• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 3: 17 NUMARALI KIRIM ŞER’İYYE SİCİLİNE ( H.1084-1085/ M

4.1. Etnik Yapı

Kırım bulunduğu konum itibariyle birçok devlete, kabileye ve boylara ev sahipliği yapmıştır. Bu sebepten ötürü Kırım yarımadası canlılığını her zaman korumuştur. Kırım Hanlığı’nın bulunduğu evrede de zengin ve canlı yapılar varlığını devam ettirmiştir. Kırım’da yer alan şehirlerin kuruluş evresi Yunan kolonilerine kadar geriye gitmektedir. Ticari konumu sebebiyle yarımada da çeşitli ürünlerin ticareti yapılmış, kuzeyden gelecek olan tehlikelere karşı önemli savunma bölgesi olmuştur.95

Kırım Hanlığı’nın sosyal yapısı, Osmanlı Devlet’i ile birebir örtüşmektedir. Kırım’da toplum, “Müslim” ve “Gayr-i Müslim” olarak ikiye ayrılmıştır. Kırım Hanlığı bölgesine bakıldığında etnik unsurlar açısından zengin gözükmektedir. Tatarlar, Nogaylar, Ermeniler, Rumlar, Yahudiler, Acemler, Kazaklar, Lazlar, Kıptiler ve Çerkezler bulunmaktadır.96 17. Numaralı Kırım Kadı Sicilinde de benzer unsurlar yer almaktadır. Bu etnik unsurlar alt başlıklar halinde kaynağın yardımıyla açıklanması hedeflenmiştir.

4.1.1. Tatarlar

Kırım Hanlığı’nın bulunduğu bölgede hâkim güç Tatar Müslümanlarıdır. Kırım Hanlığı’nın başında, Cengiz Han ile olan akrabalıklarından dolayı Giraylar yer almaktadır. Giraylar kadar bölgede askeri, ekonomi ve siyasi anlamda yön veren kabileler de bulunmaktadır. Bunlardan bazıları ise Şirinler, Karaçiler ve Mirzalardır.97

17 numaralı Kırım kadı sicilinde Giraylar birkaç kayıtta yer almaktadır. İlkinde, Giray ismi merkezden gelen kadı atamasında geçmektedir. Bahçesaray kazasına atanan Mustafa bin El-hac Mehmet, Selim Giray Han ibn-i Nadir Giray Han döneminde bu göreve layık görülmüştür. Gelen belgenin kopyası deftere geçirilmek suretiyle kaydedilmiştir. Kayıt bölgenin üstün kabilesi olan Girayları belgelemektedir.98 Son olarak Giray ismi, Büyük

95 Ürekli, Kırım Hanlığının Kuruluşu ve Osmanlı Himayesinde Yükselişi, s.87.

96 Nuri Kavak, “Kırım Tatarlarında Gündelik Hayat ( XVII- XVIII Asır)”, Doğu Avrupa Türk Mirasının

Son Kalesi Kırım, Ed. Yücel Öztürk, Çamlıca Yayınları, İstanbul, 2015, s.156.

97 Fisher, The Crimean Tatars, s.21-23.

39

Hamam’ı Salacaklı El-hac Abdülbaki’ye verildiğinde geçmektedir. “ Oldur ki Mehmed

Giray Han oğlu İvaz Giray Sultan Kethüdâsı rahmet-i irsâl edüb mezbûr rahmet Büyük Hammâm’ı Salacaklı El-hâcc Abdülbaki’ye vermişiz “99

Atalıklar ve Emeldeşler yine 17 numaralı Kırım kadı sicilinde geçen yerel boy isimlerdendir. Atalık ismi şühudül hal bölümünde birçok kez gözükmektedir. Mal-mülk satımında, tereke kaydında, vasi davasında ve köle azat etme davalarında isimleri geçmektedir. Şühudül hal bölümünde Hasan Atalık ve Kutlu Atalık önemli isimlerdir. Emeldeş veya İmildaş olarak bilinen diğer boy da 17 numaralı Kırım kadı sicilinde yer almaktadır. Mirzalar ve Karaçilere benzer bir şekilde Emeldeşler de divan üyeleridir. Mal-mülk satımında, şahitlik etme konusunda ve köle azat etme gibi dava kayıtlarında kendilerine yer bulmuşlardır.

Bu çalışmadan önce yapılmış olan sicil çalışmalarında Nogay Tatarlarına dair bilgilere ulaşılmıştır. Fakat 17 numaralı Kırım kadı sicilinde doğrudan Nogay ismi tespit edilememiştir.100

4.1.2. Çerkesler

Kırım bölgesinde yer alan diğer önemli bir topluluk Çerkeslerdir. Kendilerine adige olarak isimlendirmiş olan çerkesler, kuzeyde büyük bir alana sahip topluluktur. Hukuken Kırım Hanlığı’na bağlı gibi gözükse de bölgede önemli siyasi figürdür.101

17 numaralı Kırım kadı sicilinde yer alan kayıtlarda Çerkesler ile ilgili bağ fiyatlarının listesinin verildiği kayıtta “Karye-i Çerkes” adı altında Çerkes köyünün olduğuna işaret eden bilgi bulunmaktadır. Ayrıca nafaka davasında da Nehr-i Alma’ya bağlı Kara Çerkes adlı köy ismi geçmektedir.102 Bu kayıtlar sonucunda Çerkeslerin beraber yaşadıklarını rahatlıkla ifade edilebilir, bu bağlamda birbirlerine bağlılıkları yüksek olduğu düşünülebilir.

99 KKD, 17/70b-4.

100 Yaşa, 67 A 90 Numaralı ( Dördüncü Cilt ) 1061-1062 Tarihli Kadıasker Defterine Göre Kırım’da Sosyal

ve Ekonomik Hayat, Sakarya Üniversitesi. Aktaş Sarı, 3a-3b Numaralı 1648-1679 Tarihli Kırım Kadıasker Defterlerine Göre Kırım’da Sosyal ve Ekonomik Hayat.

101 Sadık Müfit Bilge, “Çerkezler” DİA, C. Ek-1 İstanbul, 2016, s.289.

40 4.1.3. Kıptiler

Kırım yarımadasında yer alan önemli bir toplulukta Kıptilerdir. Çingene olarak da bilinen Kıptiler yapılan araştırmalarda bu bölgede toplu olarak bir arada yaşadıkları tespit edilmiştir. 17 numaralı Kırım kadı sicilinde Kıptiler ile ilgili iki tane kayıta rastlanmıştır. Bunlardan ilkinde Can Mirza adlı Kıpti’nin Salacak’ta darı dâhilinde evi dokuz altına aldığını ifade etmektedir.103 Kayıtın içeriğine bakıldığında ise Can Mirza veledi Hüseyin’in Kıpti olarak belirterek etnik yapısının altı çizilmiştir. Ayrıca bu bölgede yaşayan Kıptilerin Müslüman oldukları söylense de Can Mirza veledi Hüseyin olması bu Kıpti’nin dini hakkında soruları kafada canlandırmaktadır.

İkinci kayıtta ise, “Taife-i Kıptiyan” olarak bölge ismi verilmektedir. Büyük ihtimalle Kıptilerin bir arada yaşadığı yeri işaret etmektedir. Kayıta bakıldığında, kıptiyandan

Cantemir bin Devin, kayınvalidesi Fatma bint-i mahmud’u mahkemeye vermiştir. Kayınvalidesinin kendisini Akmescid kadısına öldü olarak gösterdiğini ve nafaka istediğini ifade etmiştir. Fatma ise kızının yeni birisi ile evlendiğini söylemiş onun malının kendisine kaldığını ve bu yüzden nafaka istediğini söylemiştir. Araya giren kişiler ile Fatma kadına iki altın bırakıp kızından kalan mallardan vazgeçip deftere kayıt edilmiştir.104 Bu iki kayıttan başka Kıptiler ile ilgili malzeme bulunmamaktadır. Bu yüzden dolayı 17 numaralı Kırım kadı siciline göre Kıptiler ile ilgili bilgiler kısıtlıdır.

4.1.4. Acemler

Acem, Arap kelimesinin karşıtı olarak, Arap olmayan topluluklara özellikle komşusu olan İran Topluluğuna verilmiş bir ad olarak durmaktadır.105 Kırım kadı sicillerinde de Acem isim yine İran bölgesinden gelen ya da bu bölgeyi temsil eden insanları belirtmektedir. Üç kayıtta yer alan Acemlerin, burada ticaret ile uğraştıkları düşünülmektedir. Getirdikleri malları Kırım bölgesinde satarken bu tarz para hakları elde etmiş olmaları kuvvetle muhtemeldir.106

103 KKD, 17/33b-3.

104 KKD, 17/49a-1.

105 Adnan Karaismailoğlu, “Acem”, DİA, C.1, İstanbul, 1988, s. 321.

41 4.1.5. Yahudiler

Kırım yarımadasında Yahudi topluluğu üç ana guruba bölünmüştür. Bunlardan birincisi ticaret ve göç nedenleriyle buralara yerleşmiş olan Yahudilerdir.107 İkincisi Karailer denilen Yahudi topluluğudur. Tarihi geçmişine bakıldığında Hazar Türklerinden geldiği kabul edilen Karailer Türk geleneklerini devam ettirmişlerdir. Ayrıca Kırım yönetiminde önemli görevlere layık görülmüştür. Hz. Musa’ya ve Tevrat’a inanmaktadırlar.108

Üçüncüsü ise yine bir Türk topluluğu olan Kırımçaklardır. Kırımçaklar Tevrat’a inandıkları gibi Babil ve Kudüs talmudlarına da inanmaktadırlar.109

17 numaralı Kırım kadı sicilinde Yahudiler ile ilgili bilgiler diğer topluluklara göre daha fazla malzeme sunmaktadır. Para davası, şahitlik, bağ-bahçe satışı, tereke kaydı, kefil davası, ortaklık davası ve miras davalarında isimleri geçmektedir. Kayıtlarda, “Yahudi” , “Kal’a-i Yahudiyandan” gibi tanımlar ile kimlikleri verilmiştir. Kayıtlar dikkatlice incelendiğinde Yahudilerin genellikle bir arada yaşadıkları görülmektedir. “Kal’a” denilen bölgede yoğun olarak yer almaktadır. Yahudilerin toplumla barışık bir halde yaşadığı ve iletişimi kuvvetli olduğu davalarda rahatlıkla anlaşılmaktadır. Müslümanlar ve diğer topluklar ile iletişim kurduğu kayıtlara yansımıştır. Örneğin, Bıçkı köyü sakinlerinden Hankul bin Seydullah, Kal’a-i Yahudilerinden Yasef veledi Şemayil adlı Yahudiyi mahkemeye hazır ederek, Nehr-i Kaçi’de Beğ Mirza Ağa Köyü’ndeki bir kıt’a bahçesini Yasef’e yirmi hasene ve belirli miktarda akçeye sattığını mahkemeye bildirmiştir.110 Yine başka dava da Bahçesaray’da Hüseyin Bölükbaşı Mahallesinden Osman, Yakuda adlı Yahudi’yi mahkemeye hazır ederek. Kırk yaldız altın borcu olduğunu ve bunu doğrulayacak şahitlerinin olduğunu ifade etmiştir.111 Bu kayıtlardan anlaşılan Yahudilerin, Müslüman toplumu ile alım-satım yaptığı ve borç aldığı gözükmektedir.

Kendi aralarındaki davalarda ise Şulma veledi İshak, Avrahim veledi Yefuda’yı mahkemeye vermiştir ve kardeşi olan Moşe’nin, Avrahim’de otuz kuruş hakkı olduğunu

107 Mehmet Caner Çavuş, “67 A 90 Numaralı H.1077-1080 (M.1666-1670) Tarihli Kırım Kadıasker

Defterine Göre Yahudilerin Sosyo-Kültürel Hayatı”, Vakanüvis-Uluslararası Tarih Araştırmaları Dergisi, 2019, Yıl.4 Say.1, s.120.

108 Durmuş Arık, “Türk Yahudiler: Kırım Karâiler”, Dini Araştırmalar Dergisi, Cilt.7 Sayı.21, s.32

109 Ahmet Nezihi Turan, “Kırım Halkının Gündelik Hayatından Çizgiler (17-18 Yüzyıllar)”, Kırıkkale

Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı. 3, 2003.

110 KKD, 17/29b-1.

42

söyleyerek kendisini vekil eylediğini ifade etmiştir. Avrahim borcunu kabul etmiş fakat Şulma’nın vekil olduğunu kabul etmemiştir bunun üzerine şahitlere başvurulmuş Baba veledi Süleyman gibi kişiler Şulma’nın vekil olduğuna şahitlik etmiştirler.112 İki Yahudi arasındaki davanın kadının önüne gelmesi kadı sicillerinin Gayr-i Müslim topluluklar içinde önemini göstermektedir Başka bir kayıtta ise dava yerinin ismi verilirken Yahudi köyü diye tanıtılmıştır. Bu isimden de anlaşılacağı üzere bu köyün çoğunluğu Yahudilerden meydan gelmiştir. Bu bilgi açıkça Yahudilerin bir arada yaşadığını göstermektedir. Davanın içeriğine bakıldığında ise Gagula bint-i Avrahim, Cantemir veledi Avrahim’i mahkemeye hazır ederek, Balbek’te Kamışlı Ağzında bir kıt’a bağı on üç altına Cantemir’e satmıştır.113 Ayrıca çok az rastlanan durumlardan biri de mal-mülk satışı ile ilgili davada şühudül hal bölümünde Yahudi isimleri gözükmesidir. Aysek veledi Avrahim ve İlya veledi Moşe gibi isimleri şühudül hal bölümünde isimleri yer almaktadır.114

4.1.6. Ermeniler

Kırım yarımadasının diğer ev sahibi Ermenilerdir. 11. Yüzyıldan itibaren bu bölgeye göç etmeye başlayan Ermeniler özellikle Kefe’de nüfusun üçte ikisini oluşturmaktadır.115 Ermeni nüfusunun yoğun olduğu ve bölgede sosyal ve iktisadi anlamda hayatın içinde yer aldığı, Kırım kadı sicilleri üzerinde çalışanların da dikkat ettiği konulardandır. Ermeni ismi kayıtlarda genellikle kişinin adından sonra cemaatini belirtmek için doğrudan “Ermen” kelimesi ile belirtilmektedir. Ayrıca mahkemeye katıldığı yeri göstermesi bakımından bazen de kayıtın en başında “Ermeni Mahallesinden” ifadesi geçmektedir. Bir kayıtta ise “Mahalle-i Ermeniyan” olarak yer almıştır.116

17 Numaralı Kırım Kadı sicilinde Yahudiler gibi Ermenilerin kayıtları da bolca bulunmaktadır. Borç, vekâlet, mal-mülk satışı, hırsızlık, şühudül hal bölümünde ve nafaka gibi davalarda isimleri geçmektedir. Ermenilerin kendi aralarında oluşan olaylardan dolayı mahkemeye geldikleri gibi Müslüman ve Yahudiler ile olan

112 KKD, 17/2b-3.

113 KKD, 17/17b-1.

114 KKD, 17/26a-2.

115 Paul Robert Magocsı, Şu Mübarek Topraklar Kırım ve Kırım Tatarları, YKY Yayınlar, İstanbul,

2017, s.39. Kefe şehrinin Gayr-i müslim yapsısı için bkz.Yücel Öztürk, Osmanlı Hakimiyetinde Kefe (1475-1600), s.265-275.

43

ilişkilerinden dolayı da mahkemeye gelmişlerdir. Örneğin Ermeni Mahallesi sakinlerinden Arslan ve Lakir veledi Ahdarvirid, Kal’a sakinlerinden İshak veledi Davit adlı Yahudi’yi mahkemeye hazır etmişlerdir. Nehr-i Kaçı’da Mehmet Şah Ağa köyünde bağlarını İshak’a seksen kuruşa sattıklarını ifade etmişlerdir.117 Başka Ermeni kaydında Malok veledi Ceznam Buga Salası Mescid-i Evfkafından on beş kuruş borç aldığı ve hala üzerinde olduğu kayıtlardan anlaşılmaktadır.118 Kendi aralarındaki davalardan birinde ise Ermeni mahallesinden Has Bike adlı kadın otuz miskal altın bilezik davasını Malkon adlı kişiyi vekili olarak tayin ettiğini belirlenmiştir. Bu davada vekilliğine şahit olan kişiler Müslüman olan El-hac Bekir ve Receb’tir.119 Osmanlı Devleti’nin kendi içerisinde oluşturduğu yapı gibi Kırım toplumunda da Yahudiler, Ermeniler ve Müslümanlar ayrı ayrı mahallerde yaşasalar bile birbirleriyle olan iletişimleri devam ettirdikleri kayıtlardan rahatlıkla ulaşılmaktadır. Hem sosyal hem de ekonomik anlamda üç farklı topluluk birbirlerine bağımlı olmuşlar ve dönemin yaşam koşullarına ayak uydurmaya çalışmışlardır.

Kırım yarımadasında ayrıca Rumlarında yaşadığını biliyoruz. Kayıtlarda doğrudan Rum diye geçen yalnızca bir tane kayıt vardır. O kayıtta “Tâife-i Rum” tabiri kullanılmıştır. Kayıtın içeriğine bakıldığında ise Ayban veledi Grigoz, Armağan veledi Şahin’i mahkemeye verdiği ve on üç kuruş hakkı olduğunu söylemiştir.120 Kırımda yaşadığı bilinen Rus ve Kazaklar 17 numaralı Kırım kadı sicili kaydında genellikle köle davalarında veya tereke kayıtlarındaki köle isimlerinde geçmektedir. Bunların dışında Gayr-i Müslim olduklarını anlaşılan fakat sonunda hangi topluluğa ait olduğu yazmayan yalnızca isimden sonra gelen “ Zimmî “ kelimesiyle ifade edilen kişiler bulunmaktadır. Bunlar Rum, Ermeni ve Yahudi oldukları bazı isimlerden anlaşılmaktadır.

Tablo 7: 17 Numaralı Kırım Kadı Defterinde Yer Alan Gayr-i Müslim İsimler Abdullah Ahdarvirid Aknizar Alacabaş Alagöz Aleksandır Aleksandra Anuş Armağan Arslan Asıf Avrahim Ayda Aydın Aysek Azra Baba Babeş Babil Bagdesar

117 KKD, 17/13a-3.

118 KKD, 17/35b-3.

119 KKD, 17-70a-3.