• Sonuç bulunamadı

Çocuklara kitap okuma, okuma-yazma öğrenimi için çok önemlidir. Kitap okuma çocuklara kitabın kelimesi kelimesine okunup bitirildiği bir etkinlik değildir. Bunun aksine, çocukların kelime bilgisi, ses farkındalığı, yazı farkındalığı, alfabe bilgisi gibi erken okuryazarlık becerilerini ve en önemlisi çocuğun edebiyatı sevmesini desteklemek için gerçekleştirilen bir etkinliktir (Şahin, 2015, s.109).

Erken okuryazarlık becerilerinin çoğunun resimli kitaplar yoluyla başladığı ifade edilmekte ve kitapların, çocukların erken okuryazarlık becerilerinin gelişimi için zengin bir içerik sunduğu (örneğin; kitaplar nasıl kullanılır, ses-yazı ne şekilde ilişkilidir gibi) belirtilmekte

44

ve erken okuryazarlık becerilerinin gelişimi için en önemli araç olarak kabul edilmektedir (Bayraktar, 2013, s.35; IRA & NAEYC, 1998; Justice & Kaderavek, 2002; Karaman, 2006, s.28; Şahin, 2015, s.109). Örneğin; bebeklik döneminde anlatılan öyküler, masallar onun sese ilgi duymasını sağlamakta, okuma-yazma becerilerinin gelişiminde ses farkındalığının kazandırılmasında oldukça önemli bir rol oynamaktadır (Üstün, 2007, s.15).

Çocukların okuma yazmaya hazırlık becerileri, diğer gelişim alanlarındaki (görsel, işitsel, zihin, sosyal, duygusal) becerileriyle paralellik gösterir. Bu açıdan erken yaşlardan itibaren çocukları kitapla ve okuma-yazma materyalleriyle tanıştırmak oldukça önemlidir. Bu sayede çocukların zihin gelişimi açısından ele aldığımızda, problem çözme becerisi gelişmekte, sayıların, harflerin sembollerle ifade edildiğini fark etmekte, hayal dünyası genişlemekte, olaylar arasında sebep-sonuç ilişkisi kurmayı öğrenmektedir; dil gelişimi açısından, sözcük dağarcığı genişlemekte, soru sormayı, sorulara uygun cevaplar vermeyi öğrenmekte, seslerin, harf-ses ilişkisinin farkına varmakta, kendini ifade ederken daha kompleks cümleler kurmayı öğrenmektedir; sosyal gelişim açısından, sosyal gelişim becerileri gelişmekte, sosyal rollerinin farkına varmakta, duygularını (öfke, sevinç, kıskançlık vb.) anlamlandırmakta, empati kurmayı öğrenmekte (Üstün, 2007, s.15), kitaplar sayesinde farklı insanların, farklı hayatların olduğunu anlamakta (Er, 2016) ve daha birçok alandaki gelişimi olumlu yönde etkilenmektedir. Yapılan araştırmalar çocuk kitaplarının, dil edinimi, görsel okuryazarlık ve yazı farkındalığı için birinci dereceden önemli bir aktivite olduğunu ortaya koymaktadır. Örneğin; ebeveyn ve küçük çocukların birlikte resimli kitap okuması ile ilgili yapılan araştırmalar, bu durumun sözlü etkileşimi teşvik ettiğini göstermektedir (Kümmerling-Meibauer, 2015, s.37).

Kitap okumanın etkileşimli bir deneyim olduğu ifade edilmekte ve buna bağlı olarak çocuklarla öykü okunurken etkileşimin nasıl gerçekleştiğinin daha da önem kazandığı belirtilmektedir. Kitap okuma sırasında ortaya çıkan etkileşimlerin; paylaşımlı kitap okuma, etkileşimli kitap okuma, sesli kitap okuma, yetişkin-çocuk birlikte kitap okuma, öykü kitabı okuma gibi farklı şekillerde isimlendirildiği ifade edilmektedir. Bu ifadelerdeki etkileşimlerin, çocuklarla yetişkinlerin okuma sürecine etkin katılımı, yazılar ve görseller üzerinde yaptıkları paylaşımları içerdiği belirtilmektedir (Şahin, 2015, s.110). Bu bağlamda etkileşimli kitap okuma yöntemini ele aldığımızda, okulöncesi dönemdeki çocukların dil ve erken okuryazarlık becerilerinin gelişimini desteklemek amacıyla,

45

yetişkin-çocuk arasında aktif bir etkileşime dayalı birlikte kitap okuma aktivitesi olarak ilk kez Whitehurst ve arkadaşları tarafından geliştirilmiştir (Ergül vd., 2013). Etkileşimli kitap okumayı geleneksel kitap okumadan ayıran bazı özellikleri vardır. Mesela; geleneksel kitap okumada kitap daha çok yetişkin tarafından kesintisiz bir şekilde (kitap okunurken çocuğun soru sormasına izin verilmez, çocukla sözel etkileşim sağlanmaz vb.) okunur, yetişkin daha etkindir, çocuk pasif bir konumda dinler, genellikle yetişkin tarafından hikaye sonunda ve daha çok bilgiye dayalı sorular sorulur (Işıkoğlu Erdoğan & Akay, 2015). Etkileşimli kitap okumada ise yetişkin ve çocuk yer değiştirmekte, çocuklar yetişkinlerin rehberliğiyle öyküyü anlatan kişi konumuna geçmeyi öğrenmekte, yetişkinler okuma sırasında çocuklara konuşmaları için fırsatlar vererek, sorular sorarak, öyküyü tanımlamasına, yorumlamasına, çocukların soru sormalarına izin vererek, bilinmeyen kelimeleri açıklayarak, okuma aktivitesi boyunca öğrenilen yeni kelimeleri tekrarlayarak öğrenmelerine yardımcı olmakta, çocuğun okuma etkinliğine aktif katılımını sağlamaktadır (Ergül vd., 2013; Ergül vd., 2015; Işıkoğlu Erdoğan & Akay, 2015; Justice & Pullen, 2003).

Etkileşimli kitap okumanın, çocukların dinlediğini anlama becerilerini ve doğrudan sözel sözcük bilgilerini geliştirmeyi hedefleyen üç temel ilkeye dayandığı, bunların; çocukları kitap okuma aktivitesine aktif katılımı için desteklemek, konuşmalarına ilişkin dönüt vermek, çocukların dil becerilerini ve ilgilerini temel alan kitaplar seçerek konuşma konularını belirlemek olduğu ifade edilmektedir. Çocukların etkileşimli kitap okuma etkinliklerine aktif katılımını sağlamak, konuşmaları başlatmak ve sürdürmek için bazı temel noktalara dikkat edilmesi gerektiği ifade edilmekte; bunun için de Whitehurst ve arkadaşları tarafından CROWD (Completion – Recall – Open-ended – Wh-questions - Distancing) olarak belirlenen metodun kullanılması önerilmektedir. Bu metot, çocukların öyküdeki bir ifadeyi ya da cümleyi tamamlamasını istemeyi (C), çocuklara öyküde yer alan karakterler, olaylar hakkında soru sormayı (R), çocuklardan resimde anlatılan olayı tanımlaması veya daha sonra neler olabileceği ile ilgili tahminlerde bulunmasını içeren açık uçlu sorular sormayı (O), resimlerdeki karakterlere, olaylara ilişkin 5N1K soruları sormayı (W), çocuğun öyküyü kendi yaşamı ile ilişkilendirmesini istemeyi (D) içermektedir (Ergül vd., 2013; Ergül, Akoğlu, Dolunay Sarıca & Karaman, 2016, s.11). Etkililiği birçok araştırma bulgusuyla desteklenmiş olan etkileşimli kitap okuma, kitap seçiminden öykünün son satırını okumaya kadar dikkat edilmesi gereken bir takım

46

unsurları içermektedir (Er, 2016; Ergül vd., 2013). Öncelikle kitap okuma aktivitesi herhangi bir zamana sıkıştırılmamalı, yetişkinler tarafından herhangi bir iş olarak görülmemeli, çocukların hazır oldukları zamanlarda gerçekleştirilmelidir (Bayraktar, 2013, s.35; Er, 2016). Öyküyü okumaya başlamadan önce, kitabın kapağı çocuğa tanıtılmalı, hikayenin adı işaret edilerek söylenmeli, hikayenin yazarının adı söylenmeli, yazarın kim olduğu ve ne iş yaptığı ile ilgili bilgi verilerek farkındalık oluşturulmalı, kitap kapağında yer alan resimlere dikkat çekilmeli, her kitabın bir çizerinin olduğu vurgulanmalı, kitabın çizerinin adı söylenmeli, yazar bilgisine benzer şekilde çizerin ne iş yaptığı ile ilgili sorular sorulup cevaplandırılmalı, her kitabın yayımının yapıldığı bir basımevinin olduğu söylenip kitabın basımevi gösterilerek basımevi hakkında konuşulmalı, sorular sorulup cevaplandırılmalı, bu bilgilerin kitabın iç ve dış kapağında yer aldığı ifade edilmeli; bu diyaloglar sayesinde çocukların kişi ve kurumlara farkındalığı sağlanmalıdır (Vukelich, Christie & Enz’den aktaran Er, 2016). Kitabın üzerinde yer alan resimden yararlanarak kitabın ne hakkında olabileceği ile ilgili konuşmalar yapılmalı, çocuğun tahmini alınmalı, yazara ait daha önce okunmuş eserleri varsa bunlar çocuğa hatırlatılmalı, hikayenin adında anlamını bilmediği kelimeler varsa bunun anlamı çocuk dostu kelimelerle açıklanmalı böylece çocuk-yetişkin arasında etkileşimli kitap okumanın ilk adımı gerçekleştirilmektedir (Er, 2016). Kitap okumanın çocukların sevdiği kitaplarla yapılmasının bu aktivitenin verimli geçmesinde önemli rol oynadığı ifade edilmektedir (Bayraktar, 2013, s.35). Etkileşimli kitap okuma aktiviteleri büyük ve resimli öykü kitapları kullanılarak, önceden hedef kelimeler belirlenerek çocukların bunları öğrenmesini sağlayacak çocuk dostu ifadelerle açıklanıp, çocukların kitabın yazı ve resimlerini görmelerini sağlayacak şekilde gerçekleştirilmelidir (MEB, 2013a, s.44). Hedef kelime belirlenmesinin çocukların bilgileri organize etmesine, anlatılanların derinlemesine anlaşılmasını sağlamasına, ileride okuduğunu anlamasındaki başarısının artmasına katkı sağladığı ifade edilmektedir (Bay, 2014). Okuma sırasında çocuğun resimleri görebileceği şekilde oturtulmasının görme ve işitme duyusunun aynı anda kullanılmasını sağladığı ve öğrenmenin kalıcılığını desteklediği belirtilmektedir (Işıkoğlu Erdoğan vd., 2016). Öykü

kitabı okunurken, daha önce sunulan konuşma fırsatının, okuma sırasında da devam

ettirilmesinin önemli olduğu ifade edilmektedir. Öyküye başlamadan önce çocuğa nereden okunacağının gösterilmesinin ve okuma sırasında da okunan kelimelerin parmakla işaret edilerek okunmasının (bu davranış, çocukların okumaya nereden başlandığını, yazıların

47

soldan sağa doğru devam ettiğini, cümlelerin yukarıdan aşağıya doğru gittiğini, resmin değil yazının okunduğunu, ses-harf ilişkisini, kelimeler arasında boşluk olduğunu fark etmesi gibi çocukta birçok erken okuryazarlık becerisinin gelişmesine katkı sağlar), öykünün çok hızlı okunmamasının, her sayfada resimle ilgili konuşulmasının (bu davranış çocukların zihninde canlandırma yapmasını kolaylaştırır), okuma sırasında bir sonraki sayfaya geçmeden önce gelecek sayfa ile ilgili çocukların tahminlerinin sorulmasının (bu davranış çocukların hayal gücünü ve problem çözme becerilerini destekler), öykü okunurken çocukların soru sormasına, yorumlar yapmasına, deneyimlerini öyküyle bağdaştırmasına fırsat verilmesi gerektiği belirtilmektedir (bu davranış çocukların duygusal gelişimlerine olumlu katkı sağlar) (Er, 2016). Etkileşimli kitap okuma sırasında çocuklara sorular sorulması, çocukların sordukları soruların cevaplandırılması, çocukların aktif katılımının gerçekleşmesi için teşvik edilmesinin daha fazla öğrenmeyi sağladığı belirtilmektedir (Whitehurst & Lonigan, 1998). Yetişkinlerin öyküyü okurken ses tonlamaları yapmaları, metne uygun yüz ifadeleri kullanılması önerilmekte ve bunun çocukların ilgisini öyküye çekmek için bir uyarıcı olduğu, etkileşimli kitap okuma aktivitesini daha eğlenceli hale getirdiği ifade edilmektedir (Er, 2016). Çocuklar bazı kitapları, öyküleri daha çok severler ve tekrar tekrar okunmasını isterler. Tekrar okunan öykülerin çocukların kelimelerin pek çoğunu tanımalarını sağladığı, farklı anlatıları anlamalarını sağladığı ifade edilmektedir (Evans, 2015, s.318). Parkes (1998) bir metnin tekrarlanan okumalarının hiçbir zaman aynı olmadığını ve her yeni okumanın çocukların kitapla ilgili farklı bir öğeyi fark etmelerini sağladığını belirtmektedir (Aktaran Evans, 2015, s.318). Tekrarlı okumalar çocukların anlam oluşturma sürecine, kavramsal becerileri deneyimlemesine, tüm öykülerdeki genel olarak bulunan örüntüleri (hikayenin öğelerini) öğrenmelerine, olayları mantıksal bir sıraya koymayı öğrenmelerine, sözel dil becerilerinin gelişmesine ve yazı dilini anlamalarına yardımcı olmaktadır (Bayraktar, 2013, s.35-36; Er, 2016). Öykü bittikten sonra, bir sohbet havası içerisinde, çocukları sıkmadan ve zorlamadan açık uçlu, öykü ile ilgili çocuklara yorum yaptıracak, öyküyle bağlantı kurmasını sağlayacak sorular sorulması, çocukların cevaplaması ve soru sorması için fırsat verilmesi, çocukların öyküyü özetlemesinin sağlanması gerektiği belirtilmektedir. Böylece çocukların dil gelişimi, analitik düşünme becerisi, problem çözme, olayları sıralama, yorum yapma gibi becerilerinin gelişiminin desteklendiği ifade edilmektedir. Ayrıca çocukların öyküyü anlatmaları, dramatize etmelerinin istenebileceği, böylece

48

yaratıcılıklarının, dil becerilerinin, sosyal gelişimlerinin de desteklendiği ifade edilmektedir (Er, 2016). Öykü bittikten sonra kitabın arka kapağı ile ilgili sohbet edilebilir. Barkod, fiyat, varsa kitabın diğer serileri ile ilgili görseller hakkında konuşulabilir. Etkileşimli kitap okumanın bireysel gerçekleştirilebileceği gibi okulöncesi eğitim kurumlarında küçük grup veya tüm sınıfla da gerçekleştirilebileceği ifade edilmektedir (Bredekamp, 2015, s.386; Işıkoğlu Erdoğan & Akay, 2015).

Etkileşimli kitap okumanın çocukların dil gelişimini ve birçok erken okuryazarlık becerisini desteklediği (kelime dağarcığı, yazı farkındalığı, ses farkındalığı gibi) çeşitli araştırmalarla ortaya konmakta ve etkileşimli kitap okumanın özellikle risk grubundaki çocuklar için erken müdahale programı arasında yer aldığı belirtilmektedir (Akoğlu vd., 2014; Baydık, 2003; Er, 2016; Ergül vd., 2014; Ergül vd., 2015; Işıkoğlu Erdoğan & Akay, 2015; Işıkoğlu Erdoğan, 2016; Justice &Ezell, 2002; Lonigan vd., 1999). Etkileşimli kitap okumanın erken okuryazarlık becerisine etkisi ile ilgili Opel, Ameer & Aboud, (2009)’un yaptıkları araştırma örnek olarak verilebilir. Etkileşimli ve geleneksel kitap okumanın okulöncesi çağı çocuklarının kelime dağarcıklarına olan etkisini incelemek amacıyla yaptıkları deneysel araştırmada, etkileşimli kitap okunan deney grubunda yer alan çocukların kelime dağarcığında anlamlı bir artış olduğu, geleneksel kitap okunan kontrol grubunda ise herhangi bir değişimin gözlenmediği ortaya çıkmıştır.

Kültürel çevrelerin gittikçe artan çeşitliliği içinde, günümüzdeki araştırmalar hem okulöncesi deneyimlerin hem de öykü ve kitaplarla erken yaşta tanışan çocukların kazandığı bilginin çeşitliliğini ve önemini ortaya koymaktadır (Kümmerling-Meibauer, 2015, s.35). Bununla birlikte çocukların ancak önemsendiği, değer verildiği, kendilerini koruyan, ihtiyaçları uygun bir biçimde ve zamanında karşılanan, duyarlı bir ortamda yetiştirildiklerinde kendi potansiyellerini gerçekleştirebilecekleri ifade edilmektedir (MEB, 2013a, s.11).

2.6.Sosyo-Kültürel ve Sosyo-Ekonomik Açıdan Dezavantajlı Çocukların Erken