• Sonuç bulunamadı

Folklorun Bir Şubesi Olarak Meslek Folkloru

1. HALK VE HALK GRUPLARI BAĞLAMINDA MESLEK GRUPLARI VE MESLEK FOLKLORU

1.2. Folklorun Bir Şubesi Olarak Meslek Folkloru

19. yüzyılın ortalarından itibaren tebârüz etmeye başlayan ve her biri aynı zamanda bir kültür bilimi olan sosyal bilim şubeleri, başlangıçta çalışma sahalarını toplumların tarihsel ve kültürel derinliklerine göre belirlemişlerdir17. Örneğin antropoloji ve onun şubeleri olarak kabul edilen etnografya ve etnoloji daha ziyade tek katmanlı toplumlara yönelirken folklor, Türk toplumu gibi çok katmanlı toplulukları incelemeyi amaç edinmiştir. Öte yandan antropologlar başlangıçta halkı ilkel kavimlerle bir düşündüklerinden çoğunlukla folkloru kendi alanlarının bir alt şubesi olarak kabul etmişlerdir (Günay, 1987: 24).

Türk folklorunu, konuları, araştırma yöntemleri ve yaklaşımları gibi yönleri itibariyle yabancı folklor ekollerinin nazariyeleriyle değerlendirme eğiliminde olan geleneksel anlayış, folkloru uzun süre sosyoloji ve sosyal / kültürel antropolojinin yöntem ve malzemeleriyle ortak bir zeminde buluşturamamıştır. Bu yaklaşımın günümüz Türk folkloru araştırmalarında da büyük oranda devam ettiğini söylemek mümkündür. Oysa 1930’lu yıllarda Amerikalı antropologlar arasında gündeme gelmeye başlayan ve 1970’li yıllara kadar devam eden bir tartışma, kültürel antropoloji ve mezkûr paydaşlarının folklorla birlikte Amerika’nın değişen sosyo-kültürel hayatına yönelişe vesile olmuştur. Antropoloji, Umay Günay’ın tek katmanlı topluluklar şeklinde naklettiği ilkel (primitive) topluluklar üzerinde tatbik etmekte ısrarcı olan kimi Amerikalı antropolog ve etnologlar (Kushner, 1969; Spicer, 1974; Weaver ve White, 1972) ile bu ilim şubelerini folklorun da

17 Batı Avrupa’da folklorun ve ilişkili olduğu bilim dallarının gelişimi hakkında pek çok araştırma mevcuttur. Bu araştırmalar arasında karşılaştırmalı bakışıyla önemli bir yere sahip olması hasebiyle bk. (Degh, 1965).

38

yardımıyla endüstriyel çevreler de dâhil olmak üzere Amerikan toplumunun çeşitli bölümlerine tatbik etmek gerekliliğini vurgulayanlar (Steward, 1950; Clinton, 1977) arasında yaşanan bu tartışma, folkloru antropolojinin bir alt dalı olarak görme düşüncesini değiştirmemiş olsa da bu bilim şubelerinin bağımsız veya ortaklaşa biçimde endüstriyel veya kentsel alanlar çoğunlukta olmak üzere karmaşık toplumsal yapıya sahip alanlara yönelmesinde etkili olmuştur. Amerikan antropolojisi ve etnolojisi karmaşık toplumsal yapıyla, semtler ve topluluklar gibi yerel birimlerden, devlet memurları, sosyal sınıflar ve özel meslekî gruplar gibi ortak kesimlerden ve hukuk sistemi ve ideolojiler gibi resmî kurumlardan oluşan kolektif sosyal yapıyı kastetmişlerdir (Clinton, 1977: 39).

Avrupa ve Amerika kültür bilimlerinin siyasal ve sosyo-kültürel yapı bağlamında karmaşık toplumsal yapılar şeklinde adlandırdıkları kent bağlamlı sosyal örgütlenmelere yönelmesi, toplumsal ve siyasal politikalar geliştirmeleri bakımından önemli bir zaruretti. Zira ironik bir biçimde özellikle Amerikan antropolojisinin ilkel toplumları tanımlamak maksadıyla kullandığı tek katmanlılık Amerikan toplumunun tarihsel ve kültürel yüzeyselliğini ifade etmek için de kullanılabilir. Tarih, çevre ve kültür kapsamlı kurumsal faktörlerin sosyalizasyon üzerinde yarattığı etkiyi ortaya koymak düşüncesiyle çok önceleri gündeme getirilen kültürel ekoloji kavramının, bir araştırma stratejisi olarak popülerlik kazanarak güncellenmesi de bu dönemde gerçekleşmiştir18

.

Halk ve halk gruplarının konu edildiği bir önceki bölümde vurgulandığı üzere, folklor bağlamlı halk grubu sınıflandırmalarında “ortak ilgi alanları veya becerilerle birbirine bağlanan topluluklar” başlığı altına dâhil edilen meslek grupları, geçen yüzyılda büyük bir ivme kazanan folklor araştırmalarının önemli bir şubesi olma yolunda ilerlemiştir. Toplumsal yapıda görülen ve sosyolojik olarak çeşitli şekillerde izah edilmeye çalışılan değişme ve gelişmeler ışığında folklorun araştırma kadrolarında da bir değişme ve gelişme gerçekleşmiştir. Daha önce de çeşitli vesilelerle belirtildiği gibi araştırmalar tarihi boyunca uzun süre folklorun en saf halinin kırsal yaşantılar ve topluluklar arasında tespit edilebileceği yaklaşımıyla kırsal alanlara odaklanan folklor araştırmacıları, coğrafî keşiflerin ve müteakiben sanayi devriminin sosyal ve ekonomik hayat üzerindeki radikal etkileri ile endüstriyel bölgelere yönelmeye başlamış ve Batı Avrupa folklor araştırmaları içinde yeni araştırma şubelerinin tesis edilmesine vesile olmuşlardır. Bu eğilim folklorun dinamik yapısının bütün sosyal gruplar içinde takip edilebileceğinin somutlanması

18

39

bakımından oldukça önemli bir tecrübe olmuştur. Değişen kabuller ve güncellenen algılar paralelinde folklor ürünlerinin yeni ifade formlarına kavuşabildiğinin, mevcut geleneklerin donuklaşmanın dışında güncellenebildiğinin yahut onlara yenilerinin eklenebildiğinin bir ifadesi olarak çocuk folkloru, kadın folkloru, aile folkloru ve biraz daha kompleks bir yapıda olan meslek folkloru, folklorun araştırma şubeleri olarak hızla gelişmişlerdir.

Folklor araştırmalarının odağında olan konular kırsaldan kentsele taşındıkça folklorcular da araştırmalarını fabrika işçiliği veya ofis memurluğu gibi çeşitli kentsel ve endüstriyel meslek gruplarını kapsayacak şekilde genişletmeye başlamışlardır19

. İngilizcenin söz varlığı içinde occupational folklore (meslekî folklor) şeklinde ifade edilen terim, zamanla bu yolda gerçekleştirilen araştırmaları topyekûn ifade eden bir ilmî terim halini almıştır. Meslekî kültürler üzerine yapılan çalışmaları ifade etmek üzere zaman zaman organizational folklor (örgütsel folklor) teriminin de kullanılmakta olduğu görülmektedir. Örgütlü birlikler, folklor, sosyoloji, antropoloji ve sosyal psikoloji gibi alanlarca sosyal ve kültürel dinamikleri bağlamında incelenirken meslek gruplarının da bu kapsamda değerlendirilmesi örgütsel folklor teriminin 1980’lerin ortalarından itibaren meslek folkloru araştırmalarını ifade edecek şekilde kullanılmasında etkili olmuştur (Jones, 1991; Deal ve Kennedy, 1982).

Meslek grupları arasındaki folklorik temsilleri araştıran bu yeni araştırma şubesinin “meslek folkloru” adıyla ilk kez ne zaman ve kim tarafından kullanıldığı yolundaki görüşlere bakıldığında, bu alandaki ilk çalışmalar Batı Avrupa’da ortaya konulmuş olsa da folklor bu şubesini ifade etmek üzere kullanılan terimin Amerikan folkloristiği içerisinde geliştirildiği yolundaki kanaatle karşılaşılmaktadır. Buna göre yüzyılın ilk çeyreğinden itibaren Amerika’da örnekleri ortaya konulmaya başlanan ancak çoğunlukla tespit edilen folklorun dağarcığına göre adlandırılan (kovboy şarkıları, balıkçı hikâyeleri vs.) araştırmalar, 1930’lu yılların başlarında Benjamin Botkin, Nelson Algren ve Jack Conro

19 Geçmişten bugüne uzananların dışında modern zamanlarda ortaya çıkan mesleklere dönük çeşitli

sınıflandırma tecrübeleri ortaya konulmuştur. Farklı kriterler gözetilerek gerçekleştirilen bu tecrübeler arasında International Labour Organization (ILO) tarafından International Standard Classification of Occupations (ISCO) adıyla yapılan sınıflandırma uluslararası kabul gören önemli bir sınıflandırma olmuştur Bu sınıflandırmada yaşayan meslekler; 1) Millet meclisi üyeleri, kıdemli memurlar ve yöneticiler, 2) Profesyoneller, 3) Teknisyenler ve benzer meslekler, 4) Tezgahtarlar, yazıcılar vb. meslekler, 5) Servis işçileri ve mağaza, market çalışanları, 6) Tarım ustaları ve balıkçılık meslekleri, 7) El sanatları ve benzer meslekler, 8) Fabrika ve makine operatörleri, montajcılar, 9) Basit meslekler, 10) Askerî meslekler şeklinde belirtilmiştir (Tuncer ve Taşpınar, 2004: 5).

40

gibi araştırmacı ve yazarların işçi gruplarının hikâyeleri üzerine hazırladıkları çalışmalarda ilk kez “meslek folkloru” başlığı ile sunulmuştur (McCarl, 1997: 599).

Meslek folkloru, çalışma grubundaki üyelik ve konumları belirlemede kullanılan, gayrı resmî olarak öğrenilmiş adetler, beceriler ve anlatılara özel vurgu yapılan anlatımlı çalışma alanı kültürü (McCarl, 1996a: 1089) şeklinde tanımlanmıştır.

Meslek folklorunun bileşenlerinin neler olduğu yolunda farklı görüşler olmakla birlikte, belirli bir meslek grubunu karakterize eden teknikler20, ortak değerler, alışkanlıklar, gelenekler, ritüeller, anlatılar, şakalar, alaylar ile diğer tüm sözlü21

ve sözsüz iletişim biçimlerinden oluşan karmaşık yapının mesleğin folklorunu oluşturduğu yolunda yaygın bir kanaat mevcuttur (Green, 1978: 213; McCarl, 1996a: 1089). Meslek folkloru üzerine teorik ve uygulamalı pek çok araştırma yapan Robert McCarl, bir meslek folkloru araştırmacısının, araştırması süresince öncelikli olarak meslekî tekniklere, sözlü ve sözsüz iletişim biçimlerine, meslekî anlatılarla birlikte anlatmaya dayalı diğer yaratmalara, alışkanlıklara ve meslekî geleneklere odaklanması gerektiğini belirtmiştir (1978a: 17).

Halk adı verilen topluluğu birbirine bağlayan faktörlerin ortak sahiplenilmiş dil, din gibi herhangi bir şey olabileceğini belirten ve bu çalışmanın önceki bölümünde de kendisine atıfta bulunulan Alan Dundes, herhangi bir bağlayıcı unsurla bir araya gelmiş insan topluluklarının kendilerinin olarak adlandırdıkları bazı geleneklere sahip olabileceklerini ve folklor kapsamında yeni yaratmalar ortaya koyabileceklerini belirtir

20 Meslek folkloru araştırmaları tarihi ve metodolojisi üzerine çok sayıda çalışma yapan Robert McCarl, “teknik” terimini, birey ve onun çalışma çevresi arasındaki etkileşimden doğan ve grup tarafından tanımlanan üyeliği ve onun içindeki statüyü belirlemek için kullanılan eylem ve ritimler şeklinde tanımlamakta ve Alman meslek folklorcularından Carl B. Kaufmann’dan naklen, meslek folkloru araştırmalarında “beceri” terimi yerine “teknik” teriminin kullanılması gerektiğini vurgular. Zira teknik, aletlerle, çevreyle ve diğer işçilerle olan bir tür etkileşimi, deneyimi ve grup içi bilgiyi işaret etmektedir. Bu anlamda teknik, çalışma süreçlerinin ve davranış biçimlerinin daha iyi görülebilmesine de imkân sağlamaktadır. Zira alet ve kalıp yapımcılığı türünden meslekler montaj hattı gibi mesleklere göre daha belirgin teknikler üretmekte ve uygulanan her bir teknik, meslek grubu içinde yeni iletişim biçimlerine ve değerlendirmelere uygun ortam hazırlamaktadır. Teknik bir mesleği şekillendiren kurallardır ve onun bir üyeden diğerine aktarılması belirli bir işin harici ve dâhili kavramlarının temelini oluşturur. Meslek içinde işi bilmek, iyi bir usta olmak veya işe yatkın olmakla aynı şeydir. Meslek grubunun dışındaysa buna genellikle beceri denmektedir (McCarl, 1978a: 6-7).

21 Mesleğin sözlü iletişimine dönük incelemelerde meslek argosu ve jargonu öncelikli konular arasındadır. Her bir meslek jargonu kendi içinde sayısız mecaz barındırabilmektedir. Sözlü iletişimde sıkça kullanılan bu mecazlar sadece bir meslek jargonu oluşturmakla kalmamakta, aynı zamanda başka sözlü performanslara da zemin hazırlamaktadır. Örneğin çalışanlara takılan lakapların pek çoğu mecazlarla oluşturulmaktadır. Farklı mesleklerde çalışan her bir birey, dünyayı farklı biçimlerde algılamaktadır zira meslek, bireyi yaşadığı deneyimleri meslekî terimlerle tanımlamaya zorlamaktadır (McCarl, 1996b: 77-78).

41

(1998: 143). Buna göre katılımcı sayısı an az iki kişiden oluşabilecek halk topluluklarının üyeleri topluluğa ait gelenekleri, toplulukta birliktelik duygusunun oluşumuna yardım eden gelenekleri bilirler. Böylece, eğer topluluk ağaç kesenler veya demiryolculardan oluşuyorsa folklor da ağaç kesenler ve demiryolcular folkloru olarak adlandırılacaktır (Dundes, 2005: 128). Şu halde bir meslek grubu içinde bulunanların âdetleri, öyküleri ve meslekî yaşantılarını anlatan şarkıları bu meslek grubunun folklorunu oluşturan folklorik unsurlar arasındadır.

Meslek folkloru terimi, çoğu zaman çalışma alanında üretilen her türlü ifadesel kültürü ifade etmek üzere kullanılmıştır. Meslekî ifade yöntemleri, çalışma işlemlerine ve ifadenin işlev gördüğü mikro çevreye sıkı sıkıya bağlıdır; bu nedenle bu süreçlerin incelenmesi, iletişim türleri ve bu iletişimlerin meydana geldiği çevre arasındaki ilişkinin derinlemesine anlaşılmasını gerektirir. Bu sebeple folklorun bu şubesi üzerine çalışan meslek folkloru araştırmacısı, araştırdığı mesleğin çalışma ortamına yani meslekî folklorun ifade bulduğu icra ortamına dâhil olmalıdır. Meslek grubunun kendi içerisinde belirlediği iletişim biçimlerini ve folklorik unsurları tespit etmenin daha etkili bir yolu bulunmamaktadır. Meslekî çevre, etkileşimin önemli bir parçasıdır; zira herhangi bir eğitim almaksızın öğrenilen anlatım, beceri ve törenlere vurgu yapan ve faaliyet alanını ifade eden düşünceler, çoğu zaman nesilden nesle aktarılmaktadır. Meslekî çevrenin çeşitli yönleri çalışanlar tarafından yönlendirildiği için sembolik olarak görülüp o şekilde yorumlanabilir ve bu nedenle de bir iletişim türü olarak görülebilir (McCarl, 1978a: 4). Netice itibariyle fabrika işçilerinin folkloru üzerine çalışan bir araştırmacının araştırma sahası meslekî faaliyetin ve organizasyonun takip edilebileceği bir tür kültürel sahne olan fabrikalar olmalıyken, bu çalışmada olduğu gibi balıkçıların folkloru üzerine çalışan bir araştırmacının araştırma sahası, bu mesleğin kendi kültürel sahneleri olan limanlardan, balıkçı barınaklarından, evlerinden, kahvehanelerinden, av sırasında kullanılan küçük veya büyük tekneler gibi mesleğin icrasına dönük tüm iletişim ortamlarından oluşmalıdır.

Folklorun bu yeni araştırma şubesinin gelişim süreçlerine bakıldığında başlangıçta sözlü iletişim biçimlerinin takip edilebileceği yeni bir alan olarak algılanan meslek folkloru, zamanla bir meslek grubunu karakterize eden meslekî süreçleri, teknikleri, gelenekleri ve anlatımsal davranışları ihtiva edecek biçimde kapsamını genişletmiştir (McCarl, 1978a: 3). Başlangıçta grup üyelerinin meslekî jargonlarına ve sözlü anlatım türlerine odaklanan meslek folkloru araştırmaları, zamanla bunlarla yetinmemiş, bireyin

42

şahsına özel bir kariyerde ilerleyişine işaret eden meslekî geleneklerin yanı sıra her türlü meslekteki çalışanların gayrı resmî olarak öğrenmesi ve uygulaması gereken tekniklere ve çeşitli becerilere de odaklanır olmuştur. Teknikler, sözlü ifadeler ve meslekî gelenekler, folklorcuların meslek folkloru adını verdikleri çalışma alanındaki geniş kapsamlı yaşam biçimini oluşturmuştur. Her meslek grubu farklı becerileri ve teknikleri olan insanlardan oluşmaktadır ve her bir meslek muhitinde benzer kültürel geçmişe sahip insanlar toplanmaktadır. Bu anlamda her bir meslek grubu, araştırmacılara çalışmak için sınırsız bir fırsat ve çalışmayı yürütmek için yine sınırsız sayıda yöntemler sunmaktadır (Fish, (t.y.): “Common Themes…”, http://lydiafish.us/urbanfolklore_fall2010/...)

Ofis ortamında çalışan meslekî gruplarla tarımsal veya endüstriyel çalışma ortamlarında çalışan işçilerin değişik tanımlayıcı kültür kalıplarına sahip olmaları meslek folklorunun konu aralığının geniş olmasında etkili olmuştur (Byington, 1978: 48). Meslek gruplarının, meslekî bir kapasitesi olan insanlarla farklı kimliklerdeki diğer insanlar arasında, ticarete, hizmete ve meslekî uygulamalara bağlı olarak bir folklor performansının ortaya çıktığı iletişim ortamı sunduğunu ifade eden Richard Bauman, sokak satıcılarına atıfta bulunarak onların bağırış tarzlarının, meslekî yetenekleri içinde oluşan folklorlarını farklı kimlikteki insanlara yani müşterilere göstermelerine imkân tanıdığını belirtmiştir. Araştırmacı bu durumu örneklemek için Ahmet Edip Uysal’ın 1968 yılında Amerika’da yayınlanan “Street Cries in Turkey” 22

(Türkiye’de Sokak Satıcıları) adlı makalesinden örnekler vermiştir (2005: 156).

22 Ahmet Edip Uysal’ın bu çalışması Türkiye’deki bir meslek grubunun folkloru üzerine gerçekleştirilen ilk

çalışmalardandır. Türk folklor araştırmaları tarihinde meslek folkloru bağlamlı araştırmalardan bahsedilirken bu çalışmaya tekrar atıfta bulunulacaktır.

43

Meslek folkloru araştırmalarının konuları arasında yer alana sözlü ve sözsüz iletişim biçimleri, anlatılar, teknikler veya gelenekler “folklore” ve “folklife23” araştırmalarının kapsamlarının kategorize edilmesinde de belirleyici hususlardan birisi olmuştur. Amerikan folklor araştırmaları içinde (her ikisi de Batı Avrupa orijinli araştırmalardan alınan) “folklore” ve “folklife” kavramları paralellik arz eden ancak sözlü kültürün ve geleneksel tecrübelerin farklı ifade biçimleri üzerinde yoğunlaşan iki ayrı araştırma kolu olarak değerlendirilir olmuştur. Amerikan halk yaşambilimi (folklife

science) araştırmaları, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki çeşitli bölgesel, ailesel, etnik,

meslekî ve dinî gruplar içinde paylaşılan geleneksel kültürleri, inanç, teknik beceri, dil, edebiyat, sanat, mimari, müzik, oyun, dans, drama, ritüel, el sanatları gibi yaratıcı ve sembolik formlar bağlamında geniş bir yelpazede sosyal ve kültürel bağlamları içinde araştırmakna dönük olarak gerçekleştirilen çalışmalar kastedilir olmuştur (Dorson, 1972: 2; Hufford, 1991).

Folklor ve folklife terimlerinin her ikisi de bir kültürel grubun sıradan üyelerinin hayat tarzlarını incelemeleri bakımından benzer terimlerdir. İkisi iç içe geçmiş inceleme kategorileri olsa da, folklor terimi genelde insanların anlatısal bilgilerine vurgu yapacak şekilde kullanılmaktadır. Folklife ise halkın anlatı karakterini haiz olmayan, sözsüz âdetlerine dönük çalışmaları ifade etmektedir. Bu açıdan halk bilimcilerin dilbilimcilerle, halk yaşambilim araştırmacılarının ise insanbilimcilerle yakınlıkları vardır. Folklife araştırmacılarının çalışma yöntem ve usullerinde de farklılıklar görülmektedir. Bu alanda çalışan araştırmacılar anekdotlar, hikâyeler, efsaneler ve şarkı sözleri derlemek ve onları analiz etmekten ziyade nesnelerin, mesleklerin, hobilerin ve yaşanılan mekân değişikliklerinin belirli bir grubun genel görünüşünü ve dünya görüşünü nasıl yansıttığını

23 Kültürel antropoloji ile folklor ortaya çıktıkları ilk dönemden itibaren benzer konuları yine benzer yöntemlerle çalışan iki ayrı kültür bilimi olmuştur. Amerikalı antropolog Ward H. Goodenough başta olmak üzere bazı araştırmacılar, bu iki kültür bilimi arasındaki ayrımı ifade etmek üzere halk kültürünün anlatı esasına dayanmayan unsurlarını “folklife” adını verdikleri bir terimin kapsamına dahil etmişlerdir. Onlara göre modern toplulukların anlatı esasına dayalı olmayan kültürel ve geleneksel unsurları, tek katmanlı (ilkel) toplulukların inanç, dil, kültür ve sosyalizasyonu üzerine çalışan kültürel antropoloji yerine çok katmanlı (karmaşık) toplumların sözlü ve geleneksel kültürü üzerine çalışan folklorun kapsamında değerlendirilmelidir. Bu kanaatin yaygınlaşması ile birlikte ilkel toplulukların geleneksel yaşantı ve tecrübeleri kültürel antropoloji kapsamında değerlendirilirken, modern toplulukların sözel olmayan kültürel birikimleri “folklife” araştırmalarının kapsamına dahil edilir olmuştur. Avrupa’da daha 1930’lu yıllardan itibaren yayınlanmaya başlayan “folkliv” başlıklı kitap ve dergilerden çok sonra Kuzey Amerika’da ilk kez 1963 yılında yayınlanmaya başlayan ve bugün de yayınlanmaya devam eden Folk Life: Journal of Ethnological Studies adlı derginin yanı sıra 1976 yılında Amerikan Kongresi’nin desteğiyle kurulan American Folklife Centre bu alanın tescili ve araştırmalar tarihi açısından belirleyici olmuştur. Ayrıntılı bilgiler için bk. (Goodenough, 1976: 19-20; Jenkins, 1972: 497-504; Yoder, 1976; Bronner, 1985).

44

ortaya koymakla mükellef tutulmuştur. Bu tür araştırmalarda aletlerin nasıl ortaya çıktığı ve kullanıldığı, yemeklerin nasıl hazırlandığı ve sunulduğu, evlerin nerelere ve nasıl inşa edildiği, müzik aletlerinin nasıl tasarlandığı ve çalındığı, bahçelerin nasıl düzenlendiği ve bitkilere nasıl bakıldığı gibi şeylerle ilgilenilmelidir. Halk yaşambilim uzmanları, bir topluluğun üyeleri tarafından düzenlenen fiziksel ortamlara yakından bakarak bir kültürel grup olarak bu topluluğun değerleri, inançları ve varsayımlarını ortaya çıkarmayı arzularlar. Folklor araştırmaları içindeki sözlü çalışmalara daha önceki vurguları destekleyenlerle çatışır olmasına karşın halk yaşambilimi hareketi, Amerika özelinde halk kültürü araştırmaları ve belgelemelerinin kapsamının genişlemesinde etkili olmuştur. Ayrıca, içerisinde gösterimlerin, yeniden sahnelemelerin, uygulamalı atölyelerin, etkileşimli sergilerin ve canlı tarih sunumlarının daha yaygın hale geldiği halk müzelerinin24

düzenlenmesi eğiliminin gelişmesine de etkileri olmuştur (Watts, 2007: 150). Neticede Kuzey Avrupa ve İskandinav ülkelerinde folkliv ve volksleben gibi başlıklar altında gerçekleştirilen çalışmaların kapsamında değerlendirilen meslek folkloru araştırmaları, Amerika’da daha özel bir kategoriye çekilmiş; meslek grubunu oluşturan üyelerin söylemelik ve anlatmalık ürünlerini de içeren icra temelli sözlü kültür unsurları folklorun ilgi alanına; üyelerin davranış biçim ve kalıpları gibi sözsüz/uygulamalı unsurların ise halk yaşambiliminin alanına dâhil edilmesi gibi bir temayül ortaya çıkmıştır.

20. yy’ın son çeyreğinden itibaren Batı Avrupa ve Kuzey Amerika’da bugünkü formuna ulaşan meslek folkloru araştırmaları süresince, araştırmacılar odaklandıkları konuların mahiyetine ve inceleme biçimlerine dönük çeşitli nazariyeler ortaya koymuşlardır. Mesleğin folklorik belleğinin meslek içi (dâhilî) ve genel (haricî) işlevleri bu minvalde tespit edilmeye çalışılan ilk hususlar arasında yer almıştır.

Yaygın kanaate göre meslek grupları içindeki hikâyeler, törenler, dinî ve sihrî nitelikli ritüeller, şenlikler, oyunlar, metaforik dil (jargon) ve folklorun diğer örnekleri katılımcıya yol gösterme, ikna etme, eğlendirme, çalışma yerinin havasını ifade etme,