• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM

2.3. Berger’in Sosyoloji Anlay

2.3.4. Din ve Me rula rma

Bir kurumsal düzen, yeni nesillere aktar laca nda onun apaç k orada olma özelli i yeni nesiller için mevcut de ildir. Kurumsal düzenin yeni nesillere aktar lmas esnas nda, me rula rma bir problem olarak ortaya ç kar. Bundan dolay , kurumsal düzenin yeni nesiller için aç klanmas ve hakl la lmas gerekir. te buna ba olarak Berger, me rula rmay , “kurumsal düzenin nesnelle mi anlamlar na bili sel bir geçerlilik atfetmek suretiyle bu düzeni “izah eder.”285 Me rula rma, kurumsal düzenin pratik buyruklar na normatif bir itibar kazand rmak suretiyle bu düzeni hakl la r. uras oldukça önemlidir: Me rula rma, normatif bir unsurun yan ra bili sel bir unsura da sahiptir. Ba ka bir deyi le, me rula rma, salt “de erler”le ilgili bir mesele de ildir. O daima “bilgi”yi de içerir. Me rula rma bireye sadece neden bir eylemi yapmas ve bir 282

Margaret M. Poloma, Ça da Sosyoloji Kuramlar , Çev. Hayriye Erba , Gündo an Yay., Ankara, 1993, s. 268.

283

Ülver, a.g.t., ss. 26-27.

284

Peter L. Berger-Thomas Luckmann, “Bilgi Sosyolojisi ve Din Sosyolojisi”, Çev. M. Rami Ayas, Ankara

Üniversitesi lahiyat Fakültesi Dergisi, C. 30, Ankara, 1988, s. 381.

285

di erini yapmamas gerekti ini anlatmakla kalmaz; ayn zamanda ona, eylerin neden o ekilde eyler olduklar da anlat r. Bir ba ka deyi le “bilgi”, kurumlar n me rula lmas nda “de erler”den önce gelir.286

Berger’e göre farkl me rula rma düzlemleri aras nda analitik bir ayr m yapmak mümkündür. Bu farkl me rula rma düzlemlerinin dört tane oldu unu belirten Berger’e göre insani tecrübeye ait bir dilsel nesnelle meler sistemi aktar r aktar lmaz, ba lang ç halindeki me rula rma haz r duruma gelir. “Örne in bir akrabal k vokabülerinin aktar lmas , ipso facto (s rf bu nedenle) akrabal k yap me rula r. Temel me rula “izahatlar”, tabiri caizse, bu vokabüler içerisinde in a edilir. Böylelikle bir çocuk, di er çocu un bir “kuzen” oldu unu ö renir ki bu, “kuzenler”e ili kin adland lmalar yla birlikte ö renilen davran dolays zca ve do all nda me rula ran bir bilgi parças r.”287

kinci me rula rma düzlemi ise, henüz geli memi ekildeki teorik önermeleri içerir. Burada, nesnel anlam dizileriyle ilgili muhtelif aç klay emalar bulunabilir. Bu emalar, do rudan somut eylemlerle ilgili olmalar anlam nda, oldukça pragmatiktir. Atasözleri, ahlaki ilkeler ve bilgece sözler, bu düzlemde yayg n olarak bulunur. S kl kla

iirsel biçimlerde aktar lan efsaneler ve halk hikâyeleri de buraya aittir.288

Berger’e göre üçüncü me rula rma düzlemi, kurumsal bir k sm n ayr mla bir bilgi gövdesi arac yla me rula ld belirgin teorileri içerir. Böylesi me rula rmalar, kurumla davran n ayr k mlar için kapsaml referans sa lar. Böylelikle “kuzenler aras ili ki”ye, bu ili kinin hak ve yükümlülüklerine ve standart resmiyetlerine dair ayr nt bir ekonomi teorisi olu abilir.289

Dördüncü me rula rma düzlemini ise Berger, sembolik evren olarak isimlendirir. Sembolik evren, sosyal olarak nesnelle mi ve öznel bak mdan gerçek her anlam n dölyata olarak kavran r; her tarihsel toplum ve bireyin biyografisi, bu evrenin içerisinde vuku bulan olaylar olarak görülür. Burada önemli olan ey udur: bireyin ya am ndaki ola and (ola and , yani toplumdaki gündelik varolu un gerçekli ine dahil olmayan) durumlar da sembolik evren taraf ndan ku at r. Sembolik evrenlerin bireysel biyografi aç ndan ta stratejik me rula i levlerden biri de, “ölümün yeri”ne dairdir. Ba kalar n ya ad ölüm tecrübesi ve bunu müteakip ki inin kendi ölümüne dair öngörüsü, birey aç ndan par excellence (tam anlam yla) ola and bir durum demektir. 286

Berger-Luckmann, Gerçekli in Sosyal as , ss. 136-137.

287

Berger-Luckmann, Gerçekli in Sosyal as , s. 137.

288

Berger-Luckmann, Gerçekli in Sosyal as , s. 138.

289

Yine ölüm ayr ca, gündelik hayat n oldu u-gibi-kabul-edilmi gerçekliklerine dönük en korkunç tehdidi te kil eder. Bu yüzden ölümü sosyal varolu un üstün gerçekli iyle bütünle tirmek, herhangi bir kurumsal düzen aç ndan hayati öneme haizdir. Ölümün me rula lmas , nihayetinde, sembolik evrenlerin en önemli sonuçlar ndan biridir. Buradaki temel sorun, bunun, gerçekli in mitolojik, dini ya da metafizik yorumlar na ba vurarak yap p yap lmamas de ildir. Mesela ölüme, ilerlemeci evrim ya da devrimci tarih dünya görü üne uygun bir anlam vermi olan bir modern ateist de, gerçekli i-ku atan bir sembolik evrenle ölümü bütünle tirerek bunu yapar. Ölüme yönelik her me rula rma, ayn temel görevi üstlenmelidir. Kolayca görülecektir ki, ölüm fenomenini sembolik bir evrenle bütünle tirmeksizin, bu türden bir me rula rmaya ula mak zordur.290

Berger’le ilgili çal malar yla kendisini tan z Adil Çiftçi de Berger’in “Dini ve Toplumsal Kurumlar n De imi” adl makalenin çevirisinde, kendi notu olarak, Berger’in “din ve me rula rma”s na aç kl k getirir. Berger’e göre “me rula rmalar, kurumsal düzenlemelerin “niçin”i ile ilgili soru(n)lara verilen cevaplard r.” Bu tan m ak lda tutularak denilebilir ki, “…din tarihsel olarak en yayg n ve en etkili me rula rma arac r.” Her türden me rula rma, toplumsal olarak tan mlanm gerçeklik durumunu devam ettirir. te din de, toplumun k lgan gerçeklik in alar nihai gerçeklik ile irtibatland rd ndan dolay bu denli etkili bir me rula r; zira onlar kutsal “gerçeklik”e yerle tirir. Ba ka bir ifadeyle; “din, toplumsal kurum ve davran lar bir at f çerçevesine yerle tirerek me rula r.”291