursa belki anlamlı olabilir.”

Belgede Aktivizmin dijital dönüşümü (sayfa 155-160)