• Sonuç bulunamadı

GÖÇEBE KÜRT AŞİRETLERİNİN YAYLAK - KIŞLAK SORUNU

Hudut bölgesinde yaşayan göçebe ve yarı göçebe olan Kürt aşiretlerinin yaylak – kışlak sorunu, Osmanlı-İran devletleri arasında önemli sorunlara neden olmaktaydı. Kürt aşiretlerinin geleneksel yaşamları olan göçebelikten dolayı hudut bölgesinde yaşayan Kürtlerde sınır mekan kavramı yoktu. Belirledikleri mevsimler ve verimli yaylaları

193 BOA., BEO., D. No: 1686, G. No: 126436.

106 II. ABDÜLHAMİT DÖNEMİNDE OSMANLI – İRAN İLİŞKİLERİNDE KÜRT AŞİRETLERİ MESELESİ

vardı. Hayatlarını buna göre düzenlemişlerdi. Kasrı-ı Şirin Antlaşması ile belirlenen Osmanlı-İran sınırları bu geleneksel Kürt göçebe yaşamanı etkilemeye başlamıştı. Çünkü belirlenen sınırlarla aynı aşirete mensup olan aileler bölünmüştü. Bazı aileler Osmanlı hududu içerisinde kalmış bazı aileler ise İran hududunda kalmıştı. Göçebe Kürt aşiretlerinin yaylak-kışlakları da belirlenen hudut çizgisiyle ayrılmıştı. Bu husus gerek aynı aşiret içinde gerek aşiretler arasında sorun teşkil etmeye başlamıştı. Sınır ihlalleri zaten başlı başına bir sorundu. Buna bir de aşiretlerin göç sırasında, köylere saldırma, yağma, gasp, hudut zaptiyelerine ve memurlarına saldırma gibi vukuatları eklenmişti. Kürt aşiretlerinin çıkardığı bu sorunlar iki devlet arasındaki ilişkilere zarar vermişti. İki devlet arasında bu sorunlar ile ilgili yazışmalar yapılmıştı. Fakat bu resmi yazışmalar duruma bir netice vermemiş bu yüzden iki devlet de asker sevkiyatı ya da misilleme yapmıştır. Misilleme ve asker sevkiyatı iki devleti bazen savaşın eşiğine getirmiştir. Osmanlı Devleti, iki devlet arasında sürekli sorun teşkil eden yaylak-kışlak meselesinin çözümü için göç sırasında kendisine tabî olan aşiretlerin takibini zorunlu tedbir olarak görmüştür. Osmanlı Devleti, Osmanlı toprağından karşı tarafa mevsimlik yaylak-kışlak için geçmek zorunda olan aşiretlerin nerelerde yaşadıkları, sayılarının ne kadar olduğu ve karşı tarafa geçirilmemesi halinde sıkıntıya düşüp düşmeyecekleri konusunda gerekli incelemelerin yapılması için aşiretlerin tabî olduğu Vilayetlere gerekli talimatlar göndermiştir. İran Devleti ise tedbir amaçlı aşiretlerin göç zamanını takip etmişti. Aşiretlerin göçleri esnasında hududa herhangi bir saldırı olmaması ve köylerde vukuatların işlenmemesi için gerekli mevzilere de asker sevkiyatı yapmıştır.

107 3.3.1. Caf Aşiretinin Yaylak -Kışlak Meselesi

Caf Aşireti, itaat etmeyen, iki devlet arasında sorun çıkaran aşiretlerdendi. Caf Aşiretinin asıl yerleşkesi Şehrizor bölgesiydi. Yerleşik yaşam süren taifeleri olmasına rağmen çoğunluğu göçebe olan bu büyük aşiret konfederasyonu, kışları Süleymaniye de yaşayıp yazları ise İran'a doğru göçerdi. Göç esnasında yol güzergâhındaki köylere verdikleri zararlardan dolayı, her iki devlet bu zararları önlemek için çoğu zaman asker sevkiyatını zorunlu görmüştü.

1887 senesinde Caf aşiretinin yaylaklara gitme zamanı gelmişti. İran sınırlarından geçtiklerinde yine sıkıntılar çıkaracaklarından dolayı tedirgin olmaya başlayan İran hükümeti, tedbir amaçlı durumu İstanbul'daki İran Elçiliği aracılığıyla Osmanlı hükümetine bildirmiştir. İran, Osmanlı hükümetinden Caf aşiretinin İran sınırından geçmesine izin verilmemesini ve bu durum için gereğinin yapılmasını istemiştir.194

Caf Aşiretinin 1892 senesinde meralarına geçme zamanı yaklaşmıştı. Bu hususta dikkatli olan İran hükümeti bazı tedbirler almayı gerekli görmüştür. Caf Aşiretinin İran'daki meralarına gittiklerinde uğrayacakları yerlerin ahalisine zarar vermelerini engellemek için bölgeye İran hükümeti tarafından iki tabur asker sevk edilmiştir. Bir tabur bölgedeki kaleye diğer tabur ise Caf Aşiretinin geçeceği güzergâha konumlandırılmıştır. İran hükümeti tarafından bu asker sevkiyatının tamamen emniyetin sağlanması için olduğu ayrıca

108 II. ABDÜLHAMİT DÖNEMİNDE OSMANLI – İRAN İLİŞKİLERİNDE KÜRT AŞİRETLERİ MESELESİ

belirtilmiştir. Süleymaniye Mutasarrıflığı, İran hükümetinin aldığı bu tedbirler konusunda Musul Vilayetini haberdar etmiştir.195

1894 senesinde Caf Aşiretinin göç zamanı gelmiş ve her yıl olduğu gibi hudut civarındaki yaylaya gittiğinde yine bazı sorunlar çıkarmıştı. Bu yüzden Musul Vilayeti, İran tarafından gerekli tedbirlerin alınması için durumu Hariciye Nezaretine bildirmiştir. Bunun üzerine Hariciye Nezareti, durumu Tahran Elçiliği aracılığıyla İran hükümetine bildirmiştir.196 Caf aşireti, 1894 senesindeki göç zamanında eşkıyalık yapmış ve İranlılara zarar verip hasarlar meydana getirmişti. Caflıların bu tecavüzlerini engellemek, gasp edilen malları geri almak ve intikam almak için İranlıların Kızılca hududuna asker toplamış olduğu haberi alınmıştı. Durum Süleymaniye Kumandanlığından Altıncı Ordu-yu Humayuna bildirilmişti. Ayrıca Süleymaniye Kumandanlığı, bu konuda ciddi bir araştırmanın yapılması gerektiğini belirtmiş ve Caf Aşiretinin İran tarafından gelebilecek böyle bir taarruzdan korunması için hükümetin gerekeni yapmasını istemiştir.197

Tahran Sadaret-i Uzmasına göre Caf Aşireti, her sene yaylak için İran'ın Kürdistan cihetine gidip geldiğinde adam öldürme ve malları yağmalama gibi suçlar işlemişti. Kürdistan cihetindeki İran ahalisi Caf Aşiretinin bu olaylarına maruz kalmıştı. Bu gibi olaylardan dolayı Caf Aşiretinin yaylaklara gidişleri ya yasaklanmalı ya da sağlam bir teminat alınmalıydı. Ayrıca Caf Aşiretinin reisi Osman Paşa'ya dahi bu yönde

195 BOA., Yıldız Tasnifi Perakende Evrakı Dahiliye Nezareti Maruzatı (Y.. PRK. DH..), D. No: 5, G. No: 40.

196 BOA., BEO., D. No: 440, G. No: 32987.

109

kuvvetli bir uyarıda bulunulması konusunda Musul Vilayetine durumun bildirilmesi gerektiği de belirtilmişti. Caf Aşiretinin göç esnasında meydana getirdikleri olayların önlenmesi için Tahran Sadaret-i Uzması, İran Elçiliği aracılığıyla bu isteklerini 1896 senesinde Osmanlı hükümetine iletmişti. Bunun üzerine Osmanlı hükümeti bölgeden sorumlu olan Musul Vilayetine bu husus hakkında gerekli talimatları vermiştir.198

Caf Aşireti beyzadelerinden Hasan Bey ahalisi ile beraber 1900 senesinde İran tarafına geçme teşebbüsünde bulunmuştu. Hasan Bey ve ahalisi, geçişlerine izin vermeyen Osmanlı askerleri ile mücadeleye girmişti. Bu mücadelede birkaç hayvan telef olmuş, bir kadın ve bir atlı da yaralanmıştı. Hasan Bey'in bu vukuatından dolayı haddinin bildirilmesi için Musul Vilayetine gerekli tenbihde bulunulmuştu. Ayrıca Caflıların yaylaklarına hareket etmiş oldukları Altıncı Ordu-yu Humayun'a bildirilmişti.199 Musul Vilayeti, 1900 senesinde Osmanlı hükümetine Caf Aşiretinin göç durumları ile ilgili bir telgraf göndermişti. Telgrafta, Caf Aşiretinin Sedani ve Bedagi fırkalarının İran'daki kışlaklarına gitmek için 15 gün evvel yola çıktıkları ve Hanekin Kazasının bir köyüne iki yüz seneden beri gidip gelmekte oldukları belirtilmiştir. Eğer İran hükümeti, bunların yaylak- kışlaklarına gitmelerine izin vermez ise aralarında büyük bir vukuatın meydana geleceğini de ayrıca belirtilmiştir. Musul Vilayeti böyle bir vukuatın meydana gelmesine izin verilmemesi ve gerekli tedbirler için

198 BOA., BEO., D. No: 785, G. No: 58814

110 II. ABDÜLHAMİT DÖNEMİNDE OSMANLI – İRAN İLİŞKİLERİNDE KÜRT AŞİRETLERİ MESELESİ

durumun Gülanber Kaymakamlığına bildirilmesini istemiştir.200

Osmanlı hükümeti, 1902 senesinde Musul Vilayetinden, Caf Aşiretinden bazı fırkalarının İran'a geçip buralarda fenalık yapmalarına engel olmasını istemiştir.201

3.3.2. Sencabi Aşiretinin Yaylak- Kışlak Meselesi

Sencabi Aşiretinin taifeleri olan Hevasun, Dalyani, Çalabi, Dostça ve Mecrilat'ten oluşan 1500 hane, her sene kış mevsiminde hayvanlarını otlatmak için Osmanlı hududunu geçerek Neft Deresi ve Akbaş Deresi boyunca Kızılbat'a doğru Hamrin Dağ silsilesine kadar gelmekteydiler. Bazı seneler bu taifeler Kızılbat yaylaklarına girdikten sonra buralardan geçerek Şehriban bölgesine tecavüz ederlerdi. Sencabi Aşiretine bağlı olan bu taifelerin otlattıkları hayvanlar dahi kendi hayvanları olmayıp

bu durumu Osmanlı hükümetinden gizlerlerdi. Musul Vilayeti

tarafından bu durum 1887 senesinde Osmanlı hükümetine şikâyet edilmişti.202 İran'ın Sencabi Aşireti 1888 senesinde kışlamak için yine Osmanlı sınırına geçmişti. Bağdat Valiliği tarafından bu durum hemen Osmanlı hükümetine bildirildi. Osmanlı hükümeti, Sencabi Aşiretinin bu sınır ihlalini İran hükümetine bildirmiştir. Fakat İran hükümeti tarafından Sencabi Aşiretinin bu vukuatı reddedildi.203 Bunun üzerine Osmanlı hükümeti, Altıncı Ordu Müşiriyeti'nden İran'ın Sencabi

200 BOA., DH. TMIK. M.., D. No: 136, G. No: 38.

201 BOA., DH. MKT., D. No: 598, G. No: 26.

202 BOA., HR. SYS., D. No: 682, G. No: 1.

111

Aşiretinin zorla sınır dışı edilerek mallarına hazine adına el konulmasını istemiştir.204