• Sonuç bulunamadı

Birinci Alt Probleme Ait Bulgular

Problem Cümlesi: Denizli ilinde resim yapan kişilerin "estetik kaygı" hakkındaki düşünceleri nelerdir? Estetik kaygıyı nasıl açıklamaktadırlar?

Veri seti oluşturmak için görüşülenlere ilk olarak; Estetik Kaygı hakkında

düşünceleriniz nelerdir, nasıl açıklarsınız? Kendi sanatsal sürecinizden veya çevrenizden örneklerle açıklayabilir misiniz? İkinci olarak ise; "Estetik Kaygı" sanatsal üretim için gerekli midir? Neden? Soruları yöneltilmiş ve gelen görüşlere ait bulgular Tablo 4.1'de verilmiştir.

Tablo 4.1

Denizli ilinde Resim Yapan Kişilerin "Estetik Kaygı" Hakkındaki Düşünceleri Yönelik Bulgulara Ait Tema ve Kod Tablosu.

Tema Kodlar

Estetik Kaygı Algısı - Gerekli

- Sınırlayıcı - Kuralcı - Akademik Kuralcı - Plastik Değerler Alımlama Estetiği (Gören/İzleyen) - Beğeni - Haz Duyma Motivasyon - İç Tepi İçsel Dürtü (Yaratma Dürtüsü)

Sosyal Algı / Eğitim - Popüler Estetik Algısı

- Kültürleme

Anlatım - Mesaj Verme

- Evrensel Olma - Yeniden Yorumlama

Denizli ilinde resim yapan kişilerin "estetik kaygı" hakkındaki görüşleri Tablo 4.1'de görüldüğü üzere içerik analizi neticesinde 5 tema altında toplanmıştır. Bunlarda ilki olan "estetik kaygıya ilişkin algı"dır. Görüşmecilerin önemli bir bölümü sanatsal yaratma sürecinde estetik kaygıyı yaratımlara olumlu yansıdığını düşünürken, bir kısmı yaratıcılığı sınırlayıcı bulmaktadır. Bu konuda Görüşmeci B2 "bir sanatçı özgün bir eser

çıkarabilmesi için önce estetik kaygıdan arınması lazım" diyerek estetik kaygıyı sınırlayıcı bulurken, Görüşmeci D2 "ben ciddi anlamda hobi yapan bir insanın bile yenilikçi estetik bir kaygısı yoksa biraz önce söylediğim gibi kopyacı düzeyin ötesine geçemeyeceği kanaatindeyim" diyerek estetik kaygıyı sanatsal yaratım için gerekli görmektedir.

Tablo 4.1de görüldüğü üzere bulgular farklı temalar altında toplanmıştır. Görüşmecilerin 1 tanesi dışında yaratma sürecinde estetik kaygının varlığının az/çok yaratıları olumlu etkilediğini söylemişlerdir. Estetik kaygıyı alınan eğitimle ilişkilendiren Görüşmeci A3;

...sanat eğitimi aldığımız için bir de özellikle sanat atölye dersinde estetik

kompozisyon kurallarını aldığımız için ister istemez kendi yaptığımız çalışmalarda o kaygı sürecini yaşıyoruz. Daha iyi nasıl yapabilirim daha iyi nasıl anlatabilirim etkili bir sunum nasıl yapabilirim. Bu belki bize verilen öğretilerden kaynaklanıyor. İşte rengin kullanımından tut doku kullanımına bunların birbirlerine karşı oranına yani, biraz hani… biz atölye derslerinde şey aldık modernist felsefenin formalist estetik anlayışını aldık. Biçimsel kaygılar her zaman ön planda bazen bir duygunun anlatımından daha fazla ön plana geçebiliyor yani duyguyu veriyorsun duyguyu verdiğini düşünüyorsun ama formalist biçimci estetik kurallara uymadığını

düşünüyorsun, o zaman biraz daha uğraşmak zorunda kalıyorsun. Bu da aldığımız eğitimden kaynaklanıyor çünkü atölyelerde biz formalist estetikle yetiştirildik…

diyerek estetik kaygının eğitimle değişebileceğini ve bunun sanatsal yaratımları

etkileyebileceğini ifade etmiştir. Görüşmecilerden alınan bulgulardan çıkan diğer bir tema ise "alımlama estetiği"dir. Görüşmecilerden bazıları yaratma sürecinde sanatçının zaman zaman yapmış olduğu yaratıya izleyici gözüyle yaklaşması gerektiğini söyleyerek "estetik kaygı"yı açıklamaya çalışmışlardır. Beğeni ve haz duyma gibi kavramların bu süreçte yaşandığını söyleyen görüşmeciler yaratının bir süreç olduğunu ifade etmişlerdir.

Diğer bir tema ise "motivasyon"dur. Görüşmeciler estetik kaygıyı motivasyon ile ilişkilendirirlerken bunu içtepi ve yaratma dürtüsünün yaratma sürecinde ki rolüyle ifade etmişlerdir. Estetik kaygıyı yaratma dürtüsü gibi kavramlarla ilişkilendirerek

açıklamışlardır. Örneğin Görüşmeci C1 "mutlaka her insanın bir kaygısı olmalı ki, yaptığı işe yansımalı" diyerek kaygı kavramının motivasyon yönünü ifade etmiştir.

Diğer bir tema ise "sosyal algı"dır. Toplumun sanat anlayışı o toplumdaki sanatçıların yaratımları ve söylemleri ile şekillenmektedir. Bu konuda Görüşmeci D2;

…o dili öğrenmemişseniz ya da o dilin tarihi, estetik tarihi hakkında hiçbir fikriniz yoksa görsel bir birikiminiz yoksa, şey yapamazsınız, bunu zaten okuyamazsınız. Bu nedenle işte bienaller, sergiler, avangart öncü yeni işler, bence şart topluma. Topluma bir şeyler öğretmek adına. Duvarlara boyuna hatta kiçleşmiş mimetik kopyacı mantıkla manzaralar çiçek böcek asarsanız, toplum ancak onları güzellik olarak, estetik olarak öğrenecektir. Başka yeni estetiklere açık olmayacaktır. Öğrenmediği şeyi de göremez. Görsel beslenmesi olmayan bir insan yeni estetikle karşılaştığı zaman ayrımında olamaz. Farkında olmaz...

şeklinde ifade ederek sanatçıların topluma ön ayak olması gerektiğini ifade etmiştir. Bir toplumun sanata ve estetiğe olan algısının değişmesi için o dili bilmesi ve yeni olanla karşılaşıp ona kafa yorması gerektiğini verilerden çıkarmak mümkündür. Görüşmeci

özellikle sanatın mimetik bir olgu olmayıp yeni değerler üreten bir fikir yürüyüşü olduğunu ifade etmiştir.

Diğer bir tema ise "anlatım"dır. Bu tema altında da görüşmecilerden mesaj verme, evrensel olma, özgün olma ve yeniden yorumlama gibi kod'lar çıkmıştır. Görüşmecilerden bazıları estetik yaratıların topluma bir şeyler vermesi gerektiği ifade etmişlerdir. Örneğin Görüşmeci D1;

Estetik kaygı olayı aslında göreceli bir kavram bana göre. Herkes kendine göre farklı bir yoruma gidebilir. Ben bunda düşünsel, görsel ve anlamsal haz duyma olarak bakıyorum bu olaya. Artı her estetiğinde bir şekilde topluma da bir şeyler vermesi gerektiğini düşünüyorum. Yani sadece görsel anlamda değil arkasında da bir şeylerin olması gerektiğini düşünüyorum.

şeklinde ifade ederek bunu açıklamıştır. Diğer yandan bazı görüşmeciler anlatımların özgün olması gerektiğine vurgu yaparken bunu estetik kaygı noktasına bağlamışlardır. Denizli ilinde resim yapan kişiler "estetik kaygı"yı yukarıda belirtmiş olduğumuz tema ve kodlarla açıklamışlardır