• Sonuç bulunamadı

Fausto Zonaro’nun “Anne” tablosu

Belgede 11 TÜRK DİLİ VEEDEBİYATI (sayfa 135-139)

KLASİK VE MODERN TÜRK ŞİİRİNDE ANNE VE ÇOCUK İMGESİ

Görsel 5: Fausto Zonaro’nun “Anne” tablosu

Haydar Ergülen (1956 - ...), Anne adını vermiş olduğu şiirinde anne ve çocuk ilişkilerini kozmik bir bakış açısıyla şöyle sorgular:

sahi senden mi doğdum anne

yollar nehirler kuşluk vakitleri dururken

bir insandan mı doğar bir çocuk (Ergülen 2002: 11).

Şair, gerçekten kendi annesinden (bir çocuğun bir anneden) doğup doğmadığını bildiği hâlde bilmez-likten gelerek iki tecahül-i arif sanatı yaparken, bir taraftan da bir hayret imgesi çizer.

Klasik Osmanlı şiirinde en çok geçen tiplerden biri de çocuktur. Osmanlı döneminde çocuklarla ilgili müstakil eserler de yazılmıştır. İnsan hayatının bütün dönemlerini konu edinen yaşnâmelerde çocukluk dö-nemiyle ilgili özellikler yer alır (Çelebioğlu 98: 367). Bunun yanında lisan-ı sübyan adıyla çocuk dilinde yazıl-mış müstakil şiirler de mevcuttur (Çelebioğlu 98: 489). Yalnız bunların sanat değerlerinin düşük olduğunun altını çizmek gerekir. Ayrıca bazı mesnevilerde çocuklarla ilgili yazılmış bölümlere de rastlamak mümkündür.

Leyla ile Mecnun gibi efsanevi aşk kahramanlarıyla ilgili mesneviler de kahramanların çocukluklarından itibaren başlar. Osmanlı sosyal hayatında çocuğun önemli bir yeri vardır (Aktaş 2002: 17).

(...)

Kendine özgü epik ve lirik şiirleriyle dikkati çeken ve hemen her konuda şiirler yazan Fazıl Hüsnü Dağlarca, 1940 yılında yayınladığı ikinci şiir kitabına Çocuk ve Allah adını vermiştir. Dağlarca, daha sonra çocuklarla ilgili olarak 1974 yılında Yeryüzü Çocukları ve 1976 yılında da Yanık Çocuklar Koçaklaması adıyla iki şiir kitabı daha yayınlamıştır. Dağlarca, Çocuk ve Allah şiirinde; çocuğun aynasında Allah’ı, Allah’ın nazarında ise çocukları açımlar. (...) Dağlarca, “Şiir benim ikinci annemdir” diyen şairdir. Modern şiirde çocukların dünyasına ilk giren şair şüphesiz ki Fazıl Hüsnü Dağlarca’dır. En çok çocuk şiiri yazan da odur. O çocuklar için kozmik bir şiir âlemi kurmuştur. Bu kozmik evrende yalnızca Allah’ın ve çocukların olduğu yalnızlık ve özgürlük imgesi orijinal bir imgedir. Bu, çocuk ruhunun aktiviteleriyle oyuncaklarla kurulan bir dünyadır. Şair hayalindeki ulusu da çocuklarla kurar ve “İşte / benim ulusum / Çocuklar” der. Dağlarca, “Çocuk

severliğim şiir severliğime eşittir” diyerek şiirden ve çocuklardan yana eşit tavır ortaya koyar.

(...) SONUÇ

Modernite, insanlara çocukluk denilen masumiyeti yaşatmadan onları yaşlılığa götürmektedir. Dola-yısıyla kaybedilen çocukluk / gençlik kayıp nostaljilerle anlatılabilir. Modernleşme öncesi veya az / biraz / hafif modernleşme dönemlerinde çocuklar hayatı iliklerinde hissederek yaşarlardı. Bu yüzden eski şiirdeki çocuk imgeleri durağandı. Bu durum elbette şiire de yansıdı ve çocuk imgelerinde çok boyutlu bir devinim ortaya çıktı. Fakat bu dönemde de yaşanmayan bir çocukluk sosyal hayattan kopuk bir şekilde şiirlerle alaturka bir nostaljiyle metinleştirilmeye çalışıldı.

Hiç şüphesiz eski ve yeni şiirdeki çocuk imgesi örneklerini daha da çoğaltabiliriz. Sınırlı sayıda vermiş olduğumuz örnekler herkese az çok bu konuda bir fikir verebilir. Sonuç olarak klasik ve modern Türk şiiri anne ve çocuk imgesi bakımından son derece zengindir. Hatta klasik ve modern Türk şiirinin bu konuda dünya şiiriyle boy ölçüşebileceğini söylemek hiç de abartılı bir iddia olmaz. Örneklerin çokluğundan da anlaşılacağı üzere divan şiiri veya modern şiirde çocuk veya anne imgeleri konusu üzerine bütüncül olarak ayrı ayrı doktora çalışmaları yapılmalıdır. Klasik ve modern şiirdeki çocuk imgesini bütüncül olarak algıla-manın / anlaalgıla-manın / yorumlaalgıla-manın yolu bu tür evrensel ve doktora çalışmalarından geçmektedir.

Hasan Aktaş

İdil Sanat ve Dil Dergisi

(Kısaltılmıştır.) KAYNAKÇA

Ahmet Hâşim. Bütün Şiirleri, İstanbul: Dergâh Yayınları, 1987.

Aktaş, Hasan. Çağdaş Türk Şiirinde Tarihi Şahsiyetler ve Eserler. Konya: Çizgi Kitabevi, 2002. Ali, Sabahattin. Bütün Şiirleri. İstanbul: Cem Yayınları, 1983.

Behramoğlu, Ataol. Kızıma Mektuplar. İstanbul: Adam Yayınları, 1998. Berk, İlhan. Eşik. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 2007.

Çağlar, Ece Ayhan. Kolsuz Bir Hattat. İstanbul: Beyaz Yayınları, 1987.

Çelebioğlu, Amil, “Türk Edebiyatında Yaşnâmeler” Eski Türk Araştırmaları, MÜ Türklük Araştırmaları Dergisi, İstan-bul: 1985.

Deniz, Sebahat. “Klasik Türk Şiirinin Sosyal Hayatla İlgisinin Çocuk Konusunda Değerlendirilmesi”, Edebiyat, Edebi-yat Öğretimi ve Deyişbilim Yazıları II. İstanbul: Pegem Yayıncılık, 2006.

Ergülen, Haydar. Nar. İstanbul: Adam Yayınları, 2002.

Aktaş, Hasan, Klasik Ve Modern Türk Şiirinde Anne Ve Çocuk İmgesi 144 www.idildergisi.com İlhan, Attilâ. Ben Sana Mecburum. Ankara: Bilgi Yayınları, 1994.

Karakoç, Sezai. Körfez/Şahdamar/Sesler. İstanbul: Diriliş Yayınları, 1982.

Kavruk, Hasan. Şeyhülislâm Yahyâ Dîvânı. Ankara: Millî Eğitim Bakanlığı Yayınları, 2001. Kısakürek, Necip Fazıl. Çile. İstanbul: Büyük Doğu Yayınları, 1976.

Kurnaz, Cemal. Hayâlî Bey Divanı Tahlili. Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, 1987. Külebi, Cahit. Bütün Şiirleri. İstanbul: Adam Yayınları, 1996.

Nazım Hikmet. Son Şiirleri. İstanbul: Adam yayınları, 1989. Necatigil, Behçet. Bütün Şiirleri I. İstanbul: Cem Yayınları, 1981.

Soysal, İlhami. 20. Yüzyıl Türk Şiiri Antolojisi. Ankara: Bilgi Yayınevi, 1988. Umran, Sedat. Akşam Şiirleri. İstanbul: Kırkambar Yayınları, 1998.

Bu edebî makalede yazar, Türk şiirinde şairlerin çocuklarla ilgili şiirlerinden örnekler vererek çocuk ve anne imgesinin güçlü özelliğini vurgulamış, bu konuyla ilgili araştırmaların yapılmasına kapı açmak istemiştir.

MAKALE

TDK’nin Güncel Türkçe Sözlük’ünde bilim, fen konularıyla siyasal, ekonomik ve toplumsal konuları açıklayıcı veya yorumlayıcı niteliği olan gazete veya dergi yazısı biçiminde tanımlanan makale; bir konu-yu, bir olayı, bir eseri ele alıp onların çeşitli özelliklerini ayrıntılarıyla inceleyen ve onunla ilgili birtakım sonuçlara ulaşan yahut bir görüşü, bir iddiayı belge ve kanıtlarla destekleyerek savunan yazı türüdür.

Bilimsel niteliğe sahip makalede senli benli konuşmalara, günlük dilde kullanılan bazı kelimelere ve süslü anlatıma yer verilmez. Makalede kullanılan dil anlaşılırdır, dolaylı anlatımlardan uzak durulur. Günü gününe yazılma zorunluluğu olmayan makalede konu sınırlaması yoktur. Güzel sanatlar, politika, toplumsal ve bilimsel konular, günlük olaylar gibi birçok konuda makale yazılabilir.

Makalede ele alınan düşünce veya ileri sürülen iddia yazının girişinde ortaya konur. Bu düşüncenin belgeler ve kanıtlarla desteklenmesi yazının gelişme bölümünü oluşturur. Bu bölümde yazar, düşünceyi geliştirme yollarından yararlanır.

Makale, alanında yetkin insanlar tarafından yazıldığından makalede bilimsel bir anlatım vardır. Terimlere fazlaca yer verilir. Açıklayıcı ve tartışmacı anlatım biçimlerinden sıklıkla yararlanılır. Kurallı cümleler çokça tercih edilir.

Makale, gazetecilikle birlikte gelişen bir türdür. Türk edebiyatında ilk makale Tanzimat Döne-mi’nde çıkarılan Tercüman-ı Ahvâl gazetesinde Şinasi tarafından yazılmıştır. Namık Kemal, Ziya Paşa, Ahmet Mithat Efendi gibi dönemin kimi yazarları, bu türde metinler yazmışlardır. Daha sonra dergilerde de yayımlanmaya başlayan makale, ülkemizde bilimin gelişmesi ve bilimsel kuruluşların sayısının artması ile gelişmiştir.

Makale, edebî ve bilimsel makale olmak üzere iki türe ayrılır. Edebî makalelerde dil, edebiyat ve sanatla ilgili konular ele alınır. Bilimsel makalelerde ise tıp, sosyoloji, ekonomi gibi bilimle ilişkili alanlara yönelik konular ele alınır. Bilimsel makaleler genellikle dergi, kitap ve genel ağda yayımlanır.

Gazetelerde güncel konularla ilgili, nesnel yaklaşımla yayımlanan yazılar da makale olarak değer-lendirilir.

Okuduğunuz Klasik ve Modern Türk Şiirinde Anne ve Çocuk İmgesi metninde bilgi verme amaçlan-mış, araştırma ve inceleme sonuçlarından yararlanılamaçlan-mış, estetik kaygı güdülmeden nesnel yaklaşımlarla ele alınan tez kanıtlanmaya çalışılmıştır. Bu nedenle metnin türü edebî makaledir.

Bilgi

alegori : Bir sanat eserindeki ögelerin gerçek ha-yattan bir şeyleri temsil etmesi durumu. alegorik : Alegori ile ilgili.

kozmik : Evrenle ve onun genel düzeniyle ilgili. misyon : Görev.

müessir : Dokunaklı.

naif : Güzel sanatların özellikle resim

alanında kendini yetiştirmiş sa-natçısı ve onun eseri.

telakki : Anlayış.

METNİ ANLAMA VE ÇÖZÜMLEME

1.

Okuduğunuz metinde geçen “zaruret”, “karikatürize”, “imaj”, “melankolik”gibi kelimelerin anlamını

metnin bağlamından hareketle tahmin ediniz. Tahminlerinizi sözlükten kontrol ediniz.

2.

Bu metnin ana düşüncesini ve yardımcı düşüncelerini belirleyiniz.

3.

Çocuk ve anne ile ilgili bilgi ve örneklerin verildiği metinde sizi düşünce yönünden etkileyen

ifade-leri gösteriniz ve yorumlayınız.

4.

Metnin tür özelliklerini belirleyiniz.

5.

Okuduğunuz metinde tezin ortaya konduğu, tezin ispatlandığı ve tezle ilgili genel yargıların

belir-tildiği bölümleri gösteriniz.

6.

Metnin üzerinde alıntılama ve özetlemeye örnekler gösteriniz.

7.

Metinde kullanılan anlatım biçimlerini bulunuz ve anlatım biçimlerinin niçin kullanıldığını

açık-layınız.

8.

Metinde geçen “Nine geçmişin, anne anın, çocuk ise geleceğin, diğer bir deyişle umudun

sembolü-dür.” sözüne katılır mısınız? Düşüncelerinizi belirtiniz.

9.

Okuduğunuz metni, Cep Telefonu Teknolojisi ve Sağlık adlı metinle karşılaştırarak metinlerin benzer

ve farklı yönlerini gösteriniz.

10.

Metinde anlatılanları kendi hayatınız veya çevrenizdeki olay ve durumlarla karşılaştırınız.

11.

Okuduğunuz metinde yazarın okura yönelik anlatım tutumunu (öğretici, açıklayıcı, tartışmacı,

eleş-tirel, öznel, nesnel, yanlı, yansız vb.) değerlendiriniz.

12.

Bu metni, günlük konuşma diline çeviriniz. Ortaya çıkan sonuçları değerlendiriniz.

DİL BİLGİSİ ÇALIŞMALARI

1.

Okuduğunuz metinden alınan aşağıdaki cümleleri, defterinizde ögelerine ayırınız. Ögelerin, anlamın

oluşumuna katkısı nelerdir? Açıklayınız.

a. “Aile, Türk kültür tarihinde ve sosyal hayatında önemli bir rol oynar.” b. “Ailenin merkezinde daima çocuk vardır.”

c. “Şeyhülislâm Yahya, goncayı bebeğe, gül dalını beşiğe, kuzey rüzgârını ise beşiği sallayan anneye benzetir.”

ç. “Burada Necip Fazıl’ın annesini bir şair olarak ne kadar naif ve estetik bir tarzda resmettiğine dikkat çekmek isteriz.”

d. “Dağlarca “Çocuk severliğim şiir severliğime eşittir” diyerek şiirden ve çocuklardan yana eşit tavır ortaya koyar.”

e. “Bu durum elbette şiire de yansıdı ve çocuk imgelerinde çok boyutlu bir devinim ortaya çıktı.”

2.

Okuduğunuz metinden alınan aşağıdaki cümlelerde yer alan yazım veya noktalama yanlışlarını

bu-lunuz, düzeltiniz. a. “Tabi ki sağlar.”

b. “Y Kuşağı olarak, tanımlanan 1981 - 2000 yılları arasında dünyaya gelen kuşak tüketim toplumu-nun en aktif öğeleri olarak değerlendirilmektedir”

YAZMA TÜR VE TEKNİKLERİNİ TANIMA

Araştırma, bilginin geliştirildiği bir süreçtir. Araştırmaya dayalı bir metin hazırlanırken ele alınan ko-nuyla ilgili “Kim, ne zaman, neyi araştırdı; neler elde etti?” gibi soruların cevabının verilmesi gerekir. Aksi takdirde hazırlanan metin, nitelikli olmaz. Bu yüzden araştırmaya dayalı bir metin hazırlanırken önceki çalışmaları taramak ve veri toplamak çok önemlidir. Var olan kaynak ve belgeleri inceleyerek veri toplamaya da literatür tarama denir.

Araştırmaya dayalı bir metnin yazımında kaynak taraması yapılırken uyulması gereken aşamalar şu şekildedir:

• Araştırmanın amacının ve konusunun saptanması • Kaynak taraması

• Kaynakların okunması

• Kaynakların değerlendirilmesi

• Araştırmanın ödev, tez, seminer, makale gibi biçimlerde raporlanması

Kaynak taraması “ön” ve “detaylı” olmak üzere iki biçimde yapılır. Ön kaynak taramasında önce detaylı konu başlıkları belirlenir. Ana konu başlığına göre rastgele tarama yapılır. Ön kaynak taraması ile hem detaylı konu başlıkları hem de önemli kaynaklar belirlenir. Belli bir fikre sahip olunduktan sonra detaylı kaynak taramasına geçilir. Araştırma ile ilgili tüm ana ve önemli kaynaklar aracılığıyla araştırmayı destekle-yebilecek yardımcı kaynaklara ulaşılır. Bu aşamada detaylı konu başlıklarına göre kütüphanelerden ve genel ağdan kaynak taraması yapılır. Kitap, dergi, tezler, araştırma ve proje raporları, ansiklopedi, sözlük, genel ağ siteleri gibi kaynaklar taranır. Gerekirse konunun uzmanlarına da danışılır.

Belgede 11 TÜRK DİLİ VEEDEBİYATI (sayfa 135-139)