• Sonuç bulunamadı

Dünyada Meslek Folkloru Çalışmalarına Genel Bir Bakış

1. HALK VE HALK GRUPLARI BAĞLAMINDA MESLEK GRUPLARI VE MESLEK FOLKLORU

1.3. Meslek Folkloru Araştırmaları Tarihi

1.3.1. Dünyada Meslek Folkloru Çalışmalarına Genel Bir Bakış

19. yy’ın son çeyreğinde Avrupa’da sistematik bir bilim şubesi olarak gelişen folklor araştırmaları içinde meslek folkloru araştırmalarının uluslararası boyutuyla bugünkü kapsama ve çeşitliliğe sahip olması sürecinde önem arz eden ilk tarihsel olay Birinci Dünya Savaşı olmuştur. Savaş sonrasında İngiltere başta olmak üzere Batı Avrupa’da ve İskandinav ülkelerinde yok olan kültürel mirasın belgeselleştirilmesi ve korunması yolundaki çabalar meslek folkloru araştırmalarının yaygınlaşmasına vesile olmuştur. Konuya duyulan bu yoğun ilgi, araştırma sahasının hızlı bir biçimde genişlemesine, yüzyılın sonlarına doğru pek çok formel meslek gruplarının yanı sıra fahişelik, dolandırıcılık ve yankesicilik gibi sosyal yapının kapalı devre, enformel örgütlenmelerinin de araştırmalara dâhil edilmesinde etkili olmuştur. Ulusal fonlar yardımıyla bölgesel ölçekte gerçekleştirilen saha araştırmaları ile pek çok formel ve enformel meslek grubunun jargonlarını veya argolarını içeren envanterler hazırlanmıştır (Marcus ve Marcus, 1990: 125). Toplanan veriler, dilbilimi araştırmalarının malzemeleri olmalarının yanı sıra Avrupa ülkeleri başta olmak üzere pek çok modern toplumda, sosyo-kültürel ve meslekî anlamda gerçekleştirilen düzenlemelerin referansları olmuşlardır.

Kuzey Amerika’da 19. yüzyılın sonlarında American Folklore Society’nin kurulmasından hemen sonra Walter Learned’in demiryolu çalışanlarının dialektleri ve Fletcher S. Bassett’in denizci efsaneleri ile ilgili ilk çalışmalarının ardından gemicilikten tomrukçuluğa, madencilikten çiftçiliğe, balıkçılıktan çobanlığa belli mesleklerde kullanılan kelime ve şarkılara olan ilginin artmaya başladığı görülmektedir. Sözlü kültür ürünlerinin kökenlerini tespit etme arzusu bu temayülde etkili olmuştur. Jack Thorpe’nin kovboy şarkıları ve hikâyeleri ile ilgili araştırmasını (1908) yayınlamasından sonra aynı meslek grubu ile ilgili olarak onu John Avery Lomax takip etmiştir (1910). İlerleyen süreçte

51

meslek folkloru araştırmalarının gözde çalışma konularından biri halini alacak olan madencilerin şarkıları, yine bu periyotta George Korson (1927; 1938) tarafından derlenmiştir (Green, 1978: 72-73; 75-76; McCarl, 1996a: 1089-1090).

Meslek folkloru araştırmalarının gelişimi sürecinde geçen yüzyılda etkili olan bir diğer olay da 1930’lu yıllarda başta Batı Avrupa ve Kuzey Amerika olmak üzere tüm dünyayı büyük bir çöküşe sürükleyen ekonomik buhran olmuştur. Bu döneme kadar Avrupa’da zanaatkârlığın modern yorumu, Amerika’da ise yaşayan sözlü geleneklerin taşıyıcısı olarak algılanan fabrika işçileri (Nickerson, 1974: 136) topyekün farklı bakış açıları ile değerlendirilmeye başlanmıştır.

Batı Avrupa meslek folkloru araştırmaları hızlı bir biçimde sınıf temelli ideolojik görüşlere ve politikalara referanslar oluşturmaya yönelirken Kuzey Amerikan meslek folkloru araştırmalarında belgeselleştirme sürecinin kapsamı genişletilmiş; ideolojik yaklaşımlara olan temayül sathî düzeyde olmuştur. Avrupa’daki bu yeni tavır paralelinde Sovyetler Birliği’ndeki ilk meslek folkloru araştırmacılarının politik amaçlarla kullanmak üzere gerçekleştirdikleri işçi folkloru derlemeleri, Flemming Hemmersam tarafından, ilk kez Almanya’da 1962 yılında Hans Moser’in geleneksel ürünlerin doğal ortamından soyutlanarak turizmde ve popüler kültürün iletişim araçlarında ticari amaçlarla kullanılmasını ifade etmek üzere kullandığı “folklorizm” (Wolf-Knuts, 2007: 176) teriminin kapsamına dâhil edilmiştir. Aynı dönemde Alman siyasi hayatındaki sosyalist partilerin ve işçi gruplarının ideolojik organizasyonları üzerine araştırmalar yapan Alman siyaset sosyologu Robert Michels (2001) ile işçilerin söz varlıkları üzerine çalışmalar yapan folklorist Hermann Bausinger (1961), Sovyet yaklaşımına göre daha akademik bir çizgide oldukları gerekçesiyle Amerikan folkloristiğinin eleştirilerinden âzâde tutulmuşlardır. Avrupa’yı içine alan bu yeni yaklaşım, İngiltere ve İtalya’da da işçi şarkılarının ve hikâyelerinin toplanması temâyülünü ortaya çıkarmıştır. Bu dönemde diğerlerine göre daha ulusal bir yaklaşım sergileyen İskandinav folkloristleri, tarımsal merkezli meslek gruplarının hem sözel hem de materyal kültürlerinin belgelendirilmesi yolunda yeni metotlar geliştirmişlerdir (Hemmersam, 1988’den aktaran McCarl, 1997: 598).

Ekonomik buhran yılları öncesinde Kuzey Amerika meslek folkloru araştırmalarının odağını toprak ve su temelli iş türleri oluşturmuşken, buhran yıllarından

52

itibaren gelişen ve çeşitlilik kazanmaya başlayan mesleklere ait bilgilerin kentsel ve endüstriyel işlerle de bağlantılı olması, araştırmaların örneklem sahalarının genişlemesinde etkili olmuştur. Bu gelişme, meslek folklorunun kapsamı ve yöntemleri ile ciddi bir ilmî disiplin halini almasında da etkili olmuştur (Watts, 2007: 291). Buhran yıllarında işlerini kaybetmiş binlerce işçiye çözüm bulmanın yanı sıra Amerikan vatandaşlarının zayıflamış ulusal gururlarını canlandırmak amacıyla İş Gelişim İdaresi ve Federal Yazarlar Projesi gibi teşkilatlar tarafından desteklenen ve endüstriyel mesleklere odaklanan çalışmalarla önemli miktarda bölgesel folklor malzemesi tespit edilmiştir (McCarl, 1997: 599). Yine bu süreçte kuraklığın sebep olduğu açlık ve sefalet sebebiyle, kentsel alanlara akın eden kırsal nüfusun, çalışan profilinde yarattığı çeşitliliğe ek olarak kırsal yaşamdaki kabul ve değerlerin kentsel mesleklerdeki kabullere etkilerini tespit etme arzusu meslek folkloruna gösterilen ilginin artmasının bir diğer sebebi olmuştur.

Kuzey Amerika merkezli meslek folkloru araştırmaları üzerinde sathî de olsa ideolojik bakışın etkileri ilk kez bu yıllarda Benjamin A. Botkin’in çalışmalarında yer verdiği sosyal sorumluluk kavramıyla kendisini göstermiştir. Daha sonraki dönemlerde meslek folkloru araştırmalarının ideolojik bir tabana yerleşmesine itiraz eden kimi araştırmacılar bu durumdan hayıflanarak bahsetmişlerdir (McCarl, 1996a: 1091).

Buhran yıllarının sona ermesini müteakip, yukarıda belirtilen süreç paralelinde araştırmaların sürdürüldüğü tüm ülkelerde endüstriyel folklora olan ilginin arttığı görülmektedir. Daha çok sendika veya meslek birlikleri gibi kurumsal desteklerle belgesel nitelikte geniş bir tabanda yürütülen bu çalışmalar süresince, Amerikan antropolojisinde konu bağlamında uzun sürecek bir tartışma baş göstermiştir. Amerikan antropolojisinin önemli isimlerinden Thomas Weaver, Douglas White ve Gilbert Kushner, antropolojinin kuramsal yapılarının, yöntem ve tekniklerinin kentsel ve endüstriyel alanlara uygulanabilirliği konusundaki tereddütlerini dile getirmişlerdir. Edward Spicer endişelerin kapsamını daha da genişletmiş ve antropolojinin bir şubesi olan etnolojinin Amerikan toplumunda denenmediğini, zira bu bilimsel disiplinin Amerika’da araştırma yapmak için geliştirilmediğini dile getirmiştir (Clinton, 1977: 39). Anlaşılacağı üzere uzun süre ilkel olarak tanımlanan toplulukların karmaşık toplumsal yapıları üzerine çalışan Amerikan antropolojisi, kent ortamındaki kendi toplumuna yönelme konusunda böyle bir alana ihtiyaç olup olmadığı ve ihtiyaç varsa nasıl bir yöntem takip edileceği konusunda

53

tereddütler yaşamıştır. Serpil Altuntek bu yaklaşımın temellerini de izah edecek şekilde şunları söylemektedir (2009: 202-203):

“Ben” ve “Öteki” arasındaki diyalektik bağı koparan postmodern etnograflar, “öteki”yi anlamak yerine kendini anlamaya yönelirler. Bu durumu pekiştiren bir başka olgu da, yıllarca Batılı antropologların inceleme nesnesi olan birçok ülkede yerel antropolojinin gelişmeye başlaması ve bu yerel antropologların ötekileştirici, egzotikleştirici söylemlerle bir hesaplaşma içine girmeleridir. Eleştirel kuramlar, postkoloniyel araştırmalar da bu durumun kurumsal, siyasal, ideolojik zeminini hazırlar. Bununla birlikte küreselleşme-yerelleşme söylemleri, kadın hareketleri, göçmenlik olgusu, yeni milliyetçilik akımları, dinin yükselişi vb. “ben” ve “öteki” tanımlarının yeniden kurulmasını talep eden, son derece güçlü toplumsal, siyasal oluşumlardır. Bu nedenle dünyadan tecrit edilmiş bir yerel topluluğu imleyen “öteki kavramı, artık egemen kültür karşısındaki kadını, homoseksüeli, evsizleri, yoksulları, etnik aidiyetleri vb. imleyerek, kültür-içi ve kültürler arası çatışan (ırk, toplumsal cinsiyet, etnik gruplar, azınlıklar vb.) yapılan analizinde daha sıklıkla karşımıza çıkmaya başlamıştır. Bu durum, antropolojinin “ben” ve “öteki” arasındaki diyalektik bağı yeniden kuran, daha düşünümsel perspektifle yoluna devam edeceğinin işaretini vermektedir.

Çalışmanın bir önceki bölümünde “folklore” ve “folklife” ilişkisine temas ederken verilen bilgilerde de görüleceği üzere Amerikan toplumunun anlatı esaslı olmayan kültürel birikimi halk yaşambilimi araştırmalarının kapsamına dâhil edilerek antropologlar arasındaki tereddüt sonlandırılmıştır. Bu süreçte çalışma gruplarına olan ilgi, kentsel çalışma gruplarını da içine alacak biçimde genişlerken, bölgesel halk şarkıları derleyicileri yerele özgü şarkılar ve meslek hikâyeleri toplamak için tomrukçuluk kampları, maden bölgeleri ve çiftlik alanlarına ilgi göstermeye devam etmişlerdir. Phillips Barry, Fannie Eckstorm, Mary Smyth (1939) üçlüsü başta olmak üzere bazı araştırmacılar yerelde tanınan şarkıcıları ve hikâye anlatıcılarını bulabilmek için işçi barakalarını ve pansiyonları taramışlardır (Green, 1978: 75; McCarl, 1996a: 1089).

George Korson’un Pennsylvania antrasit kömür madencilerinin şarkıları ve hikâyeleriyle ilgili derlemeleri (1960; 1965) Archie Green başta olmak üzere bazı araştırmacıların ilk örnekleri Benjamin A. Botkin’de görülen ideolojik yaklaşıma yeniden yönelmelerinde oldukça etkili olmuştur29

. Zira Korson, halk şarkılarını ve diğer deyişleri sözel belleğinde canlı olarak taşıyan ve yarı ilkel koşullarda yaşayıp aktif bir insanî yaratma gücü sergileyen maden işçilerinin, çağdaş Amerikan toplumundan soyutlandığı gerçeğine vurgu yapmıştır. Korson’dan hemen sonra kömür madencilerinin meslek folkloru üzerine çalışan Archie Green (1971) eski bir tersane işçisi ve sendika aktivisti olmasının avantajlarını kullanarak meslek folkloru araştırmalarında Benjamin A. Botkin ve

29 Amerikan madencilerinin meslek folkloru üzerine çalışmalar bunlarla sınırlı kalmamış, ilerleyen dönemde

Russell Bart Frank (1982) ve Kevin R. Martin (2003) başta olmak üzere başka araştırmacılar da konuya ilgi göstermeye devam etmişlerdir.

54

arkadaşlarının 1930’lu yıllarda ortaya koydukları ideolojik boyuta destek veren bilgiler ortaya koymuştur. Green, folklorun bir zamanlar politik olan meslekî dünya görüşünü nasıl şekillendirdiğini ve nasıl yansıttığını, işle alakalı beceri ve ortak yaşantı kavramlarıyla bağlantı kurarak ve işverenlerle yöneticilerin dünya görüşlerine ek olarak meslekî kültür algılarına da doğrudan karşı çıkarak açıklamaya çalışmıştır. Korson gibi Green de işçilerin becerileri ve şarkılarının kamuoyuna doğru bir şekilde aktarımı için mücadele etmiştir (McCarl 1996a: 1091; McCarl, 1997: 599).

Wayland D. Hand (1942; 1969) meslekî ve endüstriyel folklor olgularını, kömür madencileri üzerinden inceleyen bir diğer isim olmuştur. Avrupalı madencilerin yer altı ve yer üstü folklorlarıyla ilgili değerlendirmelerinde, meslekî kazaların sebepleri ve buna dönük inanışlar, gelenekler, beklentiler, alet ve becerilerin isimlendirilmesi ve kullanımı, giysilerin, meslekî eşyaların, oyunların, şakaların ve efsanelerin gelişimi ve meslekî kültürün toplumun geneline olan etkileri gibi pek çok konuyu irdelemiştir. Hand, meslekî geleneklerin etnolojik anlamda karşılaştırmalı olarak araştırılması ve kültürler arası meslekî geleneklerin tespiti yolunda uluslararası işbirliği çağrısı yapan ilk isim olması hasebiyle de araştırmalar tarihinin önemsenen isimlerinden olmuştur (Green, 1978: 78; McCarl 1996a: 1091; McCarl, 1997: 599). Görüleceği üzere Archie Green ve Wayland D. Hand, meslekî ve endüstriyel folklor kavramlarını şekillendirmek ve kesinleştirmekle kalmamışlar bu alanın sınırlarını belirlemeye devam etmişlerdir.

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Richard M. Dorson’un (1952) Michigan eyaletindeki kerestecilik, denizcilik ve madencilik meslekleri içinde yer alan Avrupalı göçmen işçilerin ve Amerikan yerlilerinin hikâyelerine dönük olarak gerçekleştirdiği çalışma bugün de önemini korumaya devam etmektedir.

1960’lı yıllarda Kuzey Amerika meslek folkloruna dönük araştırma ve belgeleme faaliyetlerinde ciddi bir düşüş yaşanmıştır. Bir süre yeni bakış açılarının geliştirilememesi, daha önce bahsedilen ideolojik bakışın tekrar güncellenmesine sebep olmuştur. John Greenway’in (1953) sanayi işçilerinin örgütlenme süreçlerinin ilk günlerinde icra ettikleri protesto şarkılarına ve ağıtlara dönük araştırmaları mezkûr duraklama döneminde uzun süre etkili olmuştur. Greenway, madenci, keresteci ve tarımla ilgilenen toplulukların çoğunun şairleri ve bestecileri tanıdığını ve aynı zamanda bu bireylerin, bunları zamanla bulundukları yerle alakalı geleneksel belgeler olarak toplu şekilde kullanılmaları ile

55

sonuçlanacak şekilde meslekî deneyimler ve kültürel tarihi yakaladıklarını ortaya koymuştur. Protesto içerikli işçi şarkıları, ilerleyen süreçte R. Serge Denisoff (1971) ve Richard Reuss (1983) gibi isimler tarafından da çalışılmaya devam etmiştir (McCarl 1996a: 1092).

1970’li yılların ortalarından itibaren Kuzey Amerika’da yeniden hareketlenen meslek folkloru araştırmaları içinde Tristram Potter Coffin ve Henning Cohen (1973) ikilisinin Amerikan çalışan gruplarının meslek folkloru üzerine yayınladıkları çalışmaya ek olarak Amerikan sözlü tarih araştırmalarının önemli isimlerinden Studs Terkel (1974) New York’un merkezinde faaliyet gösteren mesleklere mensup işçilerin konuşmaları üzerine bir çalışma hazırlamıştır. Terkel’in bu çalışması araştırmacıların kent işçilerinin konuşmalarına ilgi göstermelerinde oldukça etkili olmuştur (Green, 1978: 74; Fish, (t.y.): “Common Themes…”, http://lydiafish.us/urbanfolklore_fall2010/...).

Meslek folkloru araştırmalarının mevcut en kapsamlı kuramsal alt yapısı, takip eden dönemde Henry Glassie (1971; 1982) tarafından ortaya konulmuştur. Glassie, Kuzey İrlanda ve Doğu Amerika’daki tarım işçilerinin kültürleri, somut ifadeleri ve geleneksel dünya görüşleri paralelinde ortaya koyduğu nazariyelerle meslek folkloru araştırmalarının sembol isimlerinden biri olmuştur. 1990’lı yılların başlarından itibaren meslek gruplarını da kapsamına alacak şekilde örgütsel folklor üzerine yazdıkları teorik kitaplarla Helen B. Schwartzman (1993) ve Monika Kostera (2007) örgütsel meslekî kültür kavramının sınırlarının ve mahiyetinin belirlenmesine dönük görüşlere kılavuzluk etmişlerdir (McCarl, 1996a: 1093-1094).

Araştırmaların gelişim süreçlerini ifade eden bu kısa değerlendirmeden anlaşılacağı üzere bugün meslek folkloru araştırmalarının merkezi konumunda olan Kuzey Amerika’daki çalışmalar, yaşayan meslekî şarkıları ve hikâyeleri arşivleme arzusuyla başlamış olsa da ilerleyen süreçte, büyük oranda Batı Avrupa ve İskandinavya meslek folkloru araştırmalarının etkisiyle meslekî yeteneklere, sözlü ve sözsüz ifadelere, iş kültürüne, sınıf, etnisite ve cinsiyet arasındaki bağlara doğru genişletilmiştir (McCarl 1996a: 1089).

Folklor araştırmalarının yaklaşık yüz yıllık gelişim süreci içinde giderek popülerlik kazanan meslek folkloru araştırmaları öncelikle özgün geleneksel zanaatlara açılmış; bunu, sanayileşen kentsel alanların meslek gruplarına olan merak takip etmiştir. Kuzey Amerika

56

ve Batı Avrupa’nın meslek gruplarından demiryolu çalışanları (Botkin ve Harlow, 1989; Lothridge, 2006), denizciler (Beck, 1970; Ashton, 1972; Maker, 1979; Jenkins, 2006, Bassett, 2013) ve balıkçılar (Mullen, 1969; 1978; Lloyd ve Mullen, 1990; Jenkins, 1991; Poggie ve Gersuny, 1972; 1974; Poggie ve diğerleri, 1976; Zulaika, 1981; Van Ginkel, 1987; Poggie ve Pollnac, 1988; Palmer, 1989), petrol sondaj ve rafineri işçileri (Pond, 1932 Morgan, 1945; Boatright, 1963; Boatright ve Owens, 1970), fabrika ve imalathane işçileri (Sykes, 1966; Nickerson, 1974; Messenger, 1975; Green, 1978; Hemmersam, 1985; 1988; 1996; DeNatale, 1993; Groce, 2010), marangozlar (Clinton, 1977), itfaiyeciler (McCarl, 1976; 1978b; 1985), müzisyenler (Bell, 1976; Fraser, 1981), inşaat malzemeleri üretenler ve inşaat işçileri (Gillett, 2008), kamyon sürücüleri (Butcher, 2004), taksi sürücüleri (Boyd, 1997), mühendisler (Riddell, 1999; Sizemore, 2006), ofis çalışanları (Gonzalez, 2003) liman çalışanları (Pilcher, 1972), polisler (Manning, 1977; Chan, 1997; Untiedt, 2006), hastane çalışanları, hemşireler ve doktorlar (Kolin, 1973; Berkman, 1978), sığır çiftliği çalışanları (Koenig, 1972; Leary, 1978), profesyonel sporcular ve spor takımları (Weinberg ve Arond, 1952; Fine, 1979; Gmelch, 1992), restoran çalışanları (Spradley ve Mann, 1975; Marshall, 1986; Fine, 1996), hamallar, (Santino, 1989), hayat kadınları (Johnson, 1973) gibi pek çok meslek grubunun meslek folklorunu da içine alacak şeklide çok sayıda folklor, sosyoloji ve kültürel antropoloji bağlamlı çalışma yapılmıştır30

.

Buraya kadar olan bölümde meslek folkloru araştırmalarının gelişim süreçleri ana hatlarıyla özetlenmeye çalışılmıştır. Bu çalışmalarda kullanılan yöntemler ve benimsenen yaklaşımlara bakıldığında, meslekî organizasyonların kültürlerine dönük folklor bağlamlı ilk araştırmaların hem kültürle hem de ideolojiyle ilgilendiği görülmektedir. Folklorun bu yeni şubesine dönük araştırmaları 20. yüzyılın ilk çeyreğinden itibaren kendi sosyal yapısındaki meslek grupları üzerine uyarlamaya çalışan Kuzey Amerika folkloristiği ise Avrupa merkezli araştırmalardaki yaklaşımın aksine hikâyeler, şarkılar, meslekî beceriler ve gelenekler gibi kültürel ifadelere vurgu yapmış, bu ifadelerin şekillendiği ve kullanıldığı sosyal ve ideolojik içeriğe uzun süre neredeyse hiç değinmemişlerdir (McCarl, 1997: 596). Amerika’da romantik bir bakış açısı ile kovboy şarkıları, hikâyeleri ve sözlü sanatları

30 Yapılan çalışmalara emekli olmuş çalışanların da dahil edildiği görülmektedir. Örnek olarak bk. (Lundrigan, 2009). Öte yandan Avrupa ve Amerika’da meslek gruplarının yanı sıra ikincil sosyal gruplar içerisinde değerlendirilen bazı sosyal grupların kültürel özellikleri üzerine de çalışmalar yapılmıştır. Örneğin özellikle Amerika’da “kardeşlik” adı altında toplanan ve yasadışı faaliyetleri ile çoğu zaman bir çete olarak tanımlanan motosiklet kulüplerine özgü giriş ve geçiş ritüelleri, grup içi hiyerarşiler, uygulama ve gelenekleri çalışılan popüler konulardan biri olmuştur. Örnek olarak bk. (Ballard, 1997).

57

üzerine gerçekleştirilen ilk dönem meslek folkloru araştırmaları incelendiğinde bu tavrın örnekleriyle karşılaşmak mümkündür. Kuzey Amerika’daki bu ilk çalışmalarda otorite ve çalışan arasındaki çatışmaya dair pek çok unsur (örneğin pek çoğu yoksul göçmenlerden oluşan demiryolu işçileri) mevcutken araştırmacılar daha ziyade ticaretin popüler kavramlarına yoğunlaşmışlar, vahşi batının zor yaşam koşullarının yeni ve benzersiz geleneksel ifade biçimleri yarattığına ve Anglo ve Avrupalı geleneksel formların Amerika şartlarına uyumu için fırsatlar yarattığına dikkat çekme yoluna gitmişlerdir. Deyim yerindeyse Avrupa’nın çalışan gruplarının halk şiiri, masal ve etiyolojik efsane türleri, kovboy folklorunun kahramanımsı kullanımını betimlemek için yeniden yorumlanmıştır. Yine aynı yaklaşım farklılığının bir sonucu olarak Avrupalı meslek folkloru araştırmacıları zanaata ve geleneksel teknolojiye ulusal veya bölgesel karakterin canlandırılması noktasında odaklanırlarken pek çok etnik unsuru bünyesinde barındıran Amerika’nın meslek folklorcuları, araştırmalarını Afro-Amerikalıları, Meksikalı veya İspanyol Amerikalıları veya Amerikan Yerlilerini31

tanımlamaya yardımcı olacağını düşündükleri yazılı formları toplamaya yönelmişlerdir (McCarl, 1997: 597).

İlk dönem çalışmalarında görülen bu farklı tavırların dışında, ilerleyen dönemler de bazı ortak tavırlar da geliştirilmiştir. Örneğin meslek folkloru araştırmalarının ilkleri arasında yer alan araştırmacılar, ham materyale bağlı olan bölgesel ve ulusal kimlikler kuran kaynak temelli alışverişe meyletmişlerdir. Bu temayülün bir sonucu olarak madencilik, balıkçılık, inşaat yapımı, çiftçilik, kerestecilik çalışılan meslekler arasında daima öncelikli konumda olmuştur. Avrupa’da özellikle de İskandinavya ve Almanya’da gerçekleştirilen meslek folkloru araştırmaları, yine bu temayülün etkisiyle endüstri öncesi teknolojilere ve geleneksel köy ekonomilerine bağlı meslekî yapılara yoğunlaşmıştır. Avrupa folklor araştırmalarında zanaata, toplumun ve aile hayatının bir parçası olarak bakılmaya bugün de devam edilmektedir. Klasik folklorist ve etnolog yaklaşımının gözlemlendiği bu çalışmalarda araştırmacılar, benimsedikleri tarihî, bölgesel ve ulusal teorilerle, yaşayan meslek geleneklerinin devam ettirilmesinin yanı sıra mesleklerin materyal kültürleriyle birlikte günümüzde de temsil edilmesini sağlamayı amaçlamışlardır. Yakın dönem araştırmacılarından Danimarkalı etnolog Flemming Hemmersam, Finlandiyalı etnomüzikolog Vesa Kurkela ve İsveçli etnolog Matz Rehnberg ile Amerikalı

31 Bu temayül Amerikan Folklor Topluluğu’nun kurulduğu andan itibaren İngilizce konuşmayan Amerikan halklarının sözlü edebiyatlarına ve kültürlerine dönük araştırmalara öncelik verilmesi ile paralellik arz etmektedir (Green, 1978: 72).

58

folkloristlerden Bruce Nickerson ve Michael Owens Jones’in çalışmaları bu yaklaşımın örnekleri olarak kabul edilebilir (McCarl, 1997: 598; 600).

Danimarka, İsveç, İngiltere ve Sovyetler Birliği’ndeki ilk meslek folkloru araştırmalarından itibaren zanaat, lonca dayanışması ve meslek aristokrasisi arasında doğrudan bağlantı kurulmaya çalışıldığı görülmektedir. İşçi sınıfı bağlamında meslekî kültürü sosyalist bir yaklaşımla inceleyen bu çalışmalarda kültür, kapitalizmin etkilerine karşı mücadelede en etkili argüman olarak kabul edilmiştir. İşçi sınıfının sanayileşme döneminde sergilediği politik direniş ve yarattığı sınıf32

farkındalığı bağlamında ortaya koyduğu kültürel bellek, bu yaklaşımla oluşturulan çalışmaların merkezini teşkil etmiştir. Son dönem araştırmacılarından İsveçli antropolog Gösta Arvastson’un yanı sıra Amerikalı sosyolog Harry Braveman ve folklorist Archie Green bu yaklaşımın izlerinin görülebildiği isimler arasındadır (McCarl, 1997: 598; 601).

İşçi kültürünün meslek folkloru bağlamında incelenmesine aristokratik bir bakış açısı getiren diğer bir yaklaşım, kitlesel medyanın, devlet okullarının ve kentsel yaşamın tek tip deneyimlerinin meslekî kültüre büyük oranda sirayet etmesi ve bu durumun meslekî kültüre ait çeşitliliği tek tipleştirmesi problematiği üzerinde yoğunlaşmıştır. Alman folklorist Herman Bausinger ile Amerikalı folkloristler Richard M. Dorson ve Henning Cohen, meslekî kültüre dönük çalışmalarını çoğu zaman bu yaklaşımla ortaya