• Sonuç bulunamadı

Eserdeki Konu Başlıkları

4- Araştırmanın Kaynakları

1.1. Speros Vriyonis

1.2.2. Eserdeki Konu Başlıkları

Vryonis’in eserinde çalışmamıza kaynaklık eden İhtida adlı bölümün yanı sıra Bizans devletinin çöküşü, bozulan dinî hiyerarşi ve Helenizm’in sonu ile ilgili ayrıntılı bir malumat vardır. Kitap yedi ana bölümden oluşmaktadır. Bunlar:

1.2.2.1. Türk Fethinin Arefesinde Küçük Asya’da Bizans

- İdari Kurumlar - Şehirler ve Ticaret

- Büyük Toprak Sahibi Aileler - Demografi

- Yol Sistemi - Kilise

- Etnografi durumu - Din

1.2.2.2. Küçük Asya’da Bizans’ın Politik ve Askeri Çöküşü

- Malazgirt’e Götüren Olaylar - Malazgirt (1071)

      

- İlk Türk Fethi ve Anadolu’nun Ele Geçirilmesi (1071–81) - Bizans Karşı Atakları (1081–1143)

- Bizans’ın Geri Çekilmesi (1143–1204)

- Politik İstikrar ve Kutuplaşma: İznik ve Konya

- Bizans’ın İstanbul’a Çekilmesi ve Konya’nın Çöküşü: Emirliklerin Kurulması ve Osmanlı’nın Ortaya Çıkışı

Speros Vryonis, bu bölümü şöyle özetler: “Malazgirt savaşından önce Bizans’ın

içişleri tarihinin ayrıntılı bir analizi ile 400 yıl boyunca Anadoluda’ki askeri ve mühim politik olayların hikâyesi iki cümle ile anlatılabilir.

1- 1071’de Türkler’in etkisiyle Bizans’ın yenilgisi ve hemen akabinde devam eden 10 yıllık süreçte Türkmen boylarının bölgedeki nüfuzu yarım yüzyıl içinde şiddetli iç karışıklıklara sebep oldu.

2- Türkler’in fetih hareketleri, onların bölgeye yerleşmesi ve Anadolu’nun politik bölünmüşlük durumu uzun bir süreç ve Malazgirt savaşı sonrasındaki 400 yıl içinde vuku bulan son bölümdü.”48

1.2.2.3. Dönüşüm Sürecinin Başlangıcı

- Türklerin Fethinin XI. ve XII. Yüzyıllardaki Yapısı - Yeniden Kolonileşme ve Yeniden Yapılanma

- Hıristiyanların Müslüman Topluma Entegrasyonu (1071–1276) - Konya ve İznik Dengesinin Yok oluşu

- Göçebeler 

Speros Vryonis ‘in bu bölümle ilgili yargıları ise şöyle özetlenebilir: “II. Mehmed’in

ölümü ile Malazgirt savaşı arasındaki dört asır süren Türk fethi ve yerleşimi Anadolu’nun kesin bir Türk yurdu olması ile sonuçlandı. XI. yüzyılın sonundan XII. yüzyıl ortalarına doğru, Türk fethi çok tahrip ediciydi ve muazzam değişiklikler getirdi. Ve bunu, XII. yüzyıl sonlarında, XIII. yüzyıl ortalarındaki kültürel yeşerme ve kayda değer bir iktisadi refahla

      

doruğa ulaşan denge ve istikrar dönemi izledi. Fakat XIII. yüzyıl sonlarında Anadolu eski kabile anarşisinin yaşandığı günlere döndü, zira o anarşi XII. yüzyılın ilk yarısı ve XI. yüzyıl sonunu karakterize eden yıkıcı isyan örneklerinin canlandırılmış haliydi adeta. Beyliklerin ortaya çıkması, Anadolu şartlarının düzelmesinde olumlu bir gelişmeydi, özellikle XIV. yüzyıl boyunca Bitinya’da Osmanlı’nın varlığı bu olumlu gelişmenin bir örneğidir. Osmanlı Sultan’ları bu önemsiz beylikleri ortadan kaldırıncaya kadar, Anadolu adeta sedentan49 Türk idareleri ve kabile konfederasyonlarının savaş alanı haline geldi.”50

“İznik imparatorluğu ve Selçuklu saltanatı döneminde Anadolu toplumları yeniden

can bulmuş ve mutlu zamanlar geçirmişlerdi. Ancak artan Türk fetihleri ve onların iskânı sonraları Bizans kurumlarını uzun dönemli ağır bir baskı dönemine maruz bıraktı. Bu mükerrer felaketler Küçük Asya’da Bizans toplumunu yerinden yurdundan etti. Devletin düzeni İslâm olarak kaldıkça, Hıristiyan halk bir daha kayıplarını telafi edemeyecekti. Öncelikle, kiliseler ve insanlar İslâm’a yenildi ve onlar, artık İslâm tarihi gelenek ve yasalarında var olan bir kere Müslüman oldu mu her daim Müslümandır’dan hareketle bir daha hiçbir şey için hak iddia edemediler. Devlet Müslüman olduğu için bu kural daima zorla uygulandı. Böylece XIII. yüzyılın ilk yarısında Anadolu’yu refah ve istikrar simgelemesine rağmen artık Hıristiyanlar XI. yüzyıl sonu ve XII. yüzyıl başındaki katliam olaylarından dolayı kaybedilmiş tüm alanları yeniden kazanmada çok küçük şeyler yapabilecek durumdaydı.” 51

1.2.2.4. XIV. Yüzyılda Kilisenin Çöküşü

- Resmi Belgeler

- Notitiae Episcopatum52

- Resmi Belge: Karışıklık Dönemi - Resmi Belge: Fakirleşme Dönemi - Resmi Belge: Dini Öğreti

- Efes’li Matthew’in Vak’a Analizi

      

49 Yerleşik hayata geçen topluluklar için kullanılan terim. 50 Vryonis, a.g.e, s. 285

51 Vryonis, a.g.e, s. 286

1.2.2.5. İhtida

Müslüman kurumlar: Tasavvuf

Müslüman kurumlar: Fütüvvet

İhtida bölümü ile ilgili olarak Vryonis‘in tahlili özetle şöyledir: “Anadolu’da Bizans

kontrolünün ortadan kalkmasıyla, Hıristiyan toplum, Müslüman bir yönetim ve kültüre adapte olmak zorunda kaldı. Geleneksel olarak bu yeniden yönelimin kendi dinî kurumları içerisinde gerçekleşmesi gerekirdi. Ancak dinî kurumlar Türk fethinin doğası gereği güçsüz bir konuma itilmişti ve bu nedenle Hıristiyan toplum İslâm güçlerine yenik düşmüştü. Anadolu topraklarında yükselen farklı Türk devletleri ve toplumu, eski İslâm topraklarında var olanların taklitleriydi ve değişik tarihi şartlar sürekli bir Müslüman ve derviş göçünün Anadolu’da yerleşmesine neden oldu. Sultanlar Hıristiyan topraklarının, gelirlerinin ve binalarının çok büyük bir çoğunluğuna el koydu ve onları kendi Müslüman laik ve dindar yandaşlarına bahşetti. Bunun sonucunda camiler, medreseler, tekkeler ve hanlar tüm Anadolu’ya yayıldı ve çoğunlukla eskiden Yunan kiliselerinin mülkü olan her yapıda da bu yayılmalar devam etti. Bu kurumlar (gayretkeş misyonerlerle dolu) ve Müslüman toplum (kendisi dinsel anlamda agresif), mahzun ve terk edilmiş Hıristiyanları kolaylıkla özümsedi.”53

1.2.2.6. Küçük Asya’da Bizans’ın Kayboluşu, Kaybın Sebepleri ve Bizans Dünyasına Etkileri

- Bizans’ın, Anadolu’dan Kayboluşuna Tepkileri ve Bizans’a yansımaları - Dinî Tartışmalar

- Halk Kültürü - İdari Önlemler

1.2.2.7. Türk Anadolu’sunda Bizans İzleri

- Fiziksel İzler - Resmi Kurumlar

      

- Ekonomik Hayat - Halk Kültürü

Vryonis, Anadolu’nun oğlu Bizans’ın bu coğrafyanın sonraki toplumlarına bıraktığı etki ve izleri şöyle özetler: “Türk toplumu, resmi söylemi içinde Müslüman veya egemen

kültür olsa da, yine de kendi Tiefkültür54ve halk kültürü içinde güçlü biçimde Bizans’tır. Bu, Türklerin başlangıçta fethettiği tebaanın Anadolu’nun tebaaları oldukları gerçeğinin bir sonucuydu. Selçuklu ve Osmanlı ekonomik yaşamı ağırlıklı olarak bu Hıristiyan köylüler ve şehir sakinleri tarafından belirleniyordu. Bizans etkisi, özellikle tarım ve köy yaşamında daha güçlüydü ama aynı zamanda zanaatları ve ticari gelenekleriyle şehirlerde de varlık gösteriyorlardı.

Türk fethinin ve kurumlarının bu Bizans toplumu ve kültürü üzerine etkisi neydi? Türk politik, mali, feodal ve dinî kurumlarının talepleri, Bizans Hochkültürü55’nün Anadolu’da ve

Balkanlarda da politik ve sosyal temelleri kadar ekonomisini de yıktı ve böyle yaparak bu kültürü neredeyse tamamen Volkskültüre56 indirgedi. Bu nedenle zengin bir resmi edebiyat, klasik bir müzik ve etkileyici bir mimari geliştiren Osmanlı Türklerinin aksine, kendi Hıristiyan tebaalarının resmi yazınsal üretimi, karşılaştırıldığında aşırı derecede fakirdi, zanaatlarının çoğu gibi, dinî olmayan müzikleri de çoğunlukla bir folk karakterinden oluşuyordu. Oldukça zayıflamış olan kilisenin kurtuluşu ve Phanariot57sınıfının yükselişi sınırlı ölçüde idi. Daha da önemlisi, Türk fethi, bu Bizans nüfusunun büyük kısmının dinî devşirmeler ve dilsel Türkleştirme yoluyla özümsenmesiyle sonuçlandı.

Neticede eski Bizans toplumu, Anadolu’nun tarihinde hem aktif hem de pasif bir rol oynadı. Ancak asimile edilen bu Bizans toplumu, Türk Anadolu’sunun popüler kültüründe temel bir yapıcı unsurdu ve toplumun bu şekillenmesinde İslâm kaskatı kontrol uygulamadı. Bu yönüyle Bizans toplumu Küçük Asya’da ortaya çıkan tarihi süreçte aktif bir güçtü.” 58