• Sonuç bulunamadı

THE SOURCES OF SABAHATTIN ALI’S WORKS

* Marmara Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Yeni Türk Edebiyatı Bilim Dalı, Doktora Öğ-

rencisi, (fkula32@gmail.com). Yazı geliş tarihi: 15.03.2017. Kabul tarihi: 22.03.2017.

1 Rene Wellek - Austin Warren, Edebiyat Teorisi, Akademi Kitabevi: İzmir 1993, s. 57. 2 Berna Moran, Edebiyat Kuramları ve Eleştiri, Cem Yayınevi: İstanbul 1994, s. 118.

da üzerinde durulan noktalardandır. Sosyal

Meseleler Karşısında Aka Gündüz, Servet-i Fünun’dan Cumhuriyet’e Türk Edebiyatın- da Manzum Hikâye, İsmail Safa Mülâhazât-ı Edebiyye (Hazırlayan) adlı kitapların yazarı

olan akademisyen Mehmet Güneş, Sabahattin Ali’nin biyografisi ile birlikte değerlendiril- diğinde eserlerinde azımsanamayacak kadar biyografik unsur olduğunu tespit ederek daha önceden çeşitli araştırma/yazılarda da dikkat çekilen bu hususları kapsamlı bir araştırma ne- ticesinde bir bütün hâlinde Sabahattin Ali’nin

Eserlerinin Kaynakları: Roman, Hikâye ve Şiirlerinde Biyografik Unsurlar adlı eserinde

yetkin bir şekilde kaleme almıştır.3

Kaynak Eleştirisi, Edebiyat ve Biyografi İlişkisi, Biyografik Okuma Yöntemi Mehmet Güneş, eserin girişinde sanat eser- lerinin yapısındaki kurmaca ve gerçeklik tartışmalarına değinerek edebî metinlerin bir yönüyle gerçek olsa, şair/yazarının hayatından az ya da çok izler taşısa dahi eserdeki “unsur ya da argümanların gerçeğin birebir kopya- sı değil, gerçeğe uygun” olduğu ve “eserin kurgusal bir metin olduğu gerçeğini” belirtip, bu metinlerin “eğlence araçları olarak” görül- mesi gerektiğini vurgular.4 Güneş, daha sonra

“kaynak eleştirisi”, “metinlerarasılık yöntemi” ve “karşılaştırmalı edebiyat” kavramlarının tanımlarını vererek bu üç mefhumun birbiri ile olan benzerlik ve farklılıklarını özlü bir şekilde ortaya koyar.

Güneş, “Edebiyat ve Biyografi İlişkisi, Bi- yografik Okuma Yöntemi” başlıklı bölümde ilk edebî eserlerden itibaren kurmaca kişilerin gerçek olup olmadığının merak edilmesi ile birlikte zamanla biyografik okuma yöntemi

ve eleştirisinin doğduğunu belirtir. Biyografik okuma yönteminin geçerliliğini çeşitli teoriler ve bu teorilerin savunucularının görüşlerine göre karşılaştırmalı biçimde okuyucusuna sunar. Biyografik okuma yönteminde dikkat edilmesi gereken hususları yetkin bir biçimde aktaran Güneş, bir yazarın eserleri bu yönteme göre incelenirken ciddi bir kaynak taraması yapılması, eserin yazar/şairinin biyografisine ilişkin en ufak ayrıntının dahi dikkate alınması gerektiğini vurgular.5

Roman, Hikâye ve Şiirlerinde Biyografik Unsurlar

Sabahattin Ali’nin roman, hikâye ve şiirleri- ni, yazdığı ve kendisine yazılan mektupları ile anıları, onun hakkında daha önce yapılan araştırma/çalışmaları kapsamlı bir şekilde inceleyen Mehmet Güneş, bu araştırmaları neticesinde yazar/şairin roman, hikâye ve şi- irlerindeki biyografik unsurları şu başlıklar altında sınıflandırır: “Aile Çevresi ve Çocuk- luğuna İlişkin Anı ve Ayrıntıların Eserlerin- deki İzleri”, “Gerçeklikten Kurmacaya Aşk Maceraları”, “Meslek Hayatından Eserlere Yansıyan Kareler”, “Mahkûmiyet Hayatı ve Hapishanelerdeki Gözlemlerinin Eserlerindeki Akisleri”, “Kişisel Gözlem ve Seyahatlerin Ürünü Olan Kurgusal Metinler”, “Tutuksuz Yargılanan, Sakıncalı Görülen Yazarın Hayat Mücadelesini Eserlerinden Okumak”. Güneş, “Aile Çevresi ve Çocukluğuna İliş- kin Anı ve Ayrıntıların Eserlerindeki İzleri” başlıklı bölümde şairin “Melankoli”, “İstek”, “Babam İçin” vb. şiirlerinde geçirdiği sıkıntılı çocukluk döneminden izler bulunduğunu tespit eder. “Gerçeklikten Kurmacaya Aşk Macera- ları” bölümünde Sabahattin Ali’nin yaşadığı

3 Mehmet Güneş, Sabahattin Ali’nin Eserlerinin Kaynakları: Roman, Hikâye ve Şiirlerinde Biyografik

Unsurlar, s. 25-27.

4 a.g.e, s. 13-14.

aşk maceralarının roman, hikâye ve özellikle de şiirlerine yansımaları üzerinde durulur. Bu bölümde “Kalbimde Aşkınız”, “Beşik”, “Fi- rar”, “Ebedi” vb. şiirlerinin ilk aşkı olan Nahit Hanım’a karşı hissettiği duyguları yansıttığı itirafname mahiyetindeki mektuplarından hareketle ortaya konulur. “Hanende Melek” hikâyesinin Yozgat’ta bir kadına, “Bir Haki- katin Hikâyesinde” ise Aydın Ortaokulu’nda- ki bir öğrencisine beslediği duyguların izleri olduğu ifade edilir. “Bir Doğum Günü İçin”, “Çocuklar Gibi”, “Hapishane Şarkısı (I)” adlı şiirlerinde Konya Ortaokulu’ndan öğrencisi Melahat Muhtar’a hissettiği duyguların ifade edildiği hem Sabahattin Ali’nin hem de ya- kın çevresindekilerin bildirmesinden hareketle okuyucuya sunulur. Kürk Mantolu Madonna romanındaki Madonna ile Almanya’da iken tanıştığı Frolayn Puder’in benzer özellikler taşımakla birlikte Sabahattin Ali’nin kurmaca eserdeki Frolayn Puder ile idealize edilmiş bir kadın portesi çizdiği belirtilir. Ayrıca İçimiz-

deki Şeytan romanından da örnekle eserlerinin

yaşadığı aşk maceralarını yansıtan biyografik unsurlarla örülü olduğu ifade edilir. Güneş, “Meslek Hayatından Eserlere Yansıyan Kare- ler” başlıklı bölümde Sabahattin Ali’nin öğret- menlik yaptığı şehirlerde tanık olduğu ya da işittiği hadiselerden hareketle yazdığı “Asfalt Yol”, “Bir Cinayetin Sebebi” vb. hikâyelerin hem biyografik okuma hem de sosyolojik eleş- tiri yöntemiyle incelenmeye uygun olduklarını vurgular. “Mahkûmiyet Hayatı ve Hapishane- lerdeki Gözlemlerinin Eserlerindeki Akisleri” başlıklı bölümde Sabahattin Ali’nin hapishane- lerde tanık olduğu ya da dinlediği hadiselerin

eserlerini besleyen en önemli kaynaklardan olduğuna dikkat çeken Mehmet Güneş, onun “Gurbet Hapishanesi”, “Hapishane Şarkısı” başlığı altında yazdığı şiirleri ile “Bir Şaka”, “Duvar” gibi hikâyelerinde mahkûmiyet ha- yatının insan ruhunda oluşturduğu sarsıntıları trajik bir anlatımla ifade ettiğine dikkat çeker. “Kişisel Gözlem ve Seyahatlerin Ürünü Olan Kurgusal Metinler” başlığını taşıyan bölümde Sabahattin Ali’nin “Değirmen”, “Hasanbo- ğuldu”, “Ses”, “Sulfata” gibi hikâyelerinde bulunduğu bölgeleri biyografik ögeler ve halk folklorundan da yararlanarak kurguladığı ifade edilir. “Tutuksuz Yargılanan, Sakıncalı Görü- len Yazarın Hayat Mücadelesini Eserlerinden Okumak” başlıklı bölüm ise “Kurtla Kuzu”, “Dekolman”, “Fikir Arkadaşı”, “Düşman” vb. hikâyelerde siyasî görüşü ve muhalif tavrı ne- deniyle işsiz kalıp zor günler yaşayan yazarın o dönemki deneyimlerini ve hayat mücadele- sini canlı şekilde yansıtır. Güneş, Sabahattin Ali’nin şiir ve hikâyelerine yayılan gözlem ve biyografik unsurların Kuyucaklı Yusuf, İçi-

mizdeki Şeytan ve Kürk Mantolu Madonna

romanlarında daha geniş ve bir bütün olarak yansıdığına dikkat çeker.

Sonuç olarak Mehmet Güneş önce makale for- matında tasarladığını ancak beklediğinden çok malzeme çıkması neticesinde kitaplaştırmaya karar verdiğini belirttiği bu kapsamlı çalış- ması ile Sabahattin Ali’nin kurgusal düzleme yansıyan hayat hikâyesinin eserleri üzerin- den okunabileceğini ortaya koyar. Sabahattin Ali’nin hayat hikâyesi ile kurgusal eserlerinin âdeta iç içe geçtiğini okuyucuya yetkin bir biçimde aktarır.

[Ali Budak, Osmanlı Modernleşmesi Gazetecilik

ve Edebiyat, İstanbul: Bilge Kültür Sanat, 2014,

464 s.]

Bir düşünce sistemi olarak her anlamda deği- şim ve dönüşümü ifade eden modernleşmenin imparatorluk topraklarına girişinden günümü- ze kadar geçirdiği süreç pek çok çalışmaya konu olmuştur. XIX. yüzyıl Osmanlı kültür ve edebiyatına yönelik araştırma ve incele- melerini sürdüren, özellikle Batılılaşma Sü-

recinde Çok Yönlü Bir Osmanlı Aydını: Münif Paşa ve Batılılaşma ve Türk Edebiyatı: Lale Devri’nden Tanzimat’a Yenileşme isimli çalış-

malarıyla dikkati çeken Ali Budak, bu eserinde de Batılılaşma sürecimizin siyasi, sosyal ve kültürel alanlara etkisi üzerinde durmaktadır. Daha önce çeşitli yerlerde yayımlanan maka- lelerin bir bütünlük içerisinde bir araya getiril- mesinden oluşan eser, toplumun modernleşme seyrine ışık tutmaya çalışmaktadır.

Eserin “İmparatorluktan Cumhuriyete Bir Ge- çiş Süreci Analizi” başlıklı giriş bölümünde Batılılaşma olarak da ifade edebileceğimiz yenileşme sürecimizin imparatorluktaki zor-

lu yolculuğu ve bir miras gibi Cumhu- riyet dönemine in- tikali üzerinde kı- saca durulmuştur. “Osmanlı Modern- leşmesi” başlıklı birinci bölümde Osmanlı’daki ilk sosyal hareketlen- melere, edebiyat ve kadın hakla-

rına dair bazı adımlara değinilir. Bölümün “Osmanlı Modernleşmesi ve Edebiyat” alt başlığında moderniteyi “insana ve aklına gü- vene dayanan aydınlanmanın bir çocuğu” (s. 21) olarak tanımlayan Budak, modernitenin Avrupa’nın kendi iç dinamiklerinden ortaya çıktığını; Osmanlı’da ise farklı aşamalardan geçip Avrupa’nın etkisi ve sürekli müdaha- lesi ile meydana geldiğini ifade eder. Moder- nitenin Avrupa’da geçirdiği süreçleri de göz önünde bulundurarak bilimsel, siyasal, kültü- rel ve endüstriyel devrimin Osmanlı toplum yapısına nasıl nüfuz ettiğini anlatır. Osmanlı

Yeni Türk Edebiyatı, Sayı 15, Nisan 2017, s. 154-158.