• Sonuç bulunamadı

ÖZET: Davacılar, davalı idareye ait yüksek gerilim hattından çıkan kıvılcım ne-deniyle tarlalardaki ürünlerinin zarar gördüğü iddiasıyla tazminat tale-binde bulunmuşlardır. Somut olayda, davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmaktadır. İhtiyari dava arkadaşlığında birlikte açılan davalar birbirinden bağımsız olduğundan görevli mahkeme belirlenir-ken her bir dava arkadaşının davası ayrı ayrı dikkate alınmalıdır. Elde-ki davada, her bir dava arkadaşının davası miktar itibarıyla sulh hukuk mahkemesinin görev alanında kalmasına rağmen yanlış gerekçeler ile sulh hukuk mahkemesince görevsizlik kararı verilmesi hatalıdır.

➣ 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu m. 7, 8, 43.

D

ava dilekçesinde toplam 23.000.-TL tazminatın yasal faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece dava dilekçesinin görevsizlik nedeni ile reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Yargıtay Kararı

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra, dosyadaki bütün kâğıtlar okunup gereği düşünüldü.

Davacılar vekili dilekçelerinde, davalı idareye ait yüksek gerilim hattından çıkan kıvılcım nedeni ile davacıların tarlalarındaki ürünün zarar gördüğünü be-yan ederek toplam 23000.-TL tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsi-line karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Dava ilk olarak asliye hukuk mahkemesinde açılmış, bu mahkeme tarafın-dan görevsizlik kararı verilmiş, asliye hukuk mahkemesinin görevsizlik karanı-nın temyiz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine, dosya sulh hukuk mahkemesine gelmiştir.

Sulh hukuk mahkemesi tarafından yapılan inceleme neticesinde de, davanın asliye hukuk mahkemesinin görevine girdiği gerekçesi ile görevsizlik kararı ve-rilmiştir.

Dava konusu uyuşmazlıkta, davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bu-lunup, ihtiyari dava arkadaşlığında birlikte açılan davalar birbirinden bağımsız olduklarından, görevin her bir dava arkadaşının davası için ayrı ayrı belirlenme-si gerekir.

Öyle ise mahkemece, her davanın, açıldığı tarihteki şartlara göre değerlendi-rilmesi gerekmekte olup, davanın açıldığı tarih olan 01.12.2007 tarihi itibariyle, her bir dava arkadaşının davası, miktar itibariyle 5.910.-TL’nin altında olup, bu miktar itibariyle sulh hukuk mahkemesinin görev alanında kaldığı kabul edilerek yapılacak yargılama neticesinde işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekir-ken, yanlış gerekçeler ile görevsizlik kararı verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şe-kilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.06.2010 ta-rihinde oybirliğiyle karar verildi.

YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ

Tarih: 04.10.2010 Esas: 2010/8739 Karar: 2010/9629

‹htiyati Haciz Karar›n›n Tapu Siciline ‹fllenmemesinden Do¤an Zarara ‹liflkin Uyuflmazl›k Adli Yarg›da Çözümlenmelidir

ÖZET: Davacı, tapu sicil memurlarının ihtiyati haciz kararını tapu siciline iş-lememesi nedeniyle borçlunun taşınmazı üçüncü kişilere satmasından dolayı alacağını tahsil edemediğini iddia ederek uğradığı zararın tah-sili talebinde bulunmuştur. Hazine, tapu sicillerinin tutulmasından do-ğan zararlardan sorumludur. Tapu sicilinin tutulmasına ilişkin

uyuş-●

mazlıkların çözümünde idari yargı değil adli yargı görevlidir. Yerel mahkemece aksine kanaat ile yargı yolu bakımından görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

➣ 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu m. 1007.

➣ 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu m. 7, 27.

D

avacı Ayşe vekili Avukat M.K. tarafından, davalı Bayındırlık ve İskan Ba-kanlığı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü aleyhine 30/12/2009 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargı-lama sonunda; dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddine dair verilen 24/02/2010 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süre-si içinde istenilmekle temyiz dilekçesüre-sinin kabulüne karar verildikten sonra tet-kik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kâğıtlar incelene-rek gereği görüşüldü.

Davacı, tapu sicil memurlarının ihtiyati haciz kararını uygulamaması nede-niyle icra takip borçlusunun taşınmazını üçüncü kişiye satmasından dolayı ala-cağını alamadığını belirterek, tapu sicil memurlarının kusurlu eylemi nedeniyle uğradığı zararın ödetilmesini istemiş; davalı idare, haksız davanın reddi gerekti-ğini savunmuştur.

Yerel mahkemece, hizmet kusuru niteliğindeki uyuşmazlığın idari yargı ye-rinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle yargı yolu bakımından mahkemenin gö-revsizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmiş; karar, davacı tara-fından temyiz edilmiştir.

Medeni Yasa’nın 1007. maddesi gereğince Hazine, tapu sicillerinin tutulma-sından doğan bütün zarardan sorumludur. Kamu kurumlarının kamu hukuku alanındaki işlem ve eylemlerinden doğan zararlar idare hukukunun sorumluluk kuralları uyarınca meydana gelse de, yasaların öngördüğü bazı durumlarda ka-mu hizmetinin özelliği ve gerekleri gözetilerek ayrık düzenlemelere de yer ve-rilmiş ve Devlete bu özel hukuk ilkeleri gereğince sorumluluk yüklenmiştir.

Dava konusu olayda, borçlu adına tapulu taşınmaz kaydına ihtiyati haciz ka-rarının işlenmemesinin zarara yol açtığı ileri sürüldüğüne göre, tapu sicilinin tu-tulmasına ilişkin olan uyuşmazlığın görüm ve çözüm yerinin, idari yargı yeri ol-mayıp Medeni Yasa’nın 1007. maddesi gereğince adli yargı yeri olduğu benim-senmelidir.

Yerel mahkemece açıklanan olgular gözetilerek, işin esası incelenip varıla-cak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle,

ya-zılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMA-SINA; bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 04/10/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.

YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ

Tarih: 16.06.2010 Esas: 2009/11867 Karar: 2010/7282

Outline

Benzer Belgeler