• Sonuç bulunamadı

Estetik ve güzel sorunsalı üzerine son dönem bazı düşünürler ve görüşleri

2.1. Estetik ve Güzel

2.1.2. Estetik ve güzel sorunsalı üzerine son dönem bazı düşünürler ve görüşleri

Yukarıda tarihsel bir süreç içerisinde verilen ve ilkçağdan 20. yüzyıla kadar başat kabul edilen düşünürlerin estetik ve güzel konusundaki görüşlerine ek olarak bu bölümde günümüze daha yakın düşünürlerin görüşleri de verilip ayrıca, estetik ve güzel

kavramlarına ilişkin tanımlar getirilmeye çalışılacaktır.

İsmail Tunalı'ya göre, estetik varlığı sadece özne ve estetik nesne elemanları belirlemez, onu meydana getiren bir varlıkta estetik değer ya da güzeldir. Her estetik olay belli bir değeri ortaya koymak ister. Bu değer, güzel değeri ya da ideasıdır. Tunalı'ya göre

güzel, bir değer, bir idea, bir eidos (öz) olarak düşünülebileceği gibi, orantı, simetri, düzen gibi estetik objenin niteliği olarak da belirlenebilmektedir. Aynı şey çirkinlik içinde

söylenebilir. Güzeli ele alan böyle bir araştırma, bir güzellik teorisi veya felsefesi olur, ama estetik varlığı sadece güzele indirgeyen bir görüş olarak da mutlakçı bir görüş olacaktır. Tunalı 'ya göre estetik, bir estetik obje karşısında estetik bir tavır alan sujenin etkinliğidir. Suje bu tavrını bir estetik değer olarak dile getirmektedir (Tunalı, 2010, s. 21).

Tunalı'nın güzele bakışı Platon ve Aristoteles ile bir nebze örtüşmektedir. Tunalı 'nın estetik varlığı, sujenin estetik tavırla estetik objeye yönelmesiyle ilişkilidir. Bu ilişkiden de estetik değer dediğimiz "güzel" dile getirilmektedir.

Afşar Timuçin'e göre çağdaş estetik güzelle ilgilenir. Bizler güzel'i çeşitli sanatlarda değişik şekillerde görürüz. Her sanat güzeli oluştururken başka başka gereçler kullanır. Kimi tahtayı yontar, kimi boyaları karıştırır, kimi sözcüklerle oynar. Timuçin güzeli, tahtanın kıvrımlarında, boyaların arasında, sözcüklerin kümelenişinde parıldayan şey olarak görmektedir. Timuçin'e göre gerçek güzel, düşünselliği duygusallıkla birleştirmiş güzeldir. Gerçek güzel sıcaktır, kolaydır, yalındır, bizdendir, sıradandır, gene de çok zaman kavrayışımızı zorda bırakan özel özelliklerle dolu olandır. Güzel'in gerçek arayıcısı ve yaratıcısı sanatçısıdır. Güzel gerçek anlamda sanatta ortaya çıkar, gerçek yüzüyle sanatta görünmektedir ve sanatta yoğunlaşmaktadır. Timuçin'e göre estetik, bir bakış biçimidir, bir öngörüdür, bir genel beğeni düzenidir, bu beğeniyi somutlaştıran ya da somutlaştıracak olan kurallar dizgesidir. Estetik, özgün bir tasarlama biçimidir, kendine özgü yanları olan bir birleştirme biçimidir. Aynı zamanda sanatçının dünyasında yaratma alışkanlıklarını belirleyen koşulların bütünüdür. Estetiği sanatçı yaratır, bizi estetiğin bilgisine, sanatçının yarattığı yapıtın özüyle ya da oluşum koşullarıyla ilgili bilgilere estetikçi ulaştırmaktadır (Timuçin, 2008, s. 5, 12, 15, 16, 17).

Timuçin, güzeli ussal ile coşkusalın birleştiği noktada görmektedir. Ona göre güzeli yaratan sanatçılardır. Timuçin'in görüşü, ne usa ne de anlık olan coşkuya yakındır. Bu bakımdan Kant'taki yargı gücü kavramıyla ilişkilendirilmesi mümkündür. Her iki görüşte de estetik, ara bir terim olarak ifade edilir.

Timuçin'in tanımında "genel beğeni düzeni" ifadesi ilerleyen bölümlerde eleştirisi yapılan kavramlar arasında yer alacaktır.

İlk güzel görüşlerinden bugüne kadar olan süreçte bazı belli başlı filozof ve sanatçıların düşünceleri ışığında güzel ve estetik hakkında şunlar söylenebilir. Sanatsal anlamdaki 'güzel' denilen estetik değeri şüphesiz sanatçılar yaratmaktadır. Bu değeri bizler değişik şekillerde hisseder, duyularımızla algılarız. Bazen gözümüzle görürüz, bazen kulaklarımızla işitir, bazen de ellerimizle ona dokunur haz duyarız.

Güzel, bizlere bazen renklerin arasında dolaşan şey, bazen notaların arasındaki bir ses, bazen bir kitabın içindeki bir kelime, bazen bir oyundaki bir karakter, bazen bir baletin ayak hareketleri, bazen de bir çamurdaki parmak izi, bazen en olumsuz ve çirkin bir şey içindeki sanatsal bağlantı olarak kendini gösterir. Çok açık seçik değildir. Görülebilmesi için bilgi, birikim ve deneyimi olan bir algılayana ihtiyaç duyar. Bazen öz'dür, bazen düşüncedir, bazen düzen ve simetridir ya da düzensizlik ve simetrisi olmayandır, bazen çirkindir, bazen yücedir, bazen hoştur ya da bazen samimiyet olmuştur.

Güzel, günümüz çoğu sanat üretiminde, içeriğin en çarpıcı anlatımı, en kestirme yorumu olarak göze çarpmaktadır. Sanatçılar günlük hayatta var olan olumlu, olumsuz, çirkin, itici diye tanımlanan olay, olgu ve objeleri sanatın nesnesi haline getirmek suretiyle güzeli ve estetiği yeniden yorumlamışlardır. Yani günümüz güzel anlayışı daha çok

ifadelerde ve bağlantılarda aranmalıdır denilebilir.

O halde sanatta güzel; sanatçının anlatımı için ulaşmak istenilen öz, cevher,

değişen bir süreçtir. Estetik sürecin başlayabilmesi için insanın sanatsal anlamdaki güzele tavır alması ona yaklaşması gerekir. Gerçek güzele duyguların yoğunlaşmasıyla

ulaşılabilir.

Sanatçı yaptığı üretimlerde güzel'i görebildiği kadar bize yansıtır. Kullandığı malzeme ne olursa olsun içinde mutlaka istediği, ona yakın gelen cevheri çeşitli tekniklerle bizlere eserlerinde sunmaktadır.

Buradan hareketle sanatta bulunan güzeli, özü, enerjiyi, anlatılmak istenen mesajı ve kavramı bizlere göstermeye çalışan, onu sorgulayan, inceleyen, tarihsel süreç içerisinde bunlara akıl yoran, bunlara yönelen ayrıca, sujeyi ve onun ortaya koyduğu estetik objeyi irdeleyen bilim ise "estetik bilimi"dir diyebiliriz.

Estetik biliminin, sanat felsefesi ve sanat eleştirisi gibi alanlarla aynı ilgi alanına yöneldiği görülür. Bu alanlar sanatın özüne dair sorgulama yaptıkları için ortak değerler taşıyabilirler.

Estetik ve güzele dair tüm görüşler elbette dönemlerini yansıtacaklardır. İnsanların hayatlarına giren birçok etken, estetik ve sanat hakkındaki tarif ve tanımlar bu kavramların ontolojik yapısı gereği değişecektir.