• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM

2.4. Berger’in Din Fenomenine Yakla

2.4.1. Modernite

2.4.1.4. Evi/Yuvay Y kan Modernite

Peter L. Berger’in moderniteye dönük en dikkate de er ve orijinal söylemlerinden biri, onun, insano lunun içerisinde ya am sürdürdü ü evi/yuvay modernitenin y kt 361

Berger, The Heretical Imperative, pp. 26-27.

362

Berger, The Heretical Imperative, pp. 28.

363

Berger, The Heretical Imperative, pp. 43-45.

364

ifade etmesidir. Berger’in buradaki evden kast n iki yönü vard r: Birincisi gerçek anlamda “evin y ”, ikincisi ve teorisinin as l merkezini olu turan k sm ise mecazi anlamdaki “ev” olan “din”in y r. Berger’in bu mecazi anlamdaki “evin y ” söylemi, sosyoloji ve din sosyolojisinde oldukça me hurdur.

Berger’e göre modernitenin ilk nüvelerini görmeye ba lad z Rönesans ve Reformasyon öncesinde bireylerin “ev” ile “i yeri” iç içeydi ve birbirlerinden ba ms z de illerdi. Aileler daha çok geleneksel büyük aile niteli i ta yordu. Fakat 17. yüzy lda önce Avrupa’da, daha sonralar ise Amerika’da ailenin üretim birimi olmaktan ç kmas ve üretimin fabrika, i yeri ve modern bürolara ta nmas , bireyleri modern çekirdek aileler içerisinde ya amaya mecbur etmi tir. Sanayile me ile birlikte “ev” ile “i yeri”, üretim ve tüketimin aras ayr lm ve aile bireyleri “i ”e gitmek için “ev”den ayr lmak zorunda kalm lard r. Bu geli me “aç k-soy ailesi”ni, bütün toplum katmanlar kapsamak üzere çözmü tür. Dolay yla geleneksel toplumlarda her türlü yap p etmelerin mekan olan “ev”, modernle meyle birlikte önemli bir y ma u ram r.

Berger’in “evin tahribat /y ” ile ilgili dile getirmi söylemlerinden ikincisi ve as l önemlisi, modernitenin dinin tahribat na sebebiyet verdi idir. Modern-öncesi dönemde din, hayat n en önemli merkezi fenomeniydi. nsanlar n her türlü eylemleri, dü ünü leri, ya am tarzlar , dünyaya bak lar , k saca ya amaya dair her ne varsa hepsi, dinin ö retilerine göre gerçekle tiriliyordu. Çünkü din, toplumdaki bütün kurumlar n en üstünde, Berger’in deyi iyle bir “kubbe/ emsiye” idi. nsanlar n kar la oldu u ola anüstü eyler, ac ve st raplar, mutluluklar, k sacas her ey belirli bir “kader” çizgisi yönünde ilerliyor, her eyi o belirliyordu. Bununla birlikte din, insano lunun hayat na anlam katan yegane de erdi. Din sayesinde bireyler, mutlu bir ekilde ya amlar sürdürüyor, kar la olduklar olumsuz durumlarda “evlerine”, yani “dine” s yorlard .

Fakat modernite ile birlikte bahsedilen eylerin hemen hepsi alt-üst olmu tur. Weber, modern dünyay “büyü bozumu” eklinde tasvir etmi ti. Hakikaten de modernite dünyay , kullan lan, de tirilebilen, tüketilmeye yönelik ve insan n hizmetindeki maddeden ve varl klardan olu an bir mekanizma haline sokmu tur. “Modern insan n kendisinden ba ka hesap verece i hiçbir üst-otorite kalmam r; o otorite ile ili kisini kopard günden beri do a ve e ya ile olan ili kilerinde insano lu dengesini kaybetmi tir. Yarat hiyerar isinin tepesinde olan insan, bu özelli inin tüm avantajlar kullanarak, ama kendinden daha alt-

konumda olan canl lara ve cans zlara kurals zca hükmederek kendi varl n maddi- manevi temelini de yok etmeye ba lam r.”365

Berger’e göre, dünya devrini sürdürdü ü müddetçe, modern insan giderek daha da koyula an “evsizlik” sorunundan mustarip olmaktad r. Bireyin topluma ve kendisine yönelik tecrübelerinin göçebe karakterinin yolda , metafiziksel anlamda “ev, yuva” kayb

eklinde kendini sergilemektedir. Bir ba ka deyi le, modernle me ile birlikte, bireyin toplumda, daha da genel olarak evinde, yuvas nda olma arzusu yan ts z kalm r.366 Modern dünyada sosyal ya am dünyalar n ço ulcula mas ile birlikte ortaya ç kan ho nutsuzluklardan en önemlisi, bu “evsizlik” sorunudur Berger’e göre. Modern toplumun ço ulcu yap , bireyi her gün biraz daha göçmen, sürekli de en, hareket eden bir varl k durumuna getirmi tir. Her günkü ya am nda birey birbirinden farkl hatta zaman zaman birbirleriyle çeli ki içinde olan sosyal muhtevalar içerisinde yüzer gibidir. Bunun yan nda modern bir toplumda insanlar sürekli olarak yerlerinden yurtlar ndan edilmekle kalmazlar, ayn zamanda kendilerine yer yurt edinecek bir kö e de bulamazlar. Her eyin sürekli bir de iklik içinde bulundu u bir dünyada herhangi bir belirginli in, kesinli in bireye kadar ula mas , varl ndan bireyi haberdar etmesi son derece güçtür.367

Modern sosyal ya am n “evsizli i”nin, en tahripkâr ifadesinin “din” alan nda gerçekle tirdi ine vurgu yapar Berger. Çünkü günlük ya am n ve bireyin hayat n ço ulculuk kazanmas n bir sonucu olarak devreye giren gerek kognitif ve gerekse normatif mânâlardaki genel belirsizlik, dine güvenirlik konusunda ciddi krizleri de beraberinde getirmi tir. nsan n ihtiyaçlar na, taleplerine mutlak bir belirlilik getirme görevini as rlard r sürdüren dine kar beslenen güven duygusu büyük ölçüde sars nt geçirmi tir. Modern toplumdaki dinin geçirdi i bu krizin bir sonucu olarak da sosyal “evsizlik” metafiziksel bir yap ya bürünmü , yani “evrende evsizlik” sorununa dönü mü tür. Bu soruna dayanmak ise her babayi idinin harc de ildir.368

Evrende “evsizlik” sorununa çözüm için modern dünyada “din” yerine ba ka bir kurumun olu turulamay ise, i in en ac taraf r. Din ile birlikte bütün di er kurumlar n bugün “ev” olma özelli ini kaybetti ine dikkat çeker Berger. Modernitenin olu turmu oldu u dünyada, rollerin ki ili i olu turma ans da kalmam r. Çünkü roller bireyi sadece ba kalar ndan de il, ayn zamanda bizzat bireyin bilincinde de saklayan “büyülü bir peçe” haline gelmi , bundan dolay modern insan, kaç lmaz olarak gördü ü üzere, sürekli 365

Canatan, a.g.e., s. 137.

366

Berger, Modernle me ve Bilinç, s. 96.

367

Berger, Modernle me ve Bilinç, s. 204.

368

olarak kendisini aray içerisinde kalm r. Ve modern bireylerdeki, özellikle de modern genç bireylerdeki “yabanc la ma” duygusunun ve bunun olu turdu u ki ilik krizlerinin bask n olmas , i te bu ac gerçe in sonucudur.369

Berger, di er taraftan, modernli in güçlerinin, insano lu için geçmi dönemlerde çok önemli kavramlardan olan “ eref” ve “itibar” yerle bir etti ini de iddia etmektedir. Bunun sadece “ eref”le s rl kalmad belirten Berger, ayn zamanda bireyin kendisini toplumda ifade etti i kurumsal rollerden ba ms z, ço u kez de bu rollere kar olacak bir tarzda hüviyetin ve onurun yeniden tan mlanmas için bir vesile yaratt . Burada modern insana dü en görev ise, modern insan n onuruna kar k olmak üzere eref görünü ünü, eref anlay kaybetti i pratik süreci anlamak, bunun antropolojik ve ahlaki sonuçlar üzerinde dü ünmektir.370

Heelas ve Woodhead da Berger’in 1974’te yay mlanan Modernle me ve Bilinç kitab nda formüle edilen “evsiz ak l/bilinç” tezinin sosyoloji dünyas ndaki etkisine ve önemine dikkat çekerler. Onlara göre bu tez, ki inin “öznelliklerine” do ru dönü ü simgelemektedir, bu dönü ise birincil kurumlardaki güven/emniyet kayb sonucunu do uran ve bir bilinçsizlik durumu sonucuna sebep olarak görülen bir dönü tür. Yine onlara göre modernite sosyolojisine önemli bir katk olarak, bu tez yaln zca 1960’lardaki kültür-kar evsizli i aç klamak için bir anahtar rolü oynamakla kalmam , ayn zamanda daha sonraki geli melere yönelik vukufiyeti de sa lam r. K saca “evsiz zihin” olarak tan mlad klar tezin, radikal bir form içerisinde, âlemde yaln z kalan bireyi simgelediklerini belirten yazarlar, y llar önce ortaya konan bu tezin bugün bile hâlâ geçerlili ini sürdürdü ünden hareketle din sosyolojisinde yeniden ele al p biraz geli tirilerek bugüne uyarlanmas n çok faydal olaca na önemle i aret ederler.371