• Sonuç bulunamadı

Daha önceden üretim sürecine girmiş veya üretilmekte olan fakat kullanılabilir mamul haline gelmemiş maddelerdir (Gül, 2007) Tedarik zinciri yönetiminde hammadde temininden

2.1.1.5.2. Fiziksel Dağıtım Süreçler

Günümüzde müşterinin istediği zamana ürünü yetiştirebilmek ve teslimatı yapabilmek, büyük önem kazanmıştır. Teslim zamanlarının doğru bir şekilde ayarlanabilmesi veya teslimatın söz verilen zamanda yapılabilmesi, sadece ürünü üreten işletme için değil, işletmenin yer aldığı tedarik zincirindeki tüm halkalar için de bir problem durumundadır (Yörür, 2005: 3). Fiziksel dağıtım, çıktı hareketinden sorumlu olup tamamlanmış ürünlerin dağıtım zinciri (toptancı, bayi, perakendeci vb.) içerisinde hızlı ve ekonomik bir biçimde iletilmesini sağlayarak alıcılara ulaşmasını sağlayan bir süreçtir (Albayrakoğlu, 2006: 36). Fiziksel dağıtım sürecinde temel amaç, zaman, çevre ve miktar

bakış açıları altında taleplere yönelik pazar önceliklerinin uygulanabilmesi ve bir sevkiyat güvenilirliğine ulaşmaktır. Birçok işletme için, yüksek bir sevkiyat kabiliyeti, pazar değişimlerine hızlı ve esnek tepki verebilmek açısından önemlidir (Topçubaşı, 2007: 60).

Fiziksel dağıtım, müşteri hizmeti sağlayan bütün dış lojistik faaliyetleri çevreleyen bir yapı olarak düşünülebilir. Bu faaliyetler bütün sipariş süreci (sipariş makbuzu dahil), stokların stratejik olarak yerleştirilmesi, depolama ve elde tutma, dış taşıma/ulaştırma, konsolidasyon, ücretlendirme, promosyon, geri dönen ürün depolama ve ömür boyu ürün desteği işlemlerini kapsamaktadır (Paksoy, 2005: 437). Fiziksel dağıtım süreci, müşteri servisiyle ilgili olan bütün dış bağlantılı dağıtım aktivitelerini kapsamaktadır. Bu aktivitelerde sipariş makbuzu ve sipariş süreci, envanter yayılması, elde bulundurma ve dış bağlantılı taşımalar, birleştirme, ücretlendirme, destek sağlama, tekrar geri dönen ürünün elde tutulması, ürünün hayat döngüsünün desteklenmesini içermektedir (Rabinovic ve Bailey, 2004). Şekil-20’de görülebileceği gibi tedarik zinciri yönetiminde fiziksel dağıtım süreci üretici işletme, bölgesel dağıtıcılar, toptancılar, perakendeciler ve tüketiciler arasındaki malzeme akışı, sipariş bilgisi akışı ve satış akışının mütemadi suretle çevriminden oluşmaktadır.

Fiziksel dağıtım işleminde müşteri, pazarlama kanalındaki son hedeftir. Dolayısıyla ürünlerin gerekli olduğu yerde ve zamanında dağıtılamaması satış cephesi adına büyük tehlike oluşturmaktadır. Ayrıca müşteri hizmetinin zaman ve yerinin pazarlamaya dahil olabilmesi, fiziksel dağıtım işleminden geçmektedir. Bu sebeple fiziksel dağıtım, satış kanalı ile müşteriler arasında bağlantıyı sağlamaktadır. Tüm fiziksel dağıtım kanalları ortak bir noktaya sahiptir: üreticilerin, toptancıların ve perakendecilerin, ürünlerin rahatça teminini tüm satış işleminin önemli bir öğesi olarak sağlayan satış kanallarıyla bağlantısını sağlamaktadır (Sakallı, 2007: 15). Fiziksel dağıtım sürecine ilişkin kararlar arasında, kullanılacak ulaşım türlerinin seçimi, stok seviyeleri, depo tipleri, fabrika ve depo yerlerinin ve hizmet seviyesinin belirlenmesi sayılabilir (Freiden, 1998: 218).

Şekil-20: Tedarik Zinciri Yönetiminde Fiziksel Dağıtım Süreci Kaynak: Türköz, 2007: 70. ÜRETİM SİSTEMİ ANA DEPO B BÖLGESİ DEPOSU A BÖLGESİ DEPOSU

TOPTANCI/BAYİ TOPTANCI/BAYİ TOPTANCI/BAYİ

PERAKENDECİ PERAKENDECİ PERAKENDECİ

TÜKETİCİ TÜKETİCİ TÜKETİCİ

Malzeme Akışı Sipariş Bilgisi Akışı Satış Bilgisi Akışı

2.1.1.5.2.1. Bitmiş Ürünlerin Dağıtım Sistemlerinin Belirlenmesi

Dağıtım faaliyetleri tek ürün noktaları ve merkezi dağıtım noktaları olmak üzere iki şekilde yapılabilmektedir. Tek ürün noktaları, yüksek talebin olması durumunda tek bir müşteriye ürünlerin gönderilmesinde etkili olmaktadır. Merkezi dağıtım noktalarında, ürünler doğrudan tedarikçiye gönderilmemekte ve her bir bölgeye merkezi dağıtım söz konusu olmaktadır. Tedarikçiler bu merkezlere ürünleri göndermekte ve buralardan dağıtım yapılacak yerler uygun şekilde hazırlanmaktadır. Merkezi dağıtım noktaları envanterin depolanması ve transferdeki ara işlemlerin yapılmasından sorumludur. Burada gerçekleştirilecek çapraz depolama (cross-docking) envanter seviyesinin azalması ve tedarik zinciri maliyetlerinin düşmesine yardımcı olmaktadır (Babics, 2005: 71). Tedarik zincir yönetiminde dağıtım faaliyetleri doğrudan dağıtım ve süt döngüsü dağıtım olmak üzere iki temel dağıtım metoduyla yapılmaktadır.

Doğrudan (Direkt) dağıtım; doğrudan dağıtım da tek bir merkezden, tek bir hedef noktaya

dağıtım söz konusudur. Bu yöntemle belirli iki nokta arasında en kısa dağıtım rotası seçilmektedir. Programlamada hangi tür dağıtımın seçileceğine karar vermek için, teslim edilecek ürünün miktar ve her bir noktaya teslim edilme sıklığı dikkate alınmaktadır. Bu dağıtım metodunun avantajı operasyonların ve dağıtım koordinasyonunun basitleştirilerek maliyet avantajının sağlanmasıdır (Hugos, 2003: 91).

Süt döngüsü dağıtım; bu dağıtım metodunda bir noktadan bir çok noktaya ürünün

gönderilmesi ya da bir çok noktadan tek bir noktaya ürünün gönderilmesi söz konusudur. Bu metodun programlanması doğrudan dağıtım metoduna göre daha karmaşık bir yapıdadır. Bu türde alınan kararlar, farklı ürünlerin dağıtım miktarı, dağıtım sıklığı, dağıtım ve taşımanın rotası ve düzeni üzerinde yapılandırılmıştır. Bu metodun en büyük avantajı esnekliğin sağlanmasıdır. Süt döngüsü dağıtım sistemi, farklı noktalardan farklı taşıma araçları ve yol rotalarıyla optimum durumun seçilmesini ve maliyeti en aza indirme imkanını mümkün kılmaktadır (Hugos, 2003: 92).

2.1.1.5.2.2. Dağıtım Zinciri Oluşturma

Dağıtım zinciri, işletmelerdeki tedarik zinciri yönetimi uygulamalarının etkinliğini arttıran önemli bir araçtır. Dağıtım zinciri, bir ürünün üreticiden tüketiciye veya endüstriyel alıcıya akışında izlenecek süreci oluşturan unsurların koordineli bir şekilde işlerliğini sağlamak olarak tanımlanabilir (Ashley, 2009).

2.1.1.5.2.3. Hedef Pazara Yönelik Pazarlama Etkinliklerinin Oluşturulması

Sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçerken, üretici odaklı sanayileşme modeli yerini tüketici odaklı işletme modeline bırakmıştır. Pazarın küreselleştiği, iş ve üretim süreçlerinin paylaşıldığı, otomasyon ve bilişim teknolojilerinin iş süreçlerinde hız ve verimliliği arttırdığı bu çağda, farklı ve çeşitli pazarlarda, farklı ve değişken tüketici isteklerine cevap verebilmek için organizasyonların stratejik yapılanmalarının müşteri odaklı olması gerekmektedir (Yalçıner, 2004: 40).

Tedarik zinciri yönetimi tanımlarından yola çıkılarak, entegre bir işletme felsefesi ve uygulama faaliyetleri, tedarikçiden nihai müşteriye kadar dağıtım kanalındaki akışın yönetilmesi gibi iki önemli bileşenden oluşması ve bu sayede zincirdeki envanter yatırımlarını azaltmak, stok bulunabilirliğini artırmak, sipariş ve teslim zamanlarını azaltarak müşteri hizmetlerini artırmak, tüm kanalda müşteri değerini artırmak yoluyla rekabet avantajı kazandırmak gibi faydalar sunmaktadır. Bu faydaların bütünleştirilmesi hedef pazara yönelik pazarlama hedeflerini oluşturmaktadır (Aydın, 2005: 45).

Pazarlama stratejilerinin gelişmesi, tüketim kültürünün oluşması, tüketici yapısındaki değişmeler gibi gelişmeler sonucunda, işletmeler ürünlerini farklılaştırmak ve çeşitlendirmek zorunda kalmışlardır. Artık işletmeler ayakta kalabilmek için tüketiciye en yüksek değeri sunmalıdır. Böyle bir yapının istenilen şekilde tam zamanlı işlemesi ise işletmenin tedarikçileriyle ve hedef pazar ile olan ilişkilerine bağlıdır (Karasu, 2006: 24). Nitekim pazarlama felsefesi tedarik zinciri yönetimi uygulamak

için de çok gereklidir (Childerhose ve Towill, 2006). Modern işletme yönetiminin en önemli değişikliklerinden biri de artık işletmelerin tek başlarına rekabet edemeyecekleri ve içinde bulundukları işletme ağı sistemlerinin rekabet halinde olduklarıdır. Tedarik kanalı içindeki işletmelerin sahip oldukları birbirlerine uyumlu pazarlama felsefesi sonucunda işletmeler kanal içindeki tedarik ortakları ile olan koordinasyonları sayesinde müşteri tatminine hem kendi kanalları içinde hem de nihai müşteride ulaşabileceklerdir. Tedarik zinciri yönetimi ile pazarlama kavramı arasındaki ilişkiler aşağıda sıralanmıştır (Aydın, 2005: 47-48).

* Pazarlama kavramı, işletme yönetimini, işletmeler arası ilişkiler ve tedarik zincirini; pazar yönlü olmak, işletmeler arasında ilişkiler kurma yolunda ilişki pazarlaması felsefesini benimsemek ve tedarik zincirinin birbirine uyumlu işletme felsefesine sahip olmak konularında etkiler.

* Pazar yönlü olmak sayesinde işletmeler tedarik zincirinde; çok değerli pazar bilgisini ve tecrübesini elde etmek ve paylaşmak avantajını elde ederler.

* İlişki pazarlaması, tedarik zincirindeki her işletmenin sorumluluklarını belirler ve örgütsel sistemleri yeniden düzenler. İşletmeler arasında, tedarik zinciri yönetimi mantığına uygun ortaklık, stratejik ittifak, ortak girişim, ve benzeri türlerde uzun dönemli ilişkilerin kurulması, sürdürülmesi ve geliştirilmesine yardımcı olur. Tedarik zincirinde ortak envanter ve maliyet düşürülmesi ile ortak planlama gibi konularda işletmeler arası koordinasyon sağlar.