• Sonuç bulunamadı

Ertelenen Hapis Cezas› Bir Y›ldan Az Olsa Bile Bir Y›ldan Az Denetim Süresi Belirlenemez

Haks›z Tahrik ‹ndirimi Uygulan›rken Tahrikin Hangi Olaydan Kaynakland›¤› ve Düzeyi Kararda Gösterilmelidir

1- Ertelenen Hapis Cezas› Bir Y›ldan Az Olsa Bile Bir Y›ldan Az Denetim Süresi Belirlenemez

2- Adli Sicilden Silinme Koflullar› Oluflmufl Suç Kayd› Hükmün Aç›klanmas›n›n Geri B›rak›lmas›na Engel De¤ildir

ÖZET: Ceza infaz kurumu haline getirilip sadece hapis cezasıyla sınırlı olarak kabul edilen ertelemede, mahkemece bir deneme süresinin belirlenme-si zorunludur. Ertelenen hapis cezası bir yıldan az olsa bile denetim sü-resi hiçbir ahvalde bir yıldan az olarak belirlenemez. Somut olayda, hükmedilen üç aylık hapis cezasının ertelenmesi nedeniyle denetim sü-resinin bir yıl olarak belirlenmesi usul ve yasaya uygundur. Öte yandan hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına karar verilebilmesi için daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunma koşulu vardır.

Ertelenmiş mahkûmiyetlerde, sanığın deneme süresinde kasıtlı bir suç

işlememesi halinde önceki mahkûmiyet vaki olmamış sayılacağından bu nitelikteki bir mahkûmiyet hükmün açıklanmasının geri bırakılması-na yasal bir engel oluşturmaz. Adli sicilden silinme koşulları oluşmuş suç kaydı da aynı şekilde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel teşkil etmez.

➣ 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu m. 51.

➣ 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu m. 232.

➣ 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu Geçici m. 2.

S

anığın 5237 sayılı TCY’nın 267/1. ve 269/2. maddeleri uyarınca, 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, verilen cezanın 51/1. maddesi gereğince erte-lenmesine, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca “taktiren 1 yıl denetim altında bu-lundurulmasına, 5728 Sayılı Kanunla değişik CMK’nun 231. maddesi gereğin-ce hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının şartları oluşmadığından (sanığın kasıtlı suçtan sabıkasının bulunması nedeniyle) uygulanmasına yer olmadığına,”

ilişkin, Kars 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nce verilen 05.05.2009 gün ve 50-272 sayılı hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosyayı inceleyen Yargıtay 4.

Ceza Dairesi’nce 05.02.2010 gün ve 21660-1453 sayı ile;

“1- Mağdur hakkında herhangi bir soruşturma yapılmadan iftiradan dönül-mesi karşısında TCY’nın 269/1 yerine anılan yasa maddesinin 2. fıkrasıyla in-dirim yapılarak fazla ceza verilmesi,

2- Denetim süresinin hürriyeti bağlayıcı cezadan fazla olamayacağının gö-zetilmemesi” isabetsizliğinden bozulmuştur.

Yargıtay C.Başsavcılığı’nca 19.03.2010 gün ve 181931 sayı ile; (2) nolu bozma nedeninin 5237 sayılı TCY’nın 51/3. maddesine aykırı olduğu ve hük-mün açıklanmasının geri bırakılmasının reddine ilişkin (sanığın kasıtlı suçtan sabıkası bulunması) gerekçenin, mahkûmiyetin silinme koşullarının oluşması nedeniyle yasal olmadığı gerekçeleriyle itiraz yasa yoluna başvurularak, Yargı-tay 4. Ceza Dairesi’nin 05.02.2010 gün ve 1453-21660 sayılı bozma ilamındaki (2) numaralı bozma nedeninin kaldırılması ve yerel mahkeme hükmünün (1) no-lu bozma nedenine ek olarak hükmün açıklanmasının ertelenmesinin red gerek-çesinin yasal olmaması nedeniyle de bozulmasına karar verilmesi talep olun-muştur.

Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığı’na gönderilmekle, Ceza Genel Kurulu’n-ca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

TÜRK MİLLETİ ADINA CEZA GENEL KURULU KARARI

Sanık Aykut’un, 19.01.2009 günü saat 18:35 sıralarında polis merkezine müracaat ederek mağdur Erhan isimli şahsın kendisine ait cep telefonunu zorla aldığından bahisle şikayetçi olduğu, bu müracaatından yaklaşık 4 saat sonra ay-nı polis merkezine giderek Erhan isimli şahsın cep telefonunu yağma suretiyle almadığını, cezaevinde bulunan arkadaşlarının yanına gitmek amacıyla böyle bir istekte bulunduğunu, bu sebeple Erhan isimli şahıstan şikayetçi olduğunu, ancak daha sonra pişman olarak yaptığı hareketin yanlışlığını anladığını beyan ettiği, böylece sanığın yetkili bir makama ihbarda bulunarak işlenmediğini bil-diği bir suçla ilgili olarak mağdur hakkında soruşturma başlatılmasına sebebiyet verdiği, bilahare hakkında kovuşturma yapılmadan önce yapmış olduğu eylem-den döndüğü kabul edilerek, 5237 sayılı TCY’nın 267/1. ve 269/2. maddeleri uyarınca, 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, verilen cezanın 51/1. madsi gereğince ertelenmemadsine, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca taktiren 1 yıl de-netim altında bulundurulmasına, 5728 Sayılı Kanunla değişik CMK’nun 231.

maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının şartları oluşma-dığından (sanığın kasıtlı suçtan sabıkasının bulunması nedeniyle) uygulanması-na yer olmadığıuygulanması-na, karar verilen somut olayda;

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nca çözümlenmesi gereken uyuşmazlıklar;

1- Cezası ertelenen sanık hakkında belirlenen denetim süresinde isabet bu-lunup bulunmadığı,

2- Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilir-ken gösterilen gerekçenin yasal olup olmadığı,

Noktalarında toplanmaktadır.

5237 sayılı TCY’nın hapis cezasının ertelenmesini düzenleyen 51. madde-sinin 3. fıkrasında; cezası ertelenen hükümlü hakkında, mahkûm olunan ceza süresinin alt sınırından az olmamak koşuluyla, bir yıldan az, üç yıldan fazla ol-mamak üzere, bir denetim süresi belirleneceği, hükmüne yer verilmiştir.

5237 Sayılı Yasanın 51. maddesiyle, ceza infaz kurumu haline getirilip, sa-dece hapis cezasıyla sınırlı olarak kabul edilen ertelemede, maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkemece bir deneme süresinin belirlenmesi zorunlu olup, bu süre-nin belirlenmemesi veya eksik belirlenmesi, denetim süresi, ertelemesüre-nin yasal sonucu olduğundan, aleyhe bozma yasağı kapsamında değerlendirilemeyecek, yine fıkrada mahkûm olunan hapis cezası süresinden az olmamak hususu da, hükmedilen bir yıldan fazla mahkûmiyetler için söz konusu olup, hapis cezası

bir yıldan az olsa da denetim süresi hiçbir ahvalde bir yıldan az olamaya-caktır.

Somut olayda, yerel mahkemece hükmedilen 3 ay sonuç hapis cezasının er-telenmesi nedeniyle, takdir ve tayin olunan 1 yıllık denetim süresi 5237 sayılı TCY’nın 51/3. maddesine uygun bulunduğundan, denetim süresinin 3 ay olma-sı gerektiğine ilişkin bozma nedeni yerinde değildir.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının reddine ilişkin gerekçeye iliş-kin itiraz nedenine gelince;

5271 Sayılı Yasanın 231. maddesinin 6. fıkrasının (a) bendinde olumsuz ko-şul olarak öngörülen, daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamaktan anlaşıl-ması gereken husus, mahkûmiyetin kasıtlı bir suçtan doğanlaşıl-masıdır. Anılan bend-de hükmolunan ceza yönünbend-den herhangi bir ayrım gözetilmediğinbend-den, hükmo-lunan cezanın hapis veya adli para cezası olmasının, bu koşul açısından herhan-gi bir önemi bulunmamaktadır.

Ancak yasa koyucu, mahkûmiyetle ilgili olarak başkaca bir ölçü getirmedi-ğinden, adli sicilden silinen mahkûmiyetler, ertelenmiş ve vaki olmamış sayılan mahkûmiyetler, üzerinden çok uzun sürelerin geçmesi nedeniyle tekerrüre esas oluşturmayan mahkûmiyetler de hükmün açıklanmasının ertelenmesine engel oluşturacak mıdır? Bu konularda gerek yasa metninde gerekse gerekçede her-hangi bir açıklık bulunmamaktadır.

Yasa koyucu herhangi bir düzenleme getirmediğine göre, bu hükmü mutlak şekilde yorumlamanın, adalet ilkesiyle bağdaşıp bağdaşmayacağı ya da yasa ko-yucunun gerçek muradının bu olup olmadığı da göz önüne alınmalıdır.

Bu soruna çözüm bulabilmek için yasa koyucunun mahkûmiyetin sonuçla-rını bertaraf etmek için öngördüğü diğer kurumların da değerlendirilmesi gerek-mektedir.

647 Sayılı Yasanın 6. maddesi uyarınca ertelenmiş mahkûmiyetlerde, sanı-ğın deneme süresinde kasıtlı bir suç işlememesi halinde önceki mahkûmiyet 765 sayılı TCY’nın 95/2. maddesi uyarınca esasen vaki olmamış sayılacağından, bu nitelikteki bir mahkûmiyetin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yasal bir engel oluşturabileceğini kabul etmek olası değildir.

Yine aynı şekilde 3682 sayılı Adli Sicil Yasası’nın 8 ve 5352 sayılı yeni Ad-li Sicil Yasası’nın Geçici 2. maddesi hükümleri uyarınca siAd-linme koşulları olu-şan adli sicil kayıtlarının, adli sicilden silinmiş olup olmadığına bakılmaksızın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yasal bir engel oluşturabileceğini ka-bul etmek hukuk ilkeleriyle bağdaşmayacaktır.

Buna karşın, 5237 sayılı TCY’nın 51. maddesi uyarınca ertelenmiş mahkû-miyetlerde ceza infaz edilmiş sayılacağından ve 5352 sayılı Adli Sicil Yasası’nın 9. maddesi uyarınca oluşturulan adli sicil kayıtları ceza veya güvenlik tedbirle-rinin infazının tamamlanması ile Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü’nce silinerek arşiv kaydına alınacağından, bu tür mahkûmiyetlerin varlığı halinde sa-nık hiçbir şekilde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasından yararlanamaya-cak mıdır? Soruları gündeme gelebilecektir.

Hak yoksunluklarını kural olarak 5237 Sayılı Yasanın 53. maddesinde ceza-nın infazı ile sınırlandıran, doğmuş hak mahrumiyetlerini ortadan kaldırmak için Adli Sicil Yasası’na eklediği 13/a maddesi ile yasak hakların geri verilmesi mü-essesini kabul eden ve 5237 sayılı TCY’nın 58. maddesinde tekerrür hükümle-rinin uygulanması açısından infazdan itibaren beş ve üç yıllık süreler öngören yasa koyucunun, bir kez mahkûm olan bir kişinin ömür boyu bu mahkûmiyeti-nin olumsuz sonuçlarından etkilenmesi gerektiğini kabul ettiği düşünülemez. Bu nedenlerle, yeni yasa dönemindeki mahkûmiyetler açısından da, belirli sürelerin geçmesi ile bu mahkûmiyetlerin 231. maddenin uygulanmasına yasal engel oluşturmayacağını kabulde zorunluluk bulunmaktadır.

Bu itibarla, 01.06.2005 tarihinden sonra işlenen suçlardan dolayı mahkûm edilen sanıklar yönünden, 5237 sayılı TCY’nın tekerrür hükümlerinin uygulan-ması için 58. maddesinde öngörülen sürelerin nazara alınuygulan-ması ve bu sürelerin geçmiş olduğu hallerde önceki mahkûmiyetin hükmün açıklanmasının geri bıra-kılmasının objektif koşularının değerlendirilmesi yönünden engel oluşturmaya-cağının kabulü adalet ve hakkaniyete uygun olacaktır.

O halde, 01.06.2005 tarihinden önce işlenen suçlar yönünden, önceki mah-kûmiyetin 765 sayılı TCY’nın 95/2. maddesi uyarınca esasen vaki olmamış sa-yılacağı haller veya 3682 sayılı Adli Sicil Yasası’nın 8 ve 5352 sayılı Adli Sicil Yasası’nın geçici 2. maddesi hükümleri uyarınca silinme koşulları oluşan önce-ki mahkûmiyetler, adli sicilden silinmiş olup olmadığına bakılmaksızın;

01.06.2005 tarihinden sonra işlenen suçlardan dolayı mahkûm edilen sanıklar yönünden ise, 5237 sayılı TCY’nda tekerrür hükümlerinin uygulanması için 58.

maddesinde öngörülen sürelerin geçmiş olduğu haller, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının objektif koşullarının değerlendirilmesinde olumsuz koşul olarak belirtilen engel bir neden olarak kabul edilemeyecektir.

Ancak, yasal engel oluşturmayan bu mahkûmiyetlerin yargılama mercile-rince, sanığın suç işleme eğilimi açısından değerlendirmeye esas alınmasına da bir engel bulunmamaktadır.

Bu açıklamalar ışığında sanığın geçmiş hükümlülüğüne esas teşkil eden ad-li sicil kaydı incelendiğinde; sanığın Kars 1. Asad-liye Ceza Mahkemesi’nin 26.04.2005 gün ve 11-190 sayılı ilamı ile 765 sayılı TCY’nın 491/4, 522, 523/1, 2253 Sayılı Yasanın 12/2 ve 765 sayılı TCY’nın 59 ve 647 Sayılı Yasanın 4. maddeleri uyarınca 237,60 Lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına karar verilip, hükmün 2253 Sayılı Yasanın 38. maddesi uyarınca ertelendiği ve sanık hakkında 1 yıl deneme süresi belirlendiği, 04.05.2005 tarihinde kesinleşen bu hükmün, 3682 sayılı Adli Sicil Yasası’nın 8. maddesi uyarınca 04.05.2006 tari-hinde esasen vaki olmamış sayılması gerektiği ve bu tarihte silinme koşullarının oluştuğu anlaşılmakla, yerel mahkemece sanığın adli sicil kaydının bulunduğun-dan bahisle 5728 Sayılı Yasayla değişik CYY’nın 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi isa-betsizdir.

Bu itibarla Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının kabulüne karar verilmelidir.

SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle,

1- Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,

2- Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin 05.02.2010 gün ve 21660-1453 sayılı kara-rının KALDIRILMASINA,

3- Kars 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 05.05.2009 gün ve 50-272 sayılı hük-münün;

a) Mağdur hakkında herhangi bir soruşturma yapılmadan iftiradan dönül-mesi karşısında, 5237 sayılı TCY’nın 269. maddesinin 1. fıkrası yerine 2. fıkra-sıyla indirim yapılmak suretiyle fazla ceza tayini,

b) Adli sicilden silinme koşulları oluşan mahkûmiyetin hükmün açıklanma-sının geri bırakılmasına yasal engel oluşturmayacağı dikkate alınmaksızın, ya-sal olmayan gerekçelerle, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olma-dığına karar verilmesi,

İsabetsizliklerinden BOZULMASINA,

4- Dosyanın mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığı’na TEVDİİNE, 06.04.2010 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.

Outline

Benzer Belgeler