• Sonuç bulunamadı

Çözüm odaklı kısa süreli terapi ile ilgili yurt dıĢında yapılan araĢtırmalar

2.2 ĠLGĠLĠ ARAġTIRMALAR

2.2.2 Çözüm Odaklı Kısa Süreli Terapi ile Ġlgili AraĢtırmalar

2.2.2.2 Çözüm odaklı kısa süreli terapi ile ilgili yurt dıĢında yapılan araĢtırmalar

LaFountain ve Garner (1996) çözüm odaklı grupların okul psikolojik danıĢmanları ve okul çağı çocukları üzerindeki etkililiğini inceleyen bir çalıĢma yapmıĢlardır. ÇalıĢmaya toplam 57 okul psikolojik danıĢmanı ve 311 ilkokul, ortaokul ve lise öğrencisi katılmıĢtır. ÇalıĢma kapsamında deney grubunu oluĢturan okul psikolojik

89

danıĢmanlarına bir günlük çözüm odaklı terapi eğitimine katılmıĢ ve danıĢmanlardan gördükleri vakalardan çözüm odaklı yaklaĢım uygulanabilecek 4-8 öğrenci seçmeleri istenmiĢtir. Seçilen öğrenci grubuna 8 haftalık çözüm odaklı yaklaĢıma odaklı müdahale programı uygulanmıĢ, kontrol grubunda yer alan okul psikolojik danıĢmanları ise öğrencilerine herhangi bir grup danıĢmanlığı yapmamıĢtır. Onlardan sadece çözüm odaklı yaklaĢım uygulanabilecek öğrencileri belirlemeleri ve o öğrencilere ön-test ve son-test uygulamaları istenmiĢtir. ÇalıĢma sonucunda iki grup arasında anlamlı bir farklılık oluĢtuğu belirlenmiĢtir. Deney grubunda yer alan okul danıĢmanlarının uyguladığı müdahale programına katılan öğrencilerin akademik olmayan alanlarda daha yüksek öz-saygıya sahip olduğu, kendilerine yönelik daha olumlu tutumlar ve duygular geliĢtirdikleri ve duygularla baĢa çıkmada daha uygun yollar geliĢtirdikleri sonucuna ulaĢılmıĢtır.

Lindfors ve Magnussan (1997) çözüm odaklı kısa süreli terapi yaklaĢımının Ġsveçli suç iĢlemiĢ bireylerin tekrar suç iĢlemesindeki etkisini incelemiĢlerdir. ÇalıĢma bir hapishanede tutuklu suç iĢleme eğilimi yüksek, önemli düzeyde disiplin problemleri olan uzun süredir uyuĢturucu madde kullanan mahkûmlar üzerinde gerçekleĢtirilmiĢtir. Gönüllü mahkumlardan 30 kiĢi deney ve 30 kiĢi kontrol gruplarına oluĢturularak ortalama 5 seanslık çalıĢmalar yapılmıĢtır. ÇalıĢma sonucunda seanslara katılan mahkumlar tahliye edildikten sonra 12–16 ay hapishane ve gözaltı kayıtları incelenmiĢtir. Tahliye edildikten 12 ay sonra kontrol grubundaki mahkumların % 76‟sı, deney grubundaki mahkumların ise % 53‟ü tekrar suç iĢlemiĢtir. Tahliyeden 16 ay sonra ise kontrol grubundaki mahkumların % 86‟sı, deney grubundaki mahkumların ise % 60‟ının tekrar suç iĢlediği görülmüĢtür.

Lambert, Okiishi, Finch ve Johnson (1998) çözüm odaklı kısa süreli psikolojik danıĢmanın kaygıyı düzeyini azaltmadaki etkisini inceleyen bir araĢtırma yapmıĢtır. Yirmi yedi birey üzerinde yaptıkları deneysel çalıĢmada haftada bir saat ve üç hafta boyunca devam eden çözüm odaklı kısa süreli terapi temelli grupla psikolojik danıĢma ile kaygı düzeyinde azalma olduğunu belirlemiĢlerdir.

Springer, Lynch ve Rubin (2000) anne babası hapse girmiĢ ilköğretim çağındaki çocuklarla yaptıkları çalıĢmada çözüm odaklı yaklaĢım odaklı karĢılıklı yardım (mutual aid) müdahale programının çocukların öz-saygı ve öz-yeterlik düzeylerine etkisini incelemiĢtir. AraĢtırma sonucunda çözüm odaklı yaklaĢıma dayanan

90

müdahale programının çocuklarının öz-saygı düzeylerinde anlamlı düzeyde geliĢim sağladığı belirlenmiĢtir.

Ko, Yu ve Kim (2003) çözüm odaklı kısa süreli terapi odaklı grup danıĢmanlığı programının suçlu ergenlerin genel stres, stres tepkileri ve baĢ etme becerileri üzerindeki etkilerini 60 suçlu ergen üzerinde incelemiĢlerdir. ÇalıĢmada deney grubuna altı hafta boyunca haftada bir kez 120-180 dakika süren grup danıĢmanlığı uygulanmıĢ, kontrol grubuna herhangi bir grup danıĢmanlığı yapılmamıĢtır. ÇalıĢma sonucunda çözüm odaklı terapi odaklı grupla danıĢmanın stres, stres tepkileri ve problem odaklı baĢa çıkma stratejilerinin azaltılmasında, duygu odaklı baĢa çıkma beceri becerilerinin ise arttırılmasında etkili bir yöntem olduğu saptanmıĢtır.

Leggett (2004) 67 öğrenci ile yaptığı çalıĢmada çözüm odaklı yaklaĢıma dayanan sınıf rehberli programının öğrencilerin öz-saygı düzeylerinde anlamlı bir artıĢ sağladığını belirlemiĢtir.

Corcoran (2006) yaĢları 5 ile 16 arasında değiĢen ve davranıĢ problemleri olan 239 öğrenci ile yaptığı çalıĢmada çözüm odaklı yaklaĢımın davranıĢ problemlerinin çözümünde uygulanabilir olup olmadığı incelemiĢtir. ÇalıĢmada öğrenciler hem çözüm odaklı yaklaĢım teknikleri hem de her zaman kullanılan teknikler ile tedavi edilmiĢtir. ÇalıĢma sonucunda hem uzmanların her zaman kullandığı yöntemlerin hem de çözüm odaklı yaklaĢımın davranıĢ problemlerinin sağaltımında etkili olduğu, öğrencilerde olumlu değiĢim ve geliĢim sağladığı belirlenmiĢ. Ancak öğrencilerin her zaman kullanılan tekniklere göre çözüm odaklı yaklaĢıma daha iyi bağlandıkları gözlemlenmiĢtir.

Smock ve diğerleri (2008) birinci düzey madde bağımlılarında çözüm odaklı yaklaĢım ile geleneksel problem odaklı yaklaĢımın etkililiğini karĢılaĢtıran bir çalıĢma yapmıĢlarıdır. ÇalıĢma sonucunda kısa süreli terapi yaklaĢımının madde bağımlıların depresyon düzeyinde anlamlı bir azalma sağladığını ve müdahale programının etkili sonuçlar doğurduğu saptamıĢlardır.

Shin (2009) çözüm odaklı kısa süreli terapinin Kore‟de Ģartlı tahliye edilmiĢ gençlerin saldırganlık düzeylerini azaltma ve sosyal uyum düzeylerini arttırmadaki etkini incelemiĢtir. ÇalıĢmada deney ve kontrol grupları 40 katılımcıdan oluĢmuĢ, deney grubuna çözüm odaklı terapi uygulanırken, kontrol grubuna ise ihtiyaç temelli

91

bireysel destek programı uygulamıĢtır. ÇalıĢma sonucunda çözüm odaklı terapi yaklaĢımı uygulanan grupta hem saldırganlık ve sosyal uyum ile ilgili problemlerin aĢılmasında olumlu değiĢimler olduğu saptanmıĢtır.

Daki ve Savage (2010) okuma güçlüğü yaĢayan 14 çocuk ve ergenenin akademik, motivasyonel ve sosyo-duygusal ihtiyaçlarını karĢılamada çözüm odaklı yaklaĢımın etkiliğini ev ödevi desteği ile karĢılaĢtıran bir çalıĢma yapmıĢlardır. ÇalıĢmada deney grubuna 5 hafta boyunca 40‟ar dakikalık çözüm odaklı kısa süreli terapi yaklaĢımını temel alan program uygulanmıĢ, kontrol grubuna ise öv ödevi desteği verilmiĢtir. ÇalıĢma sonucunda çözüm odaklı yaklaĢımın 38 ölçümün 26‟sında öğrencilerin akademik baĢarısı, okuma motivasyonu, okuma hızı ve öz-saygı düzeylerinde kontrol grubuna göre olumlu farklılık gözlemlenmiĢtir.

Kvarme ve diğerleri (2010) yaptıkları çalıĢmada sosyal olarak içine kapanık, çekingen 12-13 yaĢındaki Norveçli ergen bireylerle yaptıkları çalıĢmada çözüm odaklı kısa süreli terapi odaklı grupla müdahale programının öz-yeterlik düzeyine etkisini incelemiĢtir. AraĢtırma sonucunda ergenlerin öz-yeterlik düzeylerinde anlamlı bir yükselme olduğunu saptamıĢlardır.

Cepukiene ve Pakrosnis (2011) çözüm odaklı terapi yaklaĢımının Litvanya‟da bakım evinde kalan ergenlerde davranıĢsal, biliĢsel ve algılanan somatik problemlerinin azaltılmasındaki etkililiğini incelemiĢlerdir. Deney ve kontrol gruplarının 46‟Ģar ergenden oluĢtuğu çalıĢma da deney grubunda yer alan ergenler en fazla 5 oturum süren çalıĢmaya katılmıĢtır. ÇalıĢma sonucunda çözüm odaklı kısa süreli terapinin bakım evinde kalan ergenlerin davranıĢsal biliĢsel ve algılanan somatik problemlerinin azaltılmasındaki etkili bir yöntem olduğu saptanmıĢtır.

Taylor (2013) yaygın anksiyete bozukluğu tanısı almıĢ danıĢanlarda çözüm odaklı kısa süreli terapi yönelimli grup danıĢmanlığının etkisi inceleyen ve altı oturumdan oluĢan bir çalıĢma yapmıĢtır. 30 kiĢiden oluĢan danıĢan grubuyla yaptığı çalıĢmada çözüm odaklı kısa süreli terapi yönelimli grup danıĢmanlığının yaygın anksiyete bozukluğu semptomları azaltmada etkili olduğunu ve ön-test, son-test puanları arasında anlamlı bir farklılık olduğunu saptamıĢtır.

92