• Sonuç bulunamadı

Erken okuryazarlığın, okuma-yazma ile ilgili çocuklara çok şey öğrettiği ancak bunun formal öğretime pek benzemediği, yetişkinlerin rehberliğindeki okuryazarlık materyalleriyle sık, informal, doğal, anlamlı, etkileşimlerle, zengin demonstrasyonlar ve okuryazarlık modelleri sunularak, okuma-yazma materyallerinin bol ve işlevsel olduğu bir çevrede, çocukları okuryazarlık etkinliklerine katarak ya da okuryazarlığı deneyimlemesi için fırsatlar sağlayarak çocuklarda okuma-yazma ilgi ve isteği uyandırarak desteklenebileceği ifade edilmektedir (Baydık, 2003; Çelenk, 2003; IRA & NAEYC, 1998; Üstün, 2007, s.11).

Okuryazarlığın bireysel olduğu, her çocuğun okuryazarlık geçmişinin farklı olduğu, farklı tecrübelere, farklı beklentilere sahip olduğu belirtilmektedir (Karaman, 2006, s.44). Bu sebeple öğrenme-öğretme ortamı hazırlanırken çocukların neyi bilip bilmediklerine göre bireysel ihtiyaç ve farklılıklar dikkate alınarak düzenlenmesi erken okuryazarlık becerilerinin gelişmesinde verimliliği artıracaktır.

Erken okuryazarlık becerilerinin desteklenmesi için;

41

 Yazının işlevi ve amacını gösterecek aktiviteler yapılabilir (örneğin; kitap okuma aktiviteleri sırasında parmakla yazı ve yazının okuma yönü gösterilerek sözel olmayan tekniklerle çocukların yazı farkındalığı desteklenebilir, bir kitabın nasıl tutulması gerektiği, sayfalarının nasıl çevrilmesi gerektiği gibi bilgileri öğrenmesi sağlanabilir),

 Tahmin edilebilir resimli kitaplardan okuma aktiviteleri yapılabilir,

 İşitsel ve görsel algıyı geliştirici (sesli kitaplar, resim çizme tamamlama kitapları gibi) kitaplarla etkileşimi sağlanabilir,

 Tekerleme, bilmece, şiir, şarkı söyleme, parmak oyunları gibi etkinlikler gerçekleştirilebilir,

 Cümleleri kelimelere, kelimeleri hecelere ayırma; ilk ses - son ses ile başlayan kelime bulma, kafiyeli sözcük bulma oyunları oynanabilir,

 Gerçek yaşam deneyimlerine dayanarak –mış gibi oyunlar oynanabilir,

 Oyunlarda çocuklara yazı konusunda model olunarak (örneğin; “Haydi seninle bilim dergisinde ne gördüğümüzü yazalım” gibi) yazı denemeleri yapması sağlanabilir,

 Çocukların farklı roller almasına, yeni keşiflerde bulunmasına fırsat sağlayacak dramatik etkinlik merkezi oluşturulabilir ve bu merkez erken okuryazarlığı destekleyici takvimler, telefon rehberleri, telefon, bilgisayar klavyesi, saat, harita, pano, hesap makinesi, biletler, pullar, çeşitli katalog, broşür, dergi gibi materyallerle zenginleştirilebilir,

 Sözcükler ve alfabe ile ilgili yap-boz şeklinde eğitici oyuncaklarla oynaması sağlanabilir,

 İsim kartları hazırlanarak yazılı olan isimler arasından kendi ismini bulması istenebilir,

 Farklı materyallerden (parlak, sert, pütürlü vb.) hazırlanmış harf birimleri kullanılarak çeşitli aktiviteler gerçekleştirilebilir (uydurma heceleme gibi. Uydurma

heceleme-invented spelling: Çocukların, harfleri ve harflerle bağlantılı seslere bağlı olarak, geleneksel olmayan kendi kelime heceleme sistemlerini kullandıkları,

42

harf-ses bileşimi ile ilgili ilk girişimlerini temsil eden gelişimsel veya fonetik hecelemelerdir (Bredekamp, 2015, s.395; Smith, 2014, s.287)),

 Farklı materyallerle (kum, traş köpüğü, oyun hamuru vb.) yazma denemeleri yapılabilir,

 Farklı özellik ve yapıdaki materyallerin (kalem, tebeşir, boya, kağıt, karton vb.) yer aldığı, yazılı ürünlerin sergilendiği bir yazı merkezi oluşturulabilir,

 Okuma köşesi, kitap merkezi gibi isimlendirmeler yapılarak kitapların, gazetelerin, dergilerin, TV rehberi, menüler, çeşitli yazılı - resimli kartlar gibi materyallerin bulunduğu alanlar oluşturulabilir,

 Kolayca görülebilen ve anlamlı etiketlendirmeler yapılabilir, işaretler, posterler, panolar, isim kartları ortama dahil edilebilir,

 Başta çocuk kütüphaneleri olmak üzere değişik kütüphanelere, kitapevlerine, müzelere geziler düzenlenebilir,

 Çevresel yazılara (market isimleri, afişler vb.), logolara, işaretlere çocukların dikkati çekilerek yazı farkındalığı kazandırılabilir (Örneğin; “Bu tabelada sence ne yazıyor?” veya, “Bak, tabela bankanın kapalı olduğunu söylüyor.” gibi) (Baydık, 2003; Bayraktar & Temel, 2015, s.67-83; Çelenk, 2003; Smith, 2014, s.286-287; Şahin, 2015, s.116-120, Şimşek, 2011, s.34-39).

Çocukların erken yaşlarda kitapla tanışmalarının sağlanması, okur-yazar bir çevrede olmaları, çocuklara kitap okunması, yaşantılarının artırılması (alışverişe gidilmesi, biletlerden, davetiyelerden, faturalardan, fişlerden haberdar olmaları, banka, süpermarket, müze vb. yerlere gidilmesi) çocukların erken okuryazarlık becerilerinin gelişimini sağlamaktadır (Bayraktar & Temel, 2015, s.68). Zengin bir konuşma ortamının oluşturulması çocukların konuşma, dinleme becerilerinin gelişimini sağlar. Öykü anlatma, sohbet, açıklama, tasvir, ikna etme, tartışma gibi anlatım becerileri, bilişsel ve dil becerileri için gösterge niteliğindedir ve çocuklarla gerçekleştirilen bu aktiviteler çocukların dil becerilerini geliştirdiği gibi bilişsel becerilerini de geliştirmekte, yazılı ve sözlü metinleri anlama başarılarını artırmaktadır (Yazıcı & Dereobalı, 2015, s.55). Çocukların yazılı-basılı materyallerle etkileşiminin sağlanması onların işitme, görme, dokunma duyularının uyarılmasını ve gelişmesini sağlamaktadır. İnsan sosyal bir varlıktır. Çocukların

43

yetişkinlerle veya arkadaşlarıyla gerçekleştireceği erken okuryazarlık deneyimleri onların sosyal becerilerinin gelişimini, dil becerilerinin gelişimini desteklemektedir (Akoğlu, 2015, s.69). Oyun ve oyun ortamları çocukların okuryazarlık için güdülenebilecekleri bir ortam sağlar. Oyun oynarken çocuklar işbirliğini, kendini ifade etmesini, insiyatif kullanmasını öğrenir, sosyal becerileri gelişir, hayal gücü, yaratıcılığı, problem çözme becerileri gibi birçok becerisi gelişir (Şahin, 2015, s.112-113). Çocukların “-mış gibi” oyunlarda ilgileri en üst düzeydedir ve oyun ile okuryazarlık “doğal takım arkadaşı” olarak kabul edilmektedir (Davidson, 1996; Hoorn vd.’den aktaran Şahin, 2015, s.112). Bu açıdan ele aldığımızda çocuklar oyun oynarken (örneğin; arkadaşlarıyla bir restorandaymış gibi menüden sipariş vermesi, garsonun siparişleri yazıyormuş gibi yapması vb.) dil kalıpları ve erken okuryazarlık becerilerine ilişkin öğrenmeler gerçekleştirirler (Şahin, 2015, s.112). Çocukların erken okuryazarlığını destekleyecek bir ortam hazırlarken, kitap, yazı materyalleri gibi materyallerin çocukların her zaman rahatlıkla görebilecekleri ve ulaşabilecekleri alanlara yerleştirilmesi gerektiği, bunun içinde kapaklı dolaplar yerine açık raflı dolapların tercih edilmesi gerektiği belirtilmektedir (Akoğlu, 2015, s.68). Ayrıca okuma yazmanın ayrı bir öğretim öğesi olarak ele alınmaması, günlük yaşam faaliyetlerinin bir parçası haline getirilmesi gerektiği ifade edilmektedir (Baydık, 2003). Çocuklara okuma-yazma öğrenmek için çalışma motivasyonunun verilmesi ve deneyim fırsatlarının sağlanmasının, çocukların, okuma yazmanın, hayatta pek çok şeyi başarabilmek için yardımcı olacağı değerli araçlar olduklarını öğrenmelerini sağlayacağı belirtilmektedir (IRA & NAEYC, 1998).