• Sonuç bulunamadı

Göçmen, Yabancı, Yerleşik Yabancı ve Turist Kavramları

3. TURİZM DESTİNASYONLARINDA YERLEŞİK YABANCI-YEREL HALK

3.1. Yerleşik Yabancı-Yerel Halk Etkileşiminde Bazı Temel Kavramlar

3.1.2. Göçmen, Yabancı, Yerleşik Yabancı ve Turist Kavramları

Göç hareketine katılan, göçün merkezinde yer alan bireyi tanımlamak için kullanılan göçmen kavramının, uluslararası düzeyde genel kabul görmüş bir tanımının

87

bulunmadığı Uluslararası Göç Örgütü (IOM [International Organization for Migration]) tarafından belirtilmektedir. Güncel Türkçe Sözlükte göçmen; “Kendi

ülkesinden ayrılarak başka ülkeye giden kimse, aile veya topluluk.” (TDK, 2019); Göç

Terimleri Sözlüğünde ise “Kişisel amaçlarla (maddi ve/veya sosyal rahatlık),

kendilerinin ve ailelerinin gelecekten beklentilerini artırmak için başka bir ülkeye, dışarıdan herhangi bir zorlama olmaksızın, özgürce göç eden kimse.” biçiminde

tanımlanmaktadır (IOM, 2009). Birleşmiş Millet Uluslararası Göç İstatistikleri Önerileri belgesinde göçmen kavramı; her zamanki ikamet ettiği ülkeden kısa ya da uzun süreli ayrılarak ikamet yerini değiştiren herhangi bir kişiyi tanımlamak için kullanılmaktadır. Göçmenler; hedef ülkede ikametleri gözetilerek, kısa ve uzun süreli göçmenler olarak sınıflandırılmaktadır. Bu sınıflandırmaya göre; kısa süreli göçmen, her zaman ikamet ettiği ülkeden ayrılarak ikamet yerini en az üç ay en fazla bir yıldan az olmak şartıyla değiştiren; uzun süreli göçmen ise her zaman ikamet ettiği ülkeden ayrılarak ikamet yerini en az bir yıl süreyle değiştiren göçmendir (UN, 1998). Ancak uluslararası göçmenler için yapılan bu sınıflandırma, tüm dünyada kabul edilen, ortak bir sınıflandırma özelliği taşımamaktadır.

Türkiye’de 19.09.2006 tarihli 26301 sayı no ile resmi gazetede yayımlanan, 5543 sayılı İskan Kanunun 4. madde 1. fıkrasına göre; “Türk soyundan ve Türk kültürüne bağlı

olmayan yabancılar göçmen olarak kabul edilmemektedir.” (www.mevzuat.gov.tr,

2006). Türkiye’de yasal mevzuata göre uluslararası göç hareketlerine katılan, Türk soyundan ve Türk kültüründen olmayanlar yabancı olarak kabul edilmektedir. 11 Nisan 2013 tarihinde çıkarılan, 11 Nisan 2014 tarihinde ise yürürlüğe giren 6458 Sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’na göre yabancı; “Türkiye Cumhuriyeti

Devleti ile vatandaşlık bağı bulunmayan kişi.” olarak tanımlanmaktadır. Aynı kanunun

11. maddesi 1. fıkrasında, “Türkiye’de 90 güne kadar kalacak yabancılar, vatandaşı

oldukları veya yasal olarak bulundukları ülkedeki konsolosluklardan geliş amaçlarını belirten vize alarak gelirler. Vizenin veya vize muafiyetinin Türkiye’de sağladığı kalış süresi, her 180 günde 90 günü geçemez.” ifadesi yer almaktadır. Türkiye’de 90 günden

daha fazla kalmak isteyen yabancıların ikamet izni alması yasal bir zorunluluktur. Kısa dönemli ikamet izinleri; her defasında en az 2 yıllık düzenlenebilmekte; konumuz itibariyle Türkiye’de taşınmaz malı bulunanlara (md 31/b) ve turistlere (md 31/e), uzun dönem ikamet izni ise en az 8 yıl kesintisiz ikamet izni ile kalmış olanlara verilmektedir (Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu, 2013).

88

Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu’nun 05.11.1992 tarihli, 144 sayılı Yabancının Yerel Düzeyde Kamu Yaşamına Katılımına İlişkin Sözleşmesi’nde yerleşik yabancı (foreign resident); “Bir devletin vatandaşı

olmadığı halde, o devlet sınırları içerisinde yasal olarak ikamet eden kişi, mukim (ikamet eden) yabancı.” olarak tanımlanmıştır (Council in Europe, 1992). Uluslararası

Stratejik Araştırmalar Kurumu [USAK]’nun “Yerleşik Yabancıların Türk Toplumuna

Entegrasyonu” isimli projesinde, yerleşik yabancı kavramı için bir çerçeve çizilmiş ve

kavram:

 Göç süreci öncesinde Türkiye’de ikamet etmemiş,

 Yaşamının belirli bir döneminde Türkiye’ye yerleşen,

 Türkiye’de satın aldığı ya da uzun süreliğine kiraladığı mülkte 6 aydan fazla olmak üzere ikamet eden kişileri tanımlamak için kullanılmıştır.

Yerleşik yabancı kavramının Türk mevzuatında herhangi bir yasal tanımlaması bulunmamaktadır. Bu bağlamda yerleşik yabancı kavramının çerçevesi çalışma kapsamında; yaşam biçimi göçü öncesinde Türkiye’de ikamet etmemiş, Türkiye’de mal-mülk satın alarak ya da uzun süreli kiralama yaparak yılın en azından yarıdan fazlasını Türkiye’de geçiren, köken ülke vatandaşlığı yanı sıra Türkiye’den de vatandaşlık alarak çifte vatandaşlığı olabilen, göçmen olarak ifade edilemeyen (Türk soyundan ve Türk kültürüne bağlı olmayan yabancı oldukları için), yerel halk tarafından yabancı olarak görülen birey olarak çizilmiştir.

Türkiye’ye yerleşen yabancılar, köken ülke vatandaşlıklarının yanı sıra Türkiye’ye yerleşimleri ile sonradan vatandaşlık alıp almamaları fark etmeksizin, yaşamlarının belirli bir dönemini veya tamamını burada geçirmekte; sosyal, kültürel ve ekonomik ilişkiler yaşadığı Türk toplumunda yabancı olarak görülmektedir. Sosyolojik bakış açısına göre yabancı kavramının uyrukluk ilişkisine göre değil, kişinin yerleştiği ülkeye yönelik sahip olduğu sosyo-kültürel, sosyo-ekonomik ve sosyo-psikolojik bağlılıklarına göre belirlenmesi gerektiği ifade edilmektedir (Zafer, 2013).

Yerleşik yabancılar; gençler, genç emekliler, emekliler, yaşlılar gibi belirli bir birey grubunun üyeleridir. Turizm destinasyonuna yönelik hareketleri; sürekli göç, geçici göç, döngüsel göç veya basit biçimde hareketlilik biçiminde gerçekleşmektedir.

89

Yerleşik yabancılar, destinasyonda boş zamanlarını eğlenceli, keyifli işlerle uğraşarak değerlendirmekte, sergiledikleri tutum ve davranışların temelinde turist motivasyonları bulunmaktadır. Hedef ülkede tüketim harcamaları, emlak alım-satım-kiralama durumları ve girişimcilik faaliyetleri de gösterebilen yerleşik yabancıların, turizm destinasyonunun mevcut ekonomisine katılımları söz konusu olmaktadır. Yerleşik yabancıların turizm destinasyonlarında 6 ay ve üzerinde ikametleri; sosyal, kültürel, ekonomik, politik ve çevresel açıdan etkiler yaratmalarına neden olmaktadır (Balkır ve Kırkulak Uludağ, 2014, 4).

Turist kavramı ile ilgili birçok tanımlama yapılmış, araştırmacıların alanları ve bakış açıları yapılan tanımlamalara yansımıştır. Usta (2016) turisti; “Turizm olayına katılan

ve yön veren, sürekli yaşadığı yeri ticari kazanç dışı nedenlerle geçici olarak terk ederek seyahat eden ve konaklayan; psikolojik tatmin arayan, sınırlı harcama gücü ve zamanı ile tüketici davranışlarında bulunan kişi.” olarak tanımlamıştır. Pek çok

ülkenin kabul ettiği Avrupa Birliği İstatistik Ofisi ve Dünya Turizm Örgütü tanımına göre turist; “Devamlı ikamet ettiği ülkeden başka bir ülkeye, gelir elde etme amacı

dışında; eğlence (tatil, kültürel, sportif ilişkiler, yakınları ziyaret vb.), mesleki (toplantı, kamu hizmeti, iş) ve diğer turizm konuları (staj, etüt, sağlık vb.) gibi farklı amaçlarla seyahat eden, ziyaret ettiği ülkede en az yirmi dört saat kalan ziyaretçidir.” (UN, 1998).

Yukarıda yapılan tanımların çizdiği sınırlar doğrultusunda turist olarak kabul edilmeyenleri şu şekilde sıralamak mümkündür (Küçükaltan ve Akkaşoğlu, 2016, 28; Usta, 2016):

 Bir ülkeye çalışma amacıyla gidenler,

 Sürekli yerleşme amacı olanlar,

 Eğitim amaçlı uzun süre kalanlar,

 Bir ülkede oturup diğer ülkeye çalışmaya gitmek için sınır bölgelerine yerleşenler,

 Bir ülkeden durmaksızın transit geçenler,

 Uluslararası göçebeler,

 Mülteciler,

 Bir ülkede bulunan yabancı askeri birlik personeli ve

90

Göç ve turizm yarattığı etkilerle, göçmen ve turist kavramlarının iç içe geçebildiği karmaşık bir durum yaratmıştır (A. Williams ve Hall, 2002, 3). O’Reilly (1995) göçmen ve turist bağlamında bu karmaşayı gidermek için; ev sahibi ve köken ülkeye bağlılık hissi ile ilgili göreceli yönelimlerini, zaman dağılımını gözeterek, beş farklı tipoloji önermiştir. Bu tipolojiler ve açıklamaları şu şekildedir:

Gurbetçiler (Expatriates): Ev sahibi ülkede sürekli kalanlardır. Köken

ülkelerine bir yandan bağlılıklarını sürdürürken, diğer taraftan da ev sahibi ülke ile özdeşleşmiş olanlardır.

Yerleşikler (Residents): Yönelimleri ve yasal statüleri bakımından 6 ay ve

üzerinde bir süre yerleştiği, ev sahipliğini üstlenen destinasyonda bulunan, ancak mevsimsel olarak yılın 2 ile 5 ayını köken ülkede geçirenlerdir.

Mevsimlik Ziyaretçiler (Seasonal Visitors): Köken ülke odaklı olan, her sene yılın 2 ile 6 ayını turizm destinasyonunda geçirenlerdir.

Geri Dönenler (Returners): Genellikle düzensiz ziyaretlerde bulunan ikinci konut sahipleridir.

Turistler (Tourists): Ev sahibi turizm destinasyonunu tatil mekânı olarak tanımlayanlardır.

Yukarıdaki tanımlamalardan da anlaşılacağı üzere; göçmen, yabancı, yerleşik yabancı ve turist kavramları arasında önemli farklılıklar bulunmaktadır. Bir taraftan devletler ve kurumlar tarafından yapılan tanımlamalar, diğer taraftan akademik alanda yapılan çalışmalar ile ortaya konan kavramlar ve tanımlamalar anlam kargaşasına yol açmaktadır. Ülkeden ülkeye, hatta aynı ülke içerisinde farklı kurumların ya da farklı alanlarda çalışan bilim insanlarının yaptıkları tanımlamalar, karmaşık bir yapıya sahip olan göç ve turizm sarmalını daha da karmaşık bir hale getirmektedir. Uluslararası hareketlere katılan bireyler; göçmen mi?, göçebe mi?, yabancı mı?, yerleşik yabancı mı? turist mi?, daimi turist mi?, sakin mi?, gurbetçi mi? ikinci konut sahibi mi? gibi birçok soru farklı kurumlarca, farklı bakış açılarına göre, farklı biçimlerde cevaplandırılmaya çalışılmaktadır. Söz konusu belirsizlikler; hareket halindeki bireylerin motivasyon ve davranışlarından, üretim ve tüketim alanlarında sergiledikleri bulanıklıktan, göç ve turizm teorilerinin yeterince köprü işlevi görememesinden kaynaklanmaktadır (A. Williams ve Hall, 2002, 4).

91

Turizm destinasyonlarında turistlerin yarattığı nüfus hareketliliğinin daha geniş bir bakış açısıyla, geçici ve kalıcı hareketler arasındaki bazı kavramsal bağların ve önemli farklılıkların keşfedilmesi gerekmektedir (Bell ve Ward, 2000, 88). Turizm ve göç arasında değişen ilişkiler, turizm-göç bağının verimli ve bakir bir alanını temsil etmektedir. Söz konusu bu durum turizm tanımı da dahil olmak üzere yeni tanımlamalara ve bakış açılarına gereksinim duyulduğunun önemli bir göstergesidir. Turistlerin göç pratiklerine yönelik akademik ilgi 1960’lı yıllardan itibaren başlamıştır. Literatürde özellikle son yıllarda yaşam biçimi göçü üzerine yapılmış çalışmaların sayısında bir artış görülmektedir (Kordel ve Pohle, 2018; Matarrita-Cascante, Zunino ve Sagner-Tapia, 2017; Kordel, 2016; O'Reilly ve Benson, 2015).

Literatür incelendiğinde, turizm destinasyonlarına yaşam biçimi göçü kapsamında yerleşen yabancılar için farklı kavramların araştırmacılarca kullanıldığı tespit edilmiştir. Bunlardan bazıları şu şekildedir; yerleşik turist-Sağır (2011); emekli

göçmen-Özerim (2008); göçmen-Südaş (2009; 2012), Aksoy (2012), Südaş ve Mutluer

(2010); yabancı emekli yerleşik; Toprak (2009); yerleşik yabancı; Özgürel ve Avcıkurt (2018), Özgüneş (2017), Yazan, Girgin ve Kuru (2017), Şirin (2017), Yirik, Uslu ve Küçük (2015), Kavacık Z., Kavacık M., İnal ve Durna (2014), Balkır ve Kırkulak Uludağ (2014), Bayram (2013), Çil (2013) ve Zafer (2013).

Türkiye’de turizm destinasyonlarında, turizm ve göç arasındaki sınırların belirginleştirilmesi, var olan karmaşıklığın ortadan kaldırılması, süregelen hareketliliğin ortaya çıkardığı ve çıkartabileceği sonuçların aydınlığa kavuşturulması gerekmektedir. Türkiye’de uluslararası turizm hareketlerinin ve turistlerin destinasyonda yarattığı sosyo-kültürel, ekonomik ve çevresel etkiler birçok araştırmaya konu edilmiştir (Dilek, 2016; Doğan H. ve Üngüren, 2010; Avcıkurt, 2007; Issı, 1989). Yerleşik yabancıların Türkiye’deki yasal sisteme göre turist olarak nitelendirilmesine (USAK, 2008) karşın, destinasyonlarda 6 ay ve üzerindeki kalışlarının yarattığı etkiler nedeniyle ayrı bir başlık altında incelenmesi gerekmektedir. Göç eden, ev alarak veya kiralayarak turizm destinasyonuna yerleşen, köken ülke vatandaşlığının yanı sıra yerleştiği ülkenin vatandaşlığını da alabilen yabancıların, yarattıkları toplumsal etkiler ve ortaya çıkan karmaşık sosyal durumun tespit edilebilmesi için, öncelikle taşıdıkları özelliklerin neler olduğunun bilinmesi gerekmektedir. Türkiye’deki yerleşik yabancıları özellikleri itibariyle 5 temel grupta incelemek mümkündür. Bunlar: (1)

92

Tatilciler/yazlıkçılar, (2) Huzur ve farklılık arayanlar, (3) Emekliler, (4) Yatırımcılar ve (5) İş için gelenlerdir. Bu ayrıma ek olarak yerleşik yabancıların destinasyonda bulunma süreleri gözetilerek de bir gruplandırma yapılmaktadır. Destinasyonda bulunma süreleri açısından yerleşik yabancılar; tam yerleşikler, mevsimlik kalanlar ve fırsat buldukça kalanlar biçiminde gruplandırılmaktadır (USAK, 2008).

3.2. Yerleşik Yabancı-Yerel Halk Etkileşiminin Turizm Literatürü Açısından