• Sonuç bulunamadı

Ergenlerde risk alma davranıĢı ile ilgili yurt dıĢında yapılan araĢtırmalar

2.2 ĠLGĠLĠ ARAġTIRMALAR

2.2.1 Ergenlerde Risk Alma DavranıĢı Ġle Ġlgili AraĢtırmalar

2.2.1.2 Ergenlerde risk alma davranıĢı ile ilgili yurt dıĢında yapılan araĢtırmalar

Ringwalt, Green ve Robertson (1998) ebeveynden ayrı sokakta yaĢa ile risk alma davranıĢı arasındaki iliĢkiyi araĢtırmıĢtır. Yapılan çalıĢma sonucunda, evden kaçma davranıĢı gösteren ergenlerin intihara teĢebbüs etme, alkol ve uyuĢturucu madde kullanımı ve ticareti, yasak silahlar taĢıma gibi riskli davranıĢları evden kaçmayan ergenlerle karĢılaĢtırıldığında daha fazla sergiledikleri bulunmuĢtur.

Shapiro, Siegel, Scovil ve Hays (1998) ergenlik dönemindeki kızların risk alma davranıĢlarını ve nedenlerini incelemek amacıyla 58 ergenle yaptıkları çalıĢmada ergenlerin çok farklı riskli davranıĢlar sergiledikleri sonucuna ulaĢmıĢlardır. Ergenler geleneksel olarak risk alma davranıĢları arasında gösterilen hız yapma, sınavda kopya çekme, sigara içme, alkol kullanma, cinsel iliĢkiye girme gibi davranıĢların yanı sıra finansal konularda risk alma gibi farklı risk alma davranıĢı örüntüleri de sergilemektedir. Ayrıca ergenlik döneminde kızların riskli davranıĢlara belli bir amaca ulaĢmak ve ihtiyaçlarını karĢılamak için girdiklerini belirlemiĢlerdir.

Gullone ve Moore (2000) ergen risk alma davranıĢları ve kiĢilik özellikleri arasındaki iliĢkiyi incelemek amacıyla 11-18 yaĢ arası 459 ergenle yaptıkları çalıĢmada ergenlerin risk yargılarının, heyecan arama dıĢındaki tüm risk alma davranıĢlarının önemli bir yordayıcısı olduğunu belirtmiĢlerdir. Bir davranıĢı riskli olarak algılayan ergenler, davranıĢı risksiz algılayan ergenlere göre daha az risk almaktadırlar. Risk

84

yargılarının, riskli davranıĢları (özellikle korkusuz ve isyankâr riskli davranıĢları), bireyin kiĢilik özelliklerinden daha fazla yordadığını saptamıĢlardır. Ayrıca ergenlerin olumlu mu (heyecan arama davranıĢı gibi) yoksa olumsuz mu (korkusuz risk alma davranıĢları gibi) risk alma davranıĢı sergileyeceklerinin kiĢilik özelliklerine göre değiĢiklik gösterdiğini belirtmiĢlerdir. Olumlu risk alma davranıĢında bulunma ihtimali daha yüksek olanlar, dıĢadönük kiĢilik özelliği gösteren ergenlerdir. Öte yandan araĢtırmacılar uyumluluk ve dıĢadönüklük düzeyi daha yüksek olan ergenlerin risk algılarının daha düĢük olduğunu ortaya çıkarmıĢtır (Gülgez, 2007).

D‟Amico ve Fromme (2002) sadeleĢtirilmiĢ madde bağımlılığı ve direnç eğitimi ile risk becerileri eğitimi programının etkililiğini incelemiĢlerdir. 14-19 yaĢ arası 300 ergenin katıldığı çalıĢma sonucunda risk becerileri eğitimi programına katılan ergenlerin riskli davranıĢlarında azalma görüldüğü ancak bu azalmanın 6 ay sonra yapılan izleme testinde devam etmediği belirlenmiĢtir. Kontrol grubu ve madde bağımlılığı ve direnç eğitimi grubunda yer alan ergenlerin olumsuz alkol beklentilerinin azaldığı, kontrol grubunun alkol tüketiminin ise arttığı belirlenmiĢtir. Rolison ve Scherman (2003) tarafından yaĢları 18 ile 21 arasında değiĢen 196 ergen birey ile yapılan çalıĢmada ergenlerin denetim odağı, heyecan arama, algılanan risk, algılanan faydalar, riske katılım, akran etkisi ve algılanan akran katılımı, sosyal istenirlik ve riskli davranıĢ senaryosuna tepkileri incelenmiĢtir. ÇalıĢma sonunda, heyecan aramanın, algılanan akran katılımının ve algılanan yararın, riske katılımı etkilediği saptanmıĢtır. Ergenin risk almaya karar vermesinde kararın kesinliğinin akran katılıma bağlı olarak değiĢebildiği belirlenmiĢtir.

Ben-Zur ve Reshef-Kfir (2003) 140 ergen birey ile Ġsrail‟de risk alma davranıĢı ile baĢ etme stratejileri arasındaki iliĢkiyi inceleyen bir çalıĢma yapmıĢtır. ÇalıĢma sonucunda risk alma davranıĢını katılma ile risk davranıĢına iliĢkin algılana fayda arasında olumlu iliĢki olduğu sonucuna ulaĢmıĢlarıdır. Ayrıca riskli davranıĢın içinde barındırdığı tehlikeyi ergenin yok saymasını sağlayan biliĢsel bir mekanizma olan kaçınma baĢ etme stratejilerini kullanma ile risk alma davranıĢı arasında da iliĢki olduğunu saptamıĢlardır.

Bolland (2003) ergenlerde geleceğin belirsiz olması ve umutsuzluk ile riskli davranıĢlar arasındaki iliĢkiyi incelediği çalıĢmada umutsuzluğun Ģiddet ve öfke

85

içeren davranıĢlar, madde kullanımı, cinsel içerikli davranıĢlar, kazalarda yaralanma gibi riskli davranıĢları yordadığı sonucuna ulaĢmıĢtır. Geleceklerinin belirsiz olması ergenlerin umutsuz olmasına neden olmakta, umutsuzluk düzeyinin artması ise risk alma davranıĢlarının sergilenme ihtimalini yükseltmektedir.

Mancini ve Huebner (2004) 7. sınıf ile 12. sınıf arasında öğrenim gören 2701 ergenle yaptıkları çalıĢmada; okula daha fazla bağlı olma, ebeveyn ile yakın iliĢki kurmak, yapılandırılmıĢ zaman kullanımına katılmak ve yüksek okul baĢarısı ile düĢük riskli davranıĢlar arasında iliĢki olduğu belirlemiĢlerdir. Ayrıca erkek olmanın, daha büyük yaĢta olmanın risk alma davranıĢını arttırdığını saptamıĢlarıdır.

Agrawal (2005) Hindistan‟daki ergenlerin risk alma davranıĢlarını incelediği çalıĢmasında örneklemi ön ergenlik, orta ergenlik ve geç ergenlik diye üç ayrı kategoriye ayırmıĢtır. AraĢtırma sonucunda risk alma davranıĢının yaĢ gurubu ve cinsiyete göre farklılık gösterdiğini, erkeklerin kızlardan daha çok risk alma davranıĢı sergilediklerini belirlemiĢtir. Eğitim düzeyi düĢük, okula devam etmeyen ergenlerin eğitim düzeyi yüksek, okula devam eden ergenlere göre daha fazla risk alma davranıĢı sergilediği ve çalıĢan ergenlerin çalıĢmayanlara göre daha çok riskli davranıĢlara girdiğini saptamıĢlardır. Ayrıca ebeveynleri ile birlikte yaĢayan ergenlerin yaĢamayanlara göre daha az riskli davranıĢ sergilediği sonucuna ulaĢmıĢlardır.

Gardner ve Steinberg (2005) 306 kiĢiden ve üç ayrı yaĢ grubundan oluĢan -13-16 yaĢ arası ergenler, 18-22 yaĢ arası gençler ve 24 yaĢ ve daha üzeri yetiĢkinler- örneklemle yaptıkları çalıĢmada daha önce yapılan çalıĢmalara benzer olarak riskli kararlar verme ve risk alma davranıĢının yaĢla birlikte azaldığı sonucuna ulaĢmıĢlardır. Katılımcıların herhangi bir riskli davranıĢı faydasını bedelinden daha fazla gördüklerinde daha fazla sergilediklerini ve akran gruplarıyla bir aradayken yalnız oldukları zamanlara göre daha fazla riskli davranıĢa girdiklerini saptamıĢlardır. Ayrıca ergenlerde akran gruplarının etkisinin genç ve yetiĢkinlere göre daha fazla olduğu sonucuna ulaĢmıĢlardır.

Desrichard ve Denarie (2005) 201 ergen üzerinde yaptıkları çalıĢma da nadiren yapılan riskli davranıĢlar sergileme ile düzenli olarak riskli davranıĢlarda bulunma eğilimini karĢılaĢtırmıĢtır. ÇalıĢma sonucunda demografik değiĢkenlerin ve kiĢilik özelliklerinin nadiren riskli davranıĢlar sergilemeyi yordamadığını ancak düzenli

86

olarak riskli davranıĢlarda bulunma eğilimini yordadığını saptamıĢlardır. Ayrıca nadiren madde kullanımı ve sapkın davranıĢlar sergilemenin heyecan arama ile iliĢkili olduğunu, düzenli olarak madde kullanımının ise heyecan arama, yaĢ ve olumsuz duygulanım ile iliĢkili olduğunu belirlemiĢlerdir.

Albert, Elkind ve Ginsberg (2007) 119 ortaokul öğrencisi ile yaptıkları çalıĢmada kiĢisel söylence ile risk alma davranıĢı arasındaki iliĢkiyi incelemiĢlerdir. AraĢtırma sonucunda kiĢisel söylencenin yaĢla birlikte arttığını ve kiĢisel söylence ile risk alma davranıĢı arasında pozitif iliĢki olduğunu saptamıĢlardır. Michael ve Ben-Zur (2007) ise 269 ergenle yaptıkları çalıĢmada erkek ergenlerin riskli davranıĢlar sergilemesinde arkadaĢ gruplarının yönlendirmesinin daha fazla etkili olduğu, kız ergenlerin riskli davranıĢlar sergilemesinde ise anne baba tutumlarının etkili olduğunu belirlemiĢlerdir.

Padilla-Walker ve Bean (2009) ergenlerin akran etkilerinin olumlu ve olumsuz olarak algılamasının, onların davranıĢlarını nasıl etkilediğini araĢtırdıkları amacıyla Afrika kökenli Amerikalı, Avrupa kökenli Amerikalı ve Ġspanyol kökenli toplam 1659 ergen ile yaptıkları çalıĢma sonucunda, etnik kökene bağlı bazı farklılıklar olmasına karĢın dolaylı olumsuz akran etkileĢiminin ergenlerin riskli davranıĢlarında önemli bir faktör olduğunu belirlemiĢlerdir.

Telzer, Fuligni, Lieberman ve Galvan (2013) 46 ergen üzerinde uyku kalitesinin beyin fonksiyonları ve risk alma davranıĢı üzerindeki etkisini incelemiĢlerdir. AraĢtırma sonucunda düĢük uyku kalitesinin ergenlerde risk alma davranıĢını arttırdığını, bunun da düĢük uyku kalitesinin duygusal ve biliĢsel kontrol sistemleri arasındaki dengesizliği artırmasıyla iliĢkili olabileceğini belirtmiĢlerdir.